Tezgâhı çökertecek video kaydı Hakan Fidan’ın elinde! Sadece video kaydı da değil 6 sayfalık bir mektup…
Binbaşı O.K. da MİT ajanı çıktı…
Selvi’nin 15 Temmuz Yalanları – 7
Erdoğan ve Hakan Fidan’ın 15 Temmuz’da yazıp yönettiği 15 Temmuz’daki tiyatroyu ele aldığımız yazı dizimizin yedinci bölümünde, Abdülkadir Selvi’nin o gün darbeyi MİT’e ihbar eden Binbaşı O.K. ile ilgili çok önemli bir ifşaatını ele alacağız.
Yazı dizimizin altıncı bölümünde, resmi kronolojiye göre, Erdoğan’ın Binbaşı O.K. ve ihbarından 15 Temmuz akşamı saat 22.00’de haberdar olduğunu, ancak onun da tıpkı Hakan Fidan gibi bu bilgiyi kamuoyu ve devlet yetkilileri ile paylaşmadığını belirtmiştik ve bazı sorular yöneltmiştik.
Evet, Binbaşı O.K. ve ifadesi, 15 Temmuz’un en önemli sırrı idi ve Erdoğan-Fidan ikilisi, bu sırrın, aslında tezgâhın, deşifre olmaması için elinden geleni yapıyordu.
Acaba Binbaşı O.K. ile ilgili tek sır, “Sadece Hakan Fidan’a yönelik bir saldırıyı mı; yoksa daha büyük bir harekâtı, yani darbeyi mi ihbar etti?” sorusu muydu?
Bu soruyu haklı kılan çok önemli bir yazı kaleme aldı Abdülkadir Selvi.
4 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanan “Darbeyi MİT’e ihbar eden binbaşı ihraç edildi” başlıklı yazısında, ilk kez H.A. olarak bahsettiği binbaşının ihbarıyla ilgili, Hakan Fidan ve ekibinden aldığı “bilgileri” şöyle aktarmıştı: “MİT’e yaptığı ihbarla darbeyi haber veren Binbaşı H.A’nın kim olduğu, MİT’e ne zaman geldiği, başarısız darbe girişiminden sonra ne yaptığı en çok merak edilen noktalardan birini oluşturuyordu. Kara Havacılık Komutanlığı’nda pilot binbaşı olarak görev yapan H.A’nın özel kuvvet operasyonları ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT’le ilişki içinde olan isimlerden biri olduğu belirtiliyor. 15 Temmuz Cuma günü öğleden sonra darbe gecesine ilişkin görevi hakkında bