15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ilişkin yürütülen çatı davasında ifadeler gelmeye başladıkça iddialar ve tezgahlar bir bir çöktü! Akar, Fidan, Aksakallı gibi isimlere dair önemli iddialar ortaya atan eski askerler, “Bu kişiler dinlenilmeli” dedi.
Eski askerler, ifadelerinde çok önemli ayrıntıları anlattı, darbe tezgahının arka planına dair önemli şeyler söyledi.
İşte o duruşmalardaki ifadelerden bazıları ve ortaya çıkan gerçekler:
15 Temmuz’un karargah davasında Org. Akın Öztürk mahkemedeki ilk savunmasında, Mahkeme Başkanı’nın Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’la ilgili sözleriyle karşılaştı. Öztürk, “Genelkurmay başkanıyla 7 saat geçirdiniz. Ben bu darbeyi engelleyeceğim tavrı var mıydı” sorusuna, “Hayır öyle bir tavrı yoktu. Ama çok üzgündü” diye yanıt verdi.
Öztürk, “46 yılını böyle bir üniforma içinde geçiren bir asker için bundan daha büyük ceza ne olabilir. Yüce milletim ve beni yetiştiren komutanlarım herkesi iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine katkım, hatta haberim yoktur. Şehit yakınlarının acılarını paylaşıyorum” dedi.
Akıncı Üssü’ne Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüşmek için gittiğini söyleyen Öztürk, “Genelkurmay Başkanı’nın Akıncı’da olduğunu öğrendikten sonra sivil kıyafetle yanına gittim. Akar, bana ‘Bunları ikna et’ dedi. 5 kez görüştüm, ikna edemedim. En son sabah görüşerek ikna ettim.” diye konuştu.
DANIŞMANLAR MI DARBEYİ DİLLENDİRİYORDU?
Erdoğanın eski yaveri Ali Yazıcı, hakkında gazetelerde çıkan Cumhurbaşkanlığı uçağında yaptığı iddia edilen ‘darbe’ esprisi ile ilgili soruya, “Bu espriyi ben değil Cumhurbaşkanı danışmanları yapıyordu. Darbe olduğunu ben 15 Temmuz’da öğrendim ama darbe bir ay öncesinden dillendiriliyordu” dedi. Yazıcı, “Danışmanlar mı dillendiriyordu” sorusuna ise “Bu soruya cevap vermek istemiyorum” dedi.
Vücuduna şiş sokularak “cemaatçiyim” dedirtilen Genelkurmay Başkanı’nın yaveri Yarbay Levent Türkkan konuştu..
ÖLDÜ DİYE MORGA ATILMIŞTI
16 Temmuz’da gözaltına alındıktan sonra ağır işkence gördüğü fotoğraflarla ortaya çıkan Yarbay Levent Türkkan‘ın öldüğü düşünülerek Ankara Numune Hastanesi Morgu’na gönderildiği burada yaşadığı ortaya çıkmıştı.
Yüzünde ağır işkence izleri olan Türkkan’ın, bağırsaklarının da sarılı olduğu, ellerinin ise alçıya alındığı dikkat çekmişti. Türkkan’a sert cisimle tecavüz edilmesi sonucu bağırsaklarının patladığı, ellerinin ise işkencede kırıldığı düşünülüyor.
Türkkan “Samimi ifadem yok. Her tarafım dağılmıştı bana serum bağladılar beyin röntgeni çektiler. Samimi bir ifadem yok” açıklamasını yaptı.
Sıkıyönetim direktifleri ve mesajlarında imzası bulunduğu iddia edilen General/Amiral Şube Müdürü olan Kurmay Albay Cemil Turhan, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in emri ve üssü olan Tuğgeneral Mehmet Patrigöç’ün bilgisi dahilinde mesajları çektiğini söyledi.
