Suikastin arkasında Avrasyacıların olduğuna dair çarpıcı tespitler var.
Suikastin Türkiye ve Rusya arasında kriz çıkarmaya yönelik olduğu iddialarının aksine iki ülkenin yoğun ve sıcak temas yaşaması, suikastin arkasında Avrasyacıların olabileceği iddiasını da beraberinde getirdi.
Araştırmacı Yazar Ayşe Hür, bu konuyu dile getiren ilk isimlerden oldu. Ayşe Hür, ” Madem sonuçtan gidiyoruz, RTE Rusya ile görüştüklerini, suikastin iişkileri daha sıkılaştıracağını açıkladı. Demek ki arkada Avrasyacılar var” şeklinde twit atarken, bundan sonra Türkiye’nin Putin’e daha fazla mecbur ve sözünden çıkamayacak hale gelebileceğini de belirtti.
Amerikan cephesinden de benzer yorumlar geldi.
WASHİNGTON İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR
Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’de Rus büyükelçinin öldürülmesine dair çıkan bir röportajda, suikastin Moskova-Ankara ilişkilerine zarar vermekten çok Washington-Ankara ilişkilerine zarar vereceği öne sürüldü.
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council, olayın hemen ardından tanınmış Ortadoğu uzmanı Aaron Stein ile bir mülakata yer verdi.
Stein, bazı Rus devlet ajanslarının Türk güvenlik zafiyetine dikkat çektiğini ve bunun açık olduğunu söylerken, “Bir polis memuru teşkilata katılıyor, radikalleşiyor ve bir suikast düzenliyor. Bu büyük bir olay” dedi.
Olayın Rus-Türk ilişkilerine nasıl etki edeceğini değerlendiren Stein, bunun Moskova’nın ne yapmaya karar vereceğine bağlı olduğunu söyledi.
Katil polisin söylediği “neşid”in Nusra Cephesi’ne ait olduğu iddiasının doğru olmadığını savunan Stein, bu “neşid”in hayli yaygın olduğunu, suikastçinin Halep trajedisinden sorumlu tuttuğu bir ülkenin temsilcisini öldürdüğünü ileri sürdü.
Rusya’nın Suriye’de stratejisinin açık olduğunu, uluslararası topluma, muhalefetin destekçilerine ve özellikle de ABD’ye “Ya bizimle ve rejimle bir grup teröristin karşısındasın, ya da teröristlerin yanındasın” dediğini kaydeden Stein, Türkiye ile Halep’te yapılan işbirliğinin bu hedefe Moskova’yı daha da yakınlaştırdığını söyledi.
Stein ayrıca, Halep’ten çıkartılanların İdlib’e gönderilmesinin, Rusya’ya bombardımanlarını genişletme fırsatı sağladığını da belirtti.
Stein, olayla birlikte Rusya’nın buna öfkeleneceğini ancak Türkiye ile başlattığı yakınlaşmayı sürdüreceğini, çünkü en azından kısa vadede bu ilişkiden Suriye’de faydalanacağını vurguladı.
Esas olarak Rusya’nın konuya nasıl tepki vereceğinin önemli olduğunu kaydeden Stein, buna rağmen esas darbeyi Ankara-Moskova ilişkilerinin değil, Ankara-Washington ilişkilerinin alacağının altını çizdi.
Suikastin arkasında Avrasyacıların olduğuna dair çarpıcı tespitler var.
Suikastin Türkiye ve Rusya arasında kriz çıkarmaya yönelik olduğu iddialarının aksine iki ülkenin yoğun ve sıcak temas yaşaması, suikastin arkasında Avrasyacıların olabileceği iddiasını da beraberinde getirdi.
Araştırmacı Yazar Ayşe Hür, bu konuyu dile getiren ilk isimlerden oldu. Ayşe Hür, ” Madem sonuçtan gidiyoruz, RTE Rusya ile görüştüklerini, suikastin iişkileri daha sıkılaştıracağını açıkladı. Demek ki arkada Avrasyacılar var” şeklinde twit atarken, bundan sonra Türkiye’nin Putin’e daha fazla mecbur ve sözünden çıkamayacak hale gelebileceğini de belirtti.
Amerikan cephesinden de benzer yorumlar geldi.
WASHİNGTON İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR
Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’de Rus büyükelçinin öldürülmesine dair çıkan bir röportajda, suikastin Moskova-Ankara ilişkilerine zarar vermekten çok Washington-Ankara ilişkilerine zarar vereceği öne sürüldü.
