Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört ayaklı bir strateji izlemek zorunda olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, bu stratejileri, “Herkesin can ve mal güvenliği”, “üreten bir Türkiye”, “güçlü bir sosyal devlet” ve “sürdürülebilirlik” diyerek açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır” dedi.
“Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerin tamamını sileceğim” diyen Kılıçdaroğlu, “Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kırıkkale’de gezerken ceplerim kağıtla doldu. Çocuğum üniversiteyi bitirdi, işsiz. Şanlıurfa’dan geldim işsizim. Türkiye’nin her yerinde böyle.
10 milyonu aşkın işsiz var. Her alanda işsiz var. Hâlâ babanın emekli aylığına bakıyor. Acaba oradan bana harçlık düşer mi?
Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır.
Bir iktidar futbol kulübü gibi tutulmaz. Siyasi partiler öyle değil. Verdiği hizmet milletin terazisinde tartılır. Başarılıysa yoluna devam eder. 10 milyonu aşkın işsiz Türkiye’nin felaketle karşı karşıya kalmasıdır. Üniversite mezunun işsiz olması daha büyük felaket.
Hangi organize sanayi bölgesine gitsem Türkiye’de sanayicinin söylediği şu söz kulağımda küpe olarak duruyor: Nitelikli ara eleman bulamıyoruz. Niye yok? Hangi gerekçesiyle yok? Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Yatılı olacak. Primini devlet yatıracak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü bölüme artı puanla gidecek. Niye yapılmıyor? Teknoloji listelerini programı MEB ve sanayi bölgesi yönetimiyle müşterek yapılacak.
“İKTİDAR NEDEN ÇÖZMÜYOR?”
Kıdem tazminatı ülkenin gündeminde bu haliyle duruyor. İktidar neden çözmüyor? İktidar olduktan sonra her şeyi ben bilirim derseniz başarılı olamazsınız. O zaman kendi atalarımızın geleneğini, akıl akıldan üstündür kuralını reddediyoruz demektir. Benim görmediğimi başkası görür, anlamadığımı başkası anlar.
Siyasi tercih ekonomiyi döviz faiz eksenli yönetiyor. İkisi düşmüyor. Ya döviz artıyor ya faiz artıyor. Dövizi getirenlerle faizi getirenler aynı adamlar. Rant elde edenler aynı kesim. Bu eksende devlet yönetilemez. Faiz döviz ekseninden çıkacaksınız. Yatırım-istihdam eksenine döneceksiniz. Bir devlet para politikası ile yönetilemez. Yöneten devlet batmıştır.
83 milyon insan neden Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale gelsin. Yatırıma vermiyoruz, istihdama harcamıyoruz. Bu sistem yürümez böyle. Daha da derinleşir. Çözüm üretilmiyor. Sen bundan anlamazsın lafını bile kullanmıyoruz.
“PARADAN PARA KAZANAN BİR SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”
Avrupa’nın en büyük entegre tank-palet fabrikasını 1 kuruş bile almadan Katar’a verdiler. Ben giremem oraya, siz de giremezsiniz. Ama Katarlılar giriyor. Kendi vatandaşına yasak Katar ordusuna serbest. Hangi askeri sır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunun tank üretmesine engel oldular.
Paradan para kazanan bir sistemi istemiyoruz. Elinde viski bardağı faize bakıyor. Yüksekse alıyor parasını. Elin oğlu eksi faizle para alırken biz dünyanın en yüksek faiziyle borç alıyoruz. 83 milyon hepimiz ödüyoruz. Oturup düşünmemiz yeni bir strateji üretmemiz lazım.
“FAİZ FAİZ NEREYE KADAR”
Gerilim istemiyoruz. Oturalım sorun nasıl çözülür konuşalım. Ekonomi Sosyal Konsey var. Rahmetli Ecevit kurdu. En son 5 Şubat 2009’da toplandı. Niye toplanmıyor? Orada çiftçi var, esnaf var… Masanın bir tarafına oturacak sorununu anlatacak. Bakan da var. Oturup konuşulacak. Benim derdimi çözeceksen önce gel beni dinle. Sonra sorunu çöz. Seni dinlemem ama kafama göre çözüm üretirim. Üretemiyorsun.
Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerinin tamamını sileceğim. Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir. Gübre, fide, tohum, ilaç alıyorsun. Dolarla. Biz bunları niye üretmiyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti gübre üretemez mi?
4 MADDELİK STRATEJİ
Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız:
1- Herkesin can ve mal güvenliği olacak. Hükümet eleştirilebilecek. Hükümeti eleştirdiğim zaman kimse kapıma gelmeyecek. Adalet aradığımda mahkemeye başvurabileceğim. O zaman yabancı sermaye de gelir.
2- Üreten bir Türkiye. Fabrikadan tutun üniversitedeki bilime kadar her alanda üretmemiz lazım. Katma değerli ürün üretmezseniz başarılı olamazsınız. Zorlu bir dönem çip üreteceğim 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var dedi. Ben o dönem başbakan olsam verirdim. Farklı düşündü diye bir insanı üniversiteden atamazsınız, atmamalısınız. Kendi inancımız bilime en fazla değer veren inançtır. Sevgili peygamberimiz alimin ölümü alemin ölümü gibidir diyor.
3- Güçlü bir sosyal devlet inşaa etmek zorundayız. Herkesin karnının doyması lazım. Aile destekleri sigortasının gelmesi lazım. Her ailenin lütuf mantığıyla değil hak mantığıyla karnının doyurulması lazım.
4- Sürdürülebilirlik. İşi ehline vereceksiniz. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Rahmetli Turgut Özal’ın yetiştiği yer. Türkiye’nin en zeki çocuklarının yerleştiği yer. Yarınımız ne olacak bilmiyoruz. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Nefes alıyorsak umudumuz var. Kavgadan kim yarar görmüş. Uzlaşarak bir araya gelerek bu işi en iyi kim yapar kararı siz vereceksiniz, ben değil…”
Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört ayaklı bir strateji izlemek zorunda olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, bu stratejileri, “Herkesin can ve mal güvenliği”, “üreten bir Türkiye”, “güçlü bir sosyal devlet” ve “sürdürülebilirlik” diyerek açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır” dedi.
“Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerin tamamını sileceğim” diyen Kılıçdaroğlu, “Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kırıkkale’de gezerken ceplerim kağıtla doldu. Çocuğum üniversiteyi bitirdi, işsiz. Şanlıurfa’dan geldim işsizim. Türkiye’nin her yerinde böyle.
10 milyonu aşkın işsiz var. Her alanda işsiz var. Hâlâ babanın emekli aylığına bakıyor. Acaba oradan bana harçlık düşer mi?
Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır.
Bir iktidar futbol kulübü gibi tutulmaz. Siyasi partiler öyle değil. Verdiği hizmet milletin terazisinde tartılır. Başarılıysa yoluna devam eder. 10 milyonu aşkın işsiz Türkiye’nin felaketle karşı karşıya kalmasıdır. Üniversite mezunun işsiz olması daha büyük felaket.
Hangi organize sanayi bölgesine gitsem Türkiye’de sanayicinin söylediği şu söz kulağımda küpe olarak duruyor: Nitelikli ara eleman bulamıyoruz. Niye yok? Hangi gerekçesiyle yok? Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Yatılı olacak. Primini devlet yatıracak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü bölüme artı puanla gidecek. Niye yapılmıyor? Teknoloji listelerini programı MEB ve sanayi bölgesi yönetimiyle müşterek yapılacak.
“İKTİDAR NEDEN ÇÖZMÜYOR?”
Kıdem tazminatı ülkenin gündeminde bu haliyle duruyor. İktidar neden çözmüyor? İktidar olduktan sonra her şeyi ben bilirim derseniz başarılı olamazsınız. O zaman kendi atalarımızın geleneğini, akıl akıldan üstündür kuralını reddediyoruz demektir. Benim görmediğimi başkası görür, anlamadığımı başkası anlar.
