“Toplumun derdini kale almayan hiçbir ön hazırlığı olmadan öne geçip onların geleceklerini karartan idarecilerin işledikleri cürümlerle insanlar birbirinin kurdu haline geliyor.”
Siyaset sahnesi öne çıkma dürtüsü dışında bir marifeti olmayanlarla dolu.
Siyasetçilerin bir bölümünün;
-Başkalarına saldırmaktan,
-İnsanları kandırıp gitmemek üzere iktidarda kalma yolları aramaktan,
-Hileli türlü senaryolar peşinde koşturmaktan,
-Diğerine cevap yetiştirip muhaliflerini karalamaya kafa yormaktan halkın derdini düşünmeye yararlı proje üretmeye vakti olmuyor. Hatta bazılarının tek projesi kendi dışındaki birliktelikleri dağıtmak, onların olumlu hizmetlerini yıkıp yerine kendi gecekondusunu dikmek oluyor.
Yükleneceği sorumluluğu taşımaktan habersiz olanlar toplumun önüne geçip yönetim görevini üstlenmeye çalışıyor. Geleceğe dönük hedefi olmayan, artı değer kazandırmaktan ve liyakatten uzak yöneticilerin sultası altındaki ülkeler oradan oraya savruluyor. Toplumun derdini kale almayan hiçbir ön hazırlığı olmadan öne geçip onların geleceklerini karartan idarecilerin işledikleri cürümlerle insanlar birbirinin kurdu haline geliyor.
Özellikle doğu toplumlarında düşünce istikametini koruyamayan yöneticiler yetki sınırlarının ne olduğunu unutunca devleti çiftliği gibi görmeye başlıyor. Vatandaşa hizmeti bırakıp grup parti ve kişisel çıkarlarını her şeyin önüne geçiriyor. Kural tanımıyor, hukuku çiğniyor, insan haklarını yok ediyor, güvenlik birimlerini topluma karşı baskı aracı haline getiriyor, kirli siyasi oyunlarla ülkenin tüm kaynaklarını menfaatleri doğrultusunda dilediği gibi dağıtmaya başlıyor.
Fethullah Gülen hoca efendi bu hafta yayınlanmış yazısında, insanlığa faydalı olmak için yapılacak çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususlar ele alınıyor.
Başarılı hizmet üretmek isteyenler onunla ilintili olan her faktörü en ince ayrıntısına kadar hesap etmelidir. Art niyetli yöneticiler zarar verdikleri gibi, iyi niyetle yola çıktığı halde fizibilite yapmadan günü birlik planlamalarla ortaya konan hizmetler de bazen yaklaşım hatalarıyla problemlere sebep olabiliyor. Usul bilmeyen temizlikçinin lekeyi büyütmesi gibi olaylara yanlış müdahale edenler de daha büyük karmaşalara kapı aralıyor, faydalı olmak isterken altından kalkılamayacak yıkımlara zemin hazırlayabiliyor.
Uzun soluklu başarılı hizmet üretmek isteyenlerde;
-Samimiyet yanında yeterli düzeyde azim ve karalılığın bulunması,
-Görev alacakların düşünce istikametlerinin korunması,
-Başarılar karşısında değişmeyecek bir anlayışın kazandırılması,
-Her adımın bilgi süzgecinden geçirilerek atılması,
-İnsani değerlere ve temel disiplinlere bağlı kalınması,
-Tekrar tekrar gözden geçirilip varsa mantıki boşluklarının ortadan kaldırılması,
-Toplumun iyi tanınması, dünyanın nereye doğru gittiğinin bilinmesi,
-Karşılaşılabilecek engellerin önceden tahmin edilmesi,
-Gelişmeye açık olması gibi yaklaşımlar gerekiyor.
Bunlara uymadan yürütülen faaliyetlerin birçoğu yarıda kalmış ve ona inananlarda hayal kırıklığı oluşturmuştur. Bazen yüksek ideallerle donatılmış insanların bile yanlıştan kendini koruyamadığı düşünülürse faydalı olma kaygısı taşımayan, niyeti duru olmayanların toplumsal erozyonu önleme adına atacakları adımlar fayda yerine zarar getirir.
Islah hareketi yürütmek için eğitime ağırlık verebilirsiniz, sevgi ve hoşgörü ile geniş kesimlere karşı kucaklayıcı davranabilirsiniz, samimi niyetlerle dünyanın her yerine insani değerleri taşımak üzere gidebilirsiniz, ancak sadece içtenliğinize heyecanınıza güvenip yapacaklarınızda sıra takip etmezseniz, tedbirsizce şartları yerine getirmeden yaptığınız en iyi işlerde bile reaksiyonla karşılaşabilirsiniz. Bu yüzden etraflıca düşünenler, yapacaklarını tüm yönleri ile değerlendirenler acelecilerden daha iyi sonuç alırlar.
