Türkiye kamuoyu bu hafta teslim edilmesi beklenen Rus yapımı S-400’lere odaklandı. ABD yaptırımları olasılığı nedeniyle gerilime neden olan konunun ekonomiye faturası nasıl olur? Uzmanlar DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Ekonomik yaptırımlar konusu ekonomi kamuoyunda tedirgin bir bekleyişe neden olurken, bu görüşmenin hemen ardından Haziran ayı sonunda Japonya’da düzenlenen G20 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinden çıkan ılımlı mesajlar piyasalar tarafından olumlu algılandı. Fakat ekonomi çevrelerinde konuyla ilgili bekleyiş hala devam ediyor. Bu durum dikkate alındığında S-400 meselesinin Türkiye’ye ekonomik faturası, bu savunma sistemleri için ülkenin Rusya’ya ödeyeceği 2,5 milyar dolardan daha büyük bir meblağı ilgilendiriyor.
“Yatırımcı güveni açısından kritik bir mesele”
Konuyu ekonomi açısından değerlendiren uzmanlar özellikle ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamındaki yaptırımların S-400 ile ilgili uygulanıp uygulanmayacağı konusunun kritik olduğunu belirtiyor. ABD yönetimi, Türkiye’nin S-400 anlaşmasının ilgili yasayı ihlal ettiğini belirtiyor.
Ekonomist Veyis Fertekligil’e göre ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeden her ne kadar ılımlı mesajlar gelse de CAATSA yaptırımlarının uygulanması durumunda bu durum Türkiye’ye yönelik yatırımcı güveni üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Yatırımcı güveni Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir konu. Zira tasarruf açığı bulunan Türkiye dış açığını finanse etmek için yabancılardan gelen kaynakları etkin olarak kullanan bir ekonomiye sahip. S-400 konusu yabancı yatırımcının tedirginlik duymasına neden olan konuların başında gelirken, yabancı yatırımcıların değerlendirmelerinde de sıklıkla atıf yaptıkları bir mesele olarak öne çıkıyor.
Hollandalı Rabobank’ın Gelişen Ülkeler Stratejisti Piotr Matys, Haziran sonunda kaleme aldığı raporunda Türk Lirası’nın benzerlerinden daha kötü performans göstermesinde etkili olan politik kararlar arasında S-400 ile ilgili belirsizlikler olduğunu da belirtmişti. New York merkezli piyasa danışmanlığı şirketinin Gelişen Ülkeler Analisti Nigel Rendell da aynı dönemde yazdığı raporunda Türk Lirası’nın S-400 tedariki ve olası ABD yaptırımları dolayısıyla olumsuz etkilere açık olduğuna dikkat çekmişti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların net Türk varlığı satışı 1,6 milyar dolar oldu. Dünyada gelişmiş ülkelerde düşük faiz yatırımcıyı gelişmekte olan ülkelere yönlendirirken, Türkiye S-400 gibi yabancı yatırımcı tarafında tedirginlik yaratan konular dolayısıyla bu akıştan yeteri kadar destek alamadı.
Uzun süre Dünya Ticaret Örgütü’nün Türkiye Daimi Temsilciliğinde Ticaret Müşaviri olarak görev yapan dünya ticareti uzmanı Şahin Yaman Deutsche Welle Türkçe’ye “Türkiye zor bir geçişin eşiğinde. Küresel ittifaklar tektonik bir fay hattı üzerinde kayıyor. Küresel hegemonya el değiştiriyor. S-400 bu geçişin, kaymanın bir yan ürünü. Mesele tabii ki Türkiye’yi bir miktar hırpalar. Ancak Türk milleti egemenliğine alenen dil uzatılmasını, siyasi ve ekonomik şantaj dilini kabul etmez. Ekonomi ve ticaretimiz etkilenir mi? Etkilenir. Ancak bu süreç, Batı’ya da çok büyük bir jeopolitik darbe olacaktır” değerlendirmeleri yaptı.
