Cezaevinde kalması gereken süre biten mahpusların, son bir yılını karakola imza vererek dışarıda geçirmelerini sağlayan denetimli serbestlik hakkı, birçok cezaevinde keyfi biçimde uygulanmıyor.
1 Ocak 2021’de uygulanmaya başlanan düzenlemeye göre, cezaevleri bünyesinde oluşturulan İdari ve Gözlem Kurulları, mahpuslar hakkında 6 ayda bir rapor hazırlıyor. “İyi halli” olduğu tespit edilen mahpuslara, denetimli serbestlik hakkı veriliyor. Diğerlerine verilmiyor.
Özellikle Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında hapis yatan öğretmen, öğrenci, ev hanımı, gazeteci, doktor, akademisyen, savcı, hakim başta olmak üzere birçok insan, denetimli serbestlik hakkından mahrum ediliyor.
Denetimli serbestlik hakkı vermeyen cezaevlerinin başında Kütahya E Tipi Cezaevi geliyor. Kütahya’da cezaevi kütüphanesinden Risale-i Nur dışında kitap almadığı gerekçesiyle bir mahpusa denetimli serbestlik hakkı verilmedi. Aynı cezaevinde başka bir hükümlü ise, “Eşini niye etkin pişmanlığa ikna etmedin?” denilerek denetimli serbestlik hakkından mahrum edildi.
İnsan hakları savunucuları ve milletvekilleri, tıpkı mahkemeler gibi bir yargı kurumuna dönüşen bu kurulların, özellikle siyasi tutukluların özgürlüklerini elinden aldığını ve hak ihlaline sebep olduğunu birçok kez gündeme getirdi. Ancak bir çözüm bulunamadı. Adalet Bakanlığı bu itirazlara adeta ‘taş duvar’ kesildi.
İMAMLI, TEKNİSYENLİ GÖZLEM KURULLARI
Gözlem kurulları; cezaevi savcısı, müdürleri, psikolog, infaz koruma memurları başta olmak üzere 10-15 kişiden oluşuyor. Fakat ilginç olarak hiç alakası olmadığı halde cezaevi teknisyenleri bile kurul üyesi olarak mahkumların “iyi halini” değerlendirmede kanaat bildirebiliyor.
Bazı cezaevinde oluşturulan kurullarda, insanlara pişmanlık dilekçesi imzalatabilmek için Diyanet’ten bir görevli bile yer aldığı oluyor. Görevi, denetimli serbestlik zamanı gelen tutuklu ile mülakat yapıp rapor hazırlamak olan kurulda; imamın, teknisyenin ne işi var?
AMAÇ GÖZLEM DEĞİL, PSİKOLOJİK BASKI
İyi halin kriterleri neler? Kurul üyeleri, neye, kime göre karar veriyor? Mahpuslara psikolojik baskı uygulayan bu kurullar, bir mahkeme gibi dava dosyalarından sorular sorarak insanları yeniden yargılıyor.
Bold’a konuşan tutuklu yakınlarının verdiği bilgiye göre mahpuslar “Mahkemede karşılaşmadığımız sorularla karşılaşıyoruz.” diyor. “Sen bu örgütle ne zaman tanıştın? Evlerine gittin mi, dershanesine gittin mi, hangi vazifeleri yaptın?” gibi sorular soruluyor. Birden tüm kurul, hakim savcı kesiliyor! Hatta tutukluları koğuş arkadaşları hakkında muhbirliğe bile zorlanıyor.
En son Manisa Akhisar Cezaevinde kalan ve adının açıklanmasını istemeyen bir tutukluya, “Sizin koğuşta hala örgütle bağlantısı devam eden kişi var mı?” diye sordular. Tutuklu, kurula memnun olmayacakları bir cevap verdiği için denetimli serbestlik hakkı yandı, cezası 1 yıl daha uzatıldı.
AİHM’E BAŞVURMAK BİLE YASAK
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi kurumlara başvurarak, dilekçe yazarak hak arayan biriyseniz de denetimli serbestlik hakkınızdan olabiliyorsunuz. “Siz hala hak mı aramaya çalışıyorsunuz” deyip bunu sebep göstererek denetimli serbestlik hakkını vermiyorlar.
