Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

“Dünya yaşanan zulme neden duyarsız?”

by aktifhabercom
August 16, 2019
“Dünya yaşanan zulme neden duyarsız?”
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“Türkiye’de gerçekleşen en ufak hak ihlali sorunlarında bile tepki gösteren AB, bugün kitleselleşen kötü devlet uygulamalarını neden kanıksamış görünüyor?”

Tr724 yazarı Prof. Dr. Mehmet Efe Çaman’ın analizi şöyle; 


Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir

Sayıların gölgesinde kaybolan dünya: Nereye gitti rızaen Lillah? 

Sayıların gölgesinde kaybolan dünya: Nereye gitti rızaen Lillah? 

November 15, 2025
5k
Tarihselcilik üzerine eleştiriler ve gelecek perspektifi

Tarihselcilik üzerine eleştiriler ve gelecek perspektifi

November 11, 2025
5.1k

Türkiye özelinde iyi devlet ve kötü devlet ayrımına ilişkin yazdığım denemede dünyada kabaca iki grup devlet olduğunu, bu devletlerin gruplanmasında hukuk devleti ve gücün sınırlanması kıstaslarının belirleyici olduğunu ileri sürmüştüm. Bu yazıda, hukuk devletlerinin kamuoylarının esasen kötü devletlerde gerçekleşen insan hak ve özgürlükleri ihlallerine duyarlı olmalarına karşın, Türkiye’deki kötü devlet uygulamalarına neden yeterince tepki vermedikleri konusunu irdeleyeceğim.

Öncelikle başlangıçta saptamakta yarar var ki Türkiye alelade bir ülke değil. Coğrafi konumu ve dünyayla ekonomik ve siyasal bütünleşme seviyesi bakımından özellikle Avrupa Birliği bölgesinin çıkarları bağlamında vazgeçilmez bir ülke. Neredeyse bin yıldır Ön Asya ve güneydoğu Avrupa hattında siyasi bir gerçeklik olan çeşitli devletler, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne Avrupa’yla çok yönlü ilişkiler babında ciddi bir tarihsel bir miras bıraktı. Bugün, Osmanlı tarihi çerçevesinde de Cumhuriyet dönemi kapsamında da Anadolu coğrafyası ve insanı Avrupa ile ekonomik ve ticari bakımdan hayati bir işbirliği ağı içerisinde bulunuyor. Oral Sander Hoca tanınmış Siyasi Tarih adlı kitabında bu durumu Anadolu’nun doğudan batıya doğru alçalan topografyasıyla açıklar. Yine Alman sosyal bilimci Klaus-Detlev Grothusen yerleşim birimlerinin organize oluşu çerçevesinde Anadolu yarımadasının Avrupa’nın parçası olduğunu tespit eder. Antik çağlardan içinde yaşadığımız yüzyıla, Anadolu esasen Batı medeniyeti olarak nitelenen bir coğrafyanın bazen periferisi, bazen de Roma döneminde olduğu gibi merkezlerinden biri olmuştur. Batı’nın Yahudi-Hristiyan kökleri ve Osmanlı-Türkiye devletlerinin İslam kültürü içinde tasnif edilmesi, bu gerçeği değiştirmez. Dolayısıyla Türkiye bugün çoğunlukla hukuk devletleri topluluğu olarak kendini tanımlayan Avrupa uygarlığının içinde yer almaktadır. Son iki yüz yıldır Batı’da meydana gelen tüm sosyopolitik olaylar Türkiye coğrafyasını ve toplumunu derinden etkilemiştir. Vatan, millet, ulus devlet, insan hakları gibi birçok temel saha, Batı medeniyetinin yansımalarıdır. Böylelikle Dar-ül İslam, ümmet, saltanat, şeriat gibi İslami değerler havuzu, Batılı değerlerle ya yeniden yorumlanmış, ya da tümüyle tasfiye edilmiştir.

