Erdoğan’ın Almanya’ya 28-29 Eylül tarihlerinde yapacağı devlet ziyaretiyle ilgili p
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, Almanya’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ziyareti sırasında, “Türkiye’de hapiste tutulan gazetecileri, insan hakları savunucularını, siyasetçileri bırakın” mesajı vermesi gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya 28-29 Eylül tarihlerinde yapacağı devlet ziyaretiyle ilgili olarak, verilecek devlet ziyafetine varana dek yapılan ayrıntılı planlar, Türkiye’deki mevcut insan hakları durumu göz önüne alındığında, Alman hükümetinin eleştirilmesine yol açtı.
Ama Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Şansölye Angela Merkel, başta çok sayıdaki gazetecinin, insan hakları savunucusunun ve politikacının içinde bulundukları kötü durum olmak üzere, insan haklarıyla ilgili çok sayıdaki kaygıyı gündeme getirmek için, bu fırsatı kullanmalılar.
Bunlardan biri, son kitabı bu hafta Almanya’ya yayınlanan, tanınmış romancı ve siyasi yorumcu Ahmet Altan. Altan’ın kitabının başlığı ise şu: “Dünyayı Bir Daha Hiç Göremeyeceğim: Hapishane Yazıları.”
İki yılı aşkın bir süredir hapiste tutulan Altan, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 Darbe girişimini desteklediği suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş ilk yazarlardan biri. Ona karşı sunulan kanıtlar mı?
Altan’ın hükümeti eleştiren, şiddeti, isyanı veya suç sayılabilecek herhangi bir eylemi ise hiç bir şekilde savunmayan yorumları ve yazılarıyla birlikte, Altanı suçlayan ifadelerin altına imza atmış ama mahkeme tarafından dinlenmemiş tanıklar…
İnsan Hakları İzleme Örgütü söz konusu davayı tamamen siyasi saikli, suçlamaları ise temelsiz görüyor. Altan ve aynı davada yargılanan diğer sanıklar derhal serbest bırakılmalı ve kendilerine isnat edilen suçlamalar düşürülmeli.
Davanın temyiz duruşması 2 Ekim günü yapılacak. Aynı davada yargılanan ve hapiste bulunan bir başka sanık ise 74 yaşındaki kıdemli gazeteci Nazlı Ilıcak. Ahmet Altan’ın kardeşi Mehmet Altan’a da aynı ceza verildi, ancak kendisi sonradan tahliye edildi ve halen serbest.
Hem Cumhurbaşkanı Steinmeier’in, hem de Şansölye Merkel’in ellerinde, sadece hapiste tutulan Alman vatandaşlarının değil, keyfi bir şekilde tutuklanarak siyasi saikli suçlamalarla hapiste tutulan bir çok Türkiye vatandaşının akıbetlerinin de önemli olduğu yönünde net bir mesaj vermeleri için bir fırsat var.
Türkiye Almanya ilişkilerinin gelişmesi, söz konusu insanların tahliye edilmesi ve Türkiye’li yetkililerin temel insan haklarını sistematik olarak ihlal etmeye son vermeleri koşuluna bağlanmalı.
Almanya, Türkiye’yi, Altan’ın “Dünyayı Bir Daha Hiç Görmeyeceğim” sözlerini yanlış çıkartacak adımları atmaya davet etmeli.