Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Erdoğan ve AKP’nin en önemli genetik kodu

by aktifhabercom
October 22, 2020
Erdoğan ve AKP’nin en önemli genetik kodu
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de! Ne desin millet? Mahmut mu desin?”


Veysel Ayhan TR 724’teki son yazısında AKP ve Erdoğan’ın adalet anlayışını sorguluyor.

Bazen ne olduğunuzu saklayayım derken ne olduğunuzu açık edersiniz. Erdoğan erken seçim tartışmalarıyla ilgili “Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında seçime gidilir. Bunlar kabile devletlerinin yaptığı işlerdir,” dedi.


Oysa kendisi erken seçimle cumhurbaşkanı olmuştu. 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öne alınmış 24 Haziran 2018’de yapılmıştı. Yerli ve yabancı herkes kabile devletinin farkında. Erdoğan da farkında ama öyle görülmesini istemiyor. “Bize kimse kabile devleti muamelesi yapamaz,” diyor.

Bu yazıda canını sıkan dönerciyi kapatmaya kalkan Denizli valisi gibi kabile valilerini; Saray’dan gelen telefonla veya rüşvet komisyoncusundan gelen mesajla karar veren kabile hakimlerini, uyuşturucu toptancılığı yapan askerleri ve diğer taciz ve tecavüzcüleri yazmayacağım.

AKP genetiğinin en önemli kodundan bahsedeceğim.

AKP’NİN EN ÖNEMLİ GENETİK KODU

Bu kod her kabile devletinin değişmez genetiği.

Tarih boyunca adına “kan davası” denmiş.

Veli, Ali’yi öldürür. Öldüren Veli’dir ama bunun önemi yoktur. Ali’nin karşılığında Veli’nin kabilesinden herhangi biri öldürülür. Halbuki adalet, öldürenin cezalandırılmasıdır. Ama bu uygulanmaz. Karşı kabileden masum da olsa biri öldürülerek “kabile adaleti” sağlanır.

Karşılıklı cinayetler böyle sürer gider. 80 yıl süren kan davaları vardır. Niçin başladığı bile unutulur.

Şöyle hikayeler duyarsınız: ‘‘Beyim, şimdi aslında köyde bir alacak verecek davasından bu iki adam birkaç kez atışmış. Bunun üzerine karşı tarafın dedesi bizim dedemizin üzerine atını sürmüş. Bizimki düşüp kolunu kırmış. O da atıyla üstünden geçmiş. Dava böyle başlamış.’’

İlkellik, bedevilik ve cehaletin bir araya gelmesi ile bu tür “kan davaları” ortaya çıkar.

Onlarca, yüzlerce masum boş yere ölür, çocuklar yetim kalır.

Erdoğan’ın ve AKP’nin adalet anlayışı, işte bu “kan davası” kültürüne dayanıyor.

O sebeple de suçlu sayılan koca bulunamayınca, karısı tutuklanıyor.

Polis müdürü babasına kızıp avukat kızı zindana atılıyor.

Darbe teşebbüsüne katılanlara kızıp, katılmayanlar yargılanıyor.

Askere kızıp öğretmen göz altına alınıyor.

Damat bulunamayınca kayınvalide hapse atılıyor.

Tüm bunlar sadece ilkel kabilelerde olabilecek “adalet” örnekleri.

Sadece “Gülen” soyadını taşıdığı için 50’den fazla insan tutuklandı.

Yüzden fazla üst rütbeli subay, general ve amiral tutuklu ve bunların pek çoğunun eşi de -maalesef- kocaları yüzünden tutuklu.

Türkiye öyle bir tımarhaneye döndü ki kimse de kalkıp “yahu bu kadının kocası darbecilikle yargılanıyor. Kendisi niye tutuklu?” diye sormuyor. Sormaktan korkuyor.

Yargıdaki son örnek 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen General Semih Terzi.

O gece Diyarbakır’da olan Terzi’nin uçağına, hava sahası kapatılmasına rağmen ilginç bir şekilde kalkış izni verilip tuzağa çekiliyor. Özel Kuvvetlerin girişinde infaz ediliyor. Darbeci demek için doğru dürüst bir delil yok. Ama infaz ediliyor.

