Hükümet Bylock kullanan 100 bin yabancı hakkında ne yapacağını düşünüyor?
Program 2014-2016 arası kullanılmış olsa da günahı, cezası şimdi çekiliyor. Aslında bu programı herkes kullanmış. Halen görevde bulunan bakanlar, milletvekilleri, MİT mensupları, bakan yakınları vs…kimi güvenli biçimde yazışmak için kullanmış, kimi çok uzun metinleri gönderebildiği için, kimi dua paylaşmış, kimi aşkıyla hasret gidermiş. Çünkü eşten dosttan bunun güvenilir bir program olduğunu duymuş. Kim mahreminin takip edilmesini isterki. Bu kaygının ardında suç olgusu aramanın anlamı yok.
600 bin kişi bu programı kullanmış. Bunun 100 bine yakını yabancı uyruklu. Ancak neye göre yapıldığı belli olmayan bir ayıklama sonucu 102 bin kişinin örgüt üyesi olduğuna hükmedilmiş ki bunlarin yarısı tutuklu şu anda. Bu kişilerin geriye kalan 400 bin kişiden ne gibi bir farkı olduğunu bilmiyoruz henüz. İktidar cenahı mesaj içeriklerini çözerek büyük sırlara ulaşacaklarını sanıyordu; bu olmadığı gibi, bazı telefonların hafızalarından elde edilen veriler de mesajlarda hiçbir suç unsuruna rastlamadığı kullanıcıların günlük havadisler, dua vs dini rütüelleri paylaştiklari görülüyor.
Bu durum, iktidar tabanında ve toplumda bylockun bir mağduriyet aracına dönüştüğüne yönelik bir kanaat oluşturuyor. Fehmi Koru gibi havayı iyi koklayan bir gazetecinin kendi sitesinde yayınladığı Bylock yazısını da bu şekilde okumak lazım.
Toplumda bir yakını, Bylock yüzünden işinden edilmemiş yahut tutuklanmamış kimse yok nerdeyse. Her köyde, her mahallede, her devlet kurumunda birileri mutlaka nasibini almış. Kimse bu programını ilerde suç sayılacağını bilerek kullanmamıstır. Kimsenin kaçtığı; emniyet güçlerine direnç gösterdiği vaki değil.
102 bin kişinin her birinin 50-100 kişiyle irtibat kurduğunu varsayarsak 5-10 milyon kişinin sözde terör örgütüyle ilişki kurduğu ortaya çıkıyor. Bu kadar insan aklını peynir ekmekle mi yemiş yoksa bylock koca bir yalan mi?
Bu insanların hiçbirine kriminal bir olay isnad edilmemektedir. Yani deliliyle, suç üstü haliyle bir kişiye karşı işlemiş oldukları bir suç yok. Siyasi suç dediğimiz dönemsel değişen bir yakıştırma yapılmaktadır. Suç işlemediklerini bildikleri için kimse kaçmıyor; adreslerinde geleceğini
bile bile polisi beklemekte çoğu.
Bu bile bu kişilerin olaya bakışlarını anlamamız için bir done.
Bu kadar geniş bir kitleyi suçlu ilan etmek için bir şey icat edilsin denseydi ve bunun için yarışmalar düzenlenseydi bundan daha başarılı bir şey bulunamazdı. O kadar etkili ki dokunduğu an bir öğretmeni anında teröriste çeviriyor.
Duruşma yapan hakimi daha duruşma bitmeden cezaevine tıkayabiliyor. Bu kadar etkili bir silahı gören Batı ve Amerika tabiki kıskanıyor bizi. Şimdilik yabancılar üzerinde deneme aşamasında ama ilk sonuçlar çok olumlu!!! Şaka bir yana bu bylock yakında kendisini uyduranı bloklarsa şaşırmayın…
Hükümet Bylock kullanan 100 bin yabancı hakkında ne yapacağını düşünüyor?
Program 2014-2016 arası kullanılmış olsa da günahı, cezası şimdi çekiliyor. Aslında bu programı herkes kullanmış. Halen görevde bulunan bakanlar, milletvekilleri, MİT mensupları, bakan yakınları vs…kimi güvenli biçimde yazışmak için kullanmış, kimi çok uzun metinleri gönderebildiği için, kimi dua paylaşmış, kimi aşkıyla hasret gidermiş. Çünkü eşten dosttan bunun güvenilir bir program olduğunu duymuş. Kim mahreminin takip edilmesini isterki. Bu kaygının ardında suç olgusu aramanın anlamı yok.
600 bin kişi bu programı kullanmış. Bunun 100 bine yakını yabancı uyruklu. Ancak neye göre yapıldığı belli olmayan bir ayıklama sonucu 102 bin kişinin örgüt üyesi olduğuna hükmedilmiş ki bunlarin yarısı tutuklu şu anda. Bu kişilerin geriye kalan 400 bin kişiden ne gibi bir farkı olduğunu bilmiyoruz henüz. İktidar cenahı mesaj içeriklerini çözerek büyük sırlara ulaşacaklarını sanıyordu; bu olmadığı gibi, bazı telefonların hafızalarından elde edilen veriler de mesajlarda hiçbir suç unsuruna rastlamadığı kullanıcıların günlük havadisler, dua vs dini rütüelleri paylaştiklari görülüyor.
