Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Erdoğan’ın referandum sirki

by aktifhabercom
February 13, 2017
Erdoğan’ın referandum sirki
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

İzleyiciler her gösteriden sonra daha fazlasını bekliyor.

Mehmet Rıza – AKTİFHABER/ANALİZ

Dünyanın vicdanı olarak kabul edilen yazar Eduardo Galeano, politika ile sirkin kesişme noktasını çok güzel ifade eder:

“5 Temmuz 1810’da Connecticut’ta Phineas Barnum adında bir bebek vaftiz edildi. Büyüyünce dünyanın en büyük sirkini kurdu. Sirk ilk başta bir tuhaflıklar, canavarlıklar müzesi olarak doğmuştu ve büyük kalabalıklar tarafından ziyaret ediliyordu. Zamanında George Washington’u emzirmiş olan 161 yaşındaki kör bir kölenin önünde eğiliyorlardı; 64 santim boyundaki Napolyon Bonapart’ın elini öpüyorlardı; ve siyam ikizleri Chang ve Eng’in birbirine gerçekten yapışık olup olmadıklarını ve sirkteki üç deniz kızının gerçek balık kuyrukları olup olmadığını merak ediyorlardı. Barnum tüm zamanların profesyonel politikacıları tarafından en gıpta edilen adam oldu. O büyük keşfini herkesten daha iyi bir biçimde pratiğe döktü: İnsanlar aldatılmaya bayılıyor.”


Türk politikacıların Barnum’un bu keşfini dibine kadar kullanmaktaki maharetlerini son üç dört yıldır yaşananlar ispat etmeye yeterli. Ama maalesef sirk halen devam ediyor ve sirkin en heyecanlı ve tehlikeli gösterileri de seçim öncesi dönemlere denk geliyor ne hikmetse. Ulusal ve uluslararası meşruiyetini tamamen yitiren iktidarın, Nisan referandumu öncesi Türk insanının aldatılmaya bayılma katsayısını bir kez daha test etmeye yarayacak çok tehlikeli bir gösteriye hazırlandığını söylemek de kahinlik olmaz herhalde.

Meclis televizyonun yayın yapmaması, milletvekillerinin oylarını birbirlerine gösterme telaşı, kavgalar, maddelerin kıl payı geçmesi, değişikliğin halkın bilgi sahibi olmasına fırsat verilmeden meclisten geçirilmesi, onay için saraya gönderilmeden uzun süre bekletilmesi, tedirgin tedirgin açıklanan anket sonuçları, Bahçeli’nin neden EVET dediği üzerindeki türlü spekülasyonlar, OHAL’in uzatılması vs vs. Tüm bunlar büyük bir gösterinin hazırlandığının işaretleri. Ama asıl heyecan iktidar sözcüsünün tanıtım konuşmasıyla yaşandı.

Numan Kurtulmuş, “bundan sonra da suikastlar, canlı bombalar, vesaireler bunlar devam edebilir” tonunda başlayıp, “EVET çıkmasın diye terör örgütlerini de kullanarak Türkiye’de bir korku atmosferi oluşturabilirler, halkı canından bezdirecek bir noktaya getirebilirler” diye devam eden sözleriyle, kurulmakta olan yeni sirkin büyüklüğü konusunda ipuçları vermeyi ihmal etmedi. Zira gösteri öncesi heyecanın artmasının izleyicilerin gösteri
ye odaklanmasını kolaylaştırdığını her profesyonel cambaz bilir.

Unutulmamalı ki sirkin küçük ama etkili ortağı olan Perinçek’in “mart ayında Türkiye alev alev olacak” sözü de heyecanı kızıştıran açıklamalardan biriydi.

Planlanan gösteri hakkında uyarılar da gelmiyor değil bu arada. En önemli uyarılardan biri sirkin sosyolojisi konusunda uzman sayılabilecek bir isim olan Fehmi Koru’dan geldi, referandumun ‘taşma noktası’ veya ‘tiping point’ olabilme ihtimalini dile getirdi ve tehlikeyi şöyle anlattı: “o güne kadar hep beklendiği gibi davranan bir grup.. veya o grup içerisinde çok sayıda insan.. birdenbire ve hiç beklenmedik bir biçimde.. davranış tarzını değiştirebiliyor; işte o noktaya deniliyor ‘tiping point’..”