“Bir darbe girişimi oldu. Ama bu darbe girişimini tamamen F..Ö’cüler yapmıştır diyemem. Çünkü TSK içerisinde farklı ekipler vardır. Bu ekipler içinde muhafazakar yönü ağır basan bir ekip var.”
15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili açılan davada savunma yapan eski Kurmay Albay Bilal Akyüz, darbe girişimini kimin yaptığının sorulması üzerine, “Ben kimin organize ettiğini, kimin yaptığını bilmiyorum” dedi.
Akyüz, 15 Temmuz’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinin sözlü görevlendirmesi nedeniyle Akıncı Üssü’ne gittiğini öne sürerek, “Gizli olarak icra edileceği söylenen terörle mücadele harekatıyla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığından bu harekatın desteklenmesi amacıyla irtibat subayı olarak görevlendirildiğim bana söylendi. Akıncı Üssü’ne ön hazırlık ve bilgi edinmek için gittim. Kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyordu. 143. Filo’yu aradım buldum. Oraya girdim. Ne yapmam gerektiğini sordum” diye konuştu.
Eski Tuğgeneral Erhan Caha, “Bu vahim ve menfur darbe teşebbüsü, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT müsteşarının, planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olmuştur.” dedi.
AKSAKALLI’NIN İFADELERİ ÇOK ÖNEMLİ
Savunmasında olaylardan habersiz olan personelin ikaz edilmemesini de anlamanın mümkün olmadığını belirten Erhan Caha, “Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın ifadesi çok önemli. Aksakallı, ‘Kriz anlarında personele birliği terk etmeme emri verilir. Personele bu emir verilseydi darbe açığa çıkardı’ demiştir. Hayatını bu mesleğe vermiş insanlar bunu düşünemiyorlar mı? Bu girişim öğrenilir öğrenilmez personel ikaz edilmiş olsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmazdı. Ben ve benim gibi olan binlerce personel de bu rezilliği yaşamazdı” diye konuştu.
Kurmay Albay Fırat Alakuş: Görevi bizzat Zekai Aksakallı’dan aldım
GÖREVİ ZEKAİ AKSAKALLI VERDİ
Sanık Alakuş, kendisine verilen görevin “Alınan bir istihbarat dayalı olarak terör örgütlerinin muhtemel bir eylemeni karşı genel kurmay başkanlığının takviye edilmesiydi. Görevi bizzat ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı’dan aldım. Görevin detayını ise Albay Ümit Bak’tan öğrenmem söylendi” diye konuştu.
Eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, “Marmaris’e giden ekibin başında yer aldım. Bize verilen emir Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’ten alındıktan sonra Ankara’ya güvenli bir şekilde getirmekti. Biz tim olarak 15 Temmuz saat 22.25’de göreve hazırdık ve görevi beklemeye başladık. 4 saat boyunca Çiğli Üssü’nde bekledik. Kalkışımız saat 02.25 civarıdır. Cumhurbaşkanımızın otelden ayrılışı saat 00.30-00.40 civarıdır. Saat 01.40 sıralarında da Dalaman’dan uçağı kalkmıştır. Cumhurbaşkanı orada yok iken, bütün dünya İstanbul da olduğunu bilirken, verilen emir gereği biz Marmaris’e yönlendirildik. Birileri bizi orada 4 saat bekletti. Bu birileri sivil değil askerdi. Kim olduğunu halen bilmiyorum. Cumhurbaşkanı alma emrini Semih Terzi den aldık” dedi.
“Ben F..Ö’cü değilim, bu elbise benim üzerimde durmaz”
Darbe toplantılarına katıldığı yönündeki iddiaları reddeden Sönmezateş, “Ben F..Ö’cü değilim. Bu elbise benim üzerimde durmaz. Ben F..Ö’cü değilim, Gülenci değilim. Ben hiçbir tarikata üye değilim. Hiçbir imamın, hiçbir hocanın, kimsenin önünde diz çökmedim, el öpmedim bu benim karakterime uygun değil” diye konuştu.