Kriterler objektif olmadığı ve her cezaevi kendine göre uygulama yaptığı için; mahkumlar arasında daha “insaflı” olabilecek hapishanelere doğru kaçış var. Türkiye’nin birçok cezaevinde denetimli serbestlik hakkı hukuki olmayan gerekçelerle mahpusların ellerinden alınıyor. İşte o uygulamalardan bazıları:
– Çanakkale E Tipi Cezaevinde tutuklu olan emekli yurt müdürü Mesut Gül’ün, ‘koğuşlar kalabalık ve kantindeki çeşit az’ diye cezaevi yönetimine 3-4 dilekçe yazdığı için denetimli serbestlik hakkı iptal edildi.
– Tekirdağ Cezaevinde tutuklu olan veteriner hekim Muharrem Altay’a hiçbir gerekçe gösterilmeden dilekçelerine olumsuz cevap verildi.
– İzmir 2 Nolu T Tipi Cezaevinde tutuklu olan, sol kolu trafik kazasında koptuğu için yüzde 60 engelli olan Bilal Danış’a, “Sürekli engeli yoktur” raporu verilerek denetimli hakkından yararlanması engellendi.
– Kütahya E Tipi Cezaevinde kalan ve adının açıklanmasını güvenlik gerekçesiyle istemeyen bir mahpusun cezaevi kütüphanesinden 6 ay boyunca Risale-i Nur Külliyatı dışında kitap okumaması gerekçesiyle denetimli serbestlik hakkı elinden alındı.
– Kocaeli 1 Nolu T Tipi Cezaevinde kalan Hayri Özkul’a iki kez “iyi halli” raporu verilmesine rağmen denetimli hakkından mahrum edildi.
– Kütahya E Tipi Cezaevinde etkin pişmanlıktan yararlanan bir mahpusa “Madem sen pişmansın, eşin de yargılanıyor, dosyası İstinaf’ta eşini niye etkin pişmanlığa ikna etmedin?” denilerek denetimli hakkı verilmedi.
Cezaevinde kalması gereken süre biten mahpusların, son bir yılını karakola imza vererek dışarıda geçirmelerini sağlayan denetimli serbestlik hakkı, birçok cezaevinde keyfi biçimde uygulanmıyor.
1 Ocak 2021’de uygulanmaya başlanan düzenlemeye göre, cezaevleri bünyesinde oluşturulan İdari ve Gözlem Kurulları, mahpuslar hakkında 6 ayda bir rapor hazırlıyor. “İyi halli” olduğu tespit edilen mahpuslara, denetimli serbestlik hakkı veriliyor. Diğerlerine verilmiyor.
Özellikle Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında hapis yatan öğretmen, öğrenci, ev hanımı, gazeteci, doktor, akademisyen, savcı, hakim başta olmak üzere birçok insan, denetimli serbestlik hakkından mahrum ediliyor.
Denetimli serbestlik hakkı vermeyen cezaevlerinin başında Kütahya E Tipi Cezaevi geliyor. Kütahya’da cezaevi kütüphanesinden Risale-i Nur dışında kitap almadığı gerekçesiyle bir mahpusa denetimli serbestlik hakkı verilmedi. Aynı cezaevinde başka bir hükümlü ise, “Eşini niye etkin pişmanlığa ikna etmedin?” denilerek denetimli serbestlik hakkından mahrum edildi.
İnsan hakları savunucuları ve milletvekilleri, tıpkı mahkemeler gibi bir yargı kurumuna dönüşen bu kurulların, özellikle siyasi tutukluların özgürlüklerini elinden aldığını ve hak ihlaline sebep olduğunu birçok kez gündeme getirdi. Ancak bir çözüm bulunamadı. Adalet Bakanlığı bu itirazlara adeta ‘taş duvar’ kesildi.
İMAMLI, TEKNİSYENLİ GÖZLEM KURULLARI
Gözlem kurulları; cezaevi savcısı, müdürleri, psikolog, infaz koruma memurları başta olmak üzere 10-15 kişiden oluşuyor. Fakat ilginç olarak hiç alakası olmadığı halde cezaevi teknisyenleri bile kurul üyesi olarak mahkumların “iyi halini” değerlendirmede kanaat bildirebiliyor.