Aslında söylemek istediği, insanların da bir aldatılmaya bayılma sınırı var, bu sınırı aşmayın” anlamına geliyor biraz da. 

2015 Kasım öncesinde benzeyen bir gösterinin, izleyiciler tarafından ‘biz bunu önceden görmüştük” şeklinde bir refleksle karşılanmasından duydukları ciddi endişeden hareketle, EVET çıkartmak için milliyetçi oyları avlamaktan başka çaresi olmayan iktidarın, çok daha özgün ve öncekilere benzemeyen bir şov organize etmek istediği söylenebilir. Tekerrür
eden gösterilerin aldanma eşiğini düşürdüğü, en azından ilk gösterideki oranı yakalayamadığı sirk yöneticileri tarafından biliniyor olsa gerek.

Öte yandan Nisan referandumunun uluslararası büyük bir gösterinin küçük ama önemli bir parçası olarak kurgulandığını hissetmemize neden olacak veriler de az değil. Suriye anayasasının yazılması ile Türkiye’deki anayasa değişikliği  sürecinin aynı döneme denk gelmesi tek başına bir kanıt olamaz elbette. Ama Türkiye’deki değişikliklerin onaylanması için elzem olan şartların oluşturulması ile Kürt sorunu arasındaki doğrudan ilişki, kafaları fazlasıyla karıştırıyor. Sözgelimi Kuzey Suriye’de özerk bir Kürt devleti kurulmasına yönelik çalışmaların, iktidarın arzuladığı milliyetçi oyları EVET’e doğru sürükleyecek muhtemel üretilmiş kontrollü terörün kontrolden çıkma olasılığını güçlendirecek bir etki doğuracak olmasının, gösterinin bir parçası mı yoksa sirki yönetenlerin endişesi mi olduğunu kestiremiyoruz şu aşamada.

İsrail ile ilişkileri düzelten pazarlıklar, Rusya ve İran ile Astana’da yapılan gizli görüşmeler, İngiltere Başbakanının Trump ile görüşür görüşmez soluğu Türkiye’de alması, hemen ardından gerçekleşen Saray-Merkel görüşmesi, Fırat Kalkan’ında geriye doğru atılmaya başlanan adımlar ve ardada gerçekleşen bölgesel birçok olay da maalesef heyecanları kamçılamaktan öte gösterinin içeriği hakkında bilgi sahibi olunmasına yetecek güçte değil. Tek sezebildiğimiz Barnum’a parmak ısırtacak bir sirkin hızla kurulmakta olduğu.

Zaferlerle yolunu şaşırmış liderlerin her zaman bir öncekine nazaran daha büyük gösteriler sergileme iştahları, defalarca kanıtlanmış kesin bir tarihsel olgudur neredeyse. Sirkin büyüklüğü de gelecek gösterinin bir öncekini gölgede bırakmasındaki başarıyla ölçülür.

Türkiye’nin politik sahnesinde son yıllarda yaşanan olayları büyük bir coşkuyla seyreden ve sıradaki gösteri için sabırsızlanan izleyiciler heyecanlarını bastırmakta zorluk çekiyor. Sayıları az da olsa aldatılmaktan nefret eden küçük bir kitle ise endişeli gözlerle etrafını süzmekle meşgul.

İzleyiciler her gösteriden sonra daha fazlasını bekliyor.

Mehmet Rıza – AKTİFHABER/ANALİZ

Dünyanın vicdanı olarak kabul edilen yazar Eduardo Galeano, politika ile sirkin kesişme noktasını çok güzel ifade eder:

“5 Temmuz 1810’da Connecticut’ta Phineas Barnum adında bir bebek vaftiz edildi. Büyüyünce dünyanın en büyük sirkini kurdu. Sirk ilk başta bir tuhaflıklar, canavarlıklar müzesi olarak doğmuştu ve büyük kalabalıklar tarafından ziyaret ediliyordu. Zamanında George Washington’u emzirmiş olan 161 yaşındaki kör bir kölenin önünde eğiliyorlardı; 64 santim boyundaki Napolyon Bonapart’ın elini öpüyorlardı; ve siyam ikizleri Chang ve Eng’in birbirine gerçekten yapışık olup olmadıklarını ve sirkteki üç deniz kızının gerçek balık kuyrukları olup olmadığını merak ediyorlardı. Barnum tüm zamanların profesyonel politikacıları tarafından en gıpta edilen adam oldu. O büyük keşfini herkesten daha iyi bir biçimde pratiğe döktü: İnsanlar aldatılmaya bayılıyor.”


