Boğaziçi Üniversitesi’nin 158. Mezuniyet Töreni’nde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesine tepki göstermek için kendi diplomasını yırtan Doruk Dörücü, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Yaşadığı sürece ilişkin açıklama yapan Dörücü, “Devlet ile vatandaş arasında mevcut olan bir toplum sözleşmesi vardır. Devlet vatandaşı güvenceye alır, korur. Vatandaş da devleti ayakta tutar. Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki devletin, bu toplum sözleşmesinde kendine ait olan tarafına uymadığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Dörücü, bu sabah şafak baskınıyla evinden gözaltına alınarak Vatan Emniyet’e götürülmüş, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “Türk milletini, cumhuriyeti, devletin kurum ve kuruluşlarını aşağılama” suçlamaları yönetildi. Ardından mevcutlu bir şekilde İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen Dörücü, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik sorgusunun ardından Dörücü, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.
Serbest bırakılmasının ardından avukatları ile birlikte adliye önünde açıklama yapan Dörücü, şunları söyledi:
“Devlet vatandaşı güvenceye alır, korur…”
“Devlet ile vatandaş arasında mevcut olan bir toplum sözleşmesi vardır. Devlet vatandaşı güvenceye alır, korur. Vatandaş da devleti ayakta tutar. Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki devletin, bu toplum sözleşmesinde kendine ait olan tarafına uymadığını görüyoruz. Güvence sağlaması gereken diploma ve tapu konuları, düşünce ve basın özgürlüğü olsun… Bundan dolayı vatandaşların devlete olan güveninin erozyona uğradığını görüyoruz. Kardeşi kardeşe düşman olmayan, ana yüreğine acı dolmayan bir Türkiye inşa etmek isterim. Vatandaşın devlete karşı korkuyla bakmadığı, güvenle ve sevgiyle baktığı, kendisini de devletin egemen bir parçası olarak gördüğü bir Türkiye görmek isterim. Şu ana kadar yapmış olduğum her şeyi bunun için yaptım, bunda sonra yapacaklarımı da bunun için yapacağım.”
“Olağan dışı bir durum yaşanmadı”
Gözaltına alınma sürecini anlatan Dörücü, “Memurlar, adresteki bir yanlışlıktan dolayı evi bulmaları biraz vakitlerini almış. Beni uyandırıp gözaltına aldılar, ardından Vatan Emniyet’e geçtim. Olağan dışı bir durum yaşanmadı. Polis arkadaşlar genel itibariyle dostaneydi. Emniyetten buraya gelirken ters kelepçeyi biraz sıkı taktılar, o ayıp oldu. Dostane bir karakol ziyaretiydi. Tabii bazı arkadaşlarımız yakın zamanlarda polis şiddetine uğradılar. Dolayısıyla benim deneyimim dostane olmuş olsa bile diğer arkadaşlarımızın kötü muameleye maruz kaldıklarını biliyoruz. Bundan sonra mümkünse hiçbir toplumsal olayda gözaltı olmasın.” dedi.
Doruk Dörücü emniyette suçlamayı reddetti: Videoda, bir infiale karşı orada bulunan toplumu sakinleştirmeye çalıştığım, elim ile sessizlik çağrısında bulunduğum görülecektir
Dörücü’nün emniyet ifadesinde ise şunları söylediği öğrenildi:
“İddiaya konu Boğaziçi Üniversitesi 158. Mezuniyet Töreninde, Sosyoloji Bölümü Mezuniyet Töreni gerçekleşirken ‘Müstakbel Cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasına göre fakülte açan kapatan, diplomaları iptal eden istibdat rejimini reddediyorum. Diplomayı kayyumdan değil, Boğaziçi’nin seçilmiş rektöründen alırım, bu diploma hükümsüzdür’ diyerek eylemde bulunmam konusu doğrudur, eylem isnat edildiği gibi gerçekleşmiştir. İlgili eylemi yaparken üzerime atılı olan suçlamada ki gibi ‘Halkı kin ve nefrete sürükleme veya aşağılama’ kastım kesinlikle yoktur. Olayın video kaydı izlendiği taktirde olası bir infiale karşı orada bulunan toplumu sakinleştirmeye çalıştığım, elim ile sessizlik çağrısında bulunduğum görülecektir. Yapmış olduğum anayasal çerçevede barışçıl bir protesto eylemidir. Eylemi yaparken ki amacım başta Boğaziçi ve İstanbul Üniversitesi olmak üzere ülkemizdeki üniversitelerin akademik özgürlük, özerklik ve kültüründe yaşanan erozyonu eleştirmektir.
“Ayrıştırıcı, aşağılayıcı herhangi bir ifade kullanmadığıma inanıyorum”
İfadelerimde herhangi bir kişi ya da kurumu hedef göstermemekteydim. Halkın herhangi bir sosyal sınıfını, etnik kökenini din mezhebini veya herhangi bir alt gurubunu ayrıştırıcı aşağılayıcı herhangi bir ifade kullanmadığıma inanıyorum, üzerime atılı olan suçlamayı kabul etmiyorum.”