Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Murat Belge: Erdoğan değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir

by aktifhabercom
April 6, 2019
Murat Belge: Erdoğan değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Seçim sonuçlarını analiz eden Murat Belge, seçmenin iktidara bakışının değiştiğini ama iktidardaki karşı değişimin hiç de yumuşak olmayacağını yazdı.

Murat Belge, Birikim için kaleme aldığı seçim analizinde, önce seçimleri analiz etti, ardından Recep Tayyip Erdoğan’daki muhtemel değişimi yorumladı.

Belgeye göre; Cumhur İttifakı bu seçimde verilen oyların yüzde elli ikisini aldı ancak toplum bunu başarı olarak görmüyor:


“Yüzde elli iki 31 Mart seçiminin AKP’ye verdiği tek ‘teselli mükafatı’. Ancak bu mükafatta da “İttifak”ın küçük ortağı kendisini sırtında taşımış büyük ortağa kıyasla çok daha kazançlı çıkmış gibi duruyor.

Büyük kentler… Bir toplumun geleceğinde olacak şeylerin işaretlerini büyük kentlerin verdiği sık sık söylenir. Mantıken de böyle olması gerekir. Üç büyüklerin en küçüğü İzmir başından beri AKP’ye iltifat etmemişti. Bu sefer arayı iyice açtı. İstanbul ile Ankara ise (özellikle Ankara) oylarını AKP’ye vermekten şaşmamıştı. Ama şimdi şaştılar. İstanbul’da hani “burun farkı” filan derler, öyle, kazananın tam kazanmış, kaybedenin tam kaybetmiş gibi görünmediği bir sonuç çıktı. Çıktı ama kaybeden, Başbakanlık’tan ve Meclis Başkanlığı’ndan gelen biri. Partinin ağır toplarından. ‘İstanbul’u mutlaka alalım’ diye buraya getirilmiş biri. Kazanan, bir ilçenin belediye başkanlığından geliyor.

Ankara’daysa kazanan aday iktidarın ağır saldırısına uğradı. Bu tutum, Cumhurbaşkanı’nın “kazanırsa görevden alırız” tehdidine kadar vardı. Mansur Yavaş bunların hepsine rağmen kazandı.

Ama olay bu “üç büyükler”le kapanmıyor. Adana ve Antalya ile iki büyük kent daha muhalefetin eline geçti. Bursa gibi bir yerde birinciyle ikinci arasındaki fark bayağı küçük. Bu da yalnız Bursa için söylenecek bir şey değil. Başka birçok ilde de ara kapanıyor.

Şimdiye kadar yapılan seçimlerden sonra gazetelerin sayfalarına koydukları Türkiye haritaları epey ‘yeknesak’ olur, her yer, AKP’ye verilen renk neyse, o renge boyanmış olur, Ege taraflarında birkaç yerde farklı bir renk görünürdü. Bu seferki harita farklı. Bilecik ya da Kırşehir gibi beklenmedik durumlar var.

Ama onların yanısıra MHP’nin AKP’den aldığı yerler de var: Kütahya, Iğdır, Erzincan, Karaman ve AKP’nin sağlam bir kalesi gibi görünen Bayburt! Bunlar “İttifak” içinde el değiştirdiği için genel sonucu etkilemiyor olabilir; ama AKP için bir hayli anlamlı olduklarını düşünüyorum.

Bunlar önemli sinyaller. Peki, ne oldu da gidişat böyle değişti?

Açıklama olarak genellikle “ekonomik durum”dan dem vurulduğunu görüyorum. Bu, doğru açıklama olabilir mi?

Şüphesiz, olabilir. Bütün dünyada ekonomi seçim kazanmakta ya da kaybetmekte en belirleyici etken olarak duruyor. Burada da böyle olmasında şaşacak bir şey yok.