Türk politikacıların Barnum’un bu keşfini dibine kadar kullanmaktaki maharetlerini son üç dört yıldır yaşananlar ispat etmeye yeterli. Ama maalesef sirk halen devam ediyor ve sirkin en heyecanlı ve tehlikeli gösterileri de seçim öncesi dönemlere denk geliyor ne hikmetse. Ulusal ve uluslararası meşruiyetini tamamen yitiren iktidarın, Nisan referandumu öncesi Türk insanının aldatılmaya bayılma katsayısını bir kez daha test etmeye yarayacak çok tehlikeli bir gösteriye hazırlandığını söylemek de kahinlik olmaz herhalde.

Meclis televizyonun yayın yapmaması, milletvekillerinin oylarını birbirlerine gösterme telaşı, kavgalar, maddelerin kıl payı geçmesi, değişikliğin halkın bilgi sahibi olmasına fırsat verilmeden meclisten geçirilmesi, onay için saraya gönderilmeden uzun süre bekletilmesi, tedirgin tedirgin açıklanan anket sonuçları, Bahçeli’nin neden EVET dediği üzerindeki türlü spekülasyonlar, OHAL’in uzatılması vs vs. Tüm bunlar büyük bir gösterinin hazırlandığının işaretleri. Ama asıl heyecan iktidar sözcüsünün tanıtım konuşmasıyla yaşandı.

Numan Kurtulmuş, “bundan sonra da suikastlar, canlı bombalar, vesaireler bunlar devam edebilir” tonunda başlayıp, “EVET çıkmasın diye terör örgütlerini de kullanarak Türkiye’de bir korku atmosferi oluşturabilirler, halkı canından bezdirecek bir noktaya getirebilirler” diye devam eden sözleriyle, kurulmakta olan yeni sirkin büyüklüğü konusunda ipuçları vermeyi ihmal etmedi. Zira gösteri öncesi heyecanın artmasının izleyicilerin gösteri
ye odaklanmasını kolaylaştırdığını her profesyonel cambaz bilir.

Unutulmamalı ki sirkin küçük ama etkili ortağı olan Perinçek’in “mart ayında Türkiye alev alev olacak” sözü de heyecanı kızıştıran açıklamalardan biriydi.

Planlanan gösteri hakkında uyarılar da gelmiyor değil bu arada. En önemli uyarılardan biri sirkin sosyolojisi konusunda uzman sayılabilecek bir isim olan Fehmi Koru’dan geldi, referandumun ‘taşma noktası’ veya ‘tiping point’ olabilme ihtimalini dile getirdi ve tehlikeyi şöyle anlattı: “o güne kadar hep beklendiği gibi davranan bir grup.. veya o grup içerisinde çok sayıda insan.. birdenbire ve hiç beklenmedik bir biçimde.. davranış tarzını değiştirebiliyor; işte o noktaya deniliyor ‘tiping point’..”

Aslında söylemek istediği, insanların da bir aldatılmaya bayılma sınırı var, bu sınırı aşmayın” anlamına geliyor biraz da. 

2015 Kasım öncesinde benzeyen bir gösterinin, izleyiciler tarafından ‘biz bunu önceden görmüştük” şeklinde bir refleksle karşılanmasından duydukları ciddi endişeden hareketle, EVET çıkartmak için milliyetçi oyları avlamaktan başka çaresi olmayan iktidarın, çok daha özgün ve öncekilere benzemeyen bir şov organize etmek istediği söylenebilir. Tekerrür
eden gösterilerin aldanma eşiğini düşürdüğü, en azından ilk gösterideki oranı yakalayamadığı sirk yöneticileri tarafından biliniyor olsa gerek.

Öte yandan Nisan referandumunun uluslararası büyük bir gösterinin küçük ama önemli bir parçası olarak kurgulandığını hissetmemize neden olacak veriler de az değil. Suriye anayasasının yazılması ile Türkiye’deki anayasa değişikliği  sürecinin aynı döneme denk gelmesi tek başına bir kanıt olamaz elbette. Ama Türkiye’deki değişikliklerin onaylanması için elzem olan şartların oluşturulması ile Kürt sorunu arasındaki doğrudan ilişki, kafaları fazlasıyla karıştırıyor. Sözgelimi Kuzey Suriye’de özerk bir Kürt devleti kurulmasına yönelik çalışmaların, iktidarın arzuladığı milliyetçi oyları EVET’e doğru sürükleyecek muhtemel üretilmiş kontrollü terörün kontrolden çıkma olasılığını güçlendirecek bir etki doğuracak olmasının, gösterinin bir parçası mı yoksa sirki yönetenlerin endişesi mi olduğunu kestiremiyoruz şu aşamada.

