Geçtiğimiz günlerde ‘Bardağı taşıran son damla’ dediği AİHM’nin Yalçınkaya kararını bir kez daha gündemine alan Erdoğan, “Klasör dolusu delile rağmen hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu.
Geçen pazartesi gerçekleştirilen Kabine toplantısı sonrası konuşan Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yalçınkaya kararına değinmişti.
Erdoğan karar için ‘Bardağı taşıran son damla’ ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin terörle mücadele eden bir ülke olduğunu ileri süren Erdoğan, “Güvenliğimizi tehdit eden hiçbir meselenin sadece yerel dinamiklerden kaynaklanmadığını tecrübelerimiz ışığında çok iyi biliyoruz. Ülkemizde darbe suçu işlemiş, terör eylemlerine bulaşmış firari isimlerin batı ülkelerinde siyasi sığınmacı maskesi altında korunması da bunun bir başka örneğidir.
Son günlerde bazı mahkemelerin de buna alet olduğunu ya da edildiğini görüyoruz. Binlerce evladını teröre kurban vermiş bir millet olarak, eli kanlı canilere gösterilen müsamahakar tavrı gerçekten anlayamıyoruz.
Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşılarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz” dedi.
YENİ ANAYASA
Konuşmasının devamında ‘Yeni Anayasa’ çalışmalarına değinen Erdoğan, muhalefet partilerine de çağrıda bulundu. Erdoğan, “Yeni anayasa talebine siyaset kurumu başta olmak üzere kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur” ifadesini kullandı.
“Milletimize vaadimiz olan Türkiye yüzyılını adaletin yüzyılı yapmakta kararlıyız” diyen Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100. yaşını, bir anma etkinliğinden öte yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz. Milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz.
Yeni anayasa talebine siyaset kurumu başta olmak üzere kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. 85 milyonun tamamının kırmızı çizgileri haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya açık olduğumuzu ifade ettik. Yeni dönemde milletimize verilecek asıl müjdenin Türkiye’yi sivil, kuşatıcı, özgürlükçü bir anayasa ile buluşturmak olduğu anlaşılıyor.
Devlet otoritesinin sorgulanmasına izin veremeyiz. Zalime merhamet, mazluma zulüm demektir” diye konuştu.