Kabile medyası, General Semih Terzi’yi o sabah “darbeci” olarak yaftalayınca emir gereği onu infaz eden Ömer Halisdemir “kahraman” ilan ediliyor.

Semih Terzi, 15 Temmuz akşamına kadar TSK’nın en başarılı generallerinden biri olarak biliniyor.

Varsayalım darbeye kalkıştı. Eşi Nazire Terzi’nin bunda ne suçu olabilir?

Kenan Evren, darbeci diye, eşi Sekine Evren’e darbeci diyen oldu mu?

Tabii ki olmadı.

Çoğu kabile devletinde bile kan davası tarih oldu.

Ama “Bize kabile devleti” demeyin diyen Reis Erdoğan’ın ülkesinde hükmünü devam ettiriyor.

Çiçek Abbas filminin meşhur repliğini hatırlayalım: Minibüsçü Çiçek Abbas’ı oynayan İlyas Salman, eski ustasına “abi” demeyi bırakıp adıyla hitap etmesine kızan “Şakir” rolündeki Şener Şen’e “Ne diyem Mahmut mu diyem?” diyordu.

Çağdaş demokrasilerde “Reis” yoktur. Geçici olarak bir makamda oturan başbakanlar, cumhurbaşkanları vardır. Ama artık Türkiye, tüm unsurlarıyla tam donanımlı bir kabile devleti oldu.

Kabilelerin başındaki insanlara ne denir?

“Kabile reisi” denir.

Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de!

Ne desin millet? Mahmut mu desin?

Bak ne güzel, herkes “Reis” diyor.

“Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de! Ne desin millet? Mahmut mu desin?”


Veysel Ayhan TR 724’teki son yazısında AKP ve Erdoğan’ın adalet anlayışını sorguluyor.

Bazen ne olduğunuzu saklayayım derken ne olduğunuzu açık edersiniz. Erdoğan erken seçim tartışmalarıyla ilgili “Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında seçime gidilir. Bunlar kabile devletlerinin yaptığı işlerdir,” dedi.


Oysa kendisi erken seçimle cumhurbaşkanı olmuştu. 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öne alınmış 24 Haziran 2018’de yapılmıştı. Yerli ve yabancı herkes kabile devletinin farkında. Erdoğan da farkında ama öyle görülmesini istemiyor. “Bize kimse kabile devleti muamelesi yapamaz,” diyor.

Bu yazıda canını sıkan dönerciyi kapatmaya kalkan Denizli valisi gibi kabile valilerini; Saray’dan gelen telefonla veya rüşvet komisyoncusundan gelen mesajla karar veren kabile hakimlerini, uyuşturucu toptancılığı yapan askerleri ve diğer taciz ve tecavüzcüleri yazmayacağım.

AKP genetiğinin en önemli kodundan bahsedeceğim.

AKP’NİN EN ÖNEMLİ GENETİK KODU

Bu kod her kabile devletinin değişmez genetiği.

Tarih boyunca adına “kan davası” denmiş.

Veli, Ali’yi öldürür. Öldüren Veli’dir ama bunun önemi yoktur. Ali’nin karşılığında Veli’nin kabilesinden herhangi biri öldürülür. Halbuki adalet, öldürenin cezalandırılmasıdır. Ama bu uygulanmaz. Karşı kabileden masum da olsa biri öldürülerek “kabile adaleti” sağlanır.

Karşılıklı cinayetler böyle sürer gider. 80 yıl süren kan davaları vardır. Niçin başladığı bile unutulur.

Şöyle hikayeler duyarsınız: ‘‘Beyim, şimdi aslında köyde bir alacak verecek davasından bu iki adam birkaç kez atışmış. Bunun üzerine karşı tarafın dedesi bizim dedemizin üzerine atını sürmüş. Bizimki düşüp kolunu kırmış. O da atıyla üstünden geçmiş. Dava böyle başlamış.’’

