Hakan Fidan’ın başında olduğu MİT’in aynı zamanda Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’yı yasa dışı şekilde kaçırması Türkiye’nin itibarını yerle bir ediyor.
Sedat Peker’in devlet yetkililerinin karıştığı uyuşturucu sevkiyatına ilişkin ifşaatları narko-devlet suçlamasını gündeme getirdi. BM İnsan Hakları Komitesi ve AİHM tarafından yasadışı kabul edilen, Avrupa Parlamentosunun kınadığı MİT’in kaçırma eylemleri ise Türkiye’yi uluslararası arenada mafya devleti algısıyla başbaşa bırakıyor.
15 Temmuz’un ardından Türkiye’de adeta sosyal soykırıma uğrayan Gülen Hareketi gönüllüleri işkence, zorla kaybedilme, tutuklama, KHK’larla meslekten ihraç ve kayyım hukuksuzluklarına karşı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Avrupa ya da dünyanın pek çok ülkesine giden cemaat mensupları bu ülkelerde mülteci olarak zor şartlarda yaşamlarını yeniden kurmaya çalışırken, bulundukları ülkelerde yeni bir tehditle karşılaştılar: Uluslararası insan kaçırma.
23 ÜLKEDEN 95 KİŞİ YASADIŞI ŞEKİLDE KAÇIRILDI
MİT’in Gülen Hareketi mensuplarına yönelik yasadışı kaçırma eylemleri Türkiye sınırlarını aşarak pek çok ülkeye uzandı. Kosova’dan Malezya’ya Ukrayna’dan Kenya’ya kadar pek çok ülkede MİT Gülen Hareketi mensuplarını kaçırdı. MİT, yerel yöneticilerle işbirliği için milyonlarca lirayı yasadışı kaçırmaya harcıyor. Solidarity With Others’in verilerine göre 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2016-2020 yılları arasında uluslararası hukuk kurallarına aykırı olarak ve yasadışı yollar kullanılarak 23 ülkede 95 kişi ya yasadışı şekilde Türkiye’ye iade edildi ya da MİT tarafından kaçırıldı.
YASA DIŞI KAÇIRMALARIN YAŞANDIĞI ÜLKELER
Gülen Hareketi mensuplarını yasa dışı şekilde iade eden ya da kaçırılmasına imkan veren ülkeler şunlar: Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Endonezya, Gabon, Irak. Katar, Kamboçya, Kenya, Kosova, Kuzey Kıbrıs, Kazakistan, Malezya, Moldova, Myanmar, Özbekistan, Pakistan, Sudan, Suudi Arabistan, Ukrayna.
12 ÜLKE İADE ETMEDİ
2017-2020 yılları arasında 12 ülke, Türkiye’nin iade taleplerini suçlamaların ilgili ülkenin hukukuna göre suç kabul edilmediği ve suçlamaların ‘siyasi’ nitelikte olduğu gerekçesiyle mahkemeler tarafından reddetti. Türkiye’nin istemesine rağmen 18 kişi iade edilmedi. Bu ülkeler ise şunlar: Fas, Irak, Moğolistan, Brezilya, Bosna Hersek, Kırgızistan, Panama, Arnavutluk, Karadağ, Afganistan, Gürcistan, Kuveyt.
SAVAŞ ESİRİ GİBİ MUAMELE YAPILIYOR
Yasadışı şekilde MİT tarafından yapılan kaçırmalar AKP hükumeti tarafından yurt dışında terörist yakalama operasyonu adı altında başarı olarak anlatılıyor. Henüz yargı önüne bile çıkmadan bu kişiler kelepçelenmiş şekilde uçaktan indirilip, AKP’li medyada ‘terörist’ olarak yaftalanıp savaş esirleri gibi sunuluyor.
DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE HAYDUTLUK
Ancak bu operasyonlar Türkiye’nin hukuk devleti çizgisinden çıktığı, devletin yol kesip fidye için adam kaçıran haydutlardan bir farkının kalmadığını tüm dünyaya gösteriyor. Türkiye’nin MİT eliyle yaptığı insan kaçırmalar uluslararası hukuka göre de büyük suç teşkil ediyor. MİT’in karıştığı insan kaçırma olayları BM İnsan Hakları Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yasa dışı ilan edildi. Benzer şekilde, mevcut rejimin muhaliflerini ilgili devletin rızasıyla veya hatta bazen rızası olmaksızın kaçıran Türk istihbarat görevlilerinin aktif katılımı, uluslararası hukuka aykırı bulunuyor. Avrupa Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da Moldova’da yaşanan kaçırma olayı nedeniyle insan kaçırmalar uluslararası iki örgüt tarafından kınandı.
KANUNLARA GÖRE SUÇ
Kişilerin yasadışı yöntemlerle hürriyetinden yoksun bırakılması, hürriyetlerinin tahdit edilmesi Türk Ceza Kanunu’nun yanı sıra uluslararası sözleşmelere göre de ceza gerektiriyor. Bunun devlet tarafından bir politika olarak uygulanması, istihbarat örgütlerinin ve devlet yetkililerinin sivillere karşı sistematik saldırılar olarak bu yöntemi kullanması da insanlığa karşı suç olarak da adlandırılabilir.