Bu durum, iktidar tabanında ve toplumda bylockun bir mağduriyet aracına dönüştüğüne yönelik bir kanaat oluşturuyor. Fehmi Koru gibi havayı iyi koklayan bir gazetecinin kendi sitesinde yayınladığı Bylock yazısını da bu şekilde okumak lazım.
Toplumda bir yakını, Bylock yüzünden işinden edilmemiş yahut tutuklanmamış kimse yok nerdeyse. Her köyde, her mahallede, her devlet kurumunda birileri mutlaka nasibini almış. Kimse bu programını ilerde suç sayılacağını bilerek kullanmamıstır. Kimsenin kaçtığı; emniyet güçlerine direnç gösterdiği vaki değil.
102 bin kişinin her birinin 50-100 kişiyle irtibat kurduğunu varsayarsak 5-10 milyon kişinin sözde terör örgütüyle ilişki kurduğu ortaya çıkıyor. Bu kadar insan aklını peynir ekmekle mi yemiş yoksa bylock koca bir yalan mi?
Bu insanların hiçbirine kriminal bir olay isnad edilmemektedir. Yani deliliyle, suç üstü haliyle bir kişiye karşı işlemiş oldukları bir suç yok. Siyasi suç dediğimiz dönemsel değişen bir yakıştırma yapılmaktadır. Suç işlemediklerini bildikleri için kimse kaçmıyor; adreslerinde geleceğini
bile bile polisi beklemekte çoğu.
Bu bile bu kişilerin olaya bakışlarını anlamamız için bir done.
Bu kadar geniş bir kitleyi suçlu ilan etmek için bir şey icat edilsin denseydi ve bunun için yarışmalar düzenlenseydi bundan daha başarılı bir şey bulunamazdı. O kadar etkili ki dokunduğu an bir öğretmeni anında teröriste çeviriyor.
Duruşma yapan hakimi daha duruşma bitmeden cezaevine tıkayabiliyor. Bu kadar etkili bir silahı gören Batı ve Amerika tabiki kıskanıyor bizi. Şimdilik yabancılar üzerinde deneme aşamasında ama ilk sonuçlar çok olumlu!!! Şaka bir yana bu bylock yakında kendisini uyduranı bloklarsa şaşırmayın…
Hükümet Bylock kullanan 100 bin yabancı hakkında ne yapacağını düşünüyor?
Program 2014-2016 arası kullanılmış olsa da günahı, cezası şimdi çekiliyor. Aslında bu programı herkes kullanmış. Halen görevde bulunan bakanlar, milletvekilleri, MİT mensupları, bakan yakınları vs…kimi güvenli biçimde yazışmak için kullanmış, kimi çok uzun metinleri gönderebildiği için, kimi dua paylaşmış, kimi aşkıyla hasret gidermiş. Çünkü eşten dosttan bunun güvenilir bir program olduğunu duymuş. Kim mahreminin takip edilmesini isterki. Bu kaygının ardında suç olgusu aramanın anlamı yok.
600 bin kişi bu programı kullanmış. Bunun 100 bine yakını yabancı uyruklu. Ancak neye göre yapıldığı belli olmayan bir ayıklama sonucu 102 bin kişinin örgüt üyesi olduğuna hükmedilmiş ki bunlarin yarısı tutuklu şu anda. Bu kişilerin geriye kalan 400 bin kişiden ne gibi bir farkı olduğunu bilmiyoruz henüz. İktidar cenahı mesaj içeriklerini çözerek büyük sırlara ulaşacaklarını sanıyordu; bu olmadığı gibi, bazı telefonların hafızalarından elde edilen veriler de mesajlarda hiçbir suç unsuruna rastlamadığı kullanıcıların günlük havadisler, dua vs dini rütüelleri paylaştiklari görülüyor.
Bu durum, iktidar tabanında ve toplumda bylockun bir mağduriyet aracına dönüştüğüne yönelik bir kanaat oluşturuyor. Fehmi Koru gibi havayı iyi koklayan bir gazetecinin kendi sitesinde yayınladığı Bylock yazısını da bu şekilde okumak lazım.
Toplumda bir yakını, Bylock yüzünden işinden edilmemiş yahut tutuklanmamış kimse yok nerdeyse. Her köyde, her mahallede, her devlet kurumunda birileri mutlaka nasibini almış. Kimse bu programını ilerde suç sayılacağını bilerek kullanmamıstır. Kimsenin kaçtığı; emniyet güçlerine direnç gösterdiği vaki değil.
102 bin kişinin her birinin 50-100 kişiyle irtibat kurduğunu varsayarsak 5-10 milyon kişinin sözde terör örgütüyle ilişki kurduğu ortaya çıkıyor. Bu kadar insan aklını peynir ekmekle mi yemiş yoksa bylock koca bir yalan mi?