İsrail ile ilişkileri düzelten pazarlıklar, Rusya ve İran ile Astana’da yapılan gizli görüşmeler, İngiltere Başbakanının Trump ile görüşür görüşmez soluğu Türkiye’de alması, hemen ardından gerçekleşen Saray-Merkel görüşmesi, Fırat Kalkan’ında geriye doğru atılmaya başlanan adımlar ve ardada gerçekleşen bölgesel birçok olay da maalesef heyecanları kamçılamaktan öte gösterinin içeriği hakkında bilgi sahibi olunmasına yetecek güçte değil. Tek sezebildiğimiz Barnum’a parmak ısırtacak bir sirkin hızla kurulmakta olduğu.

Zaferlerle yolunu şaşırmış liderlerin her zaman bir öncekine nazaran daha büyük gösteriler sergileme iştahları, defalarca kanıtlanmış kesin bir tarihsel olgudur neredeyse. Sirkin büyüklüğü de gelecek gösterinin bir öncekini gölgede bırakmasındaki başarıyla ölçülür.

Türkiye’nin politik sahnesinde son yıllarda yaşanan olayları büyük bir coşkuyla seyreden ve sıradaki gösteri için sabırsızlanan izleyiciler heyecanlarını bastırmakta zorluk çekiyor. Sayıları az da olsa aldatılmaktan nefret eden küçük bir kitle ise endişeli gözlerle etrafını süzmekle meşgul.

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k

İzleyiciler her gösteriden sonra daha fazlasını bekliyor.

Mehmet Rıza – AKTİFHABER/ANALİZ

Dünyanın vicdanı olarak kabul edilen yazar Eduardo Galeano, politika ile sirkin kesişme noktasını çok güzel ifade eder:

“5 Temmuz 1810’da Connecticut’ta Phineas Barnum adında bir bebek vaftiz edildi. Büyüyünce dünyanın en büyük sirkini kurdu. Sirk ilk başta bir tuhaflıklar, canavarlıklar müzesi olarak doğmuştu ve büyük kalabalıklar tarafından ziyaret ediliyordu. Zamanında George Washington’u emzirmiş olan 161 yaşındaki kör bir kölenin önünde eğiliyorlardı; 64 santim boyundaki Napolyon Bonapart’ın elini öpüyorlardı; ve siyam ikizleri Chang ve Eng’in birbirine gerçekten yapışık olup olmadıklarını ve sirkteki üç deniz kızının gerçek balık kuyrukları olup olmadığını merak ediyorlardı. Barnum tüm zamanların profesyonel politikacıları tarafından en gıpta edilen adam oldu. O büyük keşfini herkesten daha iyi bir biçimde pratiğe döktü: İnsanlar aldatılmaya bayılıyor.”


Türk politikacıların Barnum’un bu keşfini dibine kadar kullanmaktaki maharetlerini son üç dört yıldır yaşananlar ispat etmeye yeterli. Ama maalesef sirk halen devam ediyor ve sirkin en heyecanlı ve tehlikeli gösterileri de seçim öncesi dönemlere denk geliyor ne hikmetse. Ulusal ve uluslararası meşruiyetini tamamen yitiren iktidarın, Nisan referandumu öncesi Türk insanının aldatılmaya bayılma katsayısını bir kez daha test etmeye yarayacak çok tehlikeli bir gösteriye hazırlandığını söylemek de kahinlik olmaz herhalde.

Meclis televizyonun yayın yapmaması, milletvekillerinin oylarını birbirlerine gösterme telaşı, kavgalar, maddelerin kıl payı geçmesi, değişikliğin halkın bilgi sahibi olmasına fırsat verilmeden meclisten geçirilmesi, onay için saraya gönderilmeden uzun süre bekletilmesi, tedirgin tedirgin açıklanan anket sonuçları, Bahçeli’nin neden EVET dediği üzerindeki türlü spekülasyonlar, OHAL’in uzatılması vs vs. Tüm bunlar büyük bir gösterinin hazırlandığının işaretleri. Ama asıl heyecan iktidar sözcüsünün tanıtım konuşmasıyla yaşandı.

