Filistin resmi ajansı WAFA’ya göre, insani yardım almak ümidiyle Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Şüheda Kavşağı yakınında bekleyen Filistinliler, İsrail ordusunun saldırısına uğradı.
Nusayrat Mülteci Kampı’ndaki Avde Hastanesi, söz konusu saldırıda ölen 23 kişinin cenazeleriyle onlarca yaralının hastaneye ulaştırıldığını belirtti.
Filistin Kızılayından alınan bilgiye göre ise Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde bir evin İsrail uçakları tarafından hedef alınması sonucu 11 kişi hayatını kaybetti.
Cenazeler Aksa Şehitleri Hastanesi’ne götürüldü.
İsrail’in Gazze kentinin batısındaki Şifa Hastanesi çevresindeki sivilleri insansız hava aracıyla (İHA) hedef aldığı saldırıda 2 Filistinli yaşamını yitirdi, 10 kişi yaralandı.
Kentin doğusundaki Şucaiye Mahallesi’nde İHA ile gerçekleştirilen bir başka saldırıda da 1 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail’in Han Yunus kentindeki Sunniyye Camisi yakınlarında toplanan sivilleri hedef aldığı saldırıda 3 Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrail ordusunun Han Yunus’un kuzeyindeki sanayi bölgesi yakınlarında bir grup Filistinliye ateş açması sonucu da 13 yaşında bir çocuk hayatını kaybetti.
İsrail’in Gazze kentinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Mahallesinde sivillerin toplandığı bir alanı bombalaması sonucu biri çocuk 7 Filistinli yaşamını yitirdi. Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesinde bir evi hedef alan İsrail saldırısında 2 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail’in Deyr el-Belah kentinde bir evi hedef aldığı bombardımanda 2 Filistinli hayatını kaybetti, yaralananlar oldu.
İsrail ordusu Batı Şeria’ya düzenlediği baskınlarda çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldı
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre İsrail askerleri, buldozerler ve zırhlı araçlarla özellikle kuzeydeki Tubas, Nablus ve Cenin kentlerinde birçok yere baskın düzenledi.
İsrail askerleri yolları kapatarak sokağa çıkma yasağı uygularken, evlere baskın düzenleyip zarar verdi ve çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldı.
İsrail güçleri, sakinlerini tahliye ettiği bazı evlere de el koyarak karargaha çevirdi.
Ramallah’ın kuzeyinde bulunan Abvin ve Arura beldeleri ile El Halil kentindeki Halhul ve İzna beldelerine de baskınlar yapıldı.
İsrail ordusunun, Nablus’un doğusundaki Balata Mülteci Kampı’nda 3, Cenin’in güneyindeki Caba ve Mislun beldelerinde ise 4 gündür baskınlarını sürdürdüğü bildirildi.
Filistin resmi ajansı WAFA’nın haberine göre, İsrail askerlerinin 1948 toprakları içerisinde yer alan ülkenin güneyindeki Necef bölgesine bağlı Tel es-Seb köyünde düzenlediği silahlı saldırıda 2 kız kardeş hayatını kaybetti.
Bu saldırıyla İsrail’in yılbaşından bu yana 1948 toprakları olarak bilinen bölgede Filistinlere yönelik saldırılarında ölenlerin sayısı 123’e yükseldi.
İsrail, Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil’de bir çarşıyı “hayalet şehre” çevirdi
El Halil’in güneyindeki Er-Remadin Belediye Meclisi Başkanı Ahmed ez-Zegarine, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin dün Remadin Üçgeni olarak bilinen kasabanın girişine baskın düzenlediğini ve dükkânların önüne tünel kazarak açılmasını engellediğini söyledi.
İsrail’in, talimatlara uymayanlara para cezası ve gözaltına alma tehdidinde bulunması nedeniyle bugün yaklaşık 1000 dükkanın kapalı kaldığını belirten Zegarine, dükkanların ana caddenin her iki tarafında Filistinlilere ait özel arazilerin üzerine inşa edildiğini hatırlattı.
Zegarine, çarşının, daha önce İsrail’in güneyindeki Arap kasabalarından günlük müşteri ağırladığını ancak son dönemde İsrail’in icraatları nedeniyle terk edilmiş bir alana dönüştüğünü, yüzlerce ailenin geçim kaynağını kaybettiğini ve büyük maddi kayıplara uğradığını söyledi.
Belediye Meclisi Başkanı Zegarine, İsrail güçlerinin nisan ayında “ruhsatsız inşa edildiği” gerekçesiyle yaklaşık 40 dükkanı yıkmasının yanı sıra çarşının askeri kararla altı aydır kapalı ve diğer birkaç dükkânın da yıkılma riski altında olduğunu belirtti.
İsrail, Harem-i İbrahim Camisi’nde 8 gündür ibadet yapılmasını engelliyor
Filistin’in güneyindeki El-Halil kentinde yer alan İbrahim Camii’nde ibadet, İsrail güçleri tarafından sekizinci gününde de engellendi.
El-Halil Vakıflar Müdürlüğünden yapılan açıklamada, İsrail’in “güvenlik” gerekçesiyle camiye girişleri, cemaatin yanı sıra cami görevlileri ve hizmetlilere de yasakladığı bildirildi.
Filistinliler, İsrail’in bu uygulamalarla cami ve çevresinde yeni bir fiili durum oluşturarak bölgeyi yerleşim projeleri için ele geçirme hedefinde olduğunu dile getiriyor.
