‘Fethullah Gülen, Müslümanların tepkisel davranışları bir kenara bırakarak kavga ortamından uzaklaşmalarını ve hamasi nutuklarla mevcut durumdan şikâyet etme yerine kendilerini doğru ifade edecek yöntemler geliştirmelerini istiyor.’
Gelişmiş ülkelerden bazılarını hariç tutarsanız, dünya genelinde farklılıklar kavga sebebi olarak görülüyor, dilinden, ırkından, dininden, dünya görüşünden vb dolayı insanlar birbirini düşman ilan ediyor. Örnek olması gereken ülke yöneticileri insanları etrafında toplayacak değerlere sahip olmayınca farlılıkları kullanıp insanlar arasında düşmanlık tohumları ekerek güç devşirmeye çalışıyor. Herkesin korunması gereken değerleri var ve bu değerlere saygılı olmadıkça insanlığı ortak paydada buluşturmak zor görünüyor.
Semavi dinler başta olmak üzere dini değerler, toplumlarda yüksek ahlaki duyguları geliştirecek çok sayıda argüman içeriyor.
Ancak:
-Mensuplarından bazılarının tutucu ve bencil yaklaşımları ile onların içlerinde barındırdıkları genişlikten yararlanılamıyor.
-Birçok yerde din kavga sebebi olarak kullanılınca herkes bir diğer din mensubu hakkında karalayıcı küçültücü ifadeler kullanmaktan kaçınmıyor.
-Her dönem en çok saygı duyulması gereken değerlere saldıran bir kesim tarafından üretilen yalan yanlış değerlendirmeler yüzünden gelecek nesillere ahlaki ve moral değerleri anlatacak zemin kayboluyor.
Bu hafta yayınanmış yazısı Sayın Fethullah Gülen Hocaefendinin bu konuda iç dünyasında taşıdığı ızdırapları yansıtıyor.
Hem diğer din mensupları ve hem de Müslümanlarda Allah inancında eksiklik ve çarpıklıklar var. Bu yüzden kendi değerlerini anlatacak düşünceye sahip olmayan insanlar başkalarını karalayarak kendilerine alan açmaya çalışıyorlar. Onların bu saldırılarına uygun yöntemlerle cevap vermesi gerekenler tepkisel davranışla yıkıcı faaliyetlere girişince gerçeklerin anlatılacağı zemin ortadan kalkıyor.
Bu kavga ortamında en çok zarar gören dini değerlerden biri de Müslümanlara ait değerler:
-İslamiyet; mensuplarından bazılarının fevri hareketlerinden dolayı çok yanlış anlaşılmış, zihinlerde çok sayıda olumsuz algı oluşturulmuş.
-Dindarlardan bazılarının saldırgan tutumları yüzünden oluşan tepkilerle Efendimiz(SAV) hakkında üretilen yüz kızartıcı iftiralar kolayca müşteri bulabiliyor.
-Onun evlilikleri hicreti, şahsiyeti hakkında oluşturulan yanlış algıları ortadan kaldırmak için İslam âleminde derde derman olacak kayda değer çalışma yapılmıyor.
Onun getirdiği güzelliklerle insanlığın buluşması sağlanamıyor.
Gülen, Müslümanların tepkisel davranışları bir kenara bırakarak kavga ortamından uzaklaşmalarını ve hamasi nutuklarla mevcut durumdan şikâyet etme yerine kendilerini doğru ifade edecek yöntemler geliştirmelerini istiyor ve şu önerilerde bulunuyor.
Eğer insanlık olumlu değerlerle buluşturmak için gayret gösterilmezse nefsin isteklerine mağlup olanların yaydığı olumsuzluklar önlenemeyecek, toplumlar birbiriyle boğuşup duracaktır. İnsanlığın ekrana bağlandığı, değer yargılarından uzak sanat çevrelerinin toplumları şekillendirdiği bir dönemde toplumsal kaygı taşıyan insanlara büyük sorumluk düşmektedir.
Tumturaklı ifadelerle yazıp çizmek yerine eli kalem tutanlar bu yeteneklerini değerleri anlatmada kullanmalıdır.
