Tr724’ten Sevinç Özarslan’ın haberinden aktarıyoruz;

Yukarıda gördüğünüz fotoğraflar 30 Mayıs 2025’te Bakırköy Adliyesi’nde çekildi.
İki çocuk sahibi Fatma Öztimur, büyük oğlu otizmli olmasına rağmen infaz erteleme verilmediği için iki ay önce tutuklandı. Öztimur kendi ayaklarıyla gidip teslim oldu. Çünkü savcıya öyle söz vermişti.
Aslında Fatma Öztimur’un İstanbul’daki evine polis 10 Şubat 2025’te gitmiş ve ‘cezanız onandı’ diye alıp adliyeye götürmüşler. Ama savcı bey, oğlu 18 aydan küçük olduğu için Fatma hanımın infazını ’30 Mayıs 2025’te teslim olmak’ şartıyla dört ay ertelemiş.
Savcı hangi kanuna göre bunu yapıyor? 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre. Ne diyor kanun?
“Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduktan sonra bir yıl altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.”
Peki bu kanunu her savcı ya da hakim uyguluyor mu? Hayır. Uygulasalardı 9 aylık hamile Merve Zayım şu anda Edirne’de tutuklu olmazdı.
Hasta çocuğu olan annelerle ilgili iki yıl önce bir kanun çıkarıldı ama bu kanunu Fatma Öztimur ve oğlu için kimse uygulamıyor. Adli Tıp’tan birkaç gün önce Öztimur’un otizmli oğluyla beraber hapiste kalabileceğine dair rapor çıktı.
Kamuoyunda “Yusuf Kerim maddesi” olarak bilinen, Resmi Gazete’de 5 Nisan 2023’te yayınlanarak yürürlüğe giren, çocuğu hasta ve 10 yıldan az cezası bulunan hükümlü annelerin infazının ertelenmesini öngören yasal düzenlemeden bahsediyorum. Eğer bu yasa uygulansaydı Fatma Öztimur bugün hapiste olmazdı.
Her şey kafalarına, keyiflerine göre.
Fatma Öztimur’un ve çocuklarının özgürlüğe veda ederken adliye koridorlarında çekilen videosu size bir şey ifade etmiyorsa, vicdanızı sızlatmıyorsa kalbinizi yoklayın. Orada bir sorun var demektir.
Çocuklardan büyüğü, yani 4 yaşındaki Kürşad Ali otizmli. Bu çocuğun özel eğitime ihtiyacı var ve hapiste bu eğitimi alabilmesi kesinlikle söz konusu değil. Bırakın eğitim almayı, anne iki çocukla hapiste çok zor günler geçiriyor. Bir ay önce gardiyan koğuşa geldiğinde büyük oğlan kapıdan çıkmaya çalışınca, anne onu tutayım derken küçük oğlan sandalyeden düştü, çenesi yarıldı ve 9 dikiş atıldı.
Fatma hanım olayı yakınlarına anlatırken diyor ki, ‘Çocuğu kucağıma aldım. Çenesi komple açılmış. Ağzından kan fışkırıyor. Diğer çocuğu tutmaya çalışıyorum. Elim ayağım boşaldı. o halde doktoru beklettik saatlerce.’
Küçük çocuğun altını değiştirirken büyük oğlunu mecburen iple kapıya bağlıyor. Çocuk bu, koğuş içinde zaptetmek kolay değil. Bir keresinde koşarken çaydanlığı devirmiş.
Sözümona kanun var, nizam var ama hem anne, hem otizmli çocuk hem de 20 aylık bebek mağdur ediliyor?
Üstelik DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu eğer Öztimur’u iki gün önce cezaevinde ziyaret etmeseydi bu hukuksuzluktan hiç kimsenin haberi olmayacaktı. Koskoca Meclis’te sadece bir vekil herkesin kapısını çalıp sorunları dinliyor.
Peki Öztimur neden cezaevinde? Suçu ne? Kanuna rağmen iki çocukla hapsedilmesi için ne kadar büyük bir suç işlemiş olabilir?
38 yaşındaki Fatma Öztimur, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Harita Kadastro bölümünden 2009’da mezun oldu. Ailesi Tekirdağ’da yaşadığı için memleketine döndü ve bir süre 1 Nisan 2015’te üye olduğu Malkara Zümrüt Hanımlar Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nde çalıştı.
Bu dernekte görev yaptığın için 28 Eylül 2016’da tutuklandı.