Tamamen İsrail kontrolündeki Harem-i İbrahim Camisi’nin de yer aldığı El-Halil’in Eski Şehir bölgesinde 400 Yahudi yerleşimci yaşıyor ve bölge 1500 İsrail askeri tarafından korunuyor.
Müslümanlar için en kutsal 4. Cami olan Harem-i İbrahim’e yönelik ihlaller
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın çevresi olarak kabul edilen El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi, Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa’dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.
Caminin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve eşinin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarları bulunuyor.
İsrail’in 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994’te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.
Tarihe “El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı” olarak geçen saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150’den fazla kişi yaralanmıştı.
Caminin bölünmesinin ardından, Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.
Bölünmüş kısımlar yılda onar gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılıyor. Buna göre, Yahudilerin dini bayramlarında cami olan kısım Yahudilere, Müslümanların dini bayramlarında da sinagog kısmı Müslümanlara tahsis ediliyor.
UNICEF: Gazze’ye yakıt ablukası sona ermezse çocuklar susuzluktan ölmeye başlayacak
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü James Elder, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısına çevrim içi katılarak Gazze’deki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de en ölümcül dönemin yaşandığını vurgulayan Elder, “Şu anda Gazze’de içme suyu üretim tesislerinin sadece yüzde 40’ı (217’den 87’si) işlevsel durumda. Yakıt olmadan, bunların hepsi birkaç hafta içinde çalışmayı durduracak. Gazze’ye gelen yakıta 100 günden uzun süredir uygulanan mevcut abluka sona ermezse, çocuklar susuzluktan ölmeye başlayacak. Hastalıklar zaten ilerliyor ve kaos etkisini sıkılaştırıyor.” ifadelerini kullandı.
Elder, Gazze’deki yetersiz beslenme durumu konusunda alarm zillerinin çaldığına dikkati çekerek, nisan-mayıs arasındaki yetersiz beslenme tedavisi için kabul edilen çocuklarda yüzde 50 oranında artış olduğunu söyledi.
“Gazze, insan yapımı bir kuraklıkla karşı karşıya. Su sistemleri çöküyor” diyen Elder, bu sorunların lojistik ve teknik olmadığını, politikayla ilgili olduğunu belirtti.
Elder, yakıtın Gazze’deki hastaneler için de hayati önem taşıdığına işaret ederek, bunun olmaması halinde oksijen üretiminin duracağını ve yaşam destek makinelerinin arızalanacağını kaydetti.
Hamas: Mülteciler sorununun çözümü ancak işgalin sona ermesiyle mümkündür
Hamas, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Filistin halkına yönelik katliamın tüm uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal ettiğini ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) rolünün ortadan kaldırılması, dışlanması ve iptal edilmesini reddettiğini kaydetti.
İşgal altındaki Batı Şeria’da yer alan mülteci kamplarına yönelik yıkım ve zorunlu göç politikalarının, mülteci meselesini hedef alan tehlikeli bir girişim olduğuna işaret edilen açıklamada, bunun “Filistin davasını” tasfiye etme amacı taşıdığını ancak halkın buna izin vermeyeceği vurgulandı
Topraklara dönüş hakkının ferdi ve kolektif bir hak olarak uluslararası hukukla güvence altına alındığını ve bu hakkın pazarlık konusu edilemeyeceğini ifade edilen açıklamada, ABD desteğiyle UNRWA’nın yetkilerinin başka kurumlara devredilmesi ya da işlevsizleştirilmesi çabalarını kesin bir dille reddedilerek, kurumun sorumluluğunu taşımaya devam etmesi gerektiği dile getirildi.
Filistinli mültecilerin 70 yılı aşkın süredir devam eden dramın temel sorumlusunun İsrail işgali ve uyguladığı ırkçı politikalar olduğunu vurgulanan açıklamada, bu sorunun ancak işgalin sona ermesiyle çözülebileceği kaydedildi.
BM her yıl 20 Haziran’ı Dünya Mülteciler Günü ilan ederek dünyanın dört bir yanındaki mültecilerin içinde bulundukları kötü duruma karşı dikkati çekmeye çalışıyor.
“İsrail, Gazze’deki vahşetin sürmesi için her gün korkunç katliamlar işliyor”
Hamas’tan yapılan açıklamada, İsrail ordusunun her gün işlediği katliamlara bugün bir yenisini daha eklediği ve aralarında insani yardım bekleyen sivillerin de bulunduğu en az 40 kişiyi öldürdüğü ifade edildi.
“İsrail ordusu, Gazze’deki vahşetin sürmesi ve dozunun artması için kanlı sistematik politikasının bir parçası olarak her gün sivilleri hedef almaya devam ediyor.” denilen açıklamada, kadın ve çocukları öldürmenin “değişmeyen günlük bir hedef” haline geldiği kaydedildi.
Uluslararası insan hakları ve insani yardım kuruluşlarına, Filistin halkına yönelik katliamları ve korkunç ihlalleri belgelemeye, bunları uluslararası mahkemelere taşımaya ve İsrailli liderleri “savaş suçluları” olarak yargılama çağrısında bulunulan açıklamada, Arap ve İslam ülkelerinden ise Gazze’ye uygulanan ablukayı kırma, Filistin halkının bağımsızlık mücadelesini destekleme ve İsrail’i boykot etmesi istendi.
