Yüksek Seçim Kurumu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini iptal etme ve seçimin tekrarlanması yönündeki kararı, Türkiye siyaseti kadar ekonomiye de ağır bir darbe indirdi.
“Reform süreci” diye sunulan bir dönemde gelen seçim tekrarı, yabancının kaçısşını da hızlandırdı.
Amerika’nın Sesi’nin Reuters’tan aktardığına göre, İstanbul seçiminin tekrarlanması kararının geçen yıl para biriminin düşmesine neden olan politikalara ara verilmesini bekleyen yatırımcıların sabrını test ettiği kaydediliyor.
Pazartesi günü akşam saatlerinde açıklanan kararın ardından Türk lirası yüzde iki buçuk oranında düşüş yaşadı. Reuters’e göre bu durum 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimleri öncesinde hükümetin vergi kesintileri ve para birimine destek olacak maliyetli adımlarla kısa süreli önlemler alabileceği ihtimalini ortaya çıkartıyor.
Geçen yıl içinde yüzde 30 değer kaybeden lira bu yıl şu ana dek yüzde 16 değer kaybı yaşadı. AKP’nin seçimlerde yaşadığı kayıpların neden olduğu güven kaybına bu düşüş en önemli nedenlerden biri olarak bakılıyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu inceleyen direktörlerinden Edward Parker’in, İstanbul seçiminin tekrarlanmasının bu belirsizlik sürecini uzattığı için olumsuz bir gelişme olduğunu kaydetmesi ve kredi notunun düşme riskinin arttığını açıklaması dikkat çekmişti.
Reuters haberinde, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların başlıca nedeninin Erdoğan yönetimi sırasında inşaat alanında patlama yaşanmasına sebep olan yıllar boyu sağlanan ucuz yabancı fon temininin olduğu belirtiliyor.
AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesinin ardından Maliye Bakanı Berat Albayrak geçen ay devlet bankalarına yapılacak yaklaşık beş milyar dolarlık sermaye katkısının da dahil olduğu bir reform planını açıklamıştı.
Hükümet bu paketle enerji ve gayrı menkul piyasasındaki onlarca milyar dolarlık batık krediyi hedef alırken planın ayrıntılarını çok az açıkladı.
Ancak önceki reform paketlerinin yetersiz kalmasından yola çıkan uzmanların, ihracatı destekleyecek daha belirgin sözler verilmemiş olmasından ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının altının çizilmemiş olmasından dolayı hayal kırıklığı içinde olduğunun altı çiziliyor.
Parker, “Türkiye’nin geri gidişi devam ederse ki başka iç siyasi konular da gündeme gelebilir. ABD ilişkileriyle ilgili de riskler var. Bu geri gidişlerin sayısı arttıkça bunun maliyeti de yüksek olur. Fitch’in Türkiye’nin kredisiyle ilgili öngörüsü negatif” yorumunu yapıyor.