Sözcü yazarı ekonomist Ege Cansen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın 2 milyar liraya yakın gelir vergisi ödeyerek Türkiye vergi şampiyonu olmasının arka planını yazdı.
BAYKAR grubu firmalarının sahipleri Selçuk Bayraktar ile ağabeyi Haluk Bayraktar’ın toplamda 3.7 milyar lira gelir vergisi ödediğine dikkat çeken Cansen, BAYKAR’ın 2023 yılında vergiye tabi net karının yaklaşık 400 milyon, toplam servetlerinin ise 2.2 milyar dolara ulaştığını hesapladı.
BAYKAR firmasının kurumlar vergisi mükellefi olmayan bir adi ortaklık olduğunu ve firmanın kârının doğrudan sahiplerinin geliri olduğunu kaydeden Cansen , ‘2 bini mühendis 5.000 vasıflı eleman çalıştıran, imalatının %86’sını (parasal mı, adetsel mi anlamadım) ihraç edip, 2022 yılında 1.2 milyar dolar dış gelir elde eden bu dev kuruluş, elde ettiği kârın daha büyük bir kısmını bünyesinde tutmak için farklı bir vergi planlaması yapmalıydı’ ifadelerini kullandı.
BAYKAR’ın ilk müşterisinin TSK olduğuna ve kendi ordusuna silah satamayan bir fabrikadan (İHA da SİHA da silah) başka ülkelerin silah almayacağının altını çizen Ege Cansen, ‘Aklıma takılan iki soru var: 1. BAYKAR grubu ürün geliştirirken kamudan parasal destek aldı mı? Aldıysa kamunun geliştirilen ürünler üzerinde fikri mülkiyet hakkı var mı? 2. Bir BAYKAR ürününün TSK’ya satış fiyatı ile ihraç fiyatı arasında fark var mı?’ diye sordu.
Ege Cansen şunları yazdı:
Uçak yapımcısı BAYKAR grubu firmalarının sahiplerinden Selçuk Bayraktar (44) son zamanların adeta “yaşarken efsaneleşmiş yaratıcı mühendis” genç iş adamıdır. Kendisi bu sene (2023 takvim yılındaki kazançlarından) 2 milyar liraya yakın gelir vergisi ödeyerek Türkiye vergi şampiyonu oldu.
Geçen iki yılda da zannedersem yine şampiyondu. Bu yıl 1.7 milyar lirayla ikinci olan ağabeyi Haluk Bayraktar (45) da “yönetici mühendis”tir. İki kardeş toplamda 3.7 milyar dolar vergi ödemiştir. Bu vergiyi doğuran kazançlarının hepsini BAYKAR’dan elde ettiklerini varsayarak bir hesap yapacağım. 3.7 milyar sayısı 0.36’ya (kabaca efektif vergi oranı) bölünürse, BAYKAR’ın 2023 yılı vergiye tabi net kârının 10 milyar lira veya 2023’te ortalama 24 TL olan kura göre 400 milyon dolara ulaştığı sonucuna varılır. Bu rakam, en azından 25 olan “Fiyat/Kazanç” katsayısıyla çapılırsa BAYKAR’ın piyasa değerinin 10 milyar dolar olduğu ortaya çıkar. Bu kadar değerli bir yüksek teknoloji firması yaratmak çok büyük bir başarıdır. Anladığıma göre halen “adi ortaklık” olarak çalışan BAYKAR bir an önce kardeş firmalarıyla konsolide edilip anonim şirkete dönüştürülmeli ve ardından İstanbul ve New York borsalarında halka açılmalıdır. Bu sayede Bayraktar kardeşlerin halen 2.2 milyar dolar olan toplam servetleri de beş katına çıkar.
SAVUNMA SANAYİ FİRMALARI
Savunma sanayisi firmalarının ilk müşterisi, o ülkenin silahlı kuvvetleri olmak zorundadır. Kendi ordusuna silah satamayan bir fabrikadan (İHA da SİHA da silahtır) başka ülkeler silah almaz. Ayrıca hiçbir girişimci, belki satabilirim diye kendi inisiyatifi ile muharebe silahı (av tüfeği değil, savaş uçağı, tank, obüs, denizaltı, uçak gemisi) geliştirmez. Ancak parası devlet tarafından ödenmek üzere bunu yapar. Altay tankını, otobüs ve kamyon üreticisi Otokar’ın 50 milyon dolara geliştirdiğini hatırlayın.
…
BU KADAR YÜKSEK VERGİ ÖDEMEK BİR FİNANSMAN HATASIDIR
Bayraktar kardeşlerin bu kadar yüksek vergi vermesi “büyümenin finansmanı” açısından yanlıştır. Anladığım kadarıyla BAYKAR firmasının tüzel kişiliği yoktur. Yani kurumlar vergisi mükellefi değildir. Adi ortaklıktır. Firmanın kârı doğrudan sahiplerinin vergiye tabi geliri olmaktadır. 2 bini mühendis 5.000 vasıflı eleman çalıştıran, imalatının %86’sını (parasal mı, adetsel mi anlamadım) ihraç edip, 2022 yılında 1.2 milyar dolar dış gelir elde eden bu dev kuruluş, elde ettiği kârın daha büyük bir kısmını bünyesinde tutmak için farklı bir vergi planlaması yapmalıydı. Bunun yolu da yukarıda yazdığım gibi, AŞ’ye dönüşüp halka açılmaktır. Hatta dış borsalarda listeye girmektir. Ancak bu yolla “sermaye piyasalarına” ulaşılır, büyüme kolaylıkla finanse edilerek küresel bir firma haline gelinir. Aklıma takılan iki soru var: 1. BAYKAR grubu ürün geliştirirken kamudan parasal destek aldı mı? Aldıysa kamunun geliştirilen ürünler üzerinde fikri mülkiyet hakkı var mı? 2. Bir BAYKAR ürününün TSK’ya satış fiyatı ile ihraç fiyatı arasında fark var mı?