Ancak ekonominin “kötüye gitme” durumu henüz toplumun üstüne çökmüş değil. Bir kriz geliyor ama şimdilik “geliyor”; henüz gelmedi. Gelişinin bayağı bayağı kötü olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de öyle olacak. Gene de bunlardan “gelecek zaman”da söz ediyoruz. AKP’nin topluma “seçim armağanları” sunduğu bir sırada olacakları önceden gören, ekonomik bilinci gelişkin bir seçmen çoğunluğu mu var burada?

Ya politik olayların hiç mi payı yok? Cumhurbaşkanı, halkımızın ‘beka sorunu’ mesajını aldığını söyledi. Oysa, hiç de onun kastettiği biçimde mesaj almış bir hali yok halkımızın. Ya da, mesajı aldığını ve dolayısıyla oyunu MHP’ye verdiğini söyleyebiliriz ki Erdoğan herhalde bunu anlatmak istemiyor.

Erdoğan’ın anlatmak istediği şeyin, AKP’nin şimdiye kadar pek varlık gösteremediği Kürt bölgelerinde kazandığı birkaç belediye olduğunu sanıyorum. Ama Haziran seçiminden sonra o illerde yapılanlar ve bu seçimde bol miktarda saçılan tehditlerden sonra bunun “gönül rızası” ile verilmiş bir oy olduğunu düşünmek kolay değil. İşin içinde bir “beka” durumu olabilir ama bu Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘beka’ değil.

Sonuç olarak, 31 Mart’ın hafife alınmayacak bir değişim işareti verdiği söylenmelidir. Neyin değişimi? Toplumun, iktidara bakışının değişimi. Bu, iktidarın da topluma, daha önemlisi kendi davranışlarına bakışını değiştirecek mi?

Bir “tek adam rejimi”ne girdik. Şimdiye kadar epey bir yıldır tanıdığımız bu ‘tek adam’ın değişmeye eğilimli bir kişi olmadığı kanısındayım. Değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir. Göreceğiz.”

Seçim sonuçlarını analiz eden Murat Belge, seçmenin iktidara bakışının değiştiğini ama iktidardaki karşı değişimin hiç de yumuşak olmayacağını yazdı.

Murat Belge, Birikim için kaleme aldığı seçim analizinde, önce seçimleri analiz etti, ardından Recep Tayyip Erdoğan’daki muhtemel değişimi yorumladı.

Belgeye göre; Cumhur İttifakı bu seçimde verilen oyların yüzde elli ikisini aldı ancak toplum bunu başarı olarak görmüyor:


“Yüzde elli iki 31 Mart seçiminin AKP’ye verdiği tek ‘teselli mükafatı’. Ancak bu mükafatta da “İttifak”ın küçük ortağı kendisini sırtında taşımış büyük ortağa kıyasla çok daha kazançlı çıkmış gibi duruyor.

Büyük kentler… Bir toplumun geleceğinde olacak şeylerin işaretlerini büyük kentlerin verdiği sık sık söylenir. Mantıken de böyle olması gerekir. Üç büyüklerin en küçüğü İzmir başından beri AKP’ye iltifat etmemişti. Bu sefer arayı iyice açtı. İstanbul ile Ankara ise (özellikle Ankara) oylarını AKP’ye vermekten şaşmamıştı. Ama şimdi şaştılar. İstanbul’da hani “burun farkı” filan derler, öyle, kazananın tam kazanmış, kaybedenin tam kaybetmiş gibi görünmediği bir sonuç çıktı. Çıktı ama kaybeden, Başbakanlık’tan ve Meclis Başkanlığı’ndan gelen biri. Partinin ağır toplarından. ‘İstanbul’u mutlaka alalım’ diye buraya getirilmiş biri. Kazanan, bir ilçenin belediye başkanlığından geliyor.

Ankara’daysa kazanan aday iktidarın ağır saldırısına uğradı. Bu tutum, Cumhurbaşkanı’nın “kazanırsa görevden alırız” tehdidine kadar vardı. Mansur Yavaş bunların hepsine rağmen kazandı.