Bu insanların hiçbirine kriminal bir olay isnad edilmemektedir. Yani deliliyle, suç üstü haliyle bir kişiye karşı işlemiş oldukları bir suç yok. Siyasi suç dediğimiz dönemsel değişen bir yakıştırma yapılmaktadır. Suç işlemediklerini bildikleri için kimse kaçmıyor; adreslerinde geleceğini
bile bile polisi beklemekte çoğu.
Bu bile bu kişilerin olaya bakışlarını anlamamız için bir done.
Bu kadar geniş bir kitleyi suçlu ilan etmek için bir şey icat edilsin denseydi ve bunun için yarışmalar düzenlenseydi bundan daha başarılı bir şey bulunamazdı. O kadar etkili ki dokunduğu an bir öğretmeni anında teröriste çeviriyor.
Duruşma yapan hakimi daha duruşma bitmeden cezaevine tıkayabiliyor. Bu kadar etkili bir silahı gören Batı ve Amerika tabiki kıskanıyor bizi. Şimdilik yabancılar üzerinde deneme aşamasında ama ilk sonuçlar çok olumlu!!! Şaka bir yana bu bylock yakında kendisini uyduranı bloklarsa şaşırmayın…
Hükümet Bylock kullanan 100 bin yabancı hakkında ne yapacağını düşünüyor?
Program 2014-2016 arası kullanılmış olsa da günahı, cezası şimdi çekiliyor. Aslında bu programı herkes kullanmış. Halen görevde bulunan bakanlar, milletvekilleri, MİT mensupları, bakan yakınları vs…kimi güvenli biçimde yazışmak için kullanmış, kimi çok uzun metinleri gönderebildiği için, kimi dua paylaşmış, kimi aşkıyla hasret gidermiş. Çünkü eşten dosttan bunun güvenilir bir program olduğunu duymuş. Kim mahreminin takip edilmesini isterki. Bu kaygının ardında suç olgusu aramanın anlamı yok.
600 bin kişi bu programı kullanmış. Bunun 100 bine yakını yabancı uyruklu. Ancak neye göre yapıldığı belli olmayan bir ayıklama sonucu 102 bin kişinin örgüt üyesi olduğuna hükmedilmiş ki bunlarin yarısı tutuklu şu anda. Bu kişilerin geriye kalan 400 bin kişiden ne gibi bir farkı olduğunu bilmiyoruz henüz. İktidar cenahı mesaj içeriklerini çözerek büyük sırlara ulaşacaklarını sanıyordu; bu olmadığı gibi, bazı telefonların hafızalarından elde edilen veriler de mesajlarda hiçbir suç unsuruna rastlamadığı kullanıcıların günlük havadisler, dua vs dini rütüelleri paylaştiklari görülüyor.
Bu durum, iktidar tabanında ve toplumda bylockun bir mağduriyet aracına dönüştüğüne yönelik bir kanaat oluşturuyor. Fehmi Koru gibi havayı iyi koklayan bir gazetecinin kendi sitesinde yayınladığı Bylock yazısını da bu şekilde okumak lazım.
Toplumda bir yakını, Bylock yüzünden işinden edilmemiş yahut tutuklanmamış kimse yok nerdeyse. Her köyde, her mahallede, her devlet kurumunda birileri mutlaka nasibini almış. Kimse bu programını ilerde suç sayılacağını bilerek kullanmamıstır. Kimsenin kaçtığı; emniyet güçlerine direnç gösterdiği vaki değil.
102 bin kişinin her birinin 50-100 kişiyle irtibat kurduğunu varsayarsak 5-10 milyon kişinin sözde terör örgütüyle ilişki kurduğu ortaya çıkıyor. Bu kadar insan aklını peynir ekmekle mi yemiş yoksa bylock koca bir yalan mi?
Bu insanların hiçbirine kriminal bir olay isnad edilmemektedir. Yani deliliyle, suç üstü haliyle bir kişiye karşı işlemiş oldukları bir suç yok. Siyasi suç dediğimiz dönemsel değişen bir yakıştırma yapılmaktadır. Suç işlemediklerini bildikleri için kimse kaçmıyor; adreslerinde geleceğini
bile bile polisi beklemekte çoğu.
Bu bile bu kişilerin olaya bakışlarını anlamamız için bir done.
Bu kadar geniş bir kitleyi suçlu ilan etmek için bir şey icat edilsin denseydi ve bunun için yarışmalar düzenlenseydi bundan daha başarılı bir şey bulunamazdı. O kadar etkili ki dokunduğu an bir öğretmeni anında teröriste çeviriyor.
Duruşma yapan hakimi daha duruşma bitmeden cezaevine tıkayabiliyor. Bu kadar etkili bir silahı gören Batı ve Amerika tabiki kıskanıyor bizi. Şimdilik yabancılar üzerinde deneme aşamasında ama ilk sonuçlar çok olumlu!!! Şaka bir yana bu bylock yakında kendisini uyduranı bloklarsa şaşırmayın…