İBB’ye yönelik operasyonlarda 29 Temmuz günü gözaltına alınan ve aralarında İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bulunduğu 25 yönetici İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de gözaltına alınanların yakınlarıne destek ziyaretinin ardından, adliye önünde açıklama yaptı. Çelik, “İETT Genel Müdürü İrfan Demet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne tam 25 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak hizmet etmiş bir asker… Buradan emniyet yetkililerine sesleniyorum: Kimin görüntüsünü servis ettiğinizi biliyor musunuz? Bu ülkeye 25 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet etmiş bir yüzbaşının görüntüsünü…” dedi.
18 Mart’ta üniversite diploması iptal edilerek ertesi günü gözaltına alınan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda belediye yöneticisinin tutuklanmasıyla sonuçlanan 19 Mart operasyonlarına 29 Temmuz sabahı bir yenisi eklenmişti. İBB iştirakleri İETT ve İSFALT’ın yöneticileri dahil 25 kişi hakkında gözaltı kararı uygulanmaya; İstanbul, Antalya, Çanakkale, Trabzon, Bursa ve Giresun’da arama, el koyma işlemleri başlatılmıştı.
“İETT Genel Müdürü İrfan Demet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne tam 25 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak hizmet etmiş bir asker”
Aralarında İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bulunduğu 25 yönetici bu sabah Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Yöneticilerin savcılık sorguları ise saat 11:00 sularında başladı. Savcılık katında sonucu bekleyen yakınlarını ise İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Çelik, şunları kaydetti:
“Çağlayan Adliyesi’ndeyiz. Tam 300 gündür buralardayız. Çağlayan Adliyesi’nde, Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde, cezaevlerinde… Esenyurt’tan bugüne uzanan büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Şimdi buradan, Gençlik Kolu Başkanımızla birlikte İzmir’e gidiyoruz. Mehmet Murat Çalık Başkanımızı hastanede ziyaret edeceğiz, ailesiyle görüşeceğiz ve ardından İstanbul’a döneceğiz.
Peki, neden şu anda Çağlayan Adliyesi’ndeyiz? Dört gün önce, yine ‘iftira at, kurtul’ düzeninin bir parçası olarak 25 İBB bürokratı gözaltına alındı. İETT’den 12 kişi, İSFALT’tan 13 kişi… Gözaltına alınanların tamamı devlet memuru. Yani, bu insanlar devletin çeşitli kademelerinde uzun yıllar hizmet etmiş, memuriyetle, bürokrasiyle ülkemize katkıda bulunmuş kişiler. Her birinin bu güzel memlekete ayrı ayrı emekleri var. Sadece bir örnek vermek istiyorum: İETT Genel Müdürü İrfan Demet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne tam 25 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak hizmet etmiş bir asker. Şanlı ordumuzda 25 yıl görev yaptıktan sonra emekli olmuş, ardından İETT’de daire başkanlığı görevine başlamış ve sonrasında genel müdürlüğe atanmış, ülkemiz için üstün hizmetleri olan çok kıymetli bir insan. Peki, bu sabah nasıl sevk edildi adliyeye? İrfan Demet, dört gün boyunca Vatan Emniyet Müdürlüğü’nün bodrum katında, uyuşturucu kokuları içinde bekletildi. Ardından, darbe dönemlerini aratmayan bir şekilde, 25 kişiyle birlikte tek sıra halinde dizilip, kolluk kuvvetleri eşliğinde adliyeye getirildi.
“Bugün bu tablo, beyaz toros döneminin yeniden sahneye konmak istendiğinin en somut göstergelerinden biridir”
Bu görüntüler bize bir şey hatırlatıyor. Tıpkı bir süre önce 30 yıl belediye başkanlığı yapmış insanlara uygulanan muamele gibi… Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel haftalardır uyarıyor: Bir fotoğraf gösterdi -beyaz Toros- Ve dedi ki: ‘Türkiye 90’ların karanlığına sürüklenmek isteniyor.’
Bugün yaşanan bu tablo, işte tam da o karanlığın, 90’ların, Beyaz Toros döneminin yeniden sahneye konmak istendiğinin en somut göstergelerinden biridir. Peki, bu insanların suçu ne? Kabahatleri ne?