Dernekte sigorta kaydının bulunması başta olmak üzere, dini sohbetlere katılmak, Bank Asya hesabı, ByLock ve kendisini sohbette ya da kahvaltıda gördüğünü ‘itiraf eden’ tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek ‘örgüt yöneticiliğinden’ 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Fatma Öztimur, Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2017’de yaptığı savunmasında dernekteki görevlerini şöyle anlatıyor:
“2014 yılında Zümrüt Hanımlar Derneği’nin kermesine katıldım, kadınlar arasındaki dayanışma, yapılan hayır işleri hoşuma gittiği için kermeste tanıştığım M.O. dernekte yardımcı olabileceğimi ifade etti. Ben dışarıdan, kadınlardan oluşan, kadınların kermes yaptığı, hayır işlerinde bulunduğu görüntüsünde olan derneğe katılarak faydalı olmak, insanlara yardım etmek istemiştim. Bu doğrultuda dernekte getir götür işi yaptım, karar mekanizmasında görev almadım. Dernekte karar veren, bağış toplayan bir kişi konumunda değildim. Verilen talimatlar doğrultusunda hareket ettim. Talimatlardan kastım da derneğe gittiğimde masanın üzerindeki yapılacaklar listesini yerine getirmekti. Dolayısıyla kim adına bağış toplandığını bilmeyen, bağış toplamayan birinin insanlara faydalı olma amacıyla kadınlara yardım etmek istemiş olması terör örgütüne üye olduğu anlamına gelmez. Yapmış olduğum yardımlara karşılık her ay hesabıma düzenli yatan 800-900 TL tutarında maaştı. Karar verme yetkisinde olan bir kimse olsa idim maddi durumum daha iyi olur, hesabıma daha çok para yatardı. Dernek ile ilgili hakkımda izah ettiğimden farklı ifade verenleri ifadeleri gerçek dışıdır. Karar veren yetkili kişilerin yanında dernekte bulunduğum için böyle ifade vermiş olabilirler, lakin ben bana emir verilmeden, talimata uymadan hiç kimse ile diyaloğa dahi geçmedim. Ayrıca belirtilen tarih 2014’tür. “fetö” bu tarihte halka terör örgütü olarak lanse edilmemiş olup 2016 Mayıs ayında alınan MGK kararı ile silahlı bir terör örgütü olduğu halka duyurulmuştur. Zaten 2015 Şubat gibi ben işten ayrılmıştım. Dolayısıyla henüz halka terör örgütü olarak dahi ilan edilmeden önce geçinmek adına konusu suç teşkil etmeyen bir işte çalışmam terör örgütü üyesi olduğum anlamına gelmez.”
Öztimur’un davası 3 yıla yakın sürdü. O zamanlar bekardı. Cezaevindeyken Anadolu Üniversitesi’nde iki yıllık Adalet Yüksek Okulu’nda hukuk eğitimi de aldı.
33 ay hapis yattıktan sonra ise 18 Nisan 2019’da görülen karar mahkemesinde 7 yıl 6 ay ceza verildi ve tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
Evlendikten sonra İstanbul’a yerleşen Fatma Öztimur, hapisten çıktıktan sonra hayata tutunmak için önce iş aradı, bulamadı. Sonra üç boyutlu tasarım öğrenebilmek için bir kursa yazıldı.
Kurstayken eşiyle tanıştılar ve 2020 yılında evlendiler. 9 Ağustos 2021’de dünyaya gelen büyük oğlu Kürşad Ali’ye otizm tanısı konuldu. Tedavi süreci başladı. Bu arada ikinci oğlu Hamza Göktuğ 1 Aralık 2023’te dünyaya geldi.
İki çocuk da anneye muhtaç. Dışarıda iki çocuğu birden bakabilecek bir akrabası bulunmuyor. Ne olacak bu ailenin hali?
Şu anda Bakırköy Kadın Cezaevinde 33 kişilik koğuşta kalan Fatma Öztimur’un çocuklarının cezaevi psikoloğu tarafından Sosyal Hizmetler Kurumu’na verilme girişimlerini söylemiyoruz bile. Neyse ki, mahkeme çocukların üstün yararını düşünerek annede kalmasına karar vermiş.
Şimdi bütün hukukçular, siyasetçiler, önlerinde kendilerinin çıkardığı kanun olmasına rağmen oturdukları adalet koltuklarından anne ve çocuklara bakıp ‘suç’ işlerken düşünseydi mi diyecek?