Bugün hak arayışında sahiplendiğimiz insan hak ve özgürlükleri de, anayasa da, hukuk devleti de, güçler ayrılığı ve diğer başat kavramlar da, bu sentezin ve dönüşümün sonucudur. Dolayısıyla bu değerler artık bizim değerlerimizdir. Bu değerleri kendi bireysel ve sosyal hayatımıza adapte etmeden, bu değerler üzerine inşa edilmiş bir devlet var olamaz. 1999-2006 dönemindeki müthiş dinamik AB uyum süreci, Türkiye devletini iyi devlet standartlarına çok yaklaştırmıştı. Kopenhag siyasi kriterlerini asgari manada karşılayan Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlama kararı alan AB, Türkiye’de insan hak ve özgürlüklerinin ilerlemesi anlamında en önemli dış faktör oldu. Bu süreçte Türkiye’de gerçekleşen en ufak hak ihlali sorunlarında bile tepki gösteren AB, bugün kitleselleşen kötü devlet uygulamalarını neden kanıksamış görünüyor? Niçin hapishanedeki bebek ve kadınların dramına, düşünce suçlusu yazar, gazeteci ve akademisyenlerin sorunlarına, ihraç edilen kamu görevlilerinin uğradığı hak ihlallerine yeterince güçlü biçimde tepki göstermiyor?

Oysa Türkiye’nin karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde olduğu Avrupa Birliği ülkeleriyle ilişkilerindeki düzey, bugün yaşanan anayasasız-hukuksuz dönemi normalleştiremeyecek kadar ileridir. O halde, nasıl oluyor da AB bugünkü rejimi fazla pürüz çıkartmadan kabullendi?

Kanımca bu durumun yaşanmasında birincil etken muhalefetin tutumudur. Birçok yazıda değindiğim üzere, rejimin diskurunu (söylemini) bire bir benimseyen CHP, “F…Ö’cü” olarak damgalanan ve kamudan ihraç edilen yüz binlerce masum insanın haklarını aramak şöyle dursun, Avrupa kurumları ve hükümetleri nezdinde gerçekleşen temaslarında muhataplarının insan hakları ihlallerine ilişkin sorularına rejimin diliyle yanıt vermekte, ana görüş olarak “Türkiye’de her şey normal” türü bir dil kullanmaktadır! CHP için tek insan hakları sorunu, Cumhuriyet çalışanlarının uğradıkları haksızlıklar gibi, ulusalcı-sol çevrelerin ve belki kısmen de Barış Akademisyenleri’nin sorunlarıdır. Aynı çizgi esasında HDP tarafından da izlenmektedir. Onlar da – haklı olarak – Demirtaş ve diğer Kürt milletvekillerinin sorunlarını, kısmen de Öcalan ve diğer tutukluların hapishane koşullarını gündeme taşımaktadır. CHP’ye yakın kesimlerin veya HDP’lilerin gündeme taşıdığı konuların önemsiz olduğunu söylemiyorum. Kastettiğim, bu sorunların Türkiye’deki tek insan hakları sorunu olmadığıdır. Maalesef CHP ve HDP, küresel etkinliklerini devamlı rejimin diskuruna uygun hale getirici bir filtreden geçiriyor ve dünya kamuoyunu bu şekilde çarpık bilgilendiriyor. Örneğin “F..Ö’nün devlete sızdığı” veya Demirtaş’ın savunmasında vurguladığı üzere “FETÖ’cü savcıların” kendisine kumpas kurduğu gibi söylemler üzerinden Hizmet Hareketi’nin şeytanlaştırılması süreci açıkça destekleniyor. Toptancı bir şekilde tüm Cemaat mensupları veya sempatizanları, hatta örneğin benim gibi Cemaat’e yakın medyada yazanlar günah keçisi haline getiriliyor. İnsan hakları konusunda ilkelerden hareket edilmiyor. Mahalle aidiyetlerine göre “seçici muamelede” bulunuluyor.

Kanıksamanın sebebi…

Dünya kamuoyu Erdoğan’ın, AKP’nin veya MHP’nin bu tür söylemlerine kulak asmayabilir. Oysa CHP ve HDP muhalefet olarak görüldüğünden, onların bu algıları ciddi bir kafa karışıklığına neden oluyor. Buna Can Dündar ve benzeri Türkiye solu diasporasının kendilerini kararlılıkla diğer rejim mağdurlarından ayırmaları ve CHP-HDP gibi bir tutum almaları eklenince, özellikle Batı’daki sosyal demokrat ve demokratik sosyalist insan hakları lobileri, özellikle de siyasal partiler, sendikalar ve medya, bu yanlı ve çarpık rejim diskurunu “Türkiye realitesi” olarak kabul edip, kanıksıyor.