İnsani değerler açısından iyi birikime sahip bir kültürden geliyorsunuz, toplumları geliştirmek üzere yapacağınız tekliflerin güzelliğine güvenip kimsenin karşı çıkmayacağını düşünürseniz yanılırsınız. Ancak İlahi yardıma rağmen çift zırhla kendini korumaya alan İslam peygamberi(SAV) gibi üzerinize düşeni yaparsanız zulümden uzak durur, herkese adil davranırsanız, kimseyi sizin gibi düşünmeye kendinize benzemeye zorlamazsanız, tepki oluşturmayacak şekilde doğru bildiklerinizi aktarmanıza dünya çapında barış ve sevgi tohumları ekmenize karşı çıkılmaz.
Hedef ve gayretleriniz;
-Hazımsızlığa sebep olacaksa,
-Kojüktür izin vermiyorsa,
-Zaman ve şartlar uygun değilse,
-Bilgi, beceri ve yetkiniz yetersizse,
-Evrensel değerlerle çelişiyorsa,
-Dünyanın genel gidişatına ters yönde ise onları sürdürmeye çalışmak fayda yerine zarar getirir.
Yukarıdakilere dikkat edilmezse sorumluluk düzeyine göre her bireyin yapacağı hatalar;
-Tavrını ayarlayamayan ebeveyn ise çocuklarını kendinden uzaklaştırır.
-Sosyal değişimleri doğru yönetemeyen siyasi bir liderse ciddi kargaşalara zemin hazırlar.
-Toplum yapısına uymayan düzenlemeleri yapan bir yetkili ise faydalı projeleri bile dirençle karşılaşır.
-Dayatmayla kalabalıklar yön veremeye kalkarlarsa hazımsızlığa ve toplumsal reaksiyonlara neden olurlar.
Bazıları kişisel özelliklerine niyetinin duruluğuna güvenip istediği şeyi yapabileceği vehmine kapılırsa bunların tek başına yeterli gelmediğini faydalı olmak isterken zarar verdiğini görecektir.
Toplumsal değişimler yol açan büyük düşünür ve din adamları bağlılarını gelecek muhtemel tehlikelere karşı donanım kazandırarak anormal şartlara göre onları hazırlamıştır.
Niyetiniz temiz bile olsa;
-Doğru usul ve yöntem belirlemeden,
-Empati yapıp nasıl algılanacağını hesap etmeden,
-Hassasiyetleri, ortamın kendine has dinamiklerini, zamanın getirdiği yeni yorumları incelemeden,
-Planlama yapmadan, muhatapları önceden hazırlayacak yollar geliştirmeden
-Yanlış anlaşılmaları önleyecek, her seviyeye uygun argümanlarla mesajları zenginleştirmeden
-Görüntünüzün, bilgi düzeyinizin ve kamuoyunun uygun olup olmadığına bakmadan
-Kendinizi yetiştirmeden, gerekli kaynakları hazırlamadan,
-Görev alacakların hazırlıksız yakalanmasını önleyecek çözümler üretmeden,
-İdeallerinizle imkânlarınızın örtüşüp örtüşmediğini hesaba katmadan,
-Tepki göstermek için tetikte bekleyen kesimlerin hile ve düzenbazlıklarını dikkate almadan,
-Gücünüzün, heyecanınızın sebat ve sadakatinizin yeterliliğini araştırmadan,
-Birikimim-tecrübe-motivasyon ve imkanlarınızın bu hedefi gerçekleştirecek düzeyde olmasına özen göstermeden,
-Başarılar karşısından başınızın dönmesini önleyecek tedbirleri almadan acelecilikle atılacak adımlar işleri daha da güçleştirir.
Dünyayı daha yaşanabilir kılma adına, zihin sancısı çeken bir ekibin ortak akılıyla hazırlanmış, rasyonel akli ve mantıki dayanaklarla desteklenmiş, hazımsızlıkları tahrik etmeyecek uygun yöntemlerle yapacağınız teklifler;
-Akla yatkın olması, gerçeklerle çelişmemesi,
-Günün şartlarına ve temel değerlerle örtüşmesi,
-Katılımcılarda zorluklarla mücadele direncinin bulunması,
-Engeller karşısında başkalaşım geçirmekten koruyacak önlemlerin alınması
-İrade ve karalık içinde format değişiklikleri ile yeni çözüm yollarının geliştirilip sıkıntıların aşılması halinde anlayışla karşılanacaktır.
İnsanların kucaklaşması, sevgi ve saygı ortamı oluşturulması, dünyanın kavga yeri olmadığının gösterilmesi, her düşünceye uygun mesajların aşamalı çalışmalarla titizlik içinde geliştirilmesi için stratejik planlamalar yapılması, his-heyecan ümit yanında akıl-mantık-muhakemenin işletilmesi halinde insanlığın güzelliklerle buluşacağı yollar bulunabilir.
Her engelde yön değiştirmeyenler, makul tekliflere olumlu tepki verip varsa kendilerinden kaynaklanan hataları düzelterek yeni alternatiflerle yollarına devam edenler başarılı olabilir.