Milyarlarca dolar mal varlığına el konulurken, Anayasa Mahkemesi’nden kritik karar geldi.
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz KHK’leri ile yolu açılan ancak OHAL dönemini de aşacak şekilde geleceğe dönük sonuçlar yarattığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen mallara el koyma uygulamalarına ilişkin önemli bir karara imza attı.
Hüküm kurulmadan verilen mallara el koyma kararları hız kesmeden sürerken mahkeme, “Mülkiyet hakkı konusunda kararname düzenlenemez” diyerek OHAL kararnamelerinin uygulamalarının hukuk dışılığını gözler önüne serdi.
İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24 Haziran 1995 tarihinde yayımlanan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine alınan karar, olağanüstülük gerekçesiyle yönetimlerin silahına dönüşen KHK’lerin hukuk dışılığının kanıtı oldu.
Yerel mahkeme, “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” denilen maddenin, mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve KHK ile düzenlenemeyeceğini iddia ederek iptal isteminde bulundu.
OHAL DIŞINDA AYKIRILIĞA EVET!
Anayasa Mahkemesi’nin , “OHAL dışında Anayasa’ya aykırı” şeklinde özetlenebilecek ancak geleceğe dönük sonuçlar oluşturduğu gerekçesiyle OHAL döneminde de Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen mülkiyet hakkına müdahale uygulamalarına ilişkin kararı özetle şöyle:
“Anayasa’nın 35. maddesinin birinci fıkrasında herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, ikinci fıkrasında bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, üçüncü fıkrasında ise mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasında ise “…sıkıyönetim ve olağanüstü hâller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez” denilmektedir. Buna göre, Anayasa’nın ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir. Mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayri maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken, fikri ve sınaî mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise “marka hakkı” olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan KHK ile düzenlenemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir.”
Kaynak: Birgün
Milyarlarca dolar mal varlığına el konulurken, Anayasa Mahkemesi’nden kritik karar geldi.
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz KHK’leri ile yolu açılan ancak OHAL dönemini de aşacak şekilde geleceğe dönük sonuçlar yarattığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen mallara el koyma uygulamalarına ilişkin önemli bir karara imza attı.
Hüküm kurulmadan verilen mallara el koyma kararları hız kesmeden sürerken mahkeme, “Mülkiyet hakkı konusunda kararname düzenlenemez” diyerek OHAL kararnamelerinin uygulamalarının hukuk dışılığını gözler önüne serdi.
İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24 Haziran 1995 tarihinde yayımlanan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine alınan karar, olağanüstülük gerekçesiyle yönetimlerin silahına dönüşen KHK’lerin hukuk dışılığının kanıtı oldu.
Yerel mahkeme, “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” denilen maddenin, mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve KHK ile düzenlenemeyeceğini iddia ederek iptal isteminde bulundu.
OHAL DIŞINDA AYKIRILIĞA EVET!
Anayasa Mahkemesi’nin , “OHAL dışında Anayasa’ya aykırı” şeklinde özetlenebilecek ancak geleceğe dönük sonuçlar oluşturduğu gerekçesiyle OHAL döneminde de Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen mülkiyet hakkına müdahale uygulamalarına ilişkin kararı özetle şöyle:
“Anayasa’nın 35. maddesinin birinci fıkrasında herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, ikinci fıkrasında bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, üçüncü fıkrasında ise mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasında ise “…sıkıyönetim ve olağanüstü hâller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez” denilmektedir. Buna göre, Anayasa’nın ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir. Mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayri maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken, fikri ve sınaî mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise “marka hakkı” olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan KHK ile düzenlenemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir.”
Kaynak: Birgün
Milyarlarca dolar mal varlığına el konulurken, Anayasa Mahkemesi’nden kritik karar geldi.
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz KHK’leri ile yolu açılan ancak OHAL dönemini de aşacak şekilde geleceğe dönük sonuçlar yarattığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen mallara el koyma uygulamalarına ilişkin önemli bir karara imza attı.
Hüküm kurulmadan verilen mallara el koyma kararları hız kesmeden sürerken mahkeme, “Mülkiyet hakkı konusunda kararname düzenlenemez” diyerek OHAL kararnamelerinin uygulamalarının hukuk dışılığını gözler önüne serdi.
İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24 Haziran 1995 tarihinde yayımlanan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine alınan karar, olağanüstülük gerekçesiyle yönetimlerin silahına dönüşen KHK’lerin hukuk dışılığının kanıtı oldu.
Yerel mahkeme, “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” denilen maddenin, mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve KHK ile düzenlenemeyeceğini iddia ederek iptal isteminde bulundu.
OHAL DIŞINDA AYKIRILIĞA EVET!
Anayasa Mahkemesi’nin , “OHAL dışında Anayasa’ya aykırı” şeklinde özetlenebilecek ancak geleceğe dönük sonuçlar oluşturduğu gerekçesiyle OHAL döneminde de Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen mülkiyet hakkına müdahale uygulamalarına ilişkin kararı özetle şöyle:
“Anayasa’nın 35. maddesinin birinci fıkrasında herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, ikinci fıkrasında bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, üçüncü fıkrasında ise mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasında ise “…sıkıyönetim ve olağanüstü hâller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez” denilmektedir. Buna göre, Anayasa’nın ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir. Mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayri maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken, fikri ve sınaî mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise “marka hakkı” olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan KHK ile düzenlenemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir.”
Kaynak: Birgün
Milyarlarca dolar mal varlığına el konulurken, Anayasa Mahkemesi’nden kritik karar geldi.
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz KHK’leri ile yolu açılan ancak OHAL dönemini de aşacak şekilde geleceğe dönük sonuçlar yarattığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen mallara el koyma uygulamalarına ilişkin önemli bir karara imza attı.
Hüküm kurulmadan verilen mallara el koyma kararları hız kesmeden sürerken mahkeme, “Mülkiyet hakkı konusunda kararname düzenlenemez” diyerek OHAL kararnamelerinin uygulamalarının hukuk dışılığını gözler önüne serdi.
İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24 Haziran 1995 tarihinde yayımlanan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine alınan karar, olağanüstülük gerekçesiyle yönetimlerin silahına dönüşen KHK’lerin hukuk dışılığının kanıtı oldu.
Yerel mahkeme, “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” denilen maddenin, mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve KHK ile düzenlenemeyeceğini iddia ederek iptal isteminde bulundu.
OHAL DIŞINDA AYKIRILIĞA EVET!
Anayasa Mahkemesi’nin , “OHAL dışında Anayasa’ya aykırı” şeklinde özetlenebilecek ancak geleceğe dönük sonuçlar oluşturduğu gerekçesiyle OHAL döneminde de Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen mülkiyet hakkına müdahale uygulamalarına ilişkin kararı özetle şöyle:
“Anayasa’nın 35. maddesinin birinci fıkrasında herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, ikinci fıkrasında bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, üçüncü fıkrasında ise mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasında ise “…sıkıyönetim ve olağanüstü hâller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez” denilmektedir. Buna göre, Anayasa’nın ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir. Mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayri maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken, fikri ve sınaî mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise “marka hakkı” olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan KHK ile düzenlenemez. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir.”
Kaynak: Birgün