Ama olay bu “üç büyükler”le kapanmıyor. Adana ve Antalya ile iki büyük kent daha muhalefetin eline geçti. Bursa gibi bir yerde birinciyle ikinci arasındaki fark bayağı küçük. Bu da yalnız Bursa için söylenecek bir şey değil. Başka birçok ilde de ara kapanıyor.

Şimdiye kadar yapılan seçimlerden sonra gazetelerin sayfalarına koydukları Türkiye haritaları epey ‘yeknesak’ olur, her yer, AKP’ye verilen renk neyse, o renge boyanmış olur, Ege taraflarında birkaç yerde farklı bir renk görünürdü. Bu seferki harita farklı. Bilecik ya da Kırşehir gibi beklenmedik durumlar var.

Ama onların yanısıra MHP’nin AKP’den aldığı yerler de var: Kütahya, Iğdır, Erzincan, Karaman ve AKP’nin sağlam bir kalesi gibi görünen Bayburt! Bunlar “İttifak” içinde el değiştirdiği için genel sonucu etkilemiyor olabilir; ama AKP için bir hayli anlamlı olduklarını düşünüyorum.

Bunlar önemli sinyaller. Peki, ne oldu da gidişat böyle değişti?

Açıklama olarak genellikle “ekonomik durum”dan dem vurulduğunu görüyorum. Bu, doğru açıklama olabilir mi?

Şüphesiz, olabilir. Bütün dünyada ekonomi seçim kazanmakta ya da kaybetmekte en belirleyici etken olarak duruyor. Burada da böyle olmasında şaşacak bir şey yok.

Ancak ekonominin “kötüye gitme” durumu henüz toplumun üstüne çökmüş değil. Bir kriz geliyor ama şimdilik “geliyor”; henüz gelmedi. Gelişinin bayağı bayağı kötü olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de öyle olacak. Gene de bunlardan “gelecek zaman”da söz ediyoruz. AKP’nin topluma “seçim armağanları” sunduğu bir sırada olacakları önceden gören, ekonomik bilinci gelişkin bir seçmen çoğunluğu mu var burada?

Ya politik olayların hiç mi payı yok? Cumhurbaşkanı, halkımızın ‘beka sorunu’ mesajını aldığını söyledi. Oysa, hiç de onun kastettiği biçimde mesaj almış bir hali yok halkımızın. Ya da, mesajı aldığını ve dolayısıyla oyunu MHP’ye verdiğini söyleyebiliriz ki Erdoğan herhalde bunu anlatmak istemiyor.

Erdoğan’ın anlatmak istediği şeyin, AKP’nin şimdiye kadar pek varlık gösteremediği Kürt bölgelerinde kazandığı birkaç belediye olduğunu sanıyorum. Ama Haziran seçiminden sonra o illerde yapılanlar ve bu seçimde bol miktarda saçılan tehditlerden sonra bunun “gönül rızası” ile verilmiş bir oy olduğunu düşünmek kolay değil. İşin içinde bir “beka” durumu olabilir ama bu Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘beka’ değil.

Sonuç olarak, 31 Mart’ın hafife alınmayacak bir değişim işareti verdiği söylenmelidir. Neyin değişimi? Toplumun, iktidara bakışının değişimi. Bu, iktidarın da topluma, daha önemlisi kendi davranışlarına bakışını değiştirecek mi?

Bir “tek adam rejimi”ne girdik. Şimdiye kadar epey bir yıldır tanıdığımız bu ‘tek adam’ın değişmeye eğilimli bir kişi olmadığı kanısındayım. Değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir. Göreceğiz.”

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k

Seçim sonuçlarını analiz eden Murat Belge, seçmenin iktidara bakışının değiştiğini ama iktidardaki karşı değişimin hiç de yumuşak olmayacağını yazdı.

Murat Belge, Birikim için kaleme aldığı seçim analizinde, önce seçimleri analiz etti, ardından Recep Tayyip Erdoğan’daki muhtemel değişimi yorumladı.