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council, olayın hemen ardından tanınmış Ortadoğu uzmanı Aaron Stein ile bir mülakata yer verdi.
Stein, bazı Rus devlet ajanslarının Türk güvenlik zafiyetine dikkat çektiğini ve bunun açık olduğunu söylerken, “Bir polis memuru teşkilata katılıyor, radikalleşiyor ve bir suikast düzenliyor. Bu büyük bir olay” dedi.
Olayın Rus-Türk ilişkilerine nasıl etki edeceğini değerlendiren Stein, bunun Moskova’nın ne yapmaya karar vereceğine bağlı olduğunu söyledi.
Katil polisin söylediği “neşid”in Nusra Cephesi’ne ait olduğu iddiasının doğru olmadığını savunan Stein, bu “neşid”in hayli yaygın olduğunu, suikastçinin Halep trajedisinden sorumlu tuttuğu bir ülkenin temsilcisini öldürdüğünü ileri sürdü.
Rusya’nın Suriye’de stratejisinin açık olduğunu, uluslararası topluma, muhalefetin destekçilerine ve özellikle de ABD’ye “Ya bizimle ve rejimle bir grup teröristin karşısındasın, ya da teröristlerin yanındasın” dediğini kaydeden Stein, Türkiye ile Halep’te yapılan işbirliğinin bu hedefe Moskova’yı daha da yakınlaştırdığını söyledi.
Stein ayrıca, Halep’ten çıkartılanların İdlib’e gönderilmesinin, Rusya’ya bombardımanlarını genişletme fırsatı sağladığını da belirtti.
Stein, olayla birlikte Rusya’nın buna öfkeleneceğini ancak Türkiye ile başlattığı yakınlaşmayı sürdüreceğini, çünkü en azından kısa vadede bu ilişkiden Suriye’de faydalanacağını vurguladı.
Esas olarak Rusya’nın konuya nasıl tepki vereceğinin önemli olduğunu kaydeden Stein, buna rağmen esas darbeyi Ankara-Moskova ilişkilerinin değil, Ankara-Washington ilişkilerinin alacağının altını çizdi.
Suikastin arkasında Avrasyacıların olduğuna dair çarpıcı tespitler var.
Suikastin Türkiye ve Rusya arasında kriz çıkarmaya yönelik olduğu iddialarının aksine iki ülkenin yoğun ve sıcak temas yaşaması, suikastin arkasında Avrasyacıların olabileceği iddiasını da beraberinde getirdi.
Araştırmacı Yazar Ayşe Hür, bu konuyu dile getiren ilk isimlerden oldu. Ayşe Hür, ” Madem sonuçtan gidiyoruz, RTE Rusya ile görüştüklerini, suikastin iişkileri daha sıkılaştıracağını açıkladı. Demek ki arkada Avrasyacılar var” şeklinde twit atarken, bundan sonra Türkiye’nin Putin’e daha fazla mecbur ve sözünden çıkamayacak hale gelebileceğini de belirtti.
Amerikan cephesinden de benzer yorumlar geldi.
WASHİNGTON İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR
Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’de Rus büyükelçinin öldürülmesine dair çıkan bir röportajda, suikastin Moskova-Ankara ilişkilerine zarar vermekten çok Washington-Ankara ilişkilerine zarar vereceği öne sürüldü.
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council, olayın hemen ardından tanınmış Ortadoğu uzmanı Aaron Stein ile bir mülakata yer verdi.
Stein, bazı Rus devlet ajanslarının Türk güvenlik zafiyetine dikkat çektiğini ve bunun açık olduğunu söylerken, “Bir polis memuru teşkilata katılıyor, radikalleşiyor ve bir suikast düzenliyor. Bu büyük bir olay” dedi.
Olayın Rus-Türk ilişkilerine nasıl etki edeceğini değerlendiren Stein, bunun Moskova’nın ne yapmaya karar vereceğine bağlı olduğunu söyledi.
Katil polisin söylediği “neşid”in Nusra Cephesi’ne ait olduğu iddiasının doğru olmadığını savunan Stein, bu “neşid”in hayli yaygın olduğunu, suikastçinin Halep trajedisinden sorumlu tuttuğu bir ülkenin temsilcisini öldürdüğünü ileri sürdü.