Haklarında herhangi bir mahkeme kararı yok. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınıyor. Bu ülkenin onurlu, şerefli, haysiyetli bürokratları, itibarları zedelenerek kamuoyuna teşhir ediliyor. Ve bakın açıkça söylüyorum: Bu görüntüler emniyet tarafından basının WhatsApp gruplarına servis edildi.
“Bu ülkeye 25 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet etmiş bir yüzbaşının görüntüsünü servis ediyorsunuz”
Buradan emniyet yetkililerine sesleniyorum: Kimin görüntüsünü servis ettiğinizi biliyor musunuz?
Bu ülkeye 25 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet etmiş bir yüzbaşının görüntüsünü… Terörle mücadele etmiş bir insanın görüntüsünü… Beraber güvenliğini sağlamakla sorumlu olduğunuz bir arkadaşınızı, bu ülkenin şerefli bir askerini… Yakışmıyor bu manzara Türkiye’ye. Siz de devlet memurusunuz. Bizim vergilerimizle maaş alıyorsunuz. Bu memurları, haklarında hiçbir yargı kararı olmayan insanları, nasıl arka arkaya dizip suçlu gibi teşhir ediyorsunuz? Hangi hakla masumiyet karinesini bu şekilde ayaklar altına alıyorsunuz?
“Masumiyet karinesi ayaklar altına alınıyor”
Adliye koridorlarında aileler bekliyor. Her siyasi görüşten insanlar var. Başörtülüsü, çarşaflısı, açığı, kapalısı… Bir aileyle konuştum. ‘Yozgatlıyız’ dediler. ‘Eşim gözaltında, şu anda ifade veriyor.’
Kime yapıyorsunuz bunu? Bu ülkenin insanına. Ve tekrar söylüyorum: Masumiyet karinesi ayaklar altına alınıyor. Neden ifade veriyor bu insanlar? Yine ‘iftira at, kurtul’ düzeninin bir sonucu olarak…
Karşımızda tanıdık bir isim: Aziz İhsan Aktaş. Bu şahıs suç örgütü lideri diye gözaltına alındı, cezaevine konuldu. Sonra, ne hikmetse, bir takım ‘iftiranameler’ kaleme aldı ve dağıttı.
Bugün 25 kişi bu yazılanlar nedeniyle ifade veriyor.
“Zalimin zulmü arttıkça, gideceği gün yaklaşır”
Peki suç örgütü lideri nerede? Evinde. Aziz İhsan Aktaş dışarıda, ama bu ülkenin onurlu, şerefli, haysiyetli memurları şu anda Çağlayan Adliyesi’nde. 31 Mart’ta milletin oylarıyla seçilmiş belediye başkanları, Türkiye’nin dört bir yanında, zindanlarda, hücrelerde. Yine bir başka iftiranın, bir ihale meselesinin üzerinden bu insanlar sorgulanıyor. Savcılık ifadeleri tamamlanmak üzere. Birazdan sevk yazıları yazılacak. Biz burada hem Cumhuriyet Halk Partisi’nin Hukuk Komisyonu, hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hukukçuları, hem de parti meclis üyelerimizle birlikte bu süreci yakından takip ediyoruz. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Büyük bir zorlukla karşı karşıyayız. Ama biz, İstanbul’un ve Türkiye’nin dört bir yanında 300 gündür adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bu yapılan zulümler, kimseyi umutsuzluğa sürüklemesin. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Her zaman söylediğimiz gibi, bir kez daha tekrar ediyorum: Zalimin zulmü arttıkça, gideceği gün yaklaşır. Er ya da geç, erken seçim sandığı milletin önüne gelecek. Ve bu millet, bu zalimliği affetmeyecek. Tarihin hiçbir döneminde affetmedi. Bu halk, bu millete yapılan zulümleri affetmedi. Bu zalimleri tarihin karanlığında yok edecek. Ama adaleti, özgürlüğü, demokrasiyi savunanlar; Halkın ve milletin gönlünde sonsuza dek var olacak.”