İlkellik, bedevilik ve cehaletin bir araya gelmesi ile bu tür “kan davaları” ortaya çıkar.

Onlarca, yüzlerce masum boş yere ölür, çocuklar yetim kalır.

Erdoğan’ın ve AKP’nin adalet anlayışı, işte bu “kan davası” kültürüne dayanıyor.

O sebeple de suçlu sayılan koca bulunamayınca, karısı tutuklanıyor.

Polis müdürü babasına kızıp avukat kızı zindana atılıyor.

Darbe teşebbüsüne katılanlara kızıp, katılmayanlar yargılanıyor.

Askere kızıp öğretmen göz altına alınıyor.

Damat bulunamayınca kayınvalide hapse atılıyor.

Tüm bunlar sadece ilkel kabilelerde olabilecek “adalet” örnekleri.

Sadece “Gülen” soyadını taşıdığı için 50’den fazla insan tutuklandı.

Yüzden fazla üst rütbeli subay, general ve amiral tutuklu ve bunların pek çoğunun eşi de -maalesef- kocaları yüzünden tutuklu.

Türkiye öyle bir tımarhaneye döndü ki kimse de kalkıp “yahu bu kadının kocası darbecilikle yargılanıyor. Kendisi niye tutuklu?” diye sormuyor. Sormaktan korkuyor.

Yargıdaki son örnek 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen General Semih Terzi.

O gece Diyarbakır’da olan Terzi’nin uçağına, hava sahası kapatılmasına rağmen ilginç bir şekilde kalkış izni verilip tuzağa çekiliyor. Özel Kuvvetlerin girişinde infaz ediliyor. Darbeci demek için doğru dürüst bir delil yok. Ama infaz ediliyor.

Kabile medyası, General Semih Terzi’yi o sabah “darbeci” olarak yaftalayınca emir gereği onu infaz eden Ömer Halisdemir “kahraman” ilan ediliyor.

Semih Terzi, 15 Temmuz akşamına kadar TSK’nın en başarılı generallerinden biri olarak biliniyor.

Varsayalım darbeye kalkıştı. Eşi Nazire Terzi’nin bunda ne suçu olabilir?

Kenan Evren, darbeci diye, eşi Sekine Evren’e darbeci diyen oldu mu?

Tabii ki olmadı.

Çoğu kabile devletinde bile kan davası tarih oldu.

Ama “Bize kabile devleti” demeyin diyen Reis Erdoğan’ın ülkesinde hükmünü devam ettiriyor.

Çiçek Abbas filminin meşhur repliğini hatırlayalım: Minibüsçü Çiçek Abbas’ı oynayan İlyas Salman, eski ustasına “abi” demeyi bırakıp adıyla hitap etmesine kızan “Şakir” rolündeki Şener Şen’e “Ne diyem Mahmut mu diyem?” diyordu.

Çağdaş demokrasilerde “Reis” yoktur. Geçici olarak bir makamda oturan başbakanlar, cumhurbaşkanları vardır. Ama artık Türkiye, tüm unsurlarıyla tam donanımlı bir kabile devleti oldu.

Kabilelerin başındaki insanlara ne denir?

“Kabile reisi” denir.

Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de!

Ne desin millet? Mahmut mu desin?

Bak ne güzel, herkes “Reis” diyor.

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5.1k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5.1k

“Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de! Ne desin millet? Mahmut mu desin?”


Veysel Ayhan TR 724’teki son yazısında AKP ve Erdoğan’ın adalet anlayışını sorguluyor.

Bazen ne olduğunuzu saklayayım derken ne olduğunuzu açık edersiniz. Erdoğan erken seçim tartışmalarıyla ilgili “Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında seçime gidilir. Bunlar kabile devletlerinin yaptığı işlerdir,” dedi.


Oysa kendisi erken seçimle cumhurbaşkanı olmuştu. 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öne alınmış 24 Haziran 2018’de yapılmıştı. Yerli ve yabancı herkes kabile devletinin farkında. Erdoğan da farkında ama öyle görülmesini istemiyor. “Bize kimse kabile devleti muamelesi yapamaz,” diyor.

