KESK, OHAL uygulamalarını sürdürecek yasa teklifine tepki gösterdi, tasarı görüşmelerinin derhal durdurulmasını istedi.
KESK, tarafından yapılan açıklamada “OHAL ilan edildiğinde 45 gün içerisinde kaldırılabileceğini söyledikleri nasıl büyük bir kandırmacaysa şimdi de OHAL’i kaldırdıklarını söylemeleri bir o kadar aldatmacadır” denildi.
Mecliste görüşmeleri devam eden torba yasanın “OHAL kalsa da olurdu” dedirtecek türden bir düzenleme olduğu belirtilen açıklamada, teklifin yasalaşması halinde valilere olağanüstü bir yetki tanındığı, gece yapılacak gösteri ve yürüyüşlere izin vermenin tamamen valinin keyfiyetine bırakıldığı kaydedildi. Bu durumun Anayasaya, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına açıkça aykırı olduğu belirtilen açıklamada, buradaki “Vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılmaz derecede zorlaştırmayacak” şeklindeki şartın keyfiyeti gizlemekten başka bir anlam taşımadığı ifade edildi.
OHAL BİTTİ, YASA GEÇMEDİ AMA YASAKLAR SÜRÜYOR
Nitekim OHAL kalkmış ve yeni tasarı Meclisten henüz geçmemiş olmasına rağmen son birkaç günde başta Suruç anması olmak üzere eylem ve etkinliklere yönelik engellemeler, saldırılar, gözaltıların devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Tasarının yasallaşması durumunda OHAL’i bile aratacak yasakların en az üç yıl süreceği anlaşılmaktadır. Darbe girişimi bahanesi ile toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı toplamda beş yıl boyunca sınırlandırılmış, engellenmiş, kullanılamaz hale getirilmiş olacaktır” denildi.
İHRAÇLAR BAKAN ONAYINA BAĞLANDI
Ayrıca memurların ihraç edilmesini ilgili bakanın onayına bağlayan düzenlemenin de eleştirildiği açıklamada, “Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli İçişleri Bakanının onayıyla, TSK personeli ise Milli Savunma Bakanının onayıyla, Akademisyenler YÖK Başkanının teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun kararıyla, Belediye personeli ise valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen bir komisyonun teklifi üzerine İçişleri Bakanlığınca ihraç edilebilecek. OHAL’de KHK’lar Bakanlar Kurulu kararıyla alınırken, şimdi tek bir Bakanın onayı ile ihraca olanak tanınıyor” denildi.
KURUM KANAATİYLE İHRACA DEVAM
Yine bu yasa teklifine göre, 657 sayılı Kanun’daki “Görevinden uzaklaştırılan Devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanması şarttır” hükmünün 3 yıl boyunca uygulanmayacağı kaydedilen açıklamada, soruşturmalar yargı süreci devre dışı bırakılarak açığa almanın tamamen keyfi bir hale getirildiği vurgulandı. Açıklamada, hala uygulanmakta olan ve “kurum kanaati” denilen yargıdan, belgeden, delilden yoksun, ihbarcılığa dayalı sistemin olduğu gibi devam ettirildiği vurgulandı.
AİLESİNİN DE TELEFONU DİNLENECEK
KESK tarafından yapılan açıklamada dikkat çekilen bir başka nokta da ihraç edilen kamu emekçilerinin ailelerine ilişkin. İhraç edilen kamu emekçilerinin ailelerinin de pasaportlarına üç yıl süreyle sınırlama getirildiği belirtilen açıklamada, soruşturma açılan kişilerin, eşlerinin ve çocuklarının da telefonlarının dinlenmesine de olanak tanınmasına tepki gösterildi.
TASARI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ
Tasarı ile tek adam rejiminin muhalefetsiz ve en az itirazla kurumsallaştırılmasının amaçlandığı belirtilen açıklamada, AKP’nin yıllardır hayata geçiremediği kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı OHAL ve şimdi de yasal teklifiyle hedeflediği ifade edildi. Açıklamada, “Nitekim Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ülke bir şirket haline getirilmiş, şirket gibi de yönetilmektedir. Kamu emekçileri bu şirketin istenildiğinde işten atılabilecek elemanı haline getirilmektedir. Tasarının görüşmeleri derhal durdurulmalı ve geri çekilmelidir. Bu gibi düzenlemeler yerine OHAL sonucu yaşanan mağduriyetleri giderecek düzenlemeler hayata geçirilmelidir” denildi.