New York’taki federal mahkemede jürili duruşmaları 27 Kasım’da başlayan “Atilla Davası”nda Reza Zarrap’ın, Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP hükümetini zora sokacak itirafları son hızıyla devam ediyor.
00:15: Türkçe tapeler duruşmada dinletiliyor
00:09: Savcı, dosyaya giren telefon dinleme kayıtlarını (tapeleri) dinletmek istiyor
00:06: Atilla’nın avukatlarının mahkemeye sunduğu ve Zarrab’ın ABD’deki cezaevindeki telefon konuşmalarını içeren kayıtlar, ABD Mahkemeleri Elektronik Belge Erişim Sistemi’nden kaldırıldı. Gazeteci Katie Zavadski, bunun koruma tedbiri olarak yapıldığını belirtiyor
23:59: Zarrab SWIFT mesajlarının mekanizmada nereye oturduğunu anlatıyor şema çizerek… Çizdiği şemayı jüriye de açıklıyor.
23:04: Zarrab, ABD’de tutuklu olduğu sırada “dışarı çıkmak için yalan söylemek zorundayım” dediği telefon görüşmesini “Ahad” adlı bir kişiyle yapmış.
22:57: E.postalar seri şekilde kayıtlara geçiriliyor. Şimdiki 28 Ekim 2014 tarihli. Şimdiki e-postada Sermayeh Bank’ın hesabıyla ilgili bir açıklama yer alıyor. (Kaynak: Adam Klasfeld )
22:47: Delil olarak ‘konu’ kısmında ‘swift’ geçen bir e-posta sunuluyor. Zarrab: Bu, banka şubeleri arasında bir tür mesajlaşma. Gazeteci Katie Zavadski, bunun İran’a yönelik yaptırımlar açısından önemli olduğunu söylüyor.
22:29: Zarrab: 17 Aralık’tan sonra hiçbir Halkbank çalışanına rüşvet vermedim. Soru: Halkbank’ın yeni Genel Müdürü Ali Fuat Taşkınoğlu’na hiç rüşvet verdiniz mi? Zarrab: Ali Fuat Taşkınoğlu’na hiç rüşvet teklif etmedim, o da öyle bir şey istemedi benden
22:23: Zarrab 2013’te tutuklandıktan sonra gıda ticareti yapan bir şirket sahibi olduğuna insanların inanmadığını anlatıyor
20:48: OTURUMA ÖĞLE YEMEĞİ ARASI VERİLDİ
20:47: Soru: Türkiye’de cezaevine girdin mi?
Yanıt: Evet
Soru: Serbest bırakıldın mı?
Yanıt: Evet
Soru: Nasıl bırakıldın?
Yanıt: Avukatlarım geldi, görüştük ve bırakıldım.
Soru: Bırakılman için herhangi bir ödeme yaptın mı?
Yanıt: Evet
Soru: Bu ödemeler rüşvet miydi?
Yanıt: KISMEN
20:40: Rıza Sarraf davasını takip eden gazeteci Adam Klasfeld, Mehmet Hakan Atilla ile Rıza Sarraf arasında geçen “gıda ticareti” konuşmasına ilişkin bir video yayınladı. Videoda Rıza Sarraf ile Mehmet Hakan Atilla arasında geçen konuşmadaki rakamlar dikkat çekti.
İşte ses kaydı:
20:36: Görünen o ki, Zarrab’ın avukatı Şeyda, Zarrab’la ilgili olarak Erdoğan’ın adamlarıyla temas halindeydi. Telefon konuşması özetle, “Eroğan’ın danışmanı, konunun sadece Reza’nın meselesi değil milli bir mesele olduğunu söyledi” diyor.
20:32: Bu telefon görüşmeleri Zarrab’ın tutuklanmasından sonra yapıldı, ancak epey süre önce yapılmışa benziyor. Zira aşağıda Obama’dan da bahsediliyor. KONUŞMADA GEÇEN İSİMLERE ve BEYEFENDİ‘ye DİKKAT
20:08: Soru: Bir işlemi kapatmak için neden belgelere ihtiyaç duydunuz? Yanıt: Halkbank’taki hesabıma gelen tüm işlemler, her biri kapatılmak zorunda… Altın ticaretine dair ihracat işlemleri bir belge ile nihayetlendirilmek zorunda.
20:05: Zarrab, (ses kaydında) Atilla ile altın ticareti hakkında konuştuğunu anlatıyor. İhracı askıda olan bir işlemin sonuçlandırılması üzerinde konuşuyorlar.
19:38: Gazeteci Klasfeld, ara sırasında Türkiye için de lobi faaliyeti yürüten ve hakkında kapsamlı bir soruşturma yürütülen Flynn ile ilgili bir haber paylaştı.
19:35: Yeni bir ses kaydı dökümü kanıtlar arasına giriyor. Daha fazlası yolda.
İki dakika ara. İhtiyaç molası.
19:30: Soru: Hem altın hem de gıda sistemlerini birlikte kullandığın anlar oldu mu?
Yanıt: Kesinlikle
Zarrab: Burada böyle söylüyorum çünkü Süleyman bankanın en tepesindeki ve yetkili kişi… işle ilgili tüm gücü elinde bulunduran kişi.
19:28: Ses kaydı dinletildi. Kayıt “tamam” kelimesi ile bitiyor.
Zarrab, ses kaydının Aslan’a verilen rüşvetle ilgili olduğunu söylüyor.
Happani: Ne kadar göndereceksin?
Zarrab: Bilmiyorum, gıda için ne gönderdiğimize bir bak. Toplamda, bunun üzerinden bir hesap yapalım ve gönderelim.
19:25: Savcı Zarrab’tan Türkçe bir telefon konuşmasını doğrulamasını istiyor.
