Nefes yazarı Nuray Babacan’ın, istihbarat kaynaklarına dayandırarak aktardığı kulis bilgilerine göre; yeni çözüm süreci kapsamında PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesiyle ilgili takvim netleşiyor. Babacan, “Feshin ardından gerekli tüm takvimsel faaliyetler belirlendi. Her iki tarafın da onayı alınarak bir prosedüre bağlandı. Örneğin silahlar hangi noktalara bırakılacak? Bunun için ne kadar süre verildi? Hepsi bir plan dahilinde yapılacak. Kandil’deki 50 kadar PKK yöneticisinin gideceği ülkelerin belirlenmesi gibi ana başlıklar netleşti…” ifadelerini kullandı.
Nuray Babacan, “Takvim ve 50 PKK’lı listesi” başlıklı yazısında şunları kaleme aldı:
“PKK’nın beklenen fesih açıklaması birkaç haftalık gecikmenin ardından geldi. Güvenlik uzmanlarının sürece ilişkin kritik soruları olsa da istihbarat kaynakları, ‘Bundan sonrasına ilişkin yol haritası belirlendi. Silahların bırakılacağı yerler, PKK’lılara bunun için verilen süre, terk edilecek kırsal alanlar dahil her ayrıntı belirlendi…’ netliğinde konuşuyor.
Önümüzdeki günlerde bu planın ayrıntılarını çok konuşacağız. Ankara’da genel olarak temkinli bir iyimserlik hakim. Ancak sürecin aktif olarak içinde bulunanların iddialı sözleri var. Buraya alarak, nelere odaklanmamız gerektiğini görebiliriz.
İddialı sözler
‘PKK’nın fesih açıklamasına kadar olan süreç, aynen planlandığı gibi gidiyor. Feshin ardından gerekli tüm takvimsel faaliyetler belirlendi. Her iki tarafın da onayı alınarak bir prosedüre bağlandı. Örneğin silahlar hangi noktalara bırakılacak? Bunun için ne kadar süre verildi? Hepsi bir plan dahilinde yapılacak. Kandil’in boşaltılması, mağara ve sığınakların kullanılmaz hale getirilmesi de bunun bir parçası… Kandil’deki 50 kadar PKK yöneticisinin gideceği ülkelerin belirlenmesi gibi ana başlıklar netleşti…’
Daha önce bu süreçle ilgili olarak yapılması planlanan yasal çalışmaları yazmıştık. Hem Ankara’nın hem Kandil’in hem de İmralı’nın atacağı adımlar var. Ancak işin uzmanları, bütün bunların zaman alacağını da kabul ediyorlar.
“Suriye’ye gidemezler”
Bu arada ısrarla tekrarlanan konu, PKK’nın üst düzey kadrolarının Suriye’de YPG bölgesine gitmelerine izin verilmeyeceği. Türkiye’nin bu bölgedeki tüm PKK unsurlarının vatandaşı oldukları ülkelere gönderilmesiyle ilgili taleplerinin net olduğu, PKK yöneticilerin ‘başka bir ülkeye gitme’ planlamasında Suriye’nin olamayacağı tekrarlanıyor.
Ancak, YPG bölgesindeki PKK’lıların bölgeyi terk etmeleri konusunda hem Suriye’nin yeni yönetiminin hem de yerel unsurların verdiği sözlerin hiçbirinin tutulmadığı, bölgeden PKK’lı çıkışının yaşanmadığı da aktarılanlar arasında.
İstihbarat kaynakları, toplamda 12 bin PKK militanının olduğu hesabını yapıyor. Bunun 3 binin Türkiye sınırları içinde olduğu belirtiliyor. Yöneticiler ve suça karışanlar Türkiye’de ve Suriye’de istenmiyor. Devletin elinde buna dair bir liste var.”
İDDİALARA YANIT
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’nın iki noktada kongrelerine telekonferansla katıldığı iddiaları daha güçlü. Bundan sonraki çalışmaların yeni kongre değil, seri toplantılar olarak değerlendirmesi gerektiği söyleniyor.
Ayrıca, göz ameliyatı için Ankara’ya getirildiği iddialarının da doğru olmadığı belirtiliyor. İstihbarat yetkilileri, ‘Şimdiye kadar tüm tedavi ve operasyonları İmralı’da yapılmış birinin bir katarak ameliyatı için Ankara’ya getirilmesi size inandırıcı geliyor mu?” diye soruyor. Bu çalışmaların başında katarak operasyonu geçirmesine karar verilen Öcalan’ın ameliyatı iki kez ertelenmiş.
TEMKİNLİ AKP’LİLER…
Bu arada süreci coşkuyla paylaşanların yanı sıra temkinli duran AKP’li siyasetçiler var. Bunlardan biri de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan. ‘Eski bir istihbaratçı olmasından kaynaklanıyor’ diyenler olsa da kulislerde başından beri en temkinli değerlendirmelerin Fidan tarafından yapıldığı anlatılıyor.
Fidan’ın son açıklamasındaki sözleri bu nedenle dikkat çekici; “Önce illegal yapıların ortadan kaldırılması gerekiyor. Silah bırakma konusu bir örgüt için kolay bir karar değil. Kendi içerisinde çok fraksiyonların olduğu bir husus ama örgüt liderliğinin bu konuda ortaya koyduğu açık tavrın cevap bulmasını beklemek gerekir. Biz de olumlu bir beklenti içindeyiz ama olmaması demek de hayatını sonu değil. Zaten olumlu olmayan bir duruma göre mücadelemiz sürüyor…” sözleri pek coşku içermiyor.
Fidan’ın temkinli ve dengeli tutumu parti içinde de dikkat çekiyor. Ancak MİT’in yeni yönetimi Fidan’a kıyasla sürece daha çok inanıyor gibi görünüyor.