Her türlü keyfi uygulamaya başvurduklarına dikkat çekildi…
Der Spiegel, Afrin’de sürülen Kürtlerin mülklerine ve dükkanlarına el konulduğuna da vurgu yaptı.
Maximilian Popp imzasıyla yayınlanan izlenim haberde, Afrin’i terk etmek zorunda kalan Kürtlerin görüşlerine yer veriliyor. Afrinli Kürtlerin geri dönüş umutlarını kaybettiklerini ve bölgede demografik değişiklikten duydukları endişeye işaret ediliyor.
Afrin ile ilgili genel gözlemlerini aktaran Popp, haberine şu şekilde başlıyor:
“Türkiye sınırından Afrin’e uzanan yolun etrafında, mülteci çadırları, enkaza dönmüş evler göze çarpıyor. Yol boyunca, çiftçilerin, yavaş yavaş zeytin ağaçlarının bakımlarını yapmaya başladığı görülüyor. TSK’ye bağlı askerler kimi yerlerde kontrol noktaları oluşturmuş durumda ve uzaktan hala dumanların yükseldiği görülüyor.”
Der Spiegel dergisi, topraklarını terk etmek zorunda kalan Kürt vatandaşlar ile yaptığı röportajlara yer veriyor. Hasan Hüseyin bunlardan biri. Hüseyin’in Afrin’i terk etme hikayesi şu sözler ile dile getiriliyor:
“Şubat ayında Türk askerleri ile YPG arasındaki çatışmadan kaçtı. Aklında hep Afrin’e geri dönme umudu vardı. Şimdi 6 aydır Suriye-Türkiye sınır bölgesinde akrabalarıyla birlikte bir köyde yaşıyor. Ve her geçen gün Afrin’de yaşama umudunu biraz daha kaybediyor.”
Haberde, Afrin’de Mart ayında Kürtlerin bölgeyi terk etmesiyle yaşanan göç trajedisine, ÖSO’nun Afrin’deki yağmalamalarına ve TSK’nin buradaki rolünü hatırlatılıyor. Hasan Hüseyin’in mağduriyetine dikkat çekiliyor ve şu tespit yapılıyor:
“Hüseyin gibi büyük bölümünü Kürtlerin oluşturduğu binlerce insan, Afrin’de evlerini bir daha geri alamama gerçeğiyle karşı karşıya.”
Der Spiegel, savaş başlamadan önce Hüseyin’in tamirci olarak çalıştığını belirtiyor. Ardından şunları ekliyor:
“Hüseyin, ÖSO militanlarının, ailesinin ve akrabalarının evini işgal ettiklerini anlatıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Haziran ayında Hüseyin’in anlatımları belgeler nitelikte bir rapor hazırlamıştı. Raporda, ‘Türkiye’nin desteklediği eşkıyalar, bölgedeki kontrolü ele geçirdikleri için Kürtlerin mülklerine el koydu, yağmaladı ve maddi zarar verdi’ bilgisi paylaşılmıştı.”
Alman haftalık dergi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce Afrin konusunda yaptığı açıklamalara da yer verdi. YPG’nin sınır bölgesinde nüfuzunu kaybetmesini ve göç eden 250 bin sivilin sürgün hayatına işaret etti ve şehrin son haliyle ilgili şu ifadelere yer verdi:
“Afrin, savaşın bitiminden dört ay sonra yerle bir edilmiş enkaz görünümünde bir kasaba. Birçok ev yıkılmış. Çocuklar, ellerinde tüfek ile sokaklarda koşturuyor. ÖSO militanları ırkçı işaretler ile selam veriyorlar.”
Dergi, Erdoğan’ın danışmanı Mehmet Akarca’nın şehirde kurduğu valilik konusunda da bilgi veriyor. Akarca’nın “bölge halkına yardım etmek için buradayız” sözlerine yer veriyor ve bölgedeki halkın durumuyla ilgili şu gözlemini paylaşıyor:
“Bölgedeki birçok insan Türkiye hükümetinin bu açıklamasına inanmıyor. Türkiye’nin bölgedeki demografiyi değiştirmek istediğini, Kürtlerin yerine Arapları bölgeye yerleştirmek istediğini düşünüyorlar. Zaten Türkiye daha kuzeyde yer alan Cerablus etrafında ÖSO ile bir bölgeyi kontrol ediyor. Rusya ve Şam yönetiminin saldırılarından sonra Guta’dan tahliye edilen binlerce kişi, Afrin’e getirildi. Bu süre zarfında Kürtlerin kente dönmeleri kısmen de olsa engellendi.”
Der Spiegel, son olarak korktuğu için ismini vermek istemeyen Afrinli İzmet’in görüşlerine başvuruyor. O “Mayıs ayında şehre geri döndüm. Tanıyamadım. Evlerimize ve iş yerlerimize el koymuşlar. Mülklerin yeniden almak için başvuracağımız güvenilir bir yetkili merci yok. Burada Kadınlar peçe giymek zorunda kalıyor. ÖSO üyeleri biz buraların fatihiyiz diyorlar” diyor.