Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı ve kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen davanın ikinci duruşması başladı. Fırat Sarı’nın lideri olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen’in avukatı, soruşturma savcısı Yavuz Engin ile fotoğrafı olduğu gerekçesiyle savcının el çektirilmesi ve reddi hakim talebinde bulundu. Savcı ise reddi hakim talebine, “Soruşturma savcısı dönem arkadaşım. Tabii ki görüşebiliriz. Öncesinde de sonrasında da görüşebiliriz. Cumhuriyet Savcısı’nın el çektirilmesi gibi bir hüküm de yok. Görevimi yerine getirmediğimi düşünüyorsanız HSK’ya gidebilirsiniz” diyerek yanıt verdi. Mahkeme başkanı, reddi hakim talebini reddetti. Çete lideri olduğu öne sürülen sanık doktor Fırat Sarı, usul gereği sanıkların tutukluluk halleriyle ilgili taleplerini sıralarken; “Hangi hastanelerin kar marjı arttı? Kimlerin önü temizlendi? Birileri Sağlık Bakanı oldu” ifadelerini kullandı. Duruşmaya yarın sabah 10.00’da devam edilecek.
İstanbul’da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı. Duruşma, kimlik ve adres tespitlerinin ardından başladı. Duruşmayı izleyen gazetecilerin yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz da salonda yer aldı.
Fezleke
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun hazırladığı “Yenidoğan çetesi”ne ilişkin yeni fezlekede, şüpheliler Hilda Keykubad, Dursun Eryılmaz, Seher Çuhadar ve Şeyhmus Çelik hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 10’ar yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi. Savcıyı makamında tehdit ettiği ortaya çıkan şüpheli Mustafa Kemal Zengin hakkında ise “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Fezlekede, diğer 13 şüpheli hakkında ise farklı suçlardan değişen oranlarda hapis cezası istendi.
İlker Gönen’in avukatı, savcının el çektirilmesi ve reddi hakim talebinde bulunarak “14 Aralık’ta soruşturma savcısı ve duruşma savcısının aleni fotoğraf vermesinin adil yargılamayı etkileyeceğini düşünüyoruz” dedi. Avukatın açıklamaları şöyle:
“Adil yargılanma hakkı negatif olarak etkilenmiş. Lehe ve aleyhe delil toplama savcının tarafsızlığına delalettir. Ne yazık ki bu yaşanmadı. Bu açıkladığımız sebeplerle, soruşturma savcısıyla duruşma savcısının birlikte fotoğraf vermesi adil yargılanma hakkının önüne geçmiştir. Bu nedenle savcının dosyadan el çektirilmesini talep ediyoruz. Aynı zamanda reddi hakim talebinde bulunmuyoruz. Biz üyeleri de reddetmek zorundayız.”
“HSK’ya gidebilirsiniz”
Savcı ise, soruşturma savcısı Yavuz Engin’in kendisinin dönem arkadaşı olduğunu söyleyerek “Tabii ki görüşebiliriz. Öncesinde de sonrasında da görüşebiliriz. Cumhuriyet Savcısı’nın el çektirilmesi gibi bir hüküm de yok. Görevimi yerine getirmediğimi düşünüyorsanız HSK’ya gidebilirsiniz” ifadesini kullandı.
“Ertelenmesini istiyoruz”
Ali Dirik’in avukatı da “Bu aceleyi anlamıyoruz. Adil yargılama hakkımızı kullanamıyoruz. Tanık dinletme olmasını istemiyoruz. Duruşmanın ertelenmesini istiyoruz” dedi.
Duruşmaya 30 dakika ara verildi.
Reddi hakim talebi reddedildi
Sanık avukatlarının reddi hakim talepleri reddedildi. Sanık avukatları, reddi hakim talebinin reddine itiraz edeceklerini ve karara bağlanana kadar duruşmanın sürdürülemeyeceğini savundu.
Duruşmaya ikinci kez ara verildi.