Belgeye göre; Cumhur İttifakı bu seçimde verilen oyların yüzde elli ikisini aldı ancak toplum bunu başarı olarak görmüyor:


“Yüzde elli iki 31 Mart seçiminin AKP’ye verdiği tek ‘teselli mükafatı’. Ancak bu mükafatta da “İttifak”ın küçük ortağı kendisini sırtında taşımış büyük ortağa kıyasla çok daha kazançlı çıkmış gibi duruyor.

Büyük kentler… Bir toplumun geleceğinde olacak şeylerin işaretlerini büyük kentlerin verdiği sık sık söylenir. Mantıken de böyle olması gerekir. Üç büyüklerin en küçüğü İzmir başından beri AKP’ye iltifat etmemişti. Bu sefer arayı iyice açtı. İstanbul ile Ankara ise (özellikle Ankara) oylarını AKP’ye vermekten şaşmamıştı. Ama şimdi şaştılar. İstanbul’da hani “burun farkı” filan derler, öyle, kazananın tam kazanmış, kaybedenin tam kaybetmiş gibi görünmediği bir sonuç çıktı. Çıktı ama kaybeden, Başbakanlık’tan ve Meclis Başkanlığı’ndan gelen biri. Partinin ağır toplarından. ‘İstanbul’u mutlaka alalım’ diye buraya getirilmiş biri. Kazanan, bir ilçenin belediye başkanlığından geliyor.

Ankara’daysa kazanan aday iktidarın ağır saldırısına uğradı. Bu tutum, Cumhurbaşkanı’nın “kazanırsa görevden alırız” tehdidine kadar vardı. Mansur Yavaş bunların hepsine rağmen kazandı.

Ama olay bu “üç büyükler”le kapanmıyor. Adana ve Antalya ile iki büyük kent daha muhalefetin eline geçti. Bursa gibi bir yerde birinciyle ikinci arasındaki fark bayağı küçük. Bu da yalnız Bursa için söylenecek bir şey değil. Başka birçok ilde de ara kapanıyor.

Şimdiye kadar yapılan seçimlerden sonra gazetelerin sayfalarına koydukları Türkiye haritaları epey ‘yeknesak’ olur, her yer, AKP’ye verilen renk neyse, o renge boyanmış olur, Ege taraflarında birkaç yerde farklı bir renk görünürdü. Bu seferki harita farklı. Bilecik ya da Kırşehir gibi beklenmedik durumlar var.

Ama onların yanısıra MHP’nin AKP’den aldığı yerler de var: Kütahya, Iğdır, Erzincan, Karaman ve AKP’nin sağlam bir kalesi gibi görünen Bayburt! Bunlar “İttifak” içinde el değiştirdiği için genel sonucu etkilemiyor olabilir; ama AKP için bir hayli anlamlı olduklarını düşünüyorum.

Bunlar önemli sinyaller. Peki, ne oldu da gidişat böyle değişti?

Açıklama olarak genellikle “ekonomik durum”dan dem vurulduğunu görüyorum. Bu, doğru açıklama olabilir mi?

Şüphesiz, olabilir. Bütün dünyada ekonomi seçim kazanmakta ya da kaybetmekte en belirleyici etken olarak duruyor. Burada da böyle olmasında şaşacak bir şey yok.

Ancak ekonominin “kötüye gitme” durumu henüz toplumun üstüne çökmüş değil. Bir kriz geliyor ama şimdilik “geliyor”; henüz gelmedi. Gelişinin bayağı bayağı kötü olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de öyle olacak. Gene de bunlardan “gelecek zaman”da söz ediyoruz. AKP’nin topluma “seçim armağanları” sunduğu bir sırada olacakları önceden gören, ekonomik bilinci gelişkin bir seçmen çoğunluğu mu var burada?

Ya politik olayların hiç mi payı yok? Cumhurbaşkanı, halkımızın ‘beka sorunu’ mesajını aldığını söyledi. Oysa, hiç de onun kastettiği biçimde mesaj almış bir hali yok halkımızın. Ya da, mesajı aldığını ve dolayısıyla oyunu MHP’ye verdiğini söyleyebiliriz ki Erdoğan herhalde bunu anlatmak istemiyor.