“Erdoğan-Trump görüşmesi soru işaretlerini kaldırmadı”
S-400 konusu ülkede doğrudan yatırımları bulunan ABD başta olmak üzere Batılı ülke menşeli yatırımcılar açısından da bir soru işareti oluşturmaya devam ediyor.
Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkan Yardımcısı Süleyman Sanlı, ABD Başkanı Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesindeki görüşmenin yatırımcı algısında soru işaretlerini kaldırmadığını ancak görüşmenin bir çözüm penceresi olarak algılandığını belirtti.
Sanlı’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’de 1.702 adet ABD’li şirket faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında 20 milyar doları aşarken, 2018’de de bu rakam anlamlı bir değişim göstermedi.
Türkiye ekonomi kamuoyunun da yakından takip ettiği S-400’lerin bu hafta Türkiye’ye teslimatının yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek seyahati öncesinde basın mensuplarının konuyla ilgili sorusu üzerine Rusya tarafında teslimat için hazırlıkların yapıldığını belirtti, tam teslimat tarihi ile ilgili net bir bilgi ise vermedi.
Deutsche Welle Türkçe
Türkiye kamuoyu bu hafta teslim edilmesi beklenen Rus yapımı S-400’lere odaklandı. ABD yaptırımları olasılığı nedeniyle gerilime neden olan konunun ekonomiye faturası nasıl olur? Uzmanlar DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Ekonomik yaptırımlar konusu ekonomi kamuoyunda tedirgin bir bekleyişe neden olurken, bu görüşmenin hemen ardından Haziran ayı sonunda Japonya’da düzenlenen G20 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinden çıkan ılımlı mesajlar piyasalar tarafından olumlu algılandı. Fakat ekonomi çevrelerinde konuyla ilgili bekleyiş hala devam ediyor. Bu durum dikkate alındığında S-400 meselesinin Türkiye’ye ekonomik faturası, bu savunma sistemleri için ülkenin Rusya’ya ödeyeceği 2,5 milyar dolardan daha büyük bir meblağı ilgilendiriyor.
“Yatırımcı güveni açısından kritik bir mesele”
Konuyu ekonomi açısından değerlendiren uzmanlar özellikle ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamındaki yaptırımların S-400 ile ilgili uygulanıp uygulanmayacağı konusunun kritik olduğunu belirtiyor. ABD yönetimi, Türkiye’nin S-400 anlaşmasının ilgili yasayı ihlal ettiğini belirtiyor.
Ekonomist Veyis Fertekligil’e göre ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeden her ne kadar ılımlı mesajlar gelse de CAATSA yaptırımlarının uygulanması durumunda bu durum Türkiye’ye yönelik yatırımcı güveni üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Yatırımcı güveni Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir konu. Zira tasarruf açığı bulunan Türkiye dış açığını finanse etmek için yabancılardan gelen kaynakları etkin olarak kullanan bir ekonomiye sahip. S-400 konusu yabancı yatırımcının tedirginlik duymasına neden olan konuların başında gelirken, yabancı yatırımcıların değerlendirmelerinde de sıklıkla atıf yaptıkları bir mesele olarak öne çıkıyor.
Hollandalı Rabobank’ın Gelişen Ülkeler Stratejisti Piotr Matys, Haziran sonunda kaleme aldığı raporunda Türk Lirası’nın benzerlerinden daha kötü performans göstermesinde etkili olan politik kararlar arasında S-400 ile ilgili belirsizlikler olduğunu da belirtmişti. New York merkezli piyasa danışmanlığı şirketinin Gelişen Ülkeler Analisti Nigel Rendell da aynı dönemde yazdığı raporunda Türk Lirası’nın S-400 tedariki ve olası ABD yaptırımları dolayısıyla olumsuz etkilere açık olduğuna dikkat çekmişti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların net Türk varlığı satışı 1,6 milyar dolar oldu. Dünyada gelişmiş ülkelerde düşük faiz yatırımcıyı gelişmekte olan ülkelere yönlendirirken, Türkiye S-400 gibi yabancı yatırımcı tarafında tedirginlik yaratan konular dolayısıyla bu akıştan yeteri kadar destek alamadı.
