İktidar, adını “kriz” koymasa da Türkiye ciddi bir ekonomik sarsıntı geçiriyor. Ortaya çıkan tablo, bu sarsıntının uzun süre devam edeceğini söylüyor.
“Türkiye ekonomisi bu kez daha önce yaşamadığımız türden uzun sürecek bir yüksek enflasyon-düşük büyüme-yüksek işsizlik patikasına girmiş olabilir mi?” diye de soran Gürsel, “Durum böyle ise bu patikadan çıkış nasıl olacak ve ne kadar zaman alacak?” diye de ekliyor.
Türkiye’nin 1958’den bu yana çeşitli ekonomik krizler yaşadığını hatırlatan Gürsel, AKP iktidarının kriz deneyiminin ise küresel kriz dönemiyle sınırlı olduğunu dile getiriyor. Ancak bu kez durumun farklı olduğunu söyleyen ekonomist, “Bu kez ekonomi hızla daralmayabilir ama iyice katılaşmış yüksek enflasyon ortamında düşük büyümenin yaratacağı sorunlarla uzun süre cebelleşmek zorunda kalabiliriz” görüşünü dile getiriyor.
“Bu kez şiddetli bir daralma yaşanmasa bile yıllar sürebilecek bir düşük büyüme tehdidi ile karşı karşıya olduğumuz tartışılmaya değer” diyen Gürsel, “Bana göre, ki bu görüşü pek çok meslektaşın da paylaştığını biliyorum, geçmiş deneyimlere kıyasla en önemli farklılık özel firmaların türbülansa yüksek döviz borcuyla yakalanmasında yatıyor” ifadesini kullanıyor.
Bu durumun bankaları da zorlamaya başladığını belirten Gürsel, IMF kapısının da dolaylı olarak kapatıldığını kaydederek, “Zorlukların artık geçmişte kaldığı iddiasındaki ve bence inancındaki bir iktidar, istenilen hızda düşmeyen bir enflasyon, yerinde sayan ortalama gelir ve giderek yükselen bir işsizlik gerçeği ile karşı karşıya olduğunu idrak ettiğinde nasıl bir tepki verecektir?” sorusuna cevap arıyor.