Türkiye, günlerdir sahte diploma skandalını konuşuyor.
O kadar pervasızca hareket eden bir yapı var ki karşımızda sahte diploma üreterek, bunları e-devlet sistemine yüklemekle yetinmemiş, sınav sonuçlarıyla oynamış, ehliyet hazırlamış, adli sicil sorunları olanları tertemiz hale getirmiş…
T24’ten Gökçer Tahincioğlu, ”Sahte diploma gibi yollara başvurmadan, belli oluşumlara yakın olduğunuzda da hayat sizin için bu ülkede çok kolaylaşabiliyor. Daha önce tarım konusunda uzmanlığı olan rektörün hukuk dersine, fizik konusunda uzmanlığı olan rektör yardımcısının kültür ve sanat dersine girmesiyle gündeme gelen Munzur Üniversitesi, bir süredir ilginç bir atamayı konuşuyor” diyerek başladığı son yazısında ‘kalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol’u anlattı:
”İktidara yakın isimler, basit bir çetenin bile devletin kılcal damarlarına kadar sızabilmesini, şaşırtıcı bir manevrayla karşıladı.
Onlara göre devlet bu suçları ortaya çıkardığı için bir başarı olarak iktidar hanesine artı puan bile yazılmalı.
Eskiden böyle olmazdı.
Susurluk skandalı açığa çıktığı zaman dönemin iktidarı alkışlanmadı.
Yolsuzluk soruşturmalarına muhatap olanlar da…
KPSS skandalları, soru çalma skandalları iktidar hanesine artı olarak işlenmedi, işlenmez.
Bu durumun da farkı yok.
Devlet kurumlarına sızma olabiliyorsa, bunu ilgili devlet kurumları fark etmiş olsa bile büyük bir zafiyet var demektir.
Aslına bakarsanız sahte diploma gibi yollara başvurmadan, belli oluşumlara yakın olduğunuzda da hayat sizin için bu ülkede çok kolaylaşabiliyor.
Tunceli’de yaşananlar bunun bir örneği.
Daha önce tarım konusunda uzmanlığı olan rektörün hukuk dersine, fizik konusunda uzmanlığı olan rektör yardımcısının kültür ve sanat dersine girmesiyle gündeme gelen Munzur Üniversitesi, bir süredir ilginç bir atamayı konuşuyor.
Diğer pek çok taşra üniversitesi için olduğu gibi Munzur Üniversitesi de tarikat ve benzeri yapılanmalar için iştah açıcı bir merkez.
Akademisyenlik gibi itibarlı bir meslek, devlet kadroları, buradan sıçrama olanağı… Elbette boş kalacak değil!
Üniversite yönetiminin iki yıl önce değişmesinden sonra pek çok ilginç atama yapıldı. Kentte yoğun olarak bu atamalar konuşuluyor.
Bunlardan biri de kalorifer kazanı, elektrik işlerinden sorumlu tekniker olarak görev yapan bir ismin, Teknik İşlerden Sorumlu Rektör Danışmanlığı gibi bir kadroya atanmasıydı. Daha önce bu görevde uzman bir isim vardı ancak yeterli görülmemiş olacak ki tercih bu yönde oldu.
Aynı kişinin yükselişi bununla da durmadı.
Bir süre sonra fakülte sekreteri unvanıyla bir fakülteye atandı.
Korunaklı bir kadro…
Ancak bu da yetmemiş olacak ki tartışılan kadro süreci başladı.
Munzur Üniversitesi Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri-Su Altı Teknolojileri Programı için 27 Aralık 2024’te kadro ilanına çıkıldı.
Koşullar ilginçti.
“Fakültelerin lisans mezunu olmak, su altı teknolojileri programında en az iki yıl eğitim almış olmak, yükseköğretim kurumlarında en az on yıl teknik personel olarak çalışmış olmak.”
Bulunması zor, nadir nitelikler.
Bir anda üniversitede bu kadronun son olarak fakülte sekreterliği yapan kişi için çıkartıldığı konuşulmaya başlandı.
Söylentiler büyüyünce, iddiaya göre, önlem alınması zorunluluğu doğdu.
Kadroya sürpriz biçimde bu kişiyle birlikte başka bir üniversite çalışanı da başvurdu. İki adayın da koşulları uygun bulundu.
Ancak sonradan, tepkilerin düşmesi için başvurduğu iddia edilen adayın puanları daha yüksek geldi.
Buna rağmen, fakülte sekreterliği yapan kişinin atanması yönünde karar çıktı.
Bu aşamada umulmadık bir gelişme yaşandı.
Başvuruyu tepkilerin azalması için yaptığı söylenen kişi, kadronun kendi hakkı olduğunu belirterek idare mahkemesine gitti. Mahkeme de başvuruyu haklı buldu.
Böylece üniversite yönetiminin üzerine titrediği kişinin ataması yapılamadı.
Yine iddiaya göre bunun üzerine hemen yeni ilana çıkıldı.
Bu ilan için de aynı kişiler başvuru yaptı.
Ve bu kez daha önce koşulları uygun bulunan ikinci başvurucunun başvurusu geri çevrildi. Öyle ya işleri bozmuş, mahkemeye giderek önceki kadroyu engellemişti!
Kentte konuşulanlara göre bu kez atama yapıldı ve öğretim görevliliği kadrosu verildi.
Tek örnek değil elbette memleketin üniversitelerinde neler oluyor?
Ancak sahte diplomalılar için de bir umut…
Sahte diploma yerine biraz kendilerini yorup iki gün okul okusalar ve bu süreçte belli yapılara yaklaşsalar önleri hemen açılacak.
Ne gerek var riske girmeye.
Kitaba uygun hareket etmek mümkün!
Türkiye’de öyle hareket etmeseniz bile kitap size uydurulur zaten.
Birileri de kitabın duruma uymasını bile iktidarın başarısı olarak, özel görevle anlatır…
Memleketin ahvali budur.