ABD’nin önde gelen dergilerinden Foreign Policy, Erdoğan liderliğinde diktatörlüğe koşan Türkiye’yi yazdı ve sordu: Türkiye hala bir demokrasi mi? Ankara’da Gülen’in darbeye karıştığına dair en ufak bir somut delil olmadığını anlattı.
Melih Gökçek’in Amerikalı gazetecileri “Erdoğan’la röportaj ayarlayacağım” diye kandırarak uyduruk tezlerini anlattığı skandal toplantıyı da yazan Kenner, “Darbeyi Gülen’in yaptığına dair kendi komplo teorileri haricinde en ufak somut bir delil sunamadı” notunu düştü.
İşte Foreign Policy’de çıkan o yazının ilgili bölümleri:
Türkiye’de tartışma şu: Erdoğan, Roma imparatoru Augustus’u kopyalarak, ülkenin demokratik kurumlarını ayıklayıp, tüm gücü kendi eline geçirebilecek mi?
Oylama aynı zamanda Erdoğan’ın 14 yıllık iktidarına ülkenin nasıl baktığını da gösterecek. Dünyanın geri kalanı ise bu arada zaten Erdoğan’la ilgili kendi gayri-resmi referandumlarını yapıyor.
“SADDAM GİBİ DİKTATÖRLERE BENZİYOR”
Ankara’da yaptığım 3 günü aşan görüşmelerde hükümet yetkilileri anayasa değişiklğinin istikrarı sağlayacağını, askeri vesayetten kurtulacağını savundu. Referandumda “hayır” diyen muhalefet liderleri ise ülkenin otoriterliğe kaydığı uyarısı yaptı ve eklediler: Erdoğan’ın yönetim şekli Saddam gibi diktatörlerin yönetim şekline benziyor.
Referandum daha şimdiden Türkiye ve birçok Avrupa ülkesi arasında gerilime neden oldu.
Almanya ve Hollanda arasındaki gerilim sadece bir örnek. Avrupa ülkeleri, Türk demokrasinin durumundan, Suriye’de Ankara’nın rolüne, Türkiye’nin ABD’den Fethullah Gülen’i istemesine kadar birçok konuda Ankara’nın tezlerine katılmayı reddetti.
“GÜLEN HAKKINDA DELİL SUNAMADI”
Kendi dengesizliğinin(yabancılaşmasının) asıl sorumlusu olan Türkiye. Daha geçen hafta Melih Gökçek’in New York Times, Washington Post, Wall Street Journal gibi büyük kuruluşlardan gazetecileri davet ettiği toplantıyı hatırlayın. Daveti, Erdoğan dahil Türkiye’nin üst düzey isimleriyle görüşme amacıyla kabul etmiş, onların darbeyi nasıl anlattığını, ABD’den Gülen’i neden istediklerini dinleme fırsatı olarak görmüştük.
Ne var ki bu hayata geçmedi ve Amerikalı muhabirler, Gökçek’in kendisiyle 4 saat toplantı yapmak zorunda kaldı. Muhabirlerin çoğu toplantıyı protesto ederek terk etti. Konuşmasında Gökçek, Gülen’in darbede yer aldığına dair en ufak somut bir delil sunamadı, bunun yerine kendi komplo teorilerini ve dünya görüşünü anlattı.
“Türkiye’nin batı kıyısında yaşanan depremi ABD ve İsrail bir gemi sayesinde yaptı. Bir miktar enerji vererek fay hattını harekete geçirmeye çalıştılar” dedi Gökçek.
Ayrıca Obama ve Clinton’ın IŞİD’i kurduğundan bahsetti ve buna kanıt olarak da Trump’ın açıklamalarını gösterdi. Daha fazla kanıt isteyince de “Ben çok araştırırım” dedi: “Ben dünyanın en büyük istihbarat ağına sahibim. Biliyor musunuz bunun ismi nedir? Google.”