‘MİT’in cumhurbaşkanlığına sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?’ başlıklı yazısı gerekçe gösterilerek gözaltına alınan gazeteci Şardan tutuklanmıştı. Aynı gün Dinçer Gökçe gözaltına alınıp serbest bırakılmış, ertesi gün de Kısa Dalga yazarı gazeteci Cengiz Erdinç gözaltına alınmış; Birgün gazetesinden Uğur Koç, Uğur Şahin ve İsmail Arı ile Bianet’ten Evrim Kepenek hakkında soruşturma başlatılmıştı. Bu gazeteciler, ’Yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’tan suçlanıyor.
Gazetecilere yönelik son günlerdeki baskılardan sonra Tunç, Hürriyet gazetesini ziyaret edip burada konuştu.
Tunç, gazetecilerin tutuklanmasına ‘gönlünün razı olmadığını’ söylese de onlara sınır çizmeyi ihmal etmedi.
Adalet bakanı konu hakkında şunları söyledi:
”Gazeteci Tolga Şardan, ‘Yargıda çürümüşlüğe ilişkin MİT raporu Cumhurbaşkanlığı’na teslim edildi’ diye bir yazı yazdı. Soruşturma açıldı, gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edildi.
Burada yargının verdiği kararlara bizim müdahale etmemiz mümkün değil. Burada bir MİT raporundan bahsediliyor. Ancak, İletişim Başkanlığı’nca ortada böyle bir rapor olmadığı açıklandı. Ortada böyle bir rapor olmadığına göre bu bir dezenformasyon ve yalan haber. TCK’nın 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi öngören 217/a (Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu) maddesine göre soruşturma yapılıyor. Hep beraber soruşturmanın neticesini bekleyeceğiz.
Hiçbir gazetecinin tutuklanmasına gönlümüz razı olmaz. Herkes istediğini yazabilir. Ama bunun da bir sınırı var. Kişilerin şeref ve haysiyetine dönük, eleştiri sınırını aşan konularda soruşturma açma mecburiyeti var.
Olmayan bir MİT raporuna var demek doğru mu? TCK’da halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu var. Bir algı yaratılmak isteniyor.
Aslı astarı olmayan haberleri yazanlar var. Her konuda ahkâm kesiyorlar. Ne olduğunu bilmeden, işin aslını sormadan haber yapıyorlar. Örneğin ‘Ceren Özdemir’i öldüren kişi açık cezaevine alındı’ diye yayın yapıyor. Açıp bir sor doğru mu? Ama dertleri haber değil algı oluşturmak. Burada iyi niyetten bahsedebilir miyiz? Bunlara müsaade edelim mi?”