Numan Kurtulmuş, “bundan sonra da suikastlar, canlı bombalar, vesaireler bunlar devam edebilir” tonunda başlayıp, “EVET çıkmasın diye terör örgütlerini de kullanarak Türkiye’de bir korku atmosferi oluşturabilirler, halkı canından bezdirecek bir noktaya getirebilirler” diye devam eden sözleriyle, kurulmakta olan yeni sirkin büyüklüğü konusunda ipuçları vermeyi ihmal etmedi. Zira gösteri öncesi heyecanın artmasının izleyicilerin gösteri
ye odaklanmasını kolaylaştırdığını her profesyonel cambaz bilir.

Unutulmamalı ki sirkin küçük ama etkili ortağı olan Perinçek’in “mart ayında Türkiye alev alev olacak” sözü de heyecanı kızıştıran açıklamalardan biriydi.

Planlanan gösteri hakkında uyarılar da gelmiyor değil bu arada. En önemli uyarılardan biri sirkin sosyolojisi konusunda uzman sayılabilecek bir isim olan Fehmi Koru’dan geldi, referandumun ‘taşma noktası’ veya ‘tiping point’ olabilme ihtimalini dile getirdi ve tehlikeyi şöyle anlattı: “o güne kadar hep beklendiği gibi davranan bir grup.. veya o grup içerisinde çok sayıda insan.. birdenbire ve hiç beklenmedik bir biçimde.. davranış tarzını değiştirebiliyor; işte o noktaya deniliyor ‘tiping point’..”

Aslında söylemek istediği, insanların da bir aldatılmaya bayılma sınırı var, bu sınırı aşmayın” anlamına geliyor biraz da. 

2015 Kasım öncesinde benzeyen bir gösterinin, izleyiciler tarafından ‘biz bunu önceden görmüştük” şeklinde bir refleksle karşılanmasından duydukları ciddi endişeden hareketle, EVET çıkartmak için milliyetçi oyları avlamaktan başka çaresi olmayan iktidarın, çok daha özgün ve öncekilere benzemeyen bir şov organize etmek istediği söylenebilir. Tekerrür
eden gösterilerin aldanma eşiğini düşürdüğü, en azından ilk gösterideki oranı yakalayamadığı sirk yöneticileri tarafından biliniyor olsa gerek.

Öte yandan Nisan referandumunun uluslararası büyük bir gösterinin küçük ama önemli bir parçası olarak kurgulandığını hissetmemize neden olacak veriler de az değil. Suriye anayasasının yazılması ile Türkiye’deki anayasa değişikliği  sürecinin aynı döneme denk gelmesi tek başına bir kanıt olamaz elbette. Ama Türkiye’deki değişikliklerin onaylanması için elzem olan şartların oluşturulması ile Kürt sorunu arasındaki doğrudan ilişki, kafaları fazlasıyla karıştırıyor. Sözgelimi Kuzey Suriye’de özerk bir Kürt devleti kurulmasına yönelik çalışmaların, iktidarın arzuladığı milliyetçi oyları EVET’e doğru sürükleyecek muhtemel üretilmiş kontrollü terörün kontrolden çıkma olasılığını güçlendirecek bir etki doğuracak olmasının, gösterinin bir parçası mı yoksa sirki yönetenlerin endişesi mi olduğunu kestiremiyoruz şu aşamada.

İsrail ile ilişkileri düzelten pazarlıklar, Rusya ve İran ile Astana’da yapılan gizli görüşmeler, İngiltere Başbakanının Trump ile görüşür görüşmez soluğu Türkiye’de alması, hemen ardından gerçekleşen Saray-Merkel görüşmesi, Fırat Kalkan’ında geriye doğru atılmaya başlanan adımlar ve ardada gerçekleşen bölgesel birçok olay da maalesef heyecanları kamçılamaktan öte gösterinin içeriği hakkında bilgi sahibi olunmasına yetecek güçte değil. Tek sezebildiğimiz Barnum’a parmak ısırtacak bir sirkin hızla kurulmakta olduğu.