“Evet, konuşma gerçek efendim.”
Zarrab, Abdullah Happani ile Halkbank’tan gelecek para meselesini konuştuğunu söyledi. Ses kaydı dinletilecek ve kanıtlar arasına girecek.
19:22: Zarrab, tüm tanıklığı sırasında bunların (belgelerin) gıda işlemleri şeması olduğu konusunda bundan daha açık olamazdı.
Sorgulamada şimdi başka bir konuya geçildi.
19:18: Savcı: Buradaki bazı bilgilerin üzerinden geçelim.
“Nihai varış yeri:” İran.
Zarrab: Ne benim şirketlerim ne de ben İran’a gıda göndermedik hiç.
19:15: Yeni kanıt: Bir gümrük bildirim formu; “efendim” dedi Zarrab savcıya, bir belgenin doğruluğunu teyit ederken. Dubai gümrüğü formu bu.
19:12: Daha fazla belaya batmayla ilgili daha fazla tanıklık: Küçük gemiler ve mantıklı belgelendirme. Yeni bir şey yok, sadece kayıtlara geçirilen ilave belgeler.
19:07: Bugün ifadenin dördüncü günü ve şu ana kadar Atilla ile ilgili bölüme ayrılan en uzun süre.
Zarrab, Atilla’nın derinlemesine yer aldığı süreci ana hatlarıyla anlatıyor.
Önceki oturumlarda, Atilla adının geçtiği anlarda sessizce başını sallıyordu.
19:03: Soru: Yanıt olarak Atilla’ya ne dediniz?
Zarrab: Dedim ki, “Hayır Sayın Hakan, değişti o.”
18:59: Hakan Atilla’nın kafasının karışıklığı ile ilgili konuya gelindi.
18:58: Zarrab, Atilla’nın Volgum konusunda kafasının karıştığını söyledi.
18:57: “Hakan Atilla, Volgum’un altın için olduğunu düşünüyordu çünkü en başta bu amaçla kurulmuştu… Ancak, sonra gıdaya çevirmişti işi.”
18:56: İfadede, Volgum Gıda şirketine gelindi.
18:55: Hatalara yenileri ekleniyor. Zarrab’a göre, altın ve gıda işlemleri belgelendirme sırasında birbirine karıştı.
18:54: Zarrab, altın ve gıda ticareti için Halkbank’a ödediği komisyonlardan bahsediyor: Ödediğim en yüksek komisyon miktarı yüzde 1’di.
18:51: Bir başka ses kaydı dökümü delil olarak dosyaya eklendi.
18:50: Aptalca hatalar: Zarrab belgelerde iki hata yaptığını söyledi.
İlki; çok büyük sayıda göndermiş olması.
Zarrab: İkinci hata da bir buğday sevkiyatı sırasında Dubai kaynaklı bir belge koyduk.
Soru: Bu nasıl bir hata?
Yanıt: Çünkü Dubai’de buğday yetişmez.
18:44: Belgelendirme talepleri geldikçe sorun çıkacağı belli oluyordu.
18:42: “Sayın Süleyman bu belgelerin neden istendiğini anlamıyordu.”
Aslan, hızlı bir şekilde bu konuyla ilgileneceğini söylüyordu.
18:41: Zarrab: Halkbank’tan ne kadar çok İran parası alabilirsem benim için o kadar iyiydi.
18:39: Zarrab: Rakip olduğumuzu söyledim çünkü onlar da işlerinde Halkbank’taki İran parasını kullanıyordu, (böylece) Halkbank’tan alacağım ve kullanacağım para miktarını düşürüyorlardı.
18:37: Soru: Ne demek istediğini açıklar mısın?
Yanıt: Hayır, rakip değildik çünkü onlar gerçekten gıda gönderiyordu bizse göndermiyorduk.
18:35: Soru: Ne demek istediğini açıklar mısın?
Yanıt: Hayır, rakip değildik çünkü onlar gerçekten gıda gönderiyordu bizse göndermiyorduk.
Bu şirket hakkında tanıklık:
Soru: Onlar rakiplerin miydi?
Yanıt: Hem evet hem hayır.
18:34: Aynı konu üzerinde, Zarrab ve Aslan arasındaki diğer mesajlaşmalar soruluyor. İfadede, Bunghi? olarak duyulan bir nakliyat şirketi konusuna gelindi.
18:30: Soru: Neden yolu yoktu?
Yanıt: Çünkü gönderilen bir gıda yoktu. Çıkışı yapılan gıda sözkonusu değildi.
18:28: Soru: Gemilere gerçekten gıda yüklenmiş olsayda, kontrol belgesi alabilir miydiniz?
Yanıt: O dönem, bu belgeyi almanın hiçbir yolu yoktu.
18:27: Soru: Bu neden önemliydi?
Yanıt: Çünkü gönderilen bir gıda maddesi hiç olmadı.
18:25: Zarrab: İran’da gönderilecek olan gemilerin tonajı çok düşüktü. Daha büyük gemilerin izi sürülebilirdi.
18:23: Zarrab, işlemleri 5’er milyon dolarlık yapabileceği yanıtını veriyor Aslan’ın mesajına
Aslan: Daha iyi olur.
18:21: Aslan’ın Zarrab’a mesajı: Toplam, gerçek bir gıda ihracatı için uygun olmayabilir. Soru: Bu denilenden ne anladın? Yanıt: İran’dan gelen toplam (para) miktardan bahsediyor… çünkü çok fazla, gerçek bir gıda ticareti miktarına karşılık gelmiyor.
18:14: Zarrab da, koyu renk spor bir ceket ve beyaz tişörtü ile salondaki yerini aldı. Savcının doğrudan soruları kaldığı yerden devam edecek.
Kaynak: Ahvalnews.com