Siyasi tercih ekonomiyi döviz faiz eksenli yönetiyor. İkisi düşmüyor. Ya döviz artıyor ya faiz artıyor. Dövizi getirenlerle faizi getirenler aynı adamlar. Rant elde edenler aynı kesim. Bu eksende devlet yönetilemez. Faiz döviz ekseninden çıkacaksınız. Yatırım-istihdam eksenine döneceksiniz. Bir devlet para politikası ile yönetilemez. Yöneten devlet batmıştır.
83 milyon insan neden Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale gelsin. Yatırıma vermiyoruz, istihdama harcamıyoruz. Bu sistem yürümez böyle. Daha da derinleşir. Çözüm üretilmiyor. Sen bundan anlamazsın lafını bile kullanmıyoruz.
“PARADAN PARA KAZANAN BİR SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”
Avrupa’nın en büyük entegre tank-palet fabrikasını 1 kuruş bile almadan Katar’a verdiler. Ben giremem oraya, siz de giremezsiniz. Ama Katarlılar giriyor. Kendi vatandaşına yasak Katar ordusuna serbest. Hangi askeri sır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunun tank üretmesine engel oldular.
Paradan para kazanan bir sistemi istemiyoruz. Elinde viski bardağı faize bakıyor. Yüksekse alıyor parasını. Elin oğlu eksi faizle para alırken biz dünyanın en yüksek faiziyle borç alıyoruz. 83 milyon hepimiz ödüyoruz. Oturup düşünmemiz yeni bir strateji üretmemiz lazım.
“FAİZ FAİZ NEREYE KADAR”
Gerilim istemiyoruz. Oturalım sorun nasıl çözülür konuşalım. Ekonomi Sosyal Konsey var. Rahmetli Ecevit kurdu. En son 5 Şubat 2009’da toplandı. Niye toplanmıyor? Orada çiftçi var, esnaf var… Masanın bir tarafına oturacak sorununu anlatacak. Bakan da var. Oturup konuşulacak. Benim derdimi çözeceksen önce gel beni dinle. Sonra sorunu çöz. Seni dinlemem ama kafama göre çözüm üretirim. Üretemiyorsun.
Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerinin tamamını sileceğim. Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir. Gübre, fide, tohum, ilaç alıyorsun. Dolarla. Biz bunları niye üretmiyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti gübre üretemez mi?
4 MADDELİK STRATEJİ
Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız:
1- Herkesin can ve mal güvenliği olacak. Hükümet eleştirilebilecek. Hükümeti eleştirdiğim zaman kimse kapıma gelmeyecek. Adalet aradığımda mahkemeye başvurabileceğim. O zaman yabancı sermaye de gelir.
2- Üreten bir Türkiye. Fabrikadan tutun üniversitedeki bilime kadar her alanda üretmemiz lazım. Katma değerli ürün üretmezseniz başarılı olamazsınız. Zorlu bir dönem çip üreteceğim 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var dedi. Ben o dönem başbakan olsam verirdim. Farklı düşündü diye bir insanı üniversiteden atamazsınız, atmamalısınız. Kendi inancımız bilime en fazla değer veren inançtır. Sevgili peygamberimiz alimin ölümü alemin ölümü gibidir diyor.
3- Güçlü bir sosyal devlet inşaa etmek zorundayız. Herkesin karnının doyması lazım. Aile destekleri sigortasının gelmesi lazım. Her ailenin lütuf mantığıyla değil hak mantığıyla karnının doyurulması lazım.
4- Sürdürülebilirlik. İşi ehline vereceksiniz. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Rahmetli Turgut Özal’ın yetiştiği yer. Türkiye’nin en zeki çocuklarının yerleştiği yer. Yarınımız ne olacak bilmiyoruz. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Nefes alıyorsak umudumuz var. Kavgadan kim yarar görmüş. Uzlaşarak bir araya gelerek bu işi en iyi kim yapar kararı siz vereceksiniz, ben değil…”
Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört ayaklı bir strateji izlemek zorunda olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, bu stratejileri, “Herkesin can ve mal güvenliği”, “üreten bir Türkiye”, “güçlü bir sosyal devlet” ve “sürdürülebilirlik” diyerek açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır” dedi.
“Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerin tamamını sileceğim” diyen Kılıçdaroğlu, “Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kırıkkale’de gezerken ceplerim kağıtla doldu. Çocuğum üniversiteyi bitirdi, işsiz. Şanlıurfa’dan geldim işsizim. Türkiye’nin her yerinde böyle.
10 milyonu aşkın işsiz var. Her alanda işsiz var. Hâlâ babanın emekli aylığına bakıyor. Acaba oradan bana harçlık düşer mi?
Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır.
Bir iktidar futbol kulübü gibi tutulmaz. Siyasi partiler öyle değil. Verdiği hizmet milletin terazisinde tartılır. Başarılıysa yoluna devam eder. 10 milyonu aşkın işsiz Türkiye’nin felaketle karşı karşıya kalmasıdır. Üniversite mezunun işsiz olması daha büyük felaket.
Hangi organize sanayi bölgesine gitsem Türkiye’de sanayicinin söylediği şu söz kulağımda küpe olarak duruyor: Nitelikli ara eleman bulamıyoruz. Niye yok? Hangi gerekçesiyle yok? Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Yatılı olacak. Primini devlet yatıracak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü bölüme artı puanla gidecek. Niye yapılmıyor? Teknoloji listelerini programı MEB ve sanayi bölgesi yönetimiyle müşterek yapılacak.
“İKTİDAR NEDEN ÇÖZMÜYOR?”
Kıdem tazminatı ülkenin gündeminde bu haliyle duruyor. İktidar neden çözmüyor? İktidar olduktan sonra her şeyi ben bilirim derseniz başarılı olamazsınız. O zaman kendi atalarımızın geleneğini, akıl akıldan üstündür kuralını reddediyoruz demektir. Benim görmediğimi başkası görür, anlamadığımı başkası anlar.
Siyasi tercih ekonomiyi döviz faiz eksenli yönetiyor. İkisi düşmüyor. Ya döviz artıyor ya faiz artıyor. Dövizi getirenlerle faizi getirenler aynı adamlar. Rant elde edenler aynı kesim. Bu eksende devlet yönetilemez. Faiz döviz ekseninden çıkacaksınız. Yatırım-istihdam eksenine döneceksiniz. Bir devlet para politikası ile yönetilemez. Yöneten devlet batmıştır.
83 milyon insan neden Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale gelsin. Yatırıma vermiyoruz, istihdama harcamıyoruz. Bu sistem yürümez böyle. Daha da derinleşir. Çözüm üretilmiyor. Sen bundan anlamazsın lafını bile kullanmıyoruz.
“PARADAN PARA KAZANAN BİR SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”
Avrupa’nın en büyük entegre tank-palet fabrikasını 1 kuruş bile almadan Katar’a verdiler. Ben giremem oraya, siz de giremezsiniz. Ama Katarlılar giriyor. Kendi vatandaşına yasak Katar ordusuna serbest. Hangi askeri sır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunun tank üretmesine engel oldular.
Paradan para kazanan bir sistemi istemiyoruz. Elinde viski bardağı faize bakıyor. Yüksekse alıyor parasını. Elin oğlu eksi faizle para alırken biz dünyanın en yüksek faiziyle borç alıyoruz. 83 milyon hepimiz ödüyoruz. Oturup düşünmemiz yeni bir strateji üretmemiz lazım.
“FAİZ FAİZ NEREYE KADAR”
Gerilim istemiyoruz. Oturalım sorun nasıl çözülür konuşalım. Ekonomi Sosyal Konsey var. Rahmetli Ecevit kurdu. En son 5 Şubat 2009’da toplandı. Niye toplanmıyor? Orada çiftçi var, esnaf var… Masanın bir tarafına oturacak sorununu anlatacak. Bakan da var. Oturup konuşulacak. Benim derdimi çözeceksen önce gel beni dinle. Sonra sorunu çöz. Seni dinlemem ama kafama göre çözüm üretirim. Üretemiyorsun.
Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerinin tamamını sileceğim. Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir. Gübre, fide, tohum, ilaç alıyorsun. Dolarla. Biz bunları niye üretmiyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti gübre üretemez mi?