Uzun süre Dünya Ticaret Örgütü’nün Türkiye Daimi Temsilciliğinde Ticaret Müşaviri olarak görev yapan dünya ticareti uzmanı Şahin Yaman Deutsche Welle Türkçe’ye “Türkiye zor bir geçişin eşiğinde. Küresel ittifaklar tektonik bir fay hattı üzerinde kayıyor. Küresel hegemonya el değiştiriyor. S-400 bu geçişin, kaymanın bir yan ürünü. Mesele tabii ki Türkiye’yi bir miktar hırpalar. Ancak Türk milleti egemenliğine alenen dil uzatılmasını, siyasi ve ekonomik şantaj dilini kabul etmez. Ekonomi ve ticaretimiz etkilenir mi? Etkilenir. Ancak bu süreç, Batı’ya da çok büyük bir jeopolitik darbe olacaktır” değerlendirmeleri yaptı.
“Erdoğan-Trump görüşmesi soru işaretlerini kaldırmadı”
S-400 konusu ülkede doğrudan yatırımları bulunan ABD başta olmak üzere Batılı ülke menşeli yatırımcılar açısından da bir soru işareti oluşturmaya devam ediyor.
Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkan Yardımcısı Süleyman Sanlı, ABD Başkanı Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesindeki görüşmenin yatırımcı algısında soru işaretlerini kaldırmadığını ancak görüşmenin bir çözüm penceresi olarak algılandığını belirtti.
Sanlı’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’de 1.702 adet ABD’li şirket faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında 20 milyar doları aşarken, 2018’de de bu rakam anlamlı bir değişim göstermedi.
Türkiye ekonomi kamuoyunun da yakından takip ettiği S-400’lerin bu hafta Türkiye’ye teslimatının yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek seyahati öncesinde basın mensuplarının konuyla ilgili sorusu üzerine Rusya tarafında teslimat için hazırlıkların yapıldığını belirtti, tam teslimat tarihi ile ilgili net bir bilgi ise vermedi.
Deutsche Welle Türkçe
Türkiye kamuoyu bu hafta teslim edilmesi beklenen Rus yapımı S-400’lere odaklandı. ABD yaptırımları olasılığı nedeniyle gerilime neden olan konunun ekonomiye faturası nasıl olur? Uzmanlar DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Ekonomik yaptırımlar konusu ekonomi kamuoyunda tedirgin bir bekleyişe neden olurken, bu görüşmenin hemen ardından Haziran ayı sonunda Japonya’da düzenlenen G20 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinden çıkan ılımlı mesajlar piyasalar tarafından olumlu algılandı. Fakat ekonomi çevrelerinde konuyla ilgili bekleyiş hala devam ediyor. Bu durum dikkate alındığında S-400 meselesinin Türkiye’ye ekonomik faturası, bu savunma sistemleri için ülkenin Rusya’ya ödeyeceği 2,5 milyar dolardan daha büyük bir meblağı ilgilendiriyor.
“Yatırımcı güveni açısından kritik bir mesele”
Konuyu ekonomi açısından değerlendiren uzmanlar özellikle ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamındaki yaptırımların S-400 ile ilgili uygulanıp uygulanmayacağı konusunun kritik olduğunu belirtiyor. ABD yönetimi, Türkiye’nin S-400 anlaşmasının ilgili yasayı ihlal ettiğini belirtiyor.
Ekonomist Veyis Fertekligil’e göre ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeden her ne kadar ılımlı mesajlar gelse de CAATSA yaptırımlarının uygulanması durumunda bu durum Türkiye’ye yönelik yatırımcı güveni üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Yatırımcı güveni Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir konu. Zira tasarruf açığı bulunan Türkiye dış açığını finanse etmek için yabancılardan gelen kaynakları etkin olarak kullanan bir ekonomiye sahip. S-400 konusu yabancı yatırımcının tedirginlik duymasına neden olan konuların başında gelirken, yabancı yatırımcıların değerlendirmelerinde de sıklıkla atıf yaptıkları bir mesele olarak öne çıkıyor.