Zaferlerle yolunu şaşırmış liderlerin her zaman bir öncekine nazaran daha büyük gösteriler sergileme iştahları, defalarca kanıtlanmış kesin bir tarihsel olgudur neredeyse. Sirkin büyüklüğü de gelecek gösterinin bir öncekini gölgede bırakmasındaki başarıyla ölçülür.

Türkiye’nin politik sahnesinde son yıllarda yaşanan olayları büyük bir coşkuyla seyreden ve sıradaki gösteri için sabırsızlanan izleyiciler heyecanlarını bastırmakta zorluk çekiyor. Sayıları az da olsa aldatılmaktan nefret eden küçük bir kitle ise endişeli gözlerle etrafını süzmekle meşgul.

İzleyiciler her gösteriden sonra daha fazlasını bekliyor.

Mehmet Rıza – AKTİFHABER/ANALİZ

Dünyanın vicdanı olarak kabul edilen yazar Eduardo Galeano, politika ile sirkin kesişme noktasını çok güzel ifade eder:

“5 Temmuz 1810’da Connecticut’ta Phineas Barnum adında bir bebek vaftiz edildi. Büyüyünce dünyanın en büyük sirkini kurdu. Sirk ilk başta bir tuhaflıklar, canavarlıklar müzesi olarak doğmuştu ve büyük kalabalıklar tarafından ziyaret ediliyordu. Zamanında George Washington’u emzirmiş olan 161 yaşındaki kör bir kölenin önünde eğiliyorlardı; 64 santim boyundaki Napolyon Bonapart’ın elini öpüyorlardı; ve siyam ikizleri Chang ve Eng’in birbirine gerçekten yapışık olup olmadıklarını ve sirkteki üç deniz kızının gerçek balık kuyrukları olup olmadığını merak ediyorlardı. Barnum tüm zamanların profesyonel politikacıları tarafından en gıpta edilen adam oldu. O büyük keşfini herkesten daha iyi bir biçimde pratiğe döktü: İnsanlar aldatılmaya bayılıyor.”


Türk politikacıların Barnum’un bu keşfini dibine kadar kullanmaktaki maharetlerini son üç dört yıldır yaşananlar ispat etmeye yeterli. Ama maalesef sirk halen devam ediyor ve sirkin en heyecanlı ve tehlikeli gösterileri de seçim öncesi dönemlere denk geliyor ne hikmetse. Ulusal ve uluslararası meşruiyetini tamamen yitiren iktidarın, Nisan referandumu öncesi Türk insanının aldatılmaya bayılma katsayısını bir kez daha test etmeye yarayacak çok tehlikeli bir gösteriye hazırlandığını söylemek de kahinlik olmaz herhalde.

Meclis televizyonun yayın yapmaması, milletvekillerinin oylarını birbirlerine gösterme telaşı, kavgalar, maddelerin kıl payı geçmesi, değişikliğin halkın bilgi sahibi olmasına fırsat verilmeden meclisten geçirilmesi, onay için saraya gönderilmeden uzun süre bekletilmesi, tedirgin tedirgin açıklanan anket sonuçları, Bahçeli’nin neden EVET dediği üzerindeki türlü spekülasyonlar, OHAL’in uzatılması vs vs. Tüm bunlar büyük bir gösterinin hazırlandığının işaretleri. Ama asıl heyecan iktidar sözcüsünün tanıtım konuşmasıyla yaşandı.

Numan Kurtulmuş, “bundan sonra da suikastlar, canlı bombalar, vesaireler bunlar devam edebilir” tonunda başlayıp, “EVET çıkmasın diye terör örgütlerini de kullanarak Türkiye’de bir korku atmosferi oluşturabilirler, halkı canından bezdirecek bir noktaya getirebilirler” diye devam eden sözleriyle, kurulmakta olan yeni sirkin büyüklüğü konusunda ipuçları vermeyi ihmal etmedi. Zira gösteri öncesi heyecanın artmasının izleyicilerin gösteri
ye odaklanmasını kolaylaştırdığını her profesyonel cambaz bilir.

Unutulmamalı ki sirkin küçük ama etkili ortağı olan Perinçek’in “mart ayında Türkiye alev alev olacak” sözü de heyecanı kızıştıran açıklamalardan biriydi.