İlah düşüncesinden uzak insanların yaşadıkları sıkıntılara üzülerek elleri kolları bağlı bir kenara çekilip beklemekten kurtulmalı, sürekli hayatın içinde olup iyi örnekler sergilemeli, engin bir duyarlılıkla insanların gönül dünyalarına girecek yollar bulunmalı, sağlam inanca sahip olanlar dünyanın problemlerini çözmek için aksiyon geliştirmelidir.
Günümüzde insanlığı yanlış anlamalardan kurtarmak, Efendimizin(SAV) örnek hayatıyla dünyaya kazandıracağı olumlu katkılarla buluşturmak için herkes elindeki imkânları seferber etmelidir. Şairler anlamsız şiirlerle sanatını ortaya koyma yerine, gönüllerde O’nun hakkında olumlu heyecan uyaracak işlere yönelmeli. Yazarlar, hatipler, bu özelliklerini ulvi hakikatleri anlatmak için kullanmalı, Efendimizin(SAV) ismeti, sadakati, fetaneti bütün yönleri ile ele alınmalıdır.
Tereddütleri ortadan kaldırıp sağlam bir anlayışı geliştirmek için,
Efendimiz (SAV) hakkında;
-Oluşturulan şüphe bulutları dağıtılmalı,
-Bir insan olduğu ancak insanlığın dünya çapında yeniden dirilişi için seçilmiş özel biri olduğu aktarılmalı,
-Getirdiği çok değerli mesajlar tüm yönleriyle insanlığa ulaştırılmalıdır.
İsrafil nasıl kıyamette Sur’u üfleyerek insanlığı diriltmek üzere görevlendirilmişse Efendimiz’in de(SAV) ruhen başkalaşmış, insanlığını kaybetmiş toplulukları ayağa kaldırmak üzere görevlendirildiği gösterilmelidir.
Bugün insanlığın Efendimiz(SAV) ve sahabelerin taşıdıkları değerlerle tanışmasına çok ihtiyaç duyulmaktadır. Olaylar basit tarihi olayların kronolojik anlatımı şeklinde ele alınmamalı. Asrı Saadet, siyer felsefesi mantığı ile irdelenmeli örnek davranışlar ve erişilmez yaklaşımlar yaşanmış olaylar üzerinden insanlıkla buluşturulmalı, derinlemesine psikolojik tahlillerle güncel problemlere çözümler geliştirilmelidir.
Değerlerimizin yalın haliyle günümüze taşınmasında sahabe hayatları çok önemlidir. Onlar, insanlığın kurtuluşu için kendi hayatlarından vazgeçmiş, dünyanın her yerine dağılmış, titiz yorumları ve hassas yaşantıları ile aldıkları emanetin gelecek nesillere bozulmadan aktarılmasını, güzelliklerin gittiklere yere taşınmasını sağlamışlardır.
Efendimizin(SAV) hayatı incelenmeli, olaylar karşında verdiği tepkiler masaya yatırılmalı, sıradan biri olmadığı, özel misyonla seçildiği gösterilmelidir. Bu görev daha çok O’nu bütün özellikleriyle tanıyan insanlara düşmektedir. Bağnazlık ve tutuculuktan uzaklaşıp O’nun dünyayı aydınlatacak mesajları ile buluşturmak için herkes kendi kabiliyetini ortaya koymalıdır.
Bediüzzaman bulunduğu çağı çok iyi okumuş, önceliklerini çok iyi belirlemiş sadece ona yoğunlaşarak tüm mesaisini imanı kurtarmak esaslarını takviye için harcamış, çevresindeki 3-5 samimi insanla o günün şartlarında yapılabilecek en iyi hizmetleri üretmiştir.