Bu çok olumsuz ve destrüktif bir durumdur. Zaten Türkiye’de kendisini hiçbir şekilde ifade etme şansına sahip olmayan yüz binlerce mağdur insan, bir de dünyada bu şekilde bir ayrımcılığa tabi tutulduklarında, ortaya ciddi bir insan hakları dramı çıkıyor. Hâlbuki Batı örneğin 1980’lerde Kürtlerin haklarına sahip çıktığı kadar, liberallerin ve mütedeyyinlerin de haklarına sahip çıkmış, denge gözetmeye çabalamıştı. Aynı şekilde, Milli Görüş kökenli İslamcıların AKP’ye dönüşümü yıllarında, AKP’nin AB ile entegrasyonu hedefleyen reform politikaları yine Batı tarafından el üstünde tutulmuş ve Erdoğan’a ciddi siyasi destek verilmişti. Bugünse AB başta, Batı dünyasında Türkiye’de olup bitenler hakkında ciddi bir kafa karışıklığı var.

Gülen Cemaati’nin tutumu

Açıkçası bu konuda Gülen Cemaati’nin oldukça içe kapanık ve Türkiye-Türkçe odaklı tutumunun rolü yok değil. Çünkü normalde Batılılara basit örneklerle yaşanmakta olan ilkesizliği göstermek olanaklı kanısındayım. Bunu yapmak için, Enes Kanter örneğinde olduğu gibi, tümüyle diasporadaki lokal toplumla kaynaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bahsettiğim salt formel bayram etkinlikleri veya konferanslar falan değil. Kişisel dostluklardan başlayıp, sosyal etkinliklerin yaşanılan ülkelerin sorunlarına odaklanması gibi algısal değişikliklerin vuku bulmasına kadar, tabandan tavana dek ciddi bir dönüşümün gerekli olduğu kanısındayım. Dahası, Türkiye dışındaki Türkiyelilerle, örneğin Aleviler, Kürtler, solcular, Ermeniler, Süryaniler, Rumlar vs. ile ortak hareket edebilecek platformlar oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bireyleşmeden karşı tarafın genellemelerinden korunmak çok zor! Hukuki bir sivil toplum hareketine mensup olmanın temel koşulu, özgür iradesiyle hareket eden bireyledir. Yaşanan zulmün odak noktası, suçun bireyselliği ilkesinin ihlali, kolektif cezalandırma, Sippenhaft (aile boyu suç) uygulaması gibi arkaik ve ilkel takibat politikalarıdır. Bunu dünya kamuoyuna göstermek için, herkesin bireysel hikâyesini anlatması lazım.

Elbette bunlar ve bunların dışında yapılabilecek şeyler bu yazının çapını aşan konular; bunun bilincindeyim. Ancak amaç dünya kamuoyunu yaşanılan hak ihlalleri ve insan hakları sorunları konusunda daha duyarlı hale getirmekse, sadece durumdan şikâyet etmekle yetinmemek, durumu değiştirebilecek stratejiler üzerinde düşünmek lazım kanaatindeyim. Tüm bunların başlangıç noktası bireyleşmeden geçiyor. Yaşanılan ülkenin dilini ve kültürünü öğrenmek, oranın sosyoekonomik sorunlarına duyarlı olmak, kültürel kodlarıyla hareket etmek çok önemli! Kast ettiğim sadece “stratejik olarak onları anlıyormuş gibi yapmak” değil! Yani takıyyeyi kast etmiyorum. Zaten takıyye gibi tutumların son derece etik dışı bir strateji olduğu açık. Kast ettiğim, içe kapanmayı kırmak, lokal toplumdan dostlar edinmek, o toplumlarla kaynaşmak. Böylelikle kendi otantik ve orijinal öykünüzü çevrenize duyurmakla işe başlayabilirsiniz.

Dünya eninde sonunda Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlallerini gündemine daha büyük bir ciddiyetle alacak. Sabırla mümkün olduğunca fazla insana ülkede yaşananları izah etmek gerekiyor. Rasyonel argümanlarla, çarpıcı çelişkileri göstererek, çifte standartları ortaya koyarak kamuoyu oluşturmak önemli.

Kaynak: Tr724

ShareTweet
Previous Post

Kürtçe konuşan tutukluya aile fotoğrafı yasak

Next Post

‘Güvenli bölge’ hareketliliği: Akar Urfa’da, ABD’li heyet Genelkurmay’da

İLGİLİHABERLER

Sayıların gölgesinde kaybolan dünya: Nereye gitti rızaen Lillah? 
ANALİZ

Sayıların gölgesinde kaybolan dünya: Nereye gitti rızaen Lillah? 

