Ekonomist Mahfi Eğilmez, doların Türk lirası karşısındaki tarihi rekorlarının Merkez’in faiz hamlesiyle düşmesinin faiz gerçeğini bir kere daha ortaya koyduğunu söylüyor.
Öte yandan Türkiye’nin yaşadığı ekonomik darboğazı etkileyecek bir gelişme de ‘Çizme’den geldi.İtalya’da 4 Mart 2018’de yapılan seçimde hiçbir parti tek başına hükümet kuracak bir çoğunluk sağlayamayınca aşırı sağcı Lig Partisi ile 5 Yıldız Hareketi koalisyon kurma peşinde.
İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın kabine listesinde Maliye Bakanı olarak öngörülen Paolo Savona’yı Avrupa Birliği karşıtı görüşleri nedeniyle veto edince, Conte, hükümeti kurmaktan vazgeçti ve İtalya’da siyasal kriz derinleşti.
Küresel krizden bu yana oldukça sıkıntılı bir ekonomik görünüm içinde olan İtalya, Avrupa Birliği’nin Almanya ve Fransa’da sonra en büyük üçüncü ekonomisi konumunda bulununca buradaki kriz tüm Avrupa’yı etkiliyor. Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda kaleme aldığı yazısında tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye’nin durumu hazırladığı bir grafikle irdeliyor.
Merkez Bankası’nın son iki ayda faizi üst üste iki kez artırdığını söyleyen Eğilmez, “TL’nin değer artışı yaşamasında Merkez Bankası’nın faiz artırmasının etkisi çok fazla olmakla birlikte onun yanı sıra piyasa karşıtı söylemlerin yumuşatılması da oldukça etkili oldu” diyor.
“Faiz, içinde bulunduğumuz piyasa ekonomisi sistemini etkileyen dört unsurdan birisidir” diyen Eğilmez, “Faizi yok saymak en azından ekonomi politikasının etkinliğinin dörtte birini kaybetmek demektir. Bu kadar basit bir ekonomik gerçek göz ardı edilirse sonunda ya 1994’de olduğu gibi krize girilir ya da eninde sonunda faizi artırmak zorunda kalınır. Ki o noktaya kadar yaşanan gecikme, maliyetlerin gereksiz yere artmasına yol açmış olur” görüşünü dile getiriyor ve ekliyor:
“Bununla birlikte faiz artışı sonsuza kadar bir sistemi ayakta tutamaz. Ekonominin yapısal sorunlarını çözmeden faiz ayarlamalarıyla durumu sürekli idare etmek mümkün değildir.”