Planlanan gösteri hakkında uyarılar da gelmiyor değil bu arada. En önemli uyarılardan biri sirkin sosyolojisi konusunda uzman sayılabilecek bir isim olan Fehmi Koru’dan geldi, referandumun ‘taşma noktası’ veya ‘tiping point’ olabilme ihtimalini dile getirdi ve tehlikeyi şöyle anlattı: “o güne kadar hep beklendiği gibi davranan bir grup.. veya o grup içerisinde çok sayıda insan.. birdenbire ve hiç beklenmedik bir biçimde.. davranış tarzını değiştirebiliyor; işte o noktaya deniliyor ‘tiping point’..”

Aslında söylemek istediği, insanların da bir aldatılmaya bayılma sınırı var, bu sınırı aşmayın” anlamına geliyor biraz da. 

2015 Kasım öncesinde benzeyen bir gösterinin, izleyiciler tarafından ‘biz bunu önceden görmüştük” şeklinde bir refleksle karşılanmasından duydukları ciddi endişeden hareketle, EVET çıkartmak için milliyetçi oyları avlamaktan başka çaresi olmayan iktidarın, çok daha özgün ve öncekilere benzemeyen bir şov organize etmek istediği söylenebilir. Tekerrür
eden gösterilerin aldanma eşiğini düşürdüğü, en azından ilk gösterideki oranı yakalayamadığı sirk yöneticileri tarafından biliniyor olsa gerek.

Öte yandan Nisan referandumunun uluslararası büyük bir gösterinin küçük ama önemli bir parçası olarak kurgulandığını hissetmemize neden olacak veriler de az değil. Suriye anayasasının yazılması ile Türkiye’deki anayasa değişikliği  sürecinin aynı döneme denk gelmesi tek başına bir kanıt olamaz elbette. Ama Türkiye’deki değişikliklerin onaylanması için elzem olan şartların oluşturulması ile Kürt sorunu arasındaki doğrudan ilişki, kafaları fazlasıyla karıştırıyor. Sözgelimi Kuzey Suriye’de özerk bir Kürt devleti kurulmasına yönelik çalışmaların, iktidarın arzuladığı milliyetçi oyları EVET’e doğru sürükleyecek muhtemel üretilmiş kontrollü terörün kontrolden çıkma olasılığını güçlendirecek bir etki doğuracak olmasının, gösterinin bir parçası mı yoksa sirki yönetenlerin endişesi mi olduğunu kestiremiyoruz şu aşamada.

İsrail ile ilişkileri düzelten pazarlıklar, Rusya ve İran ile Astana’da yapılan gizli görüşmeler, İngiltere Başbakanının Trump ile görüşür görüşmez soluğu Türkiye’de alması, hemen ardından gerçekleşen Saray-Merkel görüşmesi, Fırat Kalkan’ında geriye doğru atılmaya başlanan adımlar ve ardada gerçekleşen bölgesel birçok olay da maalesef heyecanları kamçılamaktan öte gösterinin içeriği hakkında bilgi sahibi olunmasına yetecek güçte değil. Tek sezebildiğimiz Barnum’a parmak ısırtacak bir sirkin hızla kurulmakta olduğu.

Zaferlerle yolunu şaşırmış liderlerin her zaman bir öncekine nazaran daha büyük gösteriler sergileme iştahları, defalarca kanıtlanmış kesin bir tarihsel olgudur neredeyse. Sirkin büyüklüğü de gelecek gösterinin bir öncekini gölgede bırakmasındaki başarıyla ölçülür.

Türkiye’nin politik sahnesinde son yıllarda yaşanan olayları büyük bir coşkuyla seyreden ve sıradaki gösteri için sabırsızlanan izleyiciler heyecanlarını bastırmakta zorluk çekiyor. Sayıları az da olsa aldatılmaktan nefret eden küçük bir kitle ise endişeli gözlerle etrafını süzmekle meşgul.

ShareTweetShare
Previous Post

Dolar haftaya nasıl başladı?

Next Post

Fatih Portakal’dan ‘Hayır’ açıklaması

İLGİLİ HABERLER

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir

January 16, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali

January 9, 2023
5.1k
Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?
ANALİZ

Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?