November 15, 2025
5k
Tarihselcilik üzerine eleştiriler ve gelecek perspektifi
ANALİZ

Tarihselcilik üzerine eleştiriler ve gelecek perspektifi

November 11, 2025
5.1k
Ahlaki değerlerin toplumsal düzene etkisi
ANALİZ

Ahlaki değerlerin toplumsal düzene etkisi

November 10, 2025
5k
Modern İslam Dünyasında Tarihselcilik – II: Fazlur Rahman, Ebu Zeyd, Arkoun, Hasan Hanefi (5)
ANALİZ

Modern İslam Dünyasında Tarihselcilik – II: Fazlur Rahman, Ebu Zeyd, Arkoun, Hasan Hanefi (5)

November 3, 2025
5k
İnsanlığın sorunlarına kayıtsız kalmayanların dönüştürücü gücü
ANALİZ

İnsanlığın sorunlarına kayıtsız kalmayanların dönüştürücü gücü

November 3, 2025
5k
Foreign Policy: Türk silahları Afrika’daki yerel çatışmaları körüklüyor
ANALİZ

Foreign Policy: Türk silahları Afrika’daki yerel çatışmaları körüklüyor

November 1, 2025
5.1k
Daha Fazla Haber
A Milli Takım’ın play-off turu muhtemel rakipleri belli oldu

A Milli Takım’ın play-off turu muhtemel rakipleri belli oldu

November 16, 2025
5.1k
Tarım Kredi Kooperatif Marketleri’nin ismi değişti

Tarım Kredi Kooperatif Marketleri’nin ismi değişti

November 16, 2025
5.1k
Süper Lig kulübünün 2. başkanı kendi takımının maçından 475 bin lira kazanmış

Süper Lig kulübünün 2. başkanı kendi takımının maçından 475 bin lira kazanmış

November 16, 2025
5k
Son 30 yılın en kötü dönemi: “Hayatta değiliz ama kalbimiz atıyor”

Son 30 yılın en kötü dönemi: “Hayatta değiliz ama kalbimiz atıyor”

November 16, 2025
5.1k
Nadir elementler: Çin’e bağımlılığın faturası ağırlaşıyor

Nadir elementler: Çin’e bağımlılığın faturası ağırlaşıyor

November 16, 2025
5.1k
Zeus’tan Batman’e: Süper kahramanların kısa tarihi

Zeus’tan Batman’e: Süper kahramanların kısa tarihi

November 16, 2025
5k
İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığına uzanan siyasi hikâyesini anlattı: Ne casusluk, ne fon, ne para, milletin, ön seçimin, parti yöneticilerimizin teveccühleri ile adaylaştım

İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığına uzanan siyasi hikâyesini anlattı: Ne casusluk, ne fon, ne para, milletin, ön seçimin, parti yöneticilerimizin teveccühleri ile adaylaştım

November 16, 2025
5k
Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak

Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak

November 16, 2025
5k
Melatonin: “Doğal uyku hormonundan” risk faktörüne

Melatonin: “Doğal uyku hormonundan” risk faktörüne

November 16, 2025
5k
İSKİ’den açıklama geldi: Musluklardan neden çamurlu su akıyor?

İSKİ’den açıklama geldi: Musluklardan neden çamurlu su akıyor?

November 16, 2025
5k
Kabataş metro inşaatında ölen işçinin kimliği belirlendi

Kabataş metro inşaatında ölen işçinin kimliği belirlendi

November 16, 2025
5k
Bakanlık 2 çocuk giyim ürününün satışını yasakladı

Bakanlık 2 çocuk giyim ürününün satışını yasakladı

November 16, 2025
5k
HSK’ya seçilemedi, AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı’na atandı

HSK’ya seçilemedi, AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı’na atandı

November 16, 2025
5k
Kazaya müdahale eden trafik polisine motosiklet çarptı; o anlar kamerada

Kazaya müdahale eden trafik polisine motosiklet çarptı; o anlar kamerada

November 16, 2025
5k
AKP’li belediye 553 bin metrekare taşınmazı sattı: Borçtan kurtulmak için Atakum’u feda etti

AKP’li belediye 553 bin metrekare taşınmazı sattı: Borçtan kurtulmak için Atakum’u feda etti

November 16, 2025
5k
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.