Rusya’nın Suriye’de stratejisinin açık olduğunu, uluslararası topluma, muhalefetin destekçilerine ve özellikle de ABD’ye “Ya bizimle ve rejimle bir grup teröristin karşısındasın, ya da teröristlerin yanındasın” dediğini kaydeden Stein, Türkiye ile Halep’te yapılan işbirliğinin bu hedefe Moskova’yı daha da yakınlaştırdığını söyledi.
Stein ayrıca, Halep’ten çıkartılanların İdlib’e gönderilmesinin, Rusya’ya bombardımanlarını genişletme fırsatı sağladığını da belirtti.
Stein, olayla birlikte Rusya’nın buna öfkeleneceğini ancak Türkiye ile başlattığı yakınlaşmayı sürdüreceğini, çünkü en azından kısa vadede bu ilişkiden Suriye’de faydalanacağını vurguladı.
Esas olarak Rusya’nın konuya nasıl tepki vereceğinin önemli olduğunu kaydeden Stein, buna rağmen esas darbeyi Ankara-Moskova ilişkilerinin değil, Ankara-Washington ilişkilerinin alacağının altını çizdi.
Suikastin arkasında Avrasyacıların olduğuna dair çarpıcı tespitler var.
Suikastin Türkiye ve Rusya arasında kriz çıkarmaya yönelik olduğu iddialarının aksine iki ülkenin yoğun ve sıcak temas yaşaması, suikastin arkasında Avrasyacıların olabileceği iddiasını da beraberinde getirdi.
Araştırmacı Yazar Ayşe Hür, bu konuyu dile getiren ilk isimlerden oldu. Ayşe Hür, ” Madem sonuçtan gidiyoruz, RTE Rusya ile görüştüklerini, suikastin iişkileri daha sıkılaştıracağını açıkladı. Demek ki arkada Avrasyacılar var” şeklinde twit atarken, bundan sonra Türkiye’nin Putin’e daha fazla mecbur ve sözünden çıkamayacak hale gelebileceğini de belirtti.
Amerikan cephesinden de benzer yorumlar geldi.
WASHİNGTON İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR
Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’de Rus büyükelçinin öldürülmesine dair çıkan bir röportajda, suikastin Moskova-Ankara ilişkilerine zarar vermekten çok Washington-Ankara ilişkilerine zarar vereceği öne sürüldü.
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council, olayın hemen ardından tanınmış Ortadoğu uzmanı Aaron Stein ile bir mülakata yer verdi.
Stein, bazı Rus devlet ajanslarının Türk güvenlik zafiyetine dikkat çektiğini ve bunun açık olduğunu söylerken, “Bir polis memuru teşkilata katılıyor, radikalleşiyor ve bir suikast düzenliyor. Bu büyük bir olay” dedi.
Olayın Rus-Türk ilişkilerine nasıl etki edeceğini değerlendiren Stein, bunun Moskova’nın ne yapmaya karar vereceğine bağlı olduğunu söyledi.
Katil polisin söylediği “neşid”in Nusra Cephesi’ne ait olduğu iddiasının doğru olmadığını savunan Stein, bu “neşid”in hayli yaygın olduğunu, suikastçinin Halep trajedisinden sorumlu tuttuğu bir ülkenin temsilcisini öldürdüğünü ileri sürdü.
Rusya’nın Suriye’de stratejisinin açık olduğunu, uluslararası topluma, muhalefetin destekçilerine ve özellikle de ABD’ye “Ya bizimle ve rejimle bir grup teröristin karşısındasın, ya da teröristlerin yanındasın” dediğini kaydeden Stein, Türkiye ile Halep’te yapılan işbirliğinin bu hedefe Moskova’yı daha da yakınlaştırdığını söyledi.
Stein ayrıca, Halep’ten çıkartılanların İdlib’e gönderilmesinin, Rusya’ya bombardımanlarını genişletme fırsatı sağladığını da belirtti.
Stein, olayla birlikte Rusya’nın buna öfkeleneceğini ancak Türkiye ile başlattığı yakınlaşmayı sürdüreceğini, çünkü en azından kısa vadede bu ilişkiden Suriye’de faydalanacağını vurguladı.
Esas olarak Rusya’nın konuya nasıl tepki vereceğinin önemli olduğunu kaydeden Stein, buna rağmen esas darbeyi Ankara-Moskova ilişkilerinin değil, Ankara-Washington ilişkilerinin alacağının altını çizdi.