Alman Gazetesi’ne göre Türkiye, George Orwell’in 1984’üyle aynı..
Oldenburg’da yayımlanan Nordwest-Zeitung’un yorumu 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde kısa bir Türkiye analizi niteliğinde:
“George Orwell’in geleceğin durumunu tasvir eden 1984 adlı kasvetli eseri bugünkü Türkiye’nin realitesi ile örtüşüyor. Kavramların çarpıtılması, algı manipülasyonu ve özgür düşünce riski. ‘Savaş, barış olarak; özgürlük, kölelik olarak; cehalet, güç olarak anlaşılıyor’ diye yazıyor Orwell. Büyük birader Recep Tayyip Erdoğan darbe girişiminin yıldönümünde yandaşlarını ‘demokrasi nöbetlerine’ seferber ediyor. Oysa Türkiye’de demokrasiden hiç eser kalmadı. Eğer Türkiye’de demokrasiden söz ediliyorsa, bu sözcükten anlaşılan şey Cumhurbaşkanı’nın otokratik yönetimidir.”
Alman komedyen Jan Böhmermann’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı şiirin 18 mısrasını okuması -yabancı bir devlet adamını tahkir ettiği gerekçesiyle- Almanya’da yasaklanmıştı. Ancak bunu yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gideceğini bildirdi. Die Welt gazetesi konuyu yorumlarken Türkiye’deki duruma odaklanıyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gitme kararı aldı ve bunu yapma hakkı var. Zira Almanya bağımsız yargıya sahip, bir hukuk devletidir. Aynı şeyi uzunca bir zamandan beri Türkiye için söylemek mümkün değil. Şu sıralar ülke askeri diktatörlük döneminin sona erdiği 1983 yılından bu yana en büyük siyasi temizlik sürecini yaşıyor. Welt gazetesinin muhabiri ve diğer birçokları tutuklu ve bağımsız yargıçların önüne çıkarılma umutları yok. Bu tutuklular bir darbenin ardından gelen diğer darbenin ceremesini çekenler. Peki bu duruma en iyi nasıl bir tepki verilebilir? Erdoğan’ın ekonomisi hasta yatağında ve acilen yardıma ihtiyacı var. Bu ise ancak Erdoğan’ın belirli alanlarda harekete geçmesi ile mümkün. Ne var ki bu yolla Türkiye demokratikleşmez ama en azından tek tek halk gruplarına, insanlara yardım edilmiş olur.”
Alman Gazetesi’ne göre Türkiye, George Orwell’in 1984’üyle aynı..
Oldenburg’da yayımlanan Nordwest-Zeitung’un yorumu 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde kısa bir Türkiye analizi niteliğinde:
“George Orwell’in geleceğin durumunu tasvir eden 1984 adlı kasvetli eseri bugünkü Türkiye’nin realitesi ile örtüşüyor. Kavramların çarpıtılması, algı manipülasyonu ve özgür düşünce riski. ‘Savaş, barış olarak; özgürlük, kölelik olarak; cehalet, güç olarak anlaşılıyor’ diye yazıyor Orwell. Büyük birader Recep Tayyip Erdoğan darbe girişiminin yıldönümünde yandaşlarını ‘demokrasi nöbetlerine’ seferber ediyor. Oysa Türkiye’de demokrasiden hiç eser kalmadı. Eğer Türkiye’de demokrasiden söz ediliyorsa, bu sözcükten anlaşılan şey Cumhurbaşkanı’nın otokratik yönetimidir.”
Alman komedyen Jan Böhmermann’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı şiirin 18 mısrasını okuması -yabancı bir devlet adamını tahkir ettiği gerekçesiyle- Almanya’da yasaklanmıştı. Ancak bunu yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gideceğini bildirdi. Die Welt gazetesi konuyu yorumlarken Türkiye’deki duruma odaklanıyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gitme kararı aldı ve bunu yapma hakkı var. Zira Almanya bağımsız yargıya sahip, bir hukuk devletidir. Aynı şeyi uzunca bir zamandan beri Türkiye için söylemek mümkün değil. Şu sıralar ülke askeri diktatörlük döneminin sona erdiği 1983 yılından bu yana en büyük siyasi temizlik sürecini yaşıyor. Welt gazetesinin muhabiri ve diğer birçokları tutuklu ve bağımsız yargıçların önüne çıkarılma umutları yok. Bu tutuklular bir darbenin ardından gelen diğer darbenin ceremesini çekenler. Peki bu duruma en iyi nasıl bir tepki verilebilir? Erdoğan’ın ekonomisi hasta yatağında ve acilen yardıma ihtiyacı var. Bu ise ancak Erdoğan’ın belirli alanlarda harekete geçmesi ile mümkün. Ne var ki bu yolla Türkiye demokratikleşmez ama en azından tek tek halk gruplarına, insanlara yardım edilmiş olur.”
