Kürt sanatçı Hozan Canê’nin başvurusunu karara bağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiğine hükmetti.
Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan ve Türkiye’deki hukuk yolları tüketildiği için 2021 yılının Mart ayında AİHM’e taşınan davadaki “Hak ihlali” kararı sonrası Velev’in sorularını yanıtlayan Canê’nin avukatı Newroz Akalan, “Hozan Canê Türkiye’de iki davadan yargılanmıştı.
Bunlardan biri de Cumhurbaşkanına hakaret davasıydı. Davaya konu olan olay ise müvekkilimin sosyal medyada ‘like’ yaptığı bir karikatürdü. Bu dava sonuçlandı ve ceza verildi. Hükmün açıklanmasının ileri bırakılması kaydıyla ertelendi. Yaptığımız itirazlar Anayasa Mahkemesi (AYM) dahil reddedildi” dedi.
AİHM’DEN HAK İHLALİ VE TAZMİNAT KARARI
Türkiye’deki hukuki yollardan netice alınamayınca davayı MLSA işbirliği ile AİHM’e götürdüklerini kaydeden Akalan, AİHM’in “Düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği” yönünde karar verdiğini ve Türkiye’yi tazminata mahkûm ettiğini belirtti.
Avukat Akalan, AİHM kararıyla birlikte müvekkili Hozan Canê’nin dosyası ile davanın yeniden görülmesi ve beraat kararı için harekete geçeceklerini sözlerine etkiledi.
‘KARARA ÇOK SEVİNDİM, ESAS HAKARETE BEN MARUZ KALDIM’
Karar sonrası Velev‘e konuşan Hazan Canê, “Karara çok sevindim. Mazlumdum, haklıydım. Esas hakarete ben maruz kaldım. Çektiğim işkenceler ve hukuksuzluklar bana kaldı. Diğer davalarımı da AİHM’e götüreceğim. Bu sonucun diğer mazlum insanların davaları için emsal olmasını diliyorum. Bu vesile ile hukuk savaşımda yanımda olan avukatlarıma çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki davalar için de iyi bir çalışma sürdüreceğime eminim” dedi.
‘ERDOĞAN’A HAKARET ETMEDİM, AİLE TERBİYEMİZ MÜSADE ETMEZ’
24 Haziran 2018 seçimlerinde HDP’nin çalışmalarına katılmak üzere gittiği Edirne’den İstanbul’a dönmek üzereyken gözaltına alınan ve uzun tutukluluk sürecinden sonra serbest bırakılan Kürt sanatçı Hozan Canê’nin, verdiği bir söyleşide bu konuya da değinmişti.
Cumhurbaşkanına ve Atatürk’e haraketle suçlanınca şaşkınlığını gizleyemediğini belirten sanatçı, şunları kaydetmişti:
“Öyle bir şey yoktu. Hele Atatürk’e hakaret… Ben saygı duyuyorum, ülkesine gerçekten iyi şeyler yapmış. Olmuş bitmiş, minnetim yok. Hem benim aldığım aile terbiyesinde ölüye hakaret, sövmek yok. Yani isterse yüz yıl versinler…
Erdoğan’a da hakaret etmedim. Ama bir buçuk yıl ceza aldım. Erdoğan’ın yer aldığı (eleştirel) bir karikatürü beğenmişim. Hakaret de bu. Ben Erdoğan’a da sövmedim, benim aile terbiyem izin vermez. Yani onların İçişleri Bakanı kendi halkına, vekillerine çok çirkin sözler söylüyor, onların aile terbiyesidir. Bizim aile terbiyemizde Erdoğan’a da, kimseye de sövmeyiz. Ağır eleştiriler yaparız, ama öyle sövme, küçük düşürme, hakaret etme anlamında bir terbiye görmedik biz.”