Hollandalı Rabobank’ın Gelişen Ülkeler Stratejisti Piotr Matys, Haziran sonunda kaleme aldığı raporunda Türk Lirası’nın benzerlerinden daha kötü performans göstermesinde etkili olan politik kararlar arasında S-400 ile ilgili belirsizlikler olduğunu da belirtmişti. New York merkezli piyasa danışmanlığı şirketinin Gelişen Ülkeler Analisti Nigel Rendell da aynı dönemde yazdığı raporunda Türk Lirası’nın S-400 tedariki ve olası ABD yaptırımları dolayısıyla olumsuz etkilere açık olduğuna dikkat çekmişti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların net Türk varlığı satışı 1,6 milyar dolar oldu. Dünyada gelişmiş ülkelerde düşük faiz yatırımcıyı gelişmekte olan ülkelere yönlendirirken, Türkiye S-400 gibi yabancı yatırımcı tarafında tedirginlik yaratan konular dolayısıyla bu akıştan yeteri kadar destek alamadı.
Uzun süre Dünya Ticaret Örgütü’nün Türkiye Daimi Temsilciliğinde Ticaret Müşaviri olarak görev yapan dünya ticareti uzmanı Şahin Yaman Deutsche Welle Türkçe’ye “Türkiye zor bir geçişin eşiğinde. Küresel ittifaklar tektonik bir fay hattı üzerinde kayıyor. Küresel hegemonya el değiştiriyor. S-400 bu geçişin, kaymanın bir yan ürünü. Mesele tabii ki Türkiye’yi bir miktar hırpalar. Ancak Türk milleti egemenliğine alenen dil uzatılmasını, siyasi ve ekonomik şantaj dilini kabul etmez. Ekonomi ve ticaretimiz etkilenir mi? Etkilenir. Ancak bu süreç, Batı’ya da çok büyük bir jeopolitik darbe olacaktır” değerlendirmeleri yaptı.
“Erdoğan-Trump görüşmesi soru işaretlerini kaldırmadı”
S-400 konusu ülkede doğrudan yatırımları bulunan ABD başta olmak üzere Batılı ülke menşeli yatırımcılar açısından da bir soru işareti oluşturmaya devam ediyor.
Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkan Yardımcısı Süleyman Sanlı, ABD Başkanı Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesindeki görüşmenin yatırımcı algısında soru işaretlerini kaldırmadığını ancak görüşmenin bir çözüm penceresi olarak algılandığını belirtti.
Sanlı’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’de 1.702 adet ABD’li şirket faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında 20 milyar doları aşarken, 2018’de de bu rakam anlamlı bir değişim göstermedi.
Türkiye ekonomi kamuoyunun da yakından takip ettiği S-400’lerin bu hafta Türkiye’ye teslimatının yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek seyahati öncesinde basın mensuplarının konuyla ilgili sorusu üzerine Rusya tarafında teslimat için hazırlıkların yapıldığını belirtti, tam teslimat tarihi ile ilgili net bir bilgi ise vermedi.
Deutsche Welle Türkçe
Türkiye kamuoyu bu hafta teslim edilmesi beklenen Rus yapımı S-400’lere odaklandı. ABD yaptırımları olasılığı nedeniyle gerilime neden olan konunun ekonomiye faturası nasıl olur? Uzmanlar DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Ekonomik yaptırımlar konusu ekonomi kamuoyunda tedirgin bir bekleyişe neden olurken, bu görüşmenin hemen ardından Haziran ayı sonunda Japonya’da düzenlenen G20 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinden çıkan ılımlı mesajlar piyasalar tarafından olumlu algılandı. Fakat ekonomi çevrelerinde konuyla ilgili bekleyiş hala devam ediyor. Bu durum dikkate alındığında S-400 meselesinin Türkiye’ye ekonomik faturası, bu savunma sistemleri için ülkenin Rusya’ya ödeyeceği 2,5 milyar dolardan daha büyük bir meblağı ilgilendiriyor.