Alman Gazetesi’ne göre Türkiye, George Orwell’in 1984’üyle aynı..
Oldenburg’da yayımlanan Nordwest-Zeitung’un yorumu 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde kısa bir Türkiye analizi niteliğinde:
“George Orwell’in geleceğin durumunu tasvir eden 1984 adlı kasvetli eseri bugünkü Türkiye’nin realitesi ile örtüşüyor. Kavramların çarpıtılması, algı manipülasyonu ve özgür düşünce riski. ‘Savaş, barış olarak; özgürlük, kölelik olarak; cehalet, güç olarak anlaşılıyor’ diye yazıyor Orwell. Büyük birader Recep Tayyip Erdoğan darbe girişiminin yıldönümünde yandaşlarını ‘demokrasi nöbetlerine’ seferber ediyor. Oysa Türkiye’de demokrasiden hiç eser kalmadı. Eğer Türkiye’de demokrasiden söz ediliyorsa, bu sözcükten anlaşılan şey Cumhurbaşkanı’nın otokratik yönetimidir.”
Alman komedyen Jan Böhmermann’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı şiirin 18 mısrasını okuması -yabancı bir devlet adamını tahkir ettiği gerekçesiyle- Almanya’da yasaklanmıştı. Ancak bunu yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gideceğini bildirdi. Die Welt gazetesi konuyu yorumlarken Türkiye’deki duruma odaklanıyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gitme kararı aldı ve bunu yapma hakkı var. Zira Almanya bağımsız yargıya sahip, bir hukuk devletidir. Aynı şeyi uzunca bir zamandan beri Türkiye için söylemek mümkün değil. Şu sıralar ülke askeri diktatörlük döneminin sona erdiği 1983 yılından bu yana en büyük siyasi temizlik sürecini yaşıyor. Welt gazetesinin muhabiri ve diğer birçokları tutuklu ve bağımsız yargıçların önüne çıkarılma umutları yok. Bu tutuklular bir darbenin ardından gelen diğer darbenin ceremesini çekenler. Peki bu duruma en iyi nasıl bir tepki verilebilir? Erdoğan’ın ekonomisi hasta yatağında ve acilen yardıma ihtiyacı var. Bu ise ancak Erdoğan’ın belirli alanlarda harekete geçmesi ile mümkün. Ne var ki bu yolla Türkiye demokratikleşmez ama en azından tek tek halk gruplarına, insanlara yardım edilmiş olur.”
Alman Gazetesi’ne göre Türkiye, George Orwell’in 1984’üyle aynı..
Oldenburg’da yayımlanan Nordwest-Zeitung’un yorumu 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde kısa bir Türkiye analizi niteliğinde:
“George Orwell’in geleceğin durumunu tasvir eden 1984 adlı kasvetli eseri bugünkü Türkiye’nin realitesi ile örtüşüyor. Kavramların çarpıtılması, algı manipülasyonu ve özgür düşünce riski. ‘Savaş, barış olarak; özgürlük, kölelik olarak; cehalet, güç olarak anlaşılıyor’ diye yazıyor Orwell. Büyük birader Recep Tayyip Erdoğan darbe girişiminin yıldönümünde yandaşlarını ‘demokrasi nöbetlerine’ seferber ediyor. Oysa Türkiye’de demokrasiden hiç eser kalmadı. Eğer Türkiye’de demokrasiden söz ediliyorsa, bu sözcükten anlaşılan şey Cumhurbaşkanı’nın otokratik yönetimidir.”
Alman komedyen Jan Böhmermann’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı şiirin 18 mısrasını okuması -yabancı bir devlet adamını tahkir ettiği gerekçesiyle- Almanya’da yasaklanmıştı. Ancak bunu yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gideceğini bildirdi. Die Welt gazetesi konuyu yorumlarken Türkiye’deki duruma odaklanıyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan temyize gitme kararı aldı ve bunu yapma hakkı var. Zira Almanya bağımsız yargıya sahip, bir hukuk devletidir. Aynı şeyi uzunca bir zamandan beri Türkiye için söylemek mümkün değil. Şu sıralar ülke askeri diktatörlük döneminin sona erdiği 1983 yılından bu yana en büyük siyasi temizlik sürecini yaşıyor. Welt gazetesinin muhabiri ve diğer birçokları tutuklu ve bağımsız yargıçların önüne çıkarılma umutları yok. Bu tutuklular bir darbenin ardından gelen diğer darbenin ceremesini çekenler. Peki bu duruma en iyi nasıl bir tepki verilebilir? Erdoğan’ın ekonomisi hasta yatağında ve acilen yardıma ihtiyacı var. Bu ise ancak Erdoğan’ın belirli alanlarda harekete geçmesi ile mümkün. Ne var ki bu yolla Türkiye demokratikleşmez ama en azından tek tek halk gruplarına, insanlara yardım edilmiş olur.”