Erdoğan’ın anlatmak istediği şeyin, AKP’nin şimdiye kadar pek varlık gösteremediği Kürt bölgelerinde kazandığı birkaç belediye olduğunu sanıyorum. Ama Haziran seçiminden sonra o illerde yapılanlar ve bu seçimde bol miktarda saçılan tehditlerden sonra bunun “gönül rızası” ile verilmiş bir oy olduğunu düşünmek kolay değil. İşin içinde bir “beka” durumu olabilir ama bu Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘beka’ değil.

Sonuç olarak, 31 Mart’ın hafife alınmayacak bir değişim işareti verdiği söylenmelidir. Neyin değişimi? Toplumun, iktidara bakışının değişimi. Bu, iktidarın da topluma, daha önemlisi kendi davranışlarına bakışını değiştirecek mi?

Bir “tek adam rejimi”ne girdik. Şimdiye kadar epey bir yıldır tanıdığımız bu ‘tek adam’ın değişmeye eğilimli bir kişi olmadığı kanısındayım. Değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir. Göreceğiz.”

Seçim sonuçlarını analiz eden Murat Belge, seçmenin iktidara bakışının değiştiğini ama iktidardaki karşı değişimin hiç de yumuşak olmayacağını yazdı.

Murat Belge, Birikim için kaleme aldığı seçim analizinde, önce seçimleri analiz etti, ardından Recep Tayyip Erdoğan’daki muhtemel değişimi yorumladı.

Belgeye göre; Cumhur İttifakı bu seçimde verilen oyların yüzde elli ikisini aldı ancak toplum bunu başarı olarak görmüyor:


“Yüzde elli iki 31 Mart seçiminin AKP’ye verdiği tek ‘teselli mükafatı’. Ancak bu mükafatta da “İttifak”ın küçük ortağı kendisini sırtında taşımış büyük ortağa kıyasla çok daha kazançlı çıkmış gibi duruyor.

Büyük kentler… Bir toplumun geleceğinde olacak şeylerin işaretlerini büyük kentlerin verdiği sık sık söylenir. Mantıken de böyle olması gerekir. Üç büyüklerin en küçüğü İzmir başından beri AKP’ye iltifat etmemişti. Bu sefer arayı iyice açtı. İstanbul ile Ankara ise (özellikle Ankara) oylarını AKP’ye vermekten şaşmamıştı. Ama şimdi şaştılar. İstanbul’da hani “burun farkı” filan derler, öyle, kazananın tam kazanmış, kaybedenin tam kaybetmiş gibi görünmediği bir sonuç çıktı. Çıktı ama kaybeden, Başbakanlık’tan ve Meclis Başkanlığı’ndan gelen biri. Partinin ağır toplarından. ‘İstanbul’u mutlaka alalım’ diye buraya getirilmiş biri. Kazanan, bir ilçenin belediye başkanlığından geliyor.

Ankara’daysa kazanan aday iktidarın ağır saldırısına uğradı. Bu tutum, Cumhurbaşkanı’nın “kazanırsa görevden alırız” tehdidine kadar vardı. Mansur Yavaş bunların hepsine rağmen kazandı.

Ama olay bu “üç büyükler”le kapanmıyor. Adana ve Antalya ile iki büyük kent daha muhalefetin eline geçti. Bursa gibi bir yerde birinciyle ikinci arasındaki fark bayağı küçük. Bu da yalnız Bursa için söylenecek bir şey değil. Başka birçok ilde de ara kapanıyor.

Şimdiye kadar yapılan seçimlerden sonra gazetelerin sayfalarına koydukları Türkiye haritaları epey ‘yeknesak’ olur, her yer, AKP’ye verilen renk neyse, o renge boyanmış olur, Ege taraflarında birkaç yerde farklı bir renk görünürdü. Bu seferki harita farklı. Bilecik ya da Kırşehir gibi beklenmedik durumlar var.