Bu yazıda canını sıkan dönerciyi kapatmaya kalkan Denizli valisi gibi kabile valilerini; Saray’dan gelen telefonla veya rüşvet komisyoncusundan gelen mesajla karar veren kabile hakimlerini, uyuşturucu toptancılığı yapan askerleri ve diğer taciz ve tecavüzcüleri yazmayacağım.

AKP genetiğinin en önemli kodundan bahsedeceğim.

AKP’NİN EN ÖNEMLİ GENETİK KODU

Bu kod her kabile devletinin değişmez genetiği.

Tarih boyunca adına “kan davası” denmiş.

Veli, Ali’yi öldürür. Öldüren Veli’dir ama bunun önemi yoktur. Ali’nin karşılığında Veli’nin kabilesinden herhangi biri öldürülür. Halbuki adalet, öldürenin cezalandırılmasıdır. Ama bu uygulanmaz. Karşı kabileden masum da olsa biri öldürülerek “kabile adaleti” sağlanır.

Karşılıklı cinayetler böyle sürer gider. 80 yıl süren kan davaları vardır. Niçin başladığı bile unutulur.

Şöyle hikayeler duyarsınız: ‘‘Beyim, şimdi aslında köyde bir alacak verecek davasından bu iki adam birkaç kez atışmış. Bunun üzerine karşı tarafın dedesi bizim dedemizin üzerine atını sürmüş. Bizimki düşüp kolunu kırmış. O da atıyla üstünden geçmiş. Dava böyle başlamış.’’

İlkellik, bedevilik ve cehaletin bir araya gelmesi ile bu tür “kan davaları” ortaya çıkar.

Onlarca, yüzlerce masum boş yere ölür, çocuklar yetim kalır.

Erdoğan’ın ve AKP’nin adalet anlayışı, işte bu “kan davası” kültürüne dayanıyor.

O sebeple de suçlu sayılan koca bulunamayınca, karısı tutuklanıyor.

Polis müdürü babasına kızıp avukat kızı zindana atılıyor.

Darbe teşebbüsüne katılanlara kızıp, katılmayanlar yargılanıyor.

Askere kızıp öğretmen göz altına alınıyor.

Damat bulunamayınca kayınvalide hapse atılıyor.

Tüm bunlar sadece ilkel kabilelerde olabilecek “adalet” örnekleri.

Sadece “Gülen” soyadını taşıdığı için 50’den fazla insan tutuklandı.

Yüzden fazla üst rütbeli subay, general ve amiral tutuklu ve bunların pek çoğunun eşi de -maalesef- kocaları yüzünden tutuklu.

Türkiye öyle bir tımarhaneye döndü ki kimse de kalkıp “yahu bu kadının kocası darbecilikle yargılanıyor. Kendisi niye tutuklu?” diye sormuyor. Sormaktan korkuyor.

Yargıdaki son örnek 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen General Semih Terzi.

O gece Diyarbakır’da olan Terzi’nin uçağına, hava sahası kapatılmasına rağmen ilginç bir şekilde kalkış izni verilip tuzağa çekiliyor. Özel Kuvvetlerin girişinde infaz ediliyor. Darbeci demek için doğru dürüst bir delil yok. Ama infaz ediliyor.

Kabile medyası, General Semih Terzi’yi o sabah “darbeci” olarak yaftalayınca emir gereği onu infaz eden Ömer Halisdemir “kahraman” ilan ediliyor.

Semih Terzi, 15 Temmuz akşamına kadar TSK’nın en başarılı generallerinden biri olarak biliniyor.

Varsayalım darbeye kalkıştı. Eşi Nazire Terzi’nin bunda ne suçu olabilir?

Kenan Evren, darbeci diye, eşi Sekine Evren’e darbeci diyen oldu mu?

Tabii ki olmadı.

Çoğu kabile devletinde bile kan davası tarih oldu.

Ama “Bize kabile devleti” demeyin diyen Reis Erdoğan’ın ülkesinde hükmünü devam ettiriyor.