4 MADDELİK STRATEJİ
Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız:
1- Herkesin can ve mal güvenliği olacak. Hükümet eleştirilebilecek. Hükümeti eleştirdiğim zaman kimse kapıma gelmeyecek. Adalet aradığımda mahkemeye başvurabileceğim. O zaman yabancı sermaye de gelir.
2- Üreten bir Türkiye. Fabrikadan tutun üniversitedeki bilime kadar her alanda üretmemiz lazım. Katma değerli ürün üretmezseniz başarılı olamazsınız. Zorlu bir dönem çip üreteceğim 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var dedi. Ben o dönem başbakan olsam verirdim. Farklı düşündü diye bir insanı üniversiteden atamazsınız, atmamalısınız. Kendi inancımız bilime en fazla değer veren inançtır. Sevgili peygamberimiz alimin ölümü alemin ölümü gibidir diyor.
3- Güçlü bir sosyal devlet inşaa etmek zorundayız. Herkesin karnının doyması lazım. Aile destekleri sigortasının gelmesi lazım. Her ailenin lütuf mantığıyla değil hak mantığıyla karnının doyurulması lazım.
4- Sürdürülebilirlik. İşi ehline vereceksiniz. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Rahmetli Turgut Özal’ın yetiştiği yer. Türkiye’nin en zeki çocuklarının yerleştiği yer. Yarınımız ne olacak bilmiyoruz. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Nefes alıyorsak umudumuz var. Kavgadan kim yarar görmüş. Uzlaşarak bir araya gelerek bu işi en iyi kim yapar kararı siz vereceksiniz, ben değil…”
Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört ayaklı bir strateji izlemek zorunda olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, bu stratejileri, “Herkesin can ve mal güvenliği”, “üreten bir Türkiye”, “güçlü bir sosyal devlet” ve “sürdürülebilirlik” diyerek açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale’de Kanaat Önderleri Buluşması’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır” dedi.
“Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerin tamamını sileceğim” diyen Kılıçdaroğlu, “Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kırıkkale’de gezerken ceplerim kağıtla doldu. Çocuğum üniversiteyi bitirdi, işsiz. Şanlıurfa’dan geldim işsizim. Türkiye’nin her yerinde böyle.
10 milyonu aşkın işsiz var. Her alanda işsiz var. Hâlâ babanın emekli aylığına bakıyor. Acaba oradan bana harçlık düşer mi?
Bir iktidarın başarısının temel ölçüsü izlediği ekonomik program ya da politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? İstihdam yaratıyorsa başarılıdır, yaratmıyorsa başarısızdır.
Bir iktidar futbol kulübü gibi tutulmaz. Siyasi partiler öyle değil. Verdiği hizmet milletin terazisinde tartılır. Başarılıysa yoluna devam eder. 10 milyonu aşkın işsiz Türkiye’nin felaketle karşı karşıya kalmasıdır. Üniversite mezunun işsiz olması daha büyük felaket.
Hangi organize sanayi bölgesine gitsem Türkiye’de sanayicinin söylediği şu söz kulağımda küpe olarak duruyor: Nitelikli ara eleman bulamıyoruz. Niye yok? Hangi gerekçesiyle yok? Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Yatılı olacak. Primini devlet yatıracak. Üniversiteye gitmek istiyorsa izdüşümü bölüme artı puanla gidecek. Niye yapılmıyor? Teknoloji listelerini programı MEB ve sanayi bölgesi yönetimiyle müşterek yapılacak.
“İKTİDAR NEDEN ÇÖZMÜYOR?”
Kıdem tazminatı ülkenin gündeminde bu haliyle duruyor. İktidar neden çözmüyor? İktidar olduktan sonra her şeyi ben bilirim derseniz başarılı olamazsınız. O zaman kendi atalarımızın geleneğini, akıl akıldan üstündür kuralını reddediyoruz demektir. Benim görmediğimi başkası görür, anlamadığımı başkası anlar.
