‘Sen affetsen de kader adaletle hükmeder, merak etme! Düşmanına benzeme!’
Ey nefis!
Musibet zamanında atf-ı cürümde bulunmaktan kork ki, hadiseler hikmetleriyle tezahür ettiğinde utananlardan olmayasın. Hesabı ve kitabı zorlaştırmayasın…
Mademki musibete uğrayan tüm kardeşlerinle aynı şahs-ı manevinin azaları hükmündesiniz, Üstad’ının koyduğu prensibe bağlı kal:
“İnsanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez. Belki birbirinin noksanını tamamlar, kusurunu örter, ihtiyacına koşar, vazifesine yardım eder. Yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.”
***
Sen başkalarının günah defterlerinin kâtibi değilsin. Akıbetinin nasıl olacağını, huzur-u İlahi’de nasıl muamele göreceğini bilmiyorsun. Hizmetini sürekli kılabilmek için bakışındaki berraklığı, niyetindeki duruluğu korumaya ihtiyacın var.
Münafıkları zemmederken kurduğun cümleleri müminlere karşı kurarsan insaf çizgisinde kalamaz, sebeplere kaderin payını göz ardı ederek bakarsan hadiselerdeki hikmetleri okuyamazsın.
Madem “gıybet, zayıf ve zelil ve aşağıların silahıdır,” ona tenezzül etme.
Yergi ile tenkidi, iftirayla yorumu birbirine karıştırma!
Kusur görmeye odaklanarak bakma! İncitmeyi adalet zannedenlerden olma.
Sen affetsen de kader adaletle hükmeder, merak etme!
Düşmanına benzeme!
***
Tahkire değil, takdire sebep arayanların yolu senin yolun. Gönül yıkanların değil, gönül yıkayanların. Başkalarının çirkinliklerini teşhir etmek yerine kendi güzelliklerini neşredenlerin. Küsmeye değil, sevmeye bahane bulanların.
Ferdi kusur ve günahlarla toplum hukukuna tecavüz sayılan suç ve kötülükleri birbirinden ayıranların. Tercihini afv u safhtan yana kullananların…
Müspet hareketi terk etme!
Yolundan, yordamından, Hazret-i Pîr’den uzaklara savrulma!..
Kaynak: Tr724