“Tanık sorgusuna geçemezsiniz”
Salonda usule ilişkin tartışmalar devam ederken, mahkeme başkanı, üye hakimle kısa bir görüşme gerçekleştirdi. Sanık avukatı, “Kesinleşmiş bir karar yok. Tanık sorgusuna geçemezsiniz” dedi. Mahkeme başkanı, üye hakimle ikinci bir görüşme gerçekleştirdi ve avukatların itirazlarını zapta geçirdi. İlker Gönen’in avukatı “Ara kararla birlikte adil yargılanma bu insanların elinden alınmıştır. Dosyanın kesinleşmesi için 23. Ağır Ceza’ya gönderilmesini talep eder, yargılamanın durdurulması gerektiğini ifade ederiz” dedi.
Fırat Sarı: Birileri Sağlık Bakanı oldu
Aranın ardından mahkeme, usul gereği sanıkların tutukluluk halleriyle ilgili taleplerini dinliyor. Sanıklar tahliyelerine karar verilmesi gerektiğini belirtti.
Çete lideri olduğu öne sürülen Doktor Fırat Sarı şöyle konuştu:
“Ben samimiyetle her şeyi burada anlattım. Bu salonda kimse bir bebek katili ve örgüt görmedi, ama bu salondan çıktığımızda kamuoyunda gerçek dışı haberler yapılıyor. Bu dosya sürecekse Sağlık Bakanlığı avukatları da savunma versin. Bebek ölümlerine baksınlar, karşılaştırma yapsınlar. Ben eminim ki biz tutuklandıktan sonra ölümler artmıştır”
“Bu salonda bebek katili görmüyorum. Hakkımızda medyaya yasa dışı biçimde bilgi verildi ve yalan yanlış haberler yaptırıldı. Emrullah Erdinç diye bir haberci benim fotoğraflarımı basmış. Medyanın tavrı yüzünden dava bu noktaya geldi. Ortaya sunulan şeyler haber değil, bir dizi kurgulardır. Herkes bu algıyı taktir ediyor. Bu olayın sonuçlarında Avcılar, Bağcılar arasında bir sürü hastane kapatıldı. Peki hangi hastanelerin kar marjı arttı? Kimlerin önü temizlendi? Birileri Sağlık Bakanı oldu. Toplumsal olarak beni sildiniz. Yargılanmamız algı üzerinden yapılmış ve bitmiş. Bir uzman görüşü istediniz, yetkin değil. MASAK hesaplarımın hepsini incelesin. Babam Bingöl’ün varlıklı ailelerindendi. 5 kardeşiz, miras kaldı. MASAK ‘kara para’ dedi. Bunun miras olduğunu bilmiyor mu? Hapishanede insanlık dışı muameleye maruz kalıyoruz. Bakın avukatım yok, dosyayı bıraktı. Sağlık Bakanlığı’nın da sorumluluğu var. Bebek ölümüyle ilgili buradaki insanlar sorumlu tutuluyor. Peki Sağlık Bakanlığı? Herkes beni şikayet etmeye başladı. Meslek hayatım boyunca 15-20 bin yeni doğan bebeğe baktım. Ölüm oranı, TÜİK verilerinin altında. Toplumda sağlık sistemine güven azaldı, şiddet arttı. Ben de olsam şikayetçi olurdum.”
Gönen, örgüt suçlamasını reddetti
İlker Gönen ise savunmasında, İstanbul’da her hastanenin danışmanlık hizmeti aldığını söyleyerek örgüt suçlamasını reddetti.
Duruşma yarın saat 10.00’a bırakıldı.
Neler yaşandı?
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.
Ne kadar ceza isteniyor?
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.
Tutuksuz 4 sanık tutuklandı
Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz yargılanan sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik tutuklanmıştı.
Tutuklanması talep edilen ancak firari konumda bulunan Birinci International Hastanesinin sahibi Ali Aksu, hemşire Serenay Şenkalaycı ve hemşire Ceren Hatice Kırım’ı yakalamaya yönelik çalışmalar ise sürüyor.