Bazı cezaevinde oluşturulan kurullarda, insanlara pişmanlık dilekçesi imzalatabilmek için Diyanet’ten bir görevli bile yer aldığı oluyor. Görevi, denetimli serbestlik zamanı gelen tutuklu ile mülakat yapıp rapor hazırlamak olan kurulda; imamın, teknisyenin ne işi var?
AMAÇ GÖZLEM DEĞİL, PSİKOLOJİK BASKI
İyi halin kriterleri neler? Kurul üyeleri, neye, kime göre karar veriyor? Mahpuslara psikolojik baskı uygulayan bu kurullar, bir mahkeme gibi dava dosyalarından sorular sorarak insanları yeniden yargılıyor.
Bold’a konuşan tutuklu yakınlarının verdiği bilgiye göre mahpuslar “Mahkemede karşılaşmadığımız sorularla karşılaşıyoruz.” diyor. “Sen bu örgütle ne zaman tanıştın? Evlerine gittin mi, dershanesine gittin mi, hangi vazifeleri yaptın?” gibi sorular soruluyor. Birden tüm kurul, hakim savcı kesiliyor! Hatta tutukluları koğuş arkadaşları hakkında muhbirliğe bile zorlanıyor.
En son Manisa Akhisar Cezaevinde kalan ve adının açıklanmasını istemeyen bir tutukluya, “Sizin koğuşta hala örgütle bağlantısı devam eden kişi var mı?” diye sordular. Tutuklu, kurula memnun olmayacakları bir cevap verdiği için denetimli serbestlik hakkı yandı, cezası 1 yıl daha uzatıldı.
AİHM’E BAŞVURMAK BİLE YASAK
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi kurumlara başvurarak, dilekçe yazarak hak arayan biriyseniz de denetimli serbestlik hakkınızdan olabiliyorsunuz. “Siz hala hak mı aramaya çalışıyorsunuz” deyip bunu sebep göstererek denetimli serbestlik hakkını vermiyorlar.
Kriterler objektif olmadığı ve her cezaevi kendine göre uygulama yaptığı için; mahkumlar arasında daha “insaflı” olabilecek hapishanelere doğru kaçış var. Türkiye’nin birçok cezaevinde denetimli serbestlik hakkı hukuki olmayan gerekçelerle mahpusların ellerinden alınıyor. İşte o uygulamalardan bazıları:
– Çanakkale E Tipi Cezaevinde tutuklu olan emekli yurt müdürü Mesut Gül’ün, ‘koğuşlar kalabalık ve kantindeki çeşit az’ diye cezaevi yönetimine 3-4 dilekçe yazdığı için denetimli serbestlik hakkı iptal edildi.
– Tekirdağ Cezaevinde tutuklu olan veteriner hekim Muharrem Altay’a hiçbir gerekçe gösterilmeden dilekçelerine olumsuz cevap verildi.
– İzmir 2 Nolu T Tipi Cezaevinde tutuklu olan, sol kolu trafik kazasında koptuğu için yüzde 60 engelli olan Bilal Danış’a, “Sürekli engeli yoktur” raporu verilerek denetimli hakkından yararlanması engellendi.
– Kütahya E Tipi Cezaevinde kalan ve adının açıklanmasını güvenlik gerekçesiyle istemeyen bir mahpusun cezaevi kütüphanesinden 6 ay boyunca Risale-i Nur Külliyatı dışında kitap okumaması gerekçesiyle denetimli serbestlik hakkı elinden alındı.
– Kocaeli 1 Nolu T Tipi Cezaevinde kalan Hayri Özkul’a iki kez “iyi halli” raporu verilmesine rağmen denetimli hakkından mahrum edildi.
– Kütahya E Tipi Cezaevinde etkin pişmanlıktan yararlanan bir mahpusa “Madem sen pişmansın, eşin de yargılanıyor, dosyası İstinaf’ta eşini niye etkin pişmanlığa ikna etmedin?” denilerek denetimli hakkı verilmedi.