Bugün de insanlarda fikir karışıklığına yol açacak günlük olaylardan uzaklaşılmalı;
-Tali meseleler bir kenara bırakılmalı,
-Öncelikler doğru tespit edilip asıl hedefe yoğunlaşılmalı,
-Ciddi beyin sancısı çekerek fırsat ve imkânlar bu uğurda değerlendirip uygun çözümler geliştirilmeli,
-Günümüzün teknolojileri değerlendirilerek, insanlarda örnek davranış sergileyen sahabe misal insanlar hakkında ilgi uyarılmalı,
-Her gün ayrı bir problemle boğuşan günümüz insanlığı, Efendimizin (SAV) sunduğu çözümlerle tanıştırılmalı, onların reçeteleri dizi filmlerin canlılığı içinde toplumlara özellikle genç nesillere aktarılmalıdır.
Bir yandan geçmişte değerleri yaşayanlara saygı uyarılırken, bu davranışlarIN insanlığın geleceği için model oluşturması için gayret gösterilmelidir.
Bu görevi her gün ekranlar için ayrı şey üreten Avrupalılar veya Amerikalılardan beklemek yanlıştır, onlara gerçekten saygı duyduğunu düşünen insanlar sorumluluklarını yerine getirmelidir. Başta 4 büyük halife olmak üzere sahabe hayatından güzel örnekler gösterilip vicdanlarda onlar hakkında kanaatler değiştirilmeli, yıpratıcı yayınların oluşturduğu yaralar sarılmalıdır.
Efendimiz(SAV) ve sahabelerin örnek davranışlarla dolu hayatları en ince ayrıntısına kadar gözden geçirilmeli, sundukları evrensel değerler yazılı, sözlü görsel araçlarla tüm insanlığa tanıtılmalıdır. Peygamber sevgisi kendi çevremizden başlamak suretiyle dalga dalga insanlığa yayılmalı, onlar ve olumlu davranışları hakkında toplumlarda ilgi uyarılmalıdır.
Herkes sahip olduğu kabiliyet ve imkânlarını kullanarak rengi bozulmamış, tahrif edilmemiş, tüm tazeliğini koruyan değerleri yeniden tanıtmaya yoğunlaşmalı, sesiyle-sözüyle-yazısıyla-senaryosuyla-dizi filmleriyle insanlığı kurtuluşa götürecek değerleri tanıtmak için tüm imkânlarını seferber etmelidir.
‘Fethullah Gülen, Müslümanların tepkisel davranışları bir kenara bırakarak kavga ortamından uzaklaşmalarını ve hamasi nutuklarla mevcut durumdan şikâyet etme yerine kendilerini doğru ifade edecek yöntemler geliştirmelerini istiyor.’
Gelişmiş ülkelerden bazılarını hariç tutarsanız, dünya genelinde farklılıklar kavga sebebi olarak görülüyor, dilinden, ırkından, dininden, dünya görüşünden vb dolayı insanlar birbirini düşman ilan ediyor. Örnek olması gereken ülke yöneticileri insanları etrafında toplayacak değerlere sahip olmayınca farlılıkları kullanıp insanlar arasında düşmanlık tohumları ekerek güç devşirmeye çalışıyor. Herkesin korunması gereken değerleri var ve bu değerlere saygılı olmadıkça insanlığı ortak paydada buluşturmak zor görünüyor.
Semavi dinler başta olmak üzere dini değerler, toplumlarda yüksek ahlaki duyguları geliştirecek çok sayıda argüman içeriyor.
Ancak:
-Mensuplarından bazılarının tutucu ve bencil yaklaşımları ile onların içlerinde barındırdıkları genişlikten yararlanılamıyor.
-Birçok yerde din kavga sebebi olarak kullanılınca herkes bir diğer din mensubu hakkında karalayıcı küçültücü ifadeler kullanmaktan kaçınmıyor.
-Her dönem en çok saygı duyulması gereken değerlere saldıran bir kesim tarafından üretilen yalan yanlış değerlendirmeler yüzünden gelecek nesillere ahlaki ve moral değerleri anlatacak zemin kayboluyor.
Bu hafta yayınanmış yazısı Sayın Fethullah Gülen Hocaefendinin bu konuda iç dünyasında taşıdığı ızdırapları yansıtıyor.
