Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkartılan KHK’lar ile yüzbinlerce kişi kamudaki görevlerinden ihraç edildi.
Siyasi baskı altında bulunan iç hukuk yollarından sonuç alamayan mağdurlar gözünü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çevirdi.
İlk duruşma bu sabah Fransa’nın Strasbourg şehrinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nde gerçekleştirildi.
Mahkeme, kamuoyunda ‘Yalçınkaya v. Türkiye’ davası olarak bilinen başvuruda, kısa bir süre önce Büyük Daire lehine çekilmişti. 17 üyeden oluşan Büyük Daire yargıçları sabah Avrupa saati ile 9:15’te kalabalık bir izleyici topluluğunun önünde yerlerini aldı.
Yüksel Yalçınkaya başvurusunun Büyük Daire’de görülmeye başlaması bu tür davalar için önemli bir gelişme olarak görülüyor. Büyük Daire, AİHS’nin uygulanması ciddi sorunlar içeren başvurulara bakmakla görevli. Bu davanın 17 farklı ülkeden yargıç önünde görülmesi, ciddi suçlamaların olduğunu da gösteriyor. Sabah başlayan duruşma da her iki tarafın avukatlarının yanı sıra Avrupa’da yaşayan birçok izleyici salonu doldurdu. Türkiye’yi iki yabancı Avukatın da temsil ettiği duruşmanın başkanlığını İrlanda’dan Siofia O’Leary yönetti. İlk olarak Türk tarafı savunmasını yaparak başladı.
Yüksel Durgut’un haberine göre, Mahkeme Başkanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ilk başvuru 17 Mart 2020 tarihinde yapıldığını ve 19 Şubat 2021’de ise Mahkeme Türk Hükümetine, cevaplaması için bazı sorular gönderdiğini söyleyerek, davanın 3 Mayıs 2022 tarihinde bu önemli duruşmayı Büyük Daire lehine devrettiğini anlattı.
Ardından Türkiye Hükümeti adına söz alan hacı Ali Açıkgöl, Bylock hakkındaki sorulara cevap vermeye başladı. Bylock kullanmanın suç olduğunu kanıtlamaya çalışan tezler öne sürdü. Türk hükümetini temsil eden diğer avukatlarda, Bylock’un Gülen hareketinin DNA’sı olduğunu ve üyelik için yeterli bir kanıt olduğunu iddia etti. Ancak Türk tarafı davanın içeriğinden ayrılarak konuyu 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına getirdi ve terör örgütü söyleminin nasıl ortaya çıktığına kadar mahkemeyle alakası olmayan gereksiz bilgiler verdi.
Türk tarafı illegal olarak elde edilen Bylock uygulamasının önemli bir delil olduğunu 30 dakika boyunca aktarmaya çalıştı. MİT’in ele geçirdiği delillerin legal çerçevede yapıldığını ve Türk makamlarının verdiği kararın doğru olduğunu ifade ettiler.
Yüksel Yalçınkaya’nın avukatları Johan Heymans ve Vande Lanotte söz alarak iddialara cevap verdi. Heymans ve Lanotte bu davanın Türkiye’de insan haklarının nasıl ihlal edildiğinin açık bir göstergesi olduğunu belirttiler. Bylock’un Apple ve Google Store’dan indirilebildiğini ve bunun herkesi suçlu yapmayacağını hatta AKP yandaşı binlerce insanın da bu uygulamayı indirdikleri halde suçlu ilan edilmediklerini söylediler.
MİT’in bu verileri hiçbir mahkeme kararı olmadan ele geçirerek mahkeme makamlarına sunduğunu ifade eden Yalçınkaya’nın avukatları, müvekkillerinin 2015 yılında sadece kısa bir süre bu uygulamayı kullandığını da belirttiler.
Avukat Vande Lanotte, Türkiye’deki adalet sisteminden bahsederek, Yalçınkaya’nın dosyasına bakan hakimlerin görevden alındığını ve bunun tüm Türkiye’de yaşandığının altını çizdi. Yüksek Mahkemenin verdiği kararların bile bozulduğunu, tahliye edilen birçok kişinin yeniden tutuklandığını ve bu mahkemenin hakimlerinin de görevden alındığının altını çizdi. 15 Temmuz sonrası birçok hakimin görevden alındığını da hatırlatan Lanotte, Türkiye’de hakimlerin kendi mahkemelerinde tutuklandıklarının unutulmaması gerektiğini de dile getirdi.
Lanotte, Gülen Hareketinin 15 temmuz öncesi bir terör örgütü olmamasına rağmen bir gecede terör örgütü olduğunu kaydetti.
İlk ara öncesinde, mahkeme heyetinden 3 hakim Bylock ile ilgili sorular yönetti ve ardından 20 dakikalık bir ara verildi. İkinci oturumun başlaması ile tarafların cevaplarını dinleyen mahkeme saat 11’de sona erdi. Büyük Daire ilerleyen günlerde yapacağı incelemenin ardından karar için toplanacak.
Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında yargılanan ve 672 Nolu KHK ile ihraç edilen Yüksel Yalçınkaya, Bylock kullanımı, yasal bir banka olan Bank Asya’ya para yatırma, KHK ile kapatılan yasal bir sendika ve derneğe üyeliğinin yanı sıra bir tanığın ifadesi sonrası 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay tarafından cezası 30 Ekim 2018’de onaylanan Yalçınkaya, bir yıl sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, Yalçınkaya’nın bireysel başvurusunu reddederek AİHM’e başvuru yolunu açmıştı.
Yalçınkaya’nın adil yargılanma, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü, özel ve aile hayatına saygı haklarının da içinde olduğu başvurusu, karar için AİHM Büyük Dairesi’ne havale edilmişti. Başvurunun Sözleşme ve Protokoller ve genel yapısal sorunları ilgilendiren ciddi ihlalleri içerdiği için Büyük Daire tarafından daha kapsamlı bir şekilde 17 yargıç tarafından incelenmeye başlandı.
🚨BAŞLADI!🚨
CANLI | KHK’lılar İçin AİHM’de Kritik Duruşma AİHM, KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya’nın dosyasını gündeme aldı.
AİHM Büyük Daire’de bugün yapıldı. Dava duruşmasının ilk gününde neler yaşandı?CANLI
18.00 Berlin
20.00 İstanbul
12.00 Newyork