Ama onların yanısıra MHP’nin AKP’den aldığı yerler de var: Kütahya, Iğdır, Erzincan, Karaman ve AKP’nin sağlam bir kalesi gibi görünen Bayburt! Bunlar “İttifak” içinde el değiştirdiği için genel sonucu etkilemiyor olabilir; ama AKP için bir hayli anlamlı olduklarını düşünüyorum.

Bunlar önemli sinyaller. Peki, ne oldu da gidişat böyle değişti?

Açıklama olarak genellikle “ekonomik durum”dan dem vurulduğunu görüyorum. Bu, doğru açıklama olabilir mi?

Şüphesiz, olabilir. Bütün dünyada ekonomi seçim kazanmakta ya da kaybetmekte en belirleyici etken olarak duruyor. Burada da böyle olmasında şaşacak bir şey yok.

Ancak ekonominin “kötüye gitme” durumu henüz toplumun üstüne çökmüş değil. Bir kriz geliyor ama şimdilik “geliyor”; henüz gelmedi. Gelişinin bayağı bayağı kötü olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de öyle olacak. Gene de bunlardan “gelecek zaman”da söz ediyoruz. AKP’nin topluma “seçim armağanları” sunduğu bir sırada olacakları önceden gören, ekonomik bilinci gelişkin bir seçmen çoğunluğu mu var burada?

Ya politik olayların hiç mi payı yok? Cumhurbaşkanı, halkımızın ‘beka sorunu’ mesajını aldığını söyledi. Oysa, hiç de onun kastettiği biçimde mesaj almış bir hali yok halkımızın. Ya da, mesajı aldığını ve dolayısıyla oyunu MHP’ye verdiğini söyleyebiliriz ki Erdoğan herhalde bunu anlatmak istemiyor.

Erdoğan’ın anlatmak istediği şeyin, AKP’nin şimdiye kadar pek varlık gösteremediği Kürt bölgelerinde kazandığı birkaç belediye olduğunu sanıyorum. Ama Haziran seçiminden sonra o illerde yapılanlar ve bu seçimde bol miktarda saçılan tehditlerden sonra bunun “gönül rızası” ile verilmiş bir oy olduğunu düşünmek kolay değil. İşin içinde bir “beka” durumu olabilir ama bu Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘beka’ değil.

Sonuç olarak, 31 Mart’ın hafife alınmayacak bir değişim işareti verdiği söylenmelidir. Neyin değişimi? Toplumun, iktidara bakışının değişimi. Bu, iktidarın da topluma, daha önemlisi kendi davranışlarına bakışını değiştirecek mi?

Bir “tek adam rejimi”ne girdik. Şimdiye kadar epey bir yıldır tanıdığımız bu ‘tek adam’ın değişmeye eğilimli bir kişi olmadığı kanısındayım. Değişecekse, yumuşayarak değil, sertleşerek değişir. Göreceğiz.”

ShareTweetShare
Previous Post

Drogba Galatasaray için İstanbul’da

Next Post

Erciş’te DBP ilçe yöneticisine gözaltında işkence

İLGİLİ HABERLER

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir

January 16, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali

January 9, 2023
5.1k
Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?
ANALİZ

Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?

January 8, 2023
5.2k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır

January 3, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Saray’ın adamı İrfan Fidan için kimlere telefon edildi?

Saray’ın adamı İrfan Fidan için kimlere telefon edildi?
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

CHP’li Başarır ve İYİ Partili Türkkan hakkında dokunulmazlığın kaldırılması kararı

CHP’li Başarır ve İYİ Partili Türkkan hakkında dokunulmazlığın kaldırılması kararı
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

Erdoğan’a ‘Bozüyük’ demişler o ‘bozuk’ anlamış: Olan valiye oldu!