SORUMLULAR ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANABİLİR
Suriye’deki iç savaşta radikal örgütlere silah sevkiyatının adı olan MİT Tırları olayının Türkiye’de mahkemelerde kapatılsa dahi uluslararası mahkemelerde yıllar sonra yargılama konusu yapılabilir. İşkence suçunun insanlığa karşı suç olarak kabul edilip zaman aşımına uğramaması gibi yasadışı insan kaçırma olayına karışan yetkililer de yıllar sonra Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde yargılanabilir.
MİT’İN İNSAN KAÇIRMA EYLEMLERİ
Malezya’da 2017 yılında Gülen Hareketi gönüllüleri İsmet Özçelik, Turgay Karaman ve iş adamı İhsan Aslan, MİT’in girişimiyle yerel emniyet güçleri tarafından gözaltına alınarak Türkiye’ye yasa dışı şekilde iade edildi. İsmet Özçelik’in kaçırılması ve tutuklanmasıyla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, derhal serbest bırakılması çağrısı yapmış ve karara uyması için Türk makamlarına 180 gün süre tanımıştı. Ancak Türk mahkemeleri bu kararı uygulamayarak Özçelik’e 10 yıl hapis cezası verdi.
Moldova’daki kaçırma olayı Avrupa Parlamentosu tarafından kınandı.
AVRUPA PARLAMENTOSU MOLDOVA’YI KINADI
Gülen Hareketi’ne yakın Orizont ortaöğretim okulunda görevli Yasin Özdil, Müjdat Çelebi, Rıza Doğan, Sedat Hasan Karacaoğlu ve Mehmet Feridun Tüfekçi 6 Eylül 2018 tarihinde Moldova’nın başkenti Kişniev’deki evlerinde veya işlerine giderken gözaltına alınarak yasadışı şekilde Türkiye’yei iade edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye ve Moldova gizli servislerinin ortak operasyonuyla Türkiye’ye gönderilen Gülen Hareketine mensup 5 Türk’ü yasadışı yollarla gönderdiğini tespit etti. AİHM, Moldova’nın AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesinin 1’inci fıkrası ile özel ve aile hayatına saygıyla ilgili 8’inci maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Avrupa Parlamentosu (AP), MİT tarafından kaçırılan 6 Türk’le ilgili Moldova’yı kınadı.
Kosova’da kaçırılan 5 öğretmen ve bir doktor
KOSOVA’DAKİ DEVLET GÖREVLİLERİNE DAVA AÇILDI
2018’de Kosova’daki Mehmet Akif Kolejlerinde görev yapan eğitimciler Mustafa Erdem, Yusuf Karabina, Kahraman Demirez, Cihan Özkan, Hasan Hüseyin Günakan ve Osman Karakaya MİT operasyonuyla kaçırılarak Türkiye’ye götürüldü. Kosova polisiyle istihbarat teşkilatının yasadışı operasyonla gözaltına aldığı eğitimciler, MİT’e teslim edilmesinin ardından uluslararası camiadan gelen onlarca tepkiye rağmen hukuksuzca Türkiye’ye iade edildi. Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj, Türkiye’ye illegal şekilde kaçırılan öğretmenlerin eşlerini okul önünde ziyaret ederek üzüntülerini iletti. “Bir daha benzer bir durumun oluşmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Kosova Başbakanı Haradinaj, istihbarat şefi ve içişleri bakanını kaçırma olayına karıştıkları gerekçesiyle görevden aldı. Priştine’deki Temel Mahkemesi, Kosova İstihbarat Teşkilatı eski başkanı Driton Gashi, İçişleri Bakanlığı Vatandaşlık, İltica ve Göç Dairesi müdürü Valon Krasniqi ve Göç İdaresi Müdürü Rrahman Sylejmani 6 Türk öğretmenin Kosova’dan sınır dışı edilmesi nedeniyle görevi kötüye kullanmak ve özgürlüklerinden mahrum etmek suçlamasıyla hazırlanan iddianameyi kabul etti.
KENYA’DA YASA DIŞI KAÇIRMA
Kenya’da eğitimci olarak görev yapan Fethullah Gülen’in yeğeni Selahaddin Gülen,3 Mayıs’ta MİT’in operasyonuyla yasa dışı şekilde Türkiye’ye kaçırıldı. Gülen’in yeğeni olmak dışında başka bir suçu olmayan Selahaddin Gülen’in fotoğrafları çekilerek medyaya servis edildi. Gülen, örgüt yöneticiliği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.
KABBOÇYA’DA MEKSİKA VATANDAŞINI KAÇIRDILAR
Kamboçya’da gözaltına alınan Türk asıllı Meksika vatandaşı Osman Karaca, Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma kapsamında MİT tarafından 2019’da kaçırılarak Türkiye’ye getirildi.
LÜBNAN’DAN KAÇIRILDI 6 AY İŞKENCE GÖRDÜ
Lübnan Havalimanı’nda 8 Mart 2018’de gözaltına alındıktan sonra başına çuval geçirilerek Türkiye’ye teslim edilen ve özel bir uçakla Ankara’ya getirilen Ayten Öztürk, bir yılı aşkın bir süre sonra hakim karşısına çıktı. Mahkemedeki ifadesinde 6 ay boyunca Ankara’da bilinmeyen bir resmi kurumda ağır işkencelere maruz kaldığını söyledi.