“Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor…”
Ataklı, Hürriyet’in o manşetle 28 Şubat’çı yöntemlerle “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıldığını söyledi.
Can Ataklı’nın yazısı şöyle…
Bu bir “4 yıldızlı general” yazısıdır
Hürriyet Gazetesi dün “7 eleştiriye 7 yanıt” manşetiyle çıktı. Ama asıl aynı haberin iç sayfasındaki başlığı daha önemli.
Hürriyet haberin ayrıntısını “Karargâh rahatsız” başlığı ile duyuruyordu. Haberin başında nal gibi fotoğraflı “Hande Fırat” imzasını görünce “Bravo, herkesi atlatmış yine, Genelkurmay Başkanı ile konuşmuş” diye düşündüm. Ancak haberi okumaya başlayınca yanıldığımı gördüm. Çünkü “karargâhın rahatsızlığı” bir kişi ile yapılmış konuşma değil, karargâhtan dedikodu niteliği taşıyan bir kulis yazısıydı bu. (Konuşmanın muhtemelen Hulusi Akar’la yapılmış olduğunu sanıyorum.)
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi “4 yıldızlı general” haberi gibiydi. O yıllarda bu çok modaydı. Bazı çok satan gazetelerin Ankara temsilcileri orgenerallerle konuşur, ancak generaller isminin yazılmasını istemezdi. Bu türü haberler de genellikle “4 yıldızlı bir generalin söylediğine göre” diye başlardı. Haberin özü mevcut Refah‐ DYP koalisyonuna karşı ağır ifadeler olurdu.
Bana Hürriyet yine Ankara temsilcisi aracılığı ile bu yöntemi hortlatıyor gibi geldi. Bu ne demek? Şu; Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor. Kısacası üstü kapalı bir “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıyor. Elbette “dedikodu‐kulis” haberinin içeriğine de bakmak gerek.
Öncelikle belirteyim, 7 eleştiri olarak nitelenen konuların 5 tanesini bu köşeden sordum. Elbette “Bana cevap vermişler” demiyorum ama sonuçta o soruları soran nadir gazetecilerden biriyim. 7 cevaptan en önemlisi “orduda türban serbestisi” ile ilgili. Habere göre türban kararı bakanlık tarafından alınmış, askere hiç sorulmamış.
Konuyla ilgili paragrafta “türban kararından rahatsızlık duyulduğu” belirtilmiyor ama “Bunda Genelkurmay Başkanlığının dahli olmadığı” açıklanıyor. “4 yıldızlı general” Akit yazarına taziyede bulunulduğunu ama Tarık Akan ve Mehmet Türker için de bunun yapıldığını söylüyor. Bizim haberimiz olmamış demek ki.
Bir eleştiri de Hulisi Akar’ın Erdoğan’la çok sık görüşmesi. Dedikodu‐kulis haberinde Akar’ın Erdoğan’ın sadece iki dış gezisine katıldığı belirtiliyor. Aslında eleştiri geziye gitmesine değil, siyasi tavır koymasına, namazda saf tutarken fotoğraf servis etmesine ama bunlara cevap yok. Bir diğer eleştiri Amerikan Genelkurmay Başkanı ile İncirlik’te görüşmesi. 5 görüşme yapılmış, üçü Ankara’da ikisi İncirlik’te olmuş. Amerika’daki görüşme ise Türkiye Büyükelçiliği’nde olmuş.
Çuvalcı Amerikan generalinin Akar’a madalya takmasının ise “Başka komutanlara da takıldığı için normal” olduğu ileri sürülüyor. Akar’a yöneltilen “Kardak’ta hatıra fotoğrafı şovu yaptılar” eleştirisine cevap olarak da “kararlılık mesajı verildiği” vurgulanıyor ve bazılarının “Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürme çabalarının” düşündürücü olduğu belirtiliyor. Yersek tabii.
Son eleştiri ise Akar’ın darbeci general Mehmet Dişli ile ortak arsa alması konusunda. Bu haber de yalanlanıyor. Hürriyet Ankara temsilcisi üzerinden Genelkurmay bir mesaj göndermiş hepimize ama asıl sorulan “darbe gecesi ne oldu, bilinmeyen 6 saatte neler yaşandı” sorularına tek satır cevap verilmiyor. Buna karşı “ordunun siyasete çekilmeye çalışıldığı” vurgulanıyor.
“Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor…”
Ataklı, Hürriyet’in o manşetle 28 Şubat’çı yöntemlerle “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıldığını söyledi.
Can Ataklı’nın yazısı şöyle…
Bu bir “4 yıldızlı general” yazısıdır
Hürriyet Gazetesi dün “7 eleştiriye 7 yanıt” manşetiyle çıktı. Ama asıl aynı haberin iç sayfasındaki başlığı daha önemli.
Hürriyet haberin ayrıntısını “Karargâh rahatsız” başlığı ile duyuruyordu. Haberin başında nal gibi fotoğraflı “Hande Fırat” imzasını görünce “Bravo, herkesi atlatmış yine, Genelkurmay Başkanı ile konuşmuş” diye düşündüm. Ancak haberi okumaya başlayınca yanıldığımı gördüm. Çünkü “karargâhın rahatsızlığı” bir kişi ile yapılmış konuşma değil, karargâhtan dedikodu niteliği taşıyan bir kulis yazısıydı bu. (Konuşmanın muhtemelen Hulusi Akar’la yapılmış olduğunu sanıyorum.)
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi “4 yıldızlı general” haberi gibiydi. O yıllarda bu çok modaydı. Bazı çok satan gazetelerin Ankara temsilcileri orgenerallerle konuşur, ancak generaller isminin yazılmasını istemezdi. Bu türü haberler de genellikle “4 yıldızlı bir generalin söylediğine göre” diye başlardı. Haberin özü mevcut Refah‐ DYP koalisyonuna karşı ağır ifadeler olurdu.
Bana Hürriyet yine Ankara temsilcisi aracılığı ile bu yöntemi hortlatıyor gibi geldi. Bu ne demek? Şu; Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor. Kısacası üstü kapalı bir “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıyor. Elbette “dedikodu‐kulis” haberinin içeriğine de bakmak gerek.
Öncelikle belirteyim, 7 eleştiri olarak nitelenen konuların 5 tanesini bu köşeden sordum. Elbette “Bana cevap vermişler” demiyorum ama sonuçta o soruları soran nadir gazetecilerden biriyim. 7 cevaptan en önemlisi “orduda türban serbestisi” ile ilgili. Habere göre türban kararı bakanlık tarafından alınmış, askere hiç sorulmamış.
Konuyla ilgili paragrafta “türban kararından rahatsızlık duyulduğu” belirtilmiyor ama “Bunda Genelkurmay Başkanlığının dahli olmadığı” açıklanıyor. “4 yıldızlı general” Akit yazarına taziyede bulunulduğunu ama Tarık Akan ve Mehmet Türker için de bunun yapıldığını söylüyor. Bizim haberimiz olmamış demek ki.
Bir eleştiri de Hulisi Akar’ın Erdoğan’la çok sık görüşmesi. Dedikodu‐kulis haberinde Akar’ın Erdoğan’ın sadece iki dış gezisine katıldığı belirtiliyor. Aslında eleştiri geziye gitmesine değil, siyasi tavır koymasına, namazda saf tutarken fotoğraf servis etmesine ama bunlara cevap yok. Bir diğer eleştiri Amerikan Genelkurmay Başkanı ile İncirlik’te görüşmesi. 5 görüşme yapılmış, üçü Ankara’da ikisi İncirlik’te olmuş. Amerika’daki görüşme ise Türkiye Büyükelçiliği’nde olmuş.
Çuvalcı Amerikan generalinin Akar’a madalya takmasının ise “Başka komutanlara da takıldığı için normal” olduğu ileri sürülüyor. Akar’a yöneltilen “Kardak’ta hatıra fotoğrafı şovu yaptılar” eleştirisine cevap olarak da “kararlılık mesajı verildiği” vurgulanıyor ve bazılarının “Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürme çabalarının” düşündürücü olduğu belirtiliyor. Yersek tabii.
Son eleştiri ise Akar’ın darbeci general Mehmet Dişli ile ortak arsa alması konusunda. Bu haber de yalanlanıyor. Hürriyet Ankara temsilcisi üzerinden Genelkurmay bir mesaj göndermiş hepimize ama asıl sorulan “darbe gecesi ne oldu, bilinmeyen 6 saatte neler yaşandı” sorularına tek satır cevap verilmiyor. Buna karşı “ordunun siyasete çekilmeye çalışıldığı” vurgulanıyor.
“Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor…”
Ataklı, Hürriyet’in o manşetle 28 Şubat’çı yöntemlerle “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıldığını söyledi.
Can Ataklı’nın yazısı şöyle…
Bu bir “4 yıldızlı general” yazısıdır
Hürriyet Gazetesi dün “7 eleştiriye 7 yanıt” manşetiyle çıktı. Ama asıl aynı haberin iç sayfasındaki başlığı daha önemli.
Hürriyet haberin ayrıntısını “Karargâh rahatsız” başlığı ile duyuruyordu. Haberin başında nal gibi fotoğraflı “Hande Fırat” imzasını görünce “Bravo, herkesi atlatmış yine, Genelkurmay Başkanı ile konuşmuş” diye düşündüm. Ancak haberi okumaya başlayınca yanıldığımı gördüm. Çünkü “karargâhın rahatsızlığı” bir kişi ile yapılmış konuşma değil, karargâhtan dedikodu niteliği taşıyan bir kulis yazısıydı bu. (Konuşmanın muhtemelen Hulusi Akar’la yapılmış olduğunu sanıyorum.)
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi “4 yıldızlı general” haberi gibiydi. O yıllarda bu çok modaydı. Bazı çok satan gazetelerin Ankara temsilcileri orgenerallerle konuşur, ancak generaller isminin yazılmasını istemezdi. Bu türü haberler de genellikle “4 yıldızlı bir generalin söylediğine göre” diye başlardı. Haberin özü mevcut Refah‐ DYP koalisyonuna karşı ağır ifadeler olurdu.
Bana Hürriyet yine Ankara temsilcisi aracılığı ile bu yöntemi hortlatıyor gibi geldi. Bu ne demek? Şu; Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor. Kısacası üstü kapalı bir “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıyor. Elbette “dedikodu‐kulis” haberinin içeriğine de bakmak gerek.
Öncelikle belirteyim, 7 eleştiri olarak nitelenen konuların 5 tanesini bu köşeden sordum. Elbette “Bana cevap vermişler” demiyorum ama sonuçta o soruları soran nadir gazetecilerden biriyim. 7 cevaptan en önemlisi “orduda türban serbestisi” ile ilgili. Habere göre türban kararı bakanlık tarafından alınmış, askere hiç sorulmamış.
Konuyla ilgili paragrafta “türban kararından rahatsızlık duyulduğu” belirtilmiyor ama “Bunda Genelkurmay Başkanlığının dahli olmadığı” açıklanıyor. “4 yıldızlı general” Akit yazarına taziyede bulunulduğunu ama Tarık Akan ve Mehmet Türker için de bunun yapıldığını söylüyor. Bizim haberimiz olmamış demek ki.
Bir eleştiri de Hulisi Akar’ın Erdoğan’la çok sık görüşmesi. Dedikodu‐kulis haberinde Akar’ın Erdoğan’ın sadece iki dış gezisine katıldığı belirtiliyor. Aslında eleştiri geziye gitmesine değil, siyasi tavır koymasına, namazda saf tutarken fotoğraf servis etmesine ama bunlara cevap yok. Bir diğer eleştiri Amerikan Genelkurmay Başkanı ile İncirlik’te görüşmesi. 5 görüşme yapılmış, üçü Ankara’da ikisi İncirlik’te olmuş. Amerika’daki görüşme ise Türkiye Büyükelçiliği’nde olmuş.
Çuvalcı Amerikan generalinin Akar’a madalya takmasının ise “Başka komutanlara da takıldığı için normal” olduğu ileri sürülüyor. Akar’a yöneltilen “Kardak’ta hatıra fotoğrafı şovu yaptılar” eleştirisine cevap olarak da “kararlılık mesajı verildiği” vurgulanıyor ve bazılarının “Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürme çabalarının” düşündürücü olduğu belirtiliyor. Yersek tabii.
Son eleştiri ise Akar’ın darbeci general Mehmet Dişli ile ortak arsa alması konusunda. Bu haber de yalanlanıyor. Hürriyet Ankara temsilcisi üzerinden Genelkurmay bir mesaj göndermiş hepimize ama asıl sorulan “darbe gecesi ne oldu, bilinmeyen 6 saatte neler yaşandı” sorularına tek satır cevap verilmiyor. Buna karşı “ordunun siyasete çekilmeye çalışıldığı” vurgulanıyor.
“Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor…”
Ataklı, Hürriyet’in o manşetle 28 Şubat’çı yöntemlerle “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıldığını söyledi.
Can Ataklı’nın yazısı şöyle…
Bu bir “4 yıldızlı general” yazısıdır
Hürriyet Gazetesi dün “7 eleştiriye 7 yanıt” manşetiyle çıktı. Ama asıl aynı haberin iç sayfasındaki başlığı daha önemli.
Hürriyet haberin ayrıntısını “Karargâh rahatsız” başlığı ile duyuruyordu. Haberin başında nal gibi fotoğraflı “Hande Fırat” imzasını görünce “Bravo, herkesi atlatmış yine, Genelkurmay Başkanı ile konuşmuş” diye düşündüm. Ancak haberi okumaya başlayınca yanıldığımı gördüm. Çünkü “karargâhın rahatsızlığı” bir kişi ile yapılmış konuşma değil, karargâhtan dedikodu niteliği taşıyan bir kulis yazısıydı bu. (Konuşmanın muhtemelen Hulusi Akar’la yapılmış olduğunu sanıyorum.)
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi “4 yıldızlı general” haberi gibiydi. O yıllarda bu çok modaydı. Bazı çok satan gazetelerin Ankara temsilcileri orgenerallerle konuşur, ancak generaller isminin yazılmasını istemezdi. Bu türü haberler de genellikle “4 yıldızlı bir generalin söylediğine göre” diye başlardı. Haberin özü mevcut Refah‐ DYP koalisyonuna karşı ağır ifadeler olurdu.
Bana Hürriyet yine Ankara temsilcisi aracılığı ile bu yöntemi hortlatıyor gibi geldi. Bu ne demek? Şu; Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor. Kısacası üstü kapalı bir “aman evet oyu kullanın” çağrısı yapıyor. Elbette “dedikodu‐kulis” haberinin içeriğine de bakmak gerek.
Öncelikle belirteyim, 7 eleştiri olarak nitelenen konuların 5 tanesini bu köşeden sordum. Elbette “Bana cevap vermişler” demiyorum ama sonuçta o soruları soran nadir gazetecilerden biriyim. 7 cevaptan en önemlisi “orduda türban serbestisi” ile ilgili. Habere göre türban kararı bakanlık tarafından alınmış, askere hiç sorulmamış.
Konuyla ilgili paragrafta “türban kararından rahatsızlık duyulduğu” belirtilmiyor ama “Bunda Genelkurmay Başkanlığının dahli olmadığı” açıklanıyor. “4 yıldızlı general” Akit yazarına taziyede bulunulduğunu ama Tarık Akan ve Mehmet Türker için de bunun yapıldığını söylüyor. Bizim haberimiz olmamış demek ki.
Bir eleştiri de Hulisi Akar’ın Erdoğan’la çok sık görüşmesi. Dedikodu‐kulis haberinde Akar’ın Erdoğan’ın sadece iki dış gezisine katıldığı belirtiliyor. Aslında eleştiri geziye gitmesine değil, siyasi tavır koymasına, namazda saf tutarken fotoğraf servis etmesine ama bunlara cevap yok. Bir diğer eleştiri Amerikan Genelkurmay Başkanı ile İncirlik’te görüşmesi. 5 görüşme yapılmış, üçü Ankara’da ikisi İncirlik’te olmuş. Amerika’daki görüşme ise Türkiye Büyükelçiliği’nde olmuş.
Çuvalcı Amerikan generalinin Akar’a madalya takmasının ise “Başka komutanlara da takıldığı için normal” olduğu ileri sürülüyor. Akar’a yöneltilen “Kardak’ta hatıra fotoğrafı şovu yaptılar” eleştirisine cevap olarak da “kararlılık mesajı verildiği” vurgulanıyor ve bazılarının “Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürme çabalarının” düşündürücü olduğu belirtiliyor. Yersek tabii.
Son eleştiri ise Akar’ın darbeci general Mehmet Dişli ile ortak arsa alması konusunda. Bu haber de yalanlanıyor. Hürriyet Ankara temsilcisi üzerinden Genelkurmay bir mesaj göndermiş hepimize ama asıl sorulan “darbe gecesi ne oldu, bilinmeyen 6 saatte neler yaşandı” sorularına tek satır cevap verilmiyor. Buna karşı “ordunun siyasete çekilmeye çalışıldığı” vurgulanıyor.