Hem diğer din mensupları ve hem de Müslümanlarda Allah inancında eksiklik ve çarpıklıklar var. Bu yüzden kendi değerlerini anlatacak düşünceye sahip olmayan insanlar başkalarını karalayarak kendilerine alan açmaya çalışıyorlar. Onların bu saldırılarına uygun yöntemlerle cevap vermesi gerekenler tepkisel davranışla yıkıcı faaliyetlere girişince gerçeklerin anlatılacağı zemin ortadan kalkıyor.
Bu kavga ortamında en çok zarar gören dini değerlerden biri de Müslümanlara ait değerler:
-İslamiyet; mensuplarından bazılarının fevri hareketlerinden dolayı çok yanlış anlaşılmış, zihinlerde çok sayıda olumsuz algı oluşturulmuş.
-Dindarlardan bazılarının saldırgan tutumları yüzünden oluşan tepkilerle Efendimiz(SAV) hakkında üretilen yüz kızartıcı iftiralar kolayca müşteri bulabiliyor.
-Onun evlilikleri hicreti, şahsiyeti hakkında oluşturulan yanlış algıları ortadan kaldırmak için İslam âleminde derde derman olacak kayda değer çalışma yapılmıyor.
Onun getirdiği güzelliklerle insanlığın buluşması sağlanamıyor.
Gülen, Müslümanların tepkisel davranışları bir kenara bırakarak kavga ortamından uzaklaşmalarını ve hamasi nutuklarla mevcut durumdan şikâyet etme yerine kendilerini doğru ifade edecek yöntemler geliştirmelerini istiyor ve şu önerilerde bulunuyor.
Eğer insanlık olumlu değerlerle buluşturmak için gayret gösterilmezse nefsin isteklerine mağlup olanların yaydığı olumsuzluklar önlenemeyecek, toplumlar birbiriyle boğuşup duracaktır. İnsanlığın ekrana bağlandığı, değer yargılarından uzak sanat çevrelerinin toplumları şekillendirdiği bir dönemde toplumsal kaygı taşıyan insanlara büyük sorumluk düşmektedir.
Tumturaklı ifadelerle yazıp çizmek yerine eli kalem tutanlar bu yeteneklerini değerleri anlatmada kullanmalıdır.
İlah düşüncesinden uzak insanların yaşadıkları sıkıntılara üzülerek elleri kolları bağlı bir kenara çekilip beklemekten kurtulmalı, sürekli hayatın içinde olup iyi örnekler sergilemeli, engin bir duyarlılıkla insanların gönül dünyalarına girecek yollar bulunmalı, sağlam inanca sahip olanlar dünyanın problemlerini çözmek için aksiyon geliştirmelidir.
Günümüzde insanlığı yanlış anlamalardan kurtarmak, Efendimizin(SAV) örnek hayatıyla dünyaya kazandıracağı olumlu katkılarla buluşturmak için herkes elindeki imkânları seferber etmelidir. Şairler anlamsız şiirlerle sanatını ortaya koyma yerine, gönüllerde O’nun hakkında olumlu heyecan uyaracak işlere yönelmeli. Yazarlar, hatipler, bu özelliklerini ulvi hakikatleri anlatmak için kullanmalı, Efendimizin(SAV) ismeti, sadakati, fetaneti bütün yönleri ile ele alınmalıdır.
Tereddütleri ortadan kaldırıp sağlam bir anlayışı geliştirmek için,
Efendimiz (SAV) hakkında;
-Oluşturulan şüphe bulutları dağıtılmalı,
-Bir insan olduğu ancak insanlığın dünya çapında yeniden dirilişi için seçilmiş özel biri olduğu aktarılmalı,
-Getirdiği çok değerli mesajlar tüm yönleriyle insanlığa ulaştırılmalıdır.
İsrafil nasıl kıyamette Sur’u üfleyerek insanlığı diriltmek üzere görevlendirilmişse Efendimiz’in de(SAV) ruhen başkalaşmış, insanlığını kaybetmiş toplulukları ayağa kaldırmak üzere görevlendirildiği gösterilmelidir.