Çiçek Abbas filminin meşhur repliğini hatırlayalım: Minibüsçü Çiçek Abbas’ı oynayan İlyas Salman, eski ustasına “abi” demeyi bırakıp adıyla hitap etmesine kızan “Şakir” rolündeki Şener Şen’e “Ne diyem Mahmut mu diyem?” diyordu.

Çağdaş demokrasilerde “Reis” yoktur. Geçici olarak bir makamda oturan başbakanlar, cumhurbaşkanları vardır. Ama artık Türkiye, tüm unsurlarıyla tam donanımlı bir kabile devleti oldu.

Kabilelerin başındaki insanlara ne denir?

“Kabile reisi” denir.

Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de!

Ne desin millet? Mahmut mu desin?

Bak ne güzel, herkes “Reis” diyor.

“Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de! Ne desin millet? Mahmut mu desin?”


Veysel Ayhan TR 724’teki son yazısında AKP ve Erdoğan’ın adalet anlayışını sorguluyor.

Bazen ne olduğunuzu saklayayım derken ne olduğunuzu açık edersiniz. Erdoğan erken seçim tartışmalarıyla ilgili “Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında seçime gidilir. Bunlar kabile devletlerinin yaptığı işlerdir,” dedi.


Oysa kendisi erken seçimle cumhurbaşkanı olmuştu. 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi öne alınmış 24 Haziran 2018’de yapılmıştı. Yerli ve yabancı herkes kabile devletinin farkında. Erdoğan da farkında ama öyle görülmesini istemiyor. “Bize kimse kabile devleti muamelesi yapamaz,” diyor.

Bu yazıda canını sıkan dönerciyi kapatmaya kalkan Denizli valisi gibi kabile valilerini; Saray’dan gelen telefonla veya rüşvet komisyoncusundan gelen mesajla karar veren kabile hakimlerini, uyuşturucu toptancılığı yapan askerleri ve diğer taciz ve tecavüzcüleri yazmayacağım.

AKP genetiğinin en önemli kodundan bahsedeceğim.

AKP’NİN EN ÖNEMLİ GENETİK KODU

Bu kod her kabile devletinin değişmez genetiği.

Tarih boyunca adına “kan davası” denmiş.

Veli, Ali’yi öldürür. Öldüren Veli’dir ama bunun önemi yoktur. Ali’nin karşılığında Veli’nin kabilesinden herhangi biri öldürülür. Halbuki adalet, öldürenin cezalandırılmasıdır. Ama bu uygulanmaz. Karşı kabileden masum da olsa biri öldürülerek “kabile adaleti” sağlanır.

Karşılıklı cinayetler böyle sürer gider. 80 yıl süren kan davaları vardır. Niçin başladığı bile unutulur.

Şöyle hikayeler duyarsınız: ‘‘Beyim, şimdi aslında köyde bir alacak verecek davasından bu iki adam birkaç kez atışmış. Bunun üzerine karşı tarafın dedesi bizim dedemizin üzerine atını sürmüş. Bizimki düşüp kolunu kırmış. O da atıyla üstünden geçmiş. Dava böyle başlamış.’’

İlkellik, bedevilik ve cehaletin bir araya gelmesi ile bu tür “kan davaları” ortaya çıkar.

Onlarca, yüzlerce masum boş yere ölür, çocuklar yetim kalır.

Erdoğan’ın ve AKP’nin adalet anlayışı, işte bu “kan davası” kültürüne dayanıyor.

O sebeple de suçlu sayılan koca bulunamayınca, karısı tutuklanıyor.

Polis müdürü babasına kızıp avukat kızı zindana atılıyor.

Darbe teşebbüsüne katılanlara kızıp, katılmayanlar yargılanıyor.

Askere kızıp öğretmen göz altına alınıyor.

Damat bulunamayınca kayınvalide hapse atılıyor.

Tüm bunlar sadece ilkel kabilelerde olabilecek “adalet” örnekleri.

Sadece “Gülen” soyadını taşıdığı için 50’den fazla insan tutuklandı.