“Yatırımcı güveni açısından kritik bir mesele”
Konuyu ekonomi açısından değerlendiren uzmanlar özellikle ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamındaki yaptırımların S-400 ile ilgili uygulanıp uygulanmayacağı konusunun kritik olduğunu belirtiyor. ABD yönetimi, Türkiye’nin S-400 anlaşmasının ilgili yasayı ihlal ettiğini belirtiyor.
Ekonomist Veyis Fertekligil’e göre ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeden her ne kadar ılımlı mesajlar gelse de CAATSA yaptırımlarının uygulanması durumunda bu durum Türkiye’ye yönelik yatırımcı güveni üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Yatırımcı güveni Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir konu. Zira tasarruf açığı bulunan Türkiye dış açığını finanse etmek için yabancılardan gelen kaynakları etkin olarak kullanan bir ekonomiye sahip. S-400 konusu yabancı yatırımcının tedirginlik duymasına neden olan konuların başında gelirken, yabancı yatırımcıların değerlendirmelerinde de sıklıkla atıf yaptıkları bir mesele olarak öne çıkıyor.
Hollandalı Rabobank’ın Gelişen Ülkeler Stratejisti Piotr Matys, Haziran sonunda kaleme aldığı raporunda Türk Lirası’nın benzerlerinden daha kötü performans göstermesinde etkili olan politik kararlar arasında S-400 ile ilgili belirsizlikler olduğunu da belirtmişti. New York merkezli piyasa danışmanlığı şirketinin Gelişen Ülkeler Analisti Nigel Rendell da aynı dönemde yazdığı raporunda Türk Lirası’nın S-400 tedariki ve olası ABD yaptırımları dolayısıyla olumsuz etkilere açık olduğuna dikkat çekmişti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların net Türk varlığı satışı 1,6 milyar dolar oldu. Dünyada gelişmiş ülkelerde düşük faiz yatırımcıyı gelişmekte olan ülkelere yönlendirirken, Türkiye S-400 gibi yabancı yatırımcı tarafında tedirginlik yaratan konular dolayısıyla bu akıştan yeteri kadar destek alamadı.
Uzun süre Dünya Ticaret Örgütü’nün Türkiye Daimi Temsilciliğinde Ticaret Müşaviri olarak görev yapan dünya ticareti uzmanı Şahin Yaman Deutsche Welle Türkçe’ye “Türkiye zor bir geçişin eşiğinde. Küresel ittifaklar tektonik bir fay hattı üzerinde kayıyor. Küresel hegemonya el değiştiriyor. S-400 bu geçişin, kaymanın bir yan ürünü. Mesele tabii ki Türkiye’yi bir miktar hırpalar. Ancak Türk milleti egemenliğine alenen dil uzatılmasını, siyasi ve ekonomik şantaj dilini kabul etmez. Ekonomi ve ticaretimiz etkilenir mi? Etkilenir. Ancak bu süreç, Batı’ya da çok büyük bir jeopolitik darbe olacaktır” değerlendirmeleri yaptı.
“Erdoğan-Trump görüşmesi soru işaretlerini kaldırmadı”
S-400 konusu ülkede doğrudan yatırımları bulunan ABD başta olmak üzere Batılı ülke menşeli yatırımcılar açısından da bir soru işareti oluşturmaya devam ediyor.
Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkan Yardımcısı Süleyman Sanlı, ABD Başkanı Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesindeki görüşmenin yatırımcı algısında soru işaretlerini kaldırmadığını ancak görüşmenin bir çözüm penceresi olarak algılandığını belirtti.
Sanlı’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’de 1.702 adet ABD’li şirket faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında 20 milyar doları aşarken, 2018’de de bu rakam anlamlı bir değişim göstermedi.
Türkiye ekonomi kamuoyunun da yakından takip ettiği S-400’lerin bu hafta Türkiye’ye teslimatının yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek seyahati öncesinde basın mensuplarının konuyla ilgili sorusu üzerine Rusya tarafında teslimat için hazırlıkların yapıldığını belirtti, tam teslimat tarihi ile ilgili net bir bilgi ise vermedi.
Deutsche Welle Türkçe