“Ben ekonomistim, alanım ekonomi.” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz inadı Türkiye’nin dış borcunu sadece 20 günde 274 milyar TL artırdı.
Türkiye’deki her hanenin sırtına ekstra 13 bin 700 lira borç yüklendi. Söz konusu parayla onbinlerce öğrencinin barınabileceği yüzlerce yurt yapılabilir; çiftçiye, esnafa ve hane halkına binlerce lira nakit destek verilebilirdi.
Kapalı Çarşı’da bir vatandaş…
Tr724’ten Yusuf Dereli’nin haberine göre Elinde bir poşet dolar ve cebinde birkaç deste Türk Lirası’yla Kapalı Çarşı’da bekliyor. Mikrofon uzatılınca anlatıyor yapacaklarını: “Dolar getirdim, TL getirdim. Bozduracağız ama biraz daha yükselsin diye bekliyoruz. 8,80’i bulursa bozduracağız. Sabah erkenden geldim, Merkez Bankası’nı bekliyoruz. Alıp satıcıyım.”
Muhabirin, “Herkes sabit kalır diye düşünüyordu.” demesi üzerine ise “Yok biz düşüreceğini biliyorduk. Çünkü Cumhurbaşkanı söylemişti. Faize karşı. Çünkü faiz haramdır, o yüzden biz de paramızı dolara Euro’ya yatırıyoruz.”
İşte ‘Ben ekonomistim’ diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği nokta bu! Ekonomi o kadar kırılgan ve dengesiz ki, insanlar dolar ve euro alıp satarak ‘kur farkıyla’ para kazanıyor. Tek bir açıklamayla dolar fırlıyor, TL yerle bir oluyor.
20 GÜNDE DIŞ BORÇ STOĞU 274 MİLYAR TL ARTTI
Türkiye’nin dış borç stoğu 448 milyar dolar. Dolar her arttığında dış borç da TL cinsinden artıyor. 23 Eylül’deki 100 puanlık faiz indirimi kararı sonrası dolar kuru 8,65’ten 8,88’e kadar yükseldi. Basit bir hesapla 3 günde Türkiye’nin dış borcu yaklaşık 103 milyar lira civarında arttı.
448 milyar dolarlık dış borcun 173 milyar doları kamuya ait. 6 Eylül’den bugüne kadar yaşanan kur artışı nedeniyle sadece kamunun borcu 109 milyar TL (12 milyar dolar) arttı!
Ancak bu hesap eksik!
Zira 6 Eylül’de, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan faizlerin indirileceği sinyalini vermeden hemen önce dolar kuru 8,27’ydi. Erdoğan’ın açıklamasının ardından bir anda 8,45’e fırladı. Ardından Şahap Kavcıoğlu’nun ‘çekirdik enflasyon’ çıkışı geldi. Ve nihayet geçtiğimiz hafta döviz tevdiat hesaplarına (DTH) uygulanan karşılık oranını 200 baz puan artırarak yüzde 23’e çıkardılar. Faiz indiriminin olacağına ‘ikna’ olan piyasalar da bunu satın aldı. Ve dolar MB’nın kararı öncesinde zaten faiz kararını satın alarak dları 8,65’e kadar çıkarmıştı. Nihayet MB’nın kararı sonrasında 8,88’e geldi.
ONLARCA ÖĞRENCİ YURDU YAPILABİLİRDİ
Dolayısıyla rejimin faiz inadı, sadece Türkiye’nin dış borç stoğunu 274 milyar TL civarında artırdı! Bu ise her hanenin sırtına 20 günde 13 bin 700 lira borç yüklemek anlamına geliyor. 274 milyar lirayla binlerce öğrencinin barınabileceği onlarca yurt yapılabilirdi. 15 adet Osman Gazi Köprüsü inşa edilebilir, 600 bin çiftçinin her birine 450 bin liradan fazla destek de verilebilirdi.
Yüksek kur ve buna bağlı olarak ortaya çıkacak olan enflasyon gibi devasa sorunların getireceği maliyeti söylemiyoruz bile…!!!
Türkiye maalesef yeniden faiz-kur-faiz sarmalına girmiş gibi gözüküyor. Ve bu sürecin ne kadar süreceği belirsiz. Dolar kuru haftayı 8,88’le kapattı. Ancak ekonomistlere göre artış sürecek. Zira rejimin yıl bitmeden 100 baz puanlık bir indirim daha yapmayı kafasına koyduğu belirtiliyor. Gelecek ayki PPK toplantısında ‘pas’ geçilme ihtimali yüksek. Ancak bir sonraki toplantıda büyük ihtimalle 50-100 baz puanlık bir indirim olacak. Dolayısıyla dolar kurunun 9 TL’yi geçmesi an meselesi…
TL EN ÇOK DEĞER KAYBEDEN PARA BİRİMİ!
Dolar, 7 ayda yaklaşık yüzde 27 değer kazandı. 2020 Ocak ayına göre ise yüzde 49 değerlendi. Türk Lirası son olarak Arjantin Peso’sunu da geride bırakarak, yıl başından bu yana en çok değer kaybeden para birimi oldu. Yılbaşından bu yana değer kaydı yüzde 16,6! Doların değerlenmesi halkın fakirleşmesi, emtia fiyatlarına bağlı olarak enflasyonun tırmanması anlamına geliyor. TL’nin alım gücü eridikçe eridi.
Yıl sonuna kadar dolar iki haneli rakamlara ulaşabilir mi? Bu da rejimin ‘yönetememe’ becerisine bağlı… Bekleyip göreceğiz…