Erdoğan’a ‘Bozüyük’ demişler o ‘bozuk’ anlamış: Olan valiye oldu!
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Sedat Peker ve Ünsal Ban davasında kritik gelişme: Yargıtay savcısı tanık olarak dinlenecek

Sedat Peker ve Ünsal Ban davasında kritik gelişme: Yargıtay savcısı tanık olarak dinlenecek
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

Hırvatistan Cumhurbaşkanı: Kiev’e askeri yardıma karşıyım

Hırvatistan Cumhurbaşkanı: Kiev’e askeri yardıma karşıyım
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

AİHM, kapatılan Meydan gazetesi eski yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunda Türkiye’yi mahkum etti

AİHM, kapatılan Meydan gazetesi eski yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunda Türkiye’yi mahkum etti
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Feridun’ Farklılıkları Galası’nda… Sanatçı Süvari Öztürk’ün eseri Türkçe ve Yunanca seslendirilecek

‘Feridun’ Farklılıkları Galası’nda… Sanatçı Süvari Öztürk’ün eseri Türkçe ve Yunanca seslendirilecek
by aktifhabercom
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

Finlandiya basını: Polis ülkede ‘dini sükunetin’ bozulmasına izin vermeyecek 

Finlandiya basını: Polis ülkede ‘dini sükunetin’ bozulmasına izin vermeyecek 
by aktifhabercom
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Lesoto Krallığı Türkiye’yi geçti: Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi’nde son 10 yılın dibinde

Lesoto Krallığı Türkiye’yi geçti: Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi’nde son 10 yılın dibinde
by aktifhabercom
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

399 +… AKP, bu sene 20 yeni cezaevi açmayı planlıyor

399 +… AKP, bu sene 20 yeni cezaevi açmayı planlıyor
by aktifhabercom
January 31, 2023
0
5k

Devamını oku

‘O aşamada değiliz!’ Kraken dalgası Türkiye’de başlamış olabilir

‘O aşamada değiliz!’ Kraken dalgası Türkiye’de başlamış olabilir
by aktifhabercom
January 31, 2023
0
5.2k

Devamını oku

AKP’den EYT oyunu: 3 yıl sonra emekli olabilecekler

AKP’den EYT oyunu: 3 yıl sonra emekli olabilecekler
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Erzurum’da kamu kurumlarını Zehra Taşkesenlioğlu’nun akrabaları doldurmuş

Erzurum’da kamu kurumlarını Zehra Taşkesenlioğlu’nun akrabaları doldurmuş
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Savcı, mütalaasını açıkladı: Boğaziçili 14 öğrenciye yüzlerce yıl hapis talebi!

Savcı, mütalaasını açıkladı: Boğaziçili 14 öğrenciye yüzlerce yıl hapis talebi!
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AKP yargısından tarihe geçecek karar: ‘Hiç bir suçlama delili yoksa da yine suçlusun’

AKP yargısından tarihe geçecek karar: ‘Hiç bir suçlama delili yoksa da yine suçlusun’
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Şüpheli şekilde ölen 25 yıllık doktor, KHK’yla ihraç edilmiş

Şüpheli şekilde ölen 25 yıllık doktor, KHK’yla ihraç edilmiş
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5.6k

Devamını oku

İşçinin eline geçmeden, asgari ücret açlık sınırının altında kaldı

İşçinin eline geçmeden, asgari ücret açlık sınırının altında kaldı
by Özkan yazar
January 30, 2023
0
5k

Devamını oku

Öne çıkan başlıklar neler? Millet İttifakı ‘mutabakat metni’ni açıkladı

Öne çıkan başlıklar neler? Millet İttifakı ‘mutabakat metni’ni açıkladı
by aktifhabercom
January 30, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Yalçınkaya davası: AİHM şimdiye kadarki hukuksuzlukları tescil eden bir karar verecektir

Yalçınkaya davası: AİHM şimdiye kadarki hukuksuzlukları tescil eden bir karar verecektir
by aktifhabercom
January 30, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Özellikle’ Beyoğlu: ABD, misilleme saldırılarına karşı vatandaşlarını yine uyardı

‘Özellikle’ Beyoğlu: ABD, misilleme saldırılarına karşı vatandaşlarını yine uyardı
by aktifhabercom
January 30, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.