Bugün insanlığın Efendimiz(SAV) ve sahabelerin taşıdıkları değerlerle tanışmasına çok ihtiyaç duyulmaktadır. Olaylar basit tarihi olayların kronolojik anlatımı şeklinde ele alınmamalı. Asrı Saadet, siyer felsefesi mantığı ile irdelenmeli örnek davranışlar ve erişilmez yaklaşımlar yaşanmış olaylar üzerinden insanlıkla buluşturulmalı, derinlemesine psikolojik tahlillerle güncel problemlere çözümler geliştirilmelidir.
Değerlerimizin yalın haliyle günümüze taşınmasında sahabe hayatları çok önemlidir. Onlar, insanlığın kurtuluşu için kendi hayatlarından vazgeçmiş, dünyanın her yerine dağılmış, titiz yorumları ve hassas yaşantıları ile aldıkları emanetin gelecek nesillere bozulmadan aktarılmasını, güzelliklerin gittiklere yere taşınmasını sağlamışlardır.
Efendimizin(SAV) hayatı incelenmeli, olaylar karşında verdiği tepkiler masaya yatırılmalı, sıradan biri olmadığı, özel misyonla seçildiği gösterilmelidir. Bu görev daha çok O’nu bütün özellikleriyle tanıyan insanlara düşmektedir. Bağnazlık ve tutuculuktan uzaklaşıp O’nun dünyayı aydınlatacak mesajları ile buluşturmak için herkes kendi kabiliyetini ortaya koymalıdır.
Bediüzzaman bulunduğu çağı çok iyi okumuş, önceliklerini çok iyi belirlemiş sadece ona yoğunlaşarak tüm mesaisini imanı kurtarmak esaslarını takviye için harcamış, çevresindeki 3-5 samimi insanla o günün şartlarında yapılabilecek en iyi hizmetleri üretmiştir.
Bugün de insanlarda fikir karışıklığına yol açacak günlük olaylardan uzaklaşılmalı;
-Tali meseleler bir kenara bırakılmalı,
-Öncelikler doğru tespit edilip asıl hedefe yoğunlaşılmalı,
-Ciddi beyin sancısı çekerek fırsat ve imkânlar bu uğurda değerlendirip uygun çözümler geliştirilmeli,
-Günümüzün teknolojileri değerlendirilerek, insanlarda örnek davranış sergileyen sahabe misal insanlar hakkında ilgi uyarılmalı,
-Her gün ayrı bir problemle boğuşan günümüz insanlığı, Efendimizin (SAV) sunduğu çözümlerle tanıştırılmalı, onların reçeteleri dizi filmlerin canlılığı içinde toplumlara özellikle genç nesillere aktarılmalıdır.
Bir yandan geçmişte değerleri yaşayanlara saygı uyarılırken, bu davranışlarIN insanlığın geleceği için model oluşturması için gayret gösterilmelidir.
Bu görevi her gün ekranlar için ayrı şey üreten Avrupalılar veya Amerikalılardan beklemek yanlıştır, onlara gerçekten saygı duyduğunu düşünen insanlar sorumluluklarını yerine getirmelidir. Başta 4 büyük halife olmak üzere sahabe hayatından güzel örnekler gösterilip vicdanlarda onlar hakkında kanaatler değiştirilmeli, yıpratıcı yayınların oluşturduğu yaralar sarılmalıdır.
Efendimiz(SAV) ve sahabelerin örnek davranışlarla dolu hayatları en ince ayrıntısına kadar gözden geçirilmeli, sundukları evrensel değerler yazılı, sözlü görsel araçlarla tüm insanlığa tanıtılmalıdır. Peygamber sevgisi kendi çevremizden başlamak suretiyle dalga dalga insanlığa yayılmalı, onlar ve olumlu davranışları hakkında toplumlarda ilgi uyarılmalıdır.
Herkes sahip olduğu kabiliyet ve imkânlarını kullanarak rengi bozulmamış, tahrif edilmemiş, tüm tazeliğini koruyan değerleri yeniden tanıtmaya yoğunlaşmalı, sesiyle-sözüyle-yazısıyla-senaryosuyla-dizi filmleriyle insanlığı kurtuluşa götürecek değerleri tanıtmak için tüm imkânlarını seferber etmelidir.