January 8, 2023
5.2k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır

January 3, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Biden’ın evine FBI baskını

Biden’ın evine FBI baskını
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

‘Bıyıksız Bahçeli, bıyıksız MHP’liye tahammül edemiyor; çok ilginç’

‘Bıyıksız Bahçeli, bıyıksız MHP’liye tahammül edemiyor; çok ilginç’
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Mustafa Tuna’dan Melih Gökçek’e Ankapark tepkisi: Onu Allah’a havale ediyorum

Mustafa Tuna’dan Melih Gökçek’e Ankapark tepkisi: Onu Allah’a havale ediyorum
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

ABD’den Türkiye’ye İsveç ve Finlandiya şartı: NATO’yu onaylamazsa F-16’lar verilmeyecek

ABD’den Türkiye’ye İsveç ve Finlandiya şartı: NATO’yu onaylamazsa F-16’lar verilmeyecek
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a şarkılı cevap: Bye Bye Love!

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a şarkılı cevap: Bye Bye Love!
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

Gelecek Partili Selçuk Özdağ: ‘AKP Avrupa’da alternatif MİT kurdu’

Gelecek Partili Selçuk Özdağ: ‘AKP Avrupa’da alternatif MİT kurdu’
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Yandaş Sabah’ın ‘MİT’ ekibi bu kez Harun Tokak’ı hedef gösterdi; evi işaretlendi!

Yandaş Sabah’ın ‘MİT’ ekibi bu kez Harun Tokak’ı hedef gösterdi; evi işaretlendi!
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5.3k

Devamını oku

TRT’de seçim paniği başladı: ‘Hesaplar didik didik ediliyor’ iddiası

TRT’de seçim paniği başladı: ‘Hesaplar didik didik ediliyor’ iddiası
by Özkan yazar
February 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Kanada da uyardı: Türkiye’de her an bir terör saldırısı olabilir

Kanada da uyardı: Türkiye’de her an bir terör saldırısı olabilir
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

Yusuf annesine kavuşsun! Oğlumu düşünmeden geçirdiğim bir saniye yok

Yusuf annesine kavuşsun! Oğlumu düşünmeden geçirdiğim bir saniye yok
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

Katilleri kim saklıyor? Akşener’den Erdoğan’a Sinan Ateş soruları

Katilleri kim saklıyor? Akşener’den Erdoğan’a Sinan Ateş soruları
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

Sınırı aştılar! Habur Sınır Kapısı’nda eşiyle birlikte darp edilen İrfan Özdemir yaşananları anlattı

Sınırı aştılar! Habur Sınır Kapısı’nda eşiyle birlikte darp edilen İrfan Özdemir yaşananları anlattı
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5.2k

Devamını oku

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Cumhurbaşkanı adayımızı şubatın ilk haftası açıklayabiliriz

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Cumhurbaşkanı adayımızı şubatın ilk haftası açıklayabiliriz
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

‘Kullanışlı aptallar’ İsveç Başbakanı provokatif eylemleri düzenleyenler için bu ifadeyi kullandı

‘Kullanışlı aptallar’ İsveç Başbakanı  provokatif eylemleri düzenleyenler için bu ifadeyi kullandı
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5k

Devamını oku

‘Çok yanlış bir örnek!’ Gültekin Uysal, tepki çeken sözleri için özür diledi

‘Çok yanlış bir örnek!’ Gültekin Uysal, tepki çeken sözleri için özür diledi
by aktifhabercom
February 1, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Kongre üyeleri Enes Kanter için Biden’a mektup yazıp Türk yetkililere yaptırım istedi

Kongre üyeleri Enes Kanter için Biden’a mektup yazıp Türk yetkililere yaptırım istedi
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.5k

Devamını oku

AKP’li Sofuoğlu 3 yaşındaki çocuğuna Ferrari kullandırdı: Sosyal medyadan tepki yağdı

AKP’li Sofuoğlu 3 yaşındaki çocuğuna Ferrari kullandırdı: Sosyal medyadan tepki yağdı
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Özgür Demirtaş, 29 gün sonra haklı çıktı, Ahmet Hakan kalakaldı

Özgür Demirtaş, 29 gün sonra haklı çıktı, Ahmet Hakan kalakaldı
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.8k

Devamını oku

Saray’ın adamı İrfan Fidan için kimlere telefon edildi?

Saray’ın adamı İrfan Fidan için kimlere telefon edildi?
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.2k

Devamını oku

CHP’li Başarır ve İYİ Partili Türkkan hakkında dokunulmazlığın kaldırılması kararı

CHP’li Başarır ve İYİ Partili Türkkan hakkında dokunulmazlığın kaldırılması kararı
by Özkan yazar
January 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.