Siyasi tercih ekonomiyi döviz faiz eksenli yönetiyor. İkisi düşmüyor. Ya döviz artıyor ya faiz artıyor. Dövizi getirenlerle faizi getirenler aynı adamlar. Rant elde edenler aynı kesim. Bu eksende devlet yönetilemez. Faiz döviz ekseninden çıkacaksınız. Yatırım-istihdam eksenine döneceksiniz. Bir devlet para politikası ile yönetilemez. Yöneten devlet batmıştır.
83 milyon insan neden Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale gelsin. Yatırıma vermiyoruz, istihdama harcamıyoruz. Bu sistem yürümez böyle. Daha da derinleşir. Çözüm üretilmiyor. Sen bundan anlamazsın lafını bile kullanmıyoruz.
“PARADAN PARA KAZANAN BİR SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”
Avrupa’nın en büyük entegre tank-palet fabrikasını 1 kuruş bile almadan Katar’a verdiler. Ben giremem oraya, siz de giremezsiniz. Ama Katarlılar giriyor. Kendi vatandaşına yasak Katar ordusuna serbest. Hangi askeri sır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunun tank üretmesine engel oldular.
Paradan para kazanan bir sistemi istemiyoruz. Elinde viski bardağı faize bakıyor. Yüksekse alıyor parasını. Elin oğlu eksi faizle para alırken biz dünyanın en yüksek faiziyle borç alıyoruz. 83 milyon hepimiz ödüyoruz. Oturup düşünmemiz yeni bir strateji üretmemiz lazım.
“FAİZ FAİZ NEREYE KADAR”
Gerilim istemiyoruz. Oturalım sorun nasıl çözülür konuşalım. Ekonomi Sosyal Konsey var. Rahmetli Ecevit kurdu. En son 5 Şubat 2009’da toplandı. Niye toplanmıyor? Orada çiftçi var, esnaf var… Masanın bir tarafına oturacak sorununu anlatacak. Bakan da var. Oturup konuşulacak. Benim derdimi çözeceksen önce gel beni dinle. Sonra sorunu çöz. Seni dinlemem ama kafama göre çözüm üretirim. Üretemiyorsun.
Önümüzdeki seçimde iktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerinin tamamını sileceğim. Faiz faiz nereye kadar faiz. En değerli şey alın teridir. Gübre, fide, tohum, ilaç alıyorsun. Dolarla. Biz bunları niye üretmiyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti gübre üretemez mi?
4 MADDELİK STRATEJİ
Dört ayaklı bir strateji izlemek zorundayız:
1- Herkesin can ve mal güvenliği olacak. Hükümet eleştirilebilecek. Hükümeti eleştirdiğim zaman kimse kapıma gelmeyecek. Adalet aradığımda mahkemeye başvurabileceğim. O zaman yabancı sermaye de gelir.
2- Üreten bir Türkiye. Fabrikadan tutun üniversitedeki bilime kadar her alanda üretmemiz lazım. Katma değerli ürün üretmezseniz başarılı olamazsınız. Zorlu bir dönem çip üreteceğim 1 milyar dolar paraya ihtiyacım var dedi. Ben o dönem başbakan olsam verirdim. Farklı düşündü diye bir insanı üniversiteden atamazsınız, atmamalısınız. Kendi inancımız bilime en fazla değer veren inançtır. Sevgili peygamberimiz alimin ölümü alemin ölümü gibidir diyor.
3- Güçlü bir sosyal devlet inşaa etmek zorundayız. Herkesin karnının doyması lazım. Aile destekleri sigortasının gelmesi lazım. Her ailenin lütuf mantığıyla değil hak mantığıyla karnının doyurulması lazım.
4- Sürdürülebilirlik. İşi ehline vereceksiniz. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Rahmetli Turgut Özal’ın yetiştiği yer. Türkiye’nin en zeki çocuklarının yerleştiği yer. Yarınımız ne olacak bilmiyoruz. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Nefes alıyorsak umudumuz var. Kavgadan kim yarar görmüş. Uzlaşarak bir araya gelerek bu işi en iyi kim yapar kararı siz vereceksiniz, ben değil…”