Yüzden fazla üst rütbeli subay, general ve amiral tutuklu ve bunların pek çoğunun eşi de -maalesef- kocaları yüzünden tutuklu.

Türkiye öyle bir tımarhaneye döndü ki kimse de kalkıp “yahu bu kadının kocası darbecilikle yargılanıyor. Kendisi niye tutuklu?” diye sormuyor. Sormaktan korkuyor.

Yargıdaki son örnek 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen General Semih Terzi.

O gece Diyarbakır’da olan Terzi’nin uçağına, hava sahası kapatılmasına rağmen ilginç bir şekilde kalkış izni verilip tuzağa çekiliyor. Özel Kuvvetlerin girişinde infaz ediliyor. Darbeci demek için doğru dürüst bir delil yok. Ama infaz ediliyor.

Kabile medyası, General Semih Terzi’yi o sabah “darbeci” olarak yaftalayınca emir gereği onu infaz eden Ömer Halisdemir “kahraman” ilan ediliyor.

Semih Terzi, 15 Temmuz akşamına kadar TSK’nın en başarılı generallerinden biri olarak biliniyor.

Varsayalım darbeye kalkıştı. Eşi Nazire Terzi’nin bunda ne suçu olabilir?

Kenan Evren, darbeci diye, eşi Sekine Evren’e darbeci diyen oldu mu?

Tabii ki olmadı.

Çoğu kabile devletinde bile kan davası tarih oldu.

Ama “Bize kabile devleti” demeyin diyen Reis Erdoğan’ın ülkesinde hükmünü devam ettiriyor.

Çiçek Abbas filminin meşhur repliğini hatırlayalım: Minibüsçü Çiçek Abbas’ı oynayan İlyas Salman, eski ustasına “abi” demeyi bırakıp adıyla hitap etmesine kızan “Şakir” rolündeki Şener Şen’e “Ne diyem Mahmut mu diyem?” diyordu.

Çağdaş demokrasilerde “Reis” yoktur. Geçici olarak bir makamda oturan başbakanlar, cumhurbaşkanları vardır. Ama artık Türkiye, tüm unsurlarıyla tam donanımlı bir kabile devleti oldu.

Kabilelerin başındaki insanlara ne denir?

“Kabile reisi” denir.

Hem ülkenin tapusunu kendi üzerine yap, dilediğini zindana at, hınç ve intikamla kan davası güt, hem de “Bize kabile devleti demeyin” de!

Ne desin millet? Mahmut mu desin?

Bak ne güzel, herkes “Reis” diyor.

ShareTweet
Previous Post

Yokluğunun sebebi anlaşıldı

Next Post

NYT: Trump’ın Çin’de banka hesabı var

İLGİLİ HABERLER

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı
ANALİZ

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5.1k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır
ANALİZ

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar

September 25, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar

September 20, 2023
5.1k
15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…
15 TEMMUZ

15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…

September 17, 2023
5.3k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?

September 11, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

AİHM’in ihlal kararı: AKP yargısına yol göstermeye çabalayan Erşan Şen’e Dr. Gökhan Güneş cevap verdi

AİHM’in ihlal kararı: AKP yargısına yol göstermeye çabalayan Erşan Şen’e Dr. Gökhan Güneş cevap verdi
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Yalçınkaya ve Gezi kararları sonrası Kılıçdaroğlu’ndan AKP hükumetine AYM ve AİHM uyarısı

Yalçınkaya ve Gezi kararları sonrası Kılıçdaroğlu’ndan AKP hükumetine AYM ve AİHM uyarısı
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Altın Portakal’da Sansüre tepki: Demet Akbağ jüri başkanlığından istifa etti, Yönetmen Müfit Can Saçıntı festivale katılmayacağını açıkladı

‘Altın Portakal’da Sansüre tepki: Demet Akbağ jüri başkanlığından istifa etti, Yönetmen Müfit Can Saçıntı festivale katılmayacağını açıkladı
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Bahçeli’nin fotoğraf çektirdiği Sedat Şahin’in yeğenine operasyon: 41 kişi gözaltına alındı

Bahçeli’nin fotoğraf çektirdiği Sedat Şahin’in yeğenine operasyon: 41 kişi gözaltına alındı
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Prof. Dr. Özgenç, Akarca’yı istifaya davet etti: Yargıtay Başkanı emniyet müdürü ile neden görüşür?

Prof. Dr. Özgenç, Akarca’yı istifaya davet etti: Yargıtay Başkanı emniyet müdürü ile neden görüşür?
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İçişleri Bakanı Yerlikaya cemaate yönelik ‘Nefret Operasyonu’na övgüler dizdi

İçişleri Bakanı Yerlikaya cemaate yönelik ‘Nefret Operasyonu’na övgüler dizdi
by Özkan yazar
September 29, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Kanun Hükmü’ndeki KHK’lı öğretmen: 50 davadan beraat ettim

‘Kanun Hükmü’ndeki KHK’lı öğretmen: 50 davadan beraat ettim
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Bahçeli’nin Soylu mesajı İçişleri’nde nasıl yankılandı?

Bahçeli’nin Soylu mesajı İçişleri’nde nasıl yankılandı?
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Tamer Karadağlı şaşırtmadı: Bakanlığımızın aldığı kararın arkasındayız

Tamer Karadağlı şaşırtmadı: Bakanlığımızın aldığı kararın arkasındayız
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Profesör Sözüer uyardı: AİHM kararlarını uygulamak zorundayız

Profesör Sözüer uyardı: AİHM kararlarını uygulamak zorundayız
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AİHM’in ‘Yalçınkaya kararı’: Siyasi palavraları bırakın

AİHM’in ‘Yalçınkaya kararı’: Siyasi palavraları bırakın
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Depremzedelere gönderilen yardımları çalan emniyet müdürü tahliye edildi

Depremzedelere gönderilen yardımları çalan emniyet müdürü tahliye edildi
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5k

Devamını oku

MESEM gerçeği: Denetimsizlik, fazla mesai, ucuz işgücü…

MESEM gerçeği: Denetimsizlik, fazla mesai, ucuz işgücü…
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5k

Devamını oku

Altın Portakal’da başa dönüldü: Eğer burada geri adım atılırsa sanata daha da büyük baskılar gelecektir

Altın Portakal’da başa dönüldü: Eğer burada geri adım atılırsa sanata daha da büyük baskılar gelecektir
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Altın Portakal yönetimi ‘Kanun Hükmü’nü yine seçkiden çıkardı

Altın Portakal yönetimi ‘Kanun Hükmü’nü yine seçkiden çıkardı
by aktifhabercom
September 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Gezi davasında karar çıktı; Osman Kavala, Can Atalay’ın aralarında bulunduğu 5 kişinin cezası onandı

Gezi davasında karar çıktı; Osman Kavala, Can Atalay’ın aralarında bulunduğu 5 kişinin cezası onandı
by Özkan yazar
September 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Uluslararası Ceza Hukukçusu Dr. Gökhan Güneş: Bakan kararı okumamış, AİHM‘in Yalçınkaya kararı bal gibi emsal olur.

Uluslararası Ceza Hukukçusu Dr. Gökhan Güneş: Bakan kararı okumamış, AİHM‘in Yalçınkaya kararı bal gibi emsal olur.
by Özkan yazar
September 28, 2023
0
5.2k

Devamını oku

AKP – MHP’liler Adliyelerde rüşvet ağını nasıl kurdu, nasıl işliyor?

AKP – MHP’liler Adliyelerde rüşvet ağını nasıl kurdu, nasıl işliyor?
by Özkan yazar
September 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Artık adil bir iltica başvuru süreci mümkün olmayacak’

‘Artık adil bir iltica başvuru süreci mümkün olmayacak’
by Özkan yazar
September 28, 2023
0
5.6k

Devamını oku

Erdoğan’ın uçak sayısını neden saklıyorlar; Tek cümlelik açıklama var, cevap yine yok

Erdoğan’ın uçak sayısını neden saklıyorlar; Tek cümlelik açıklama var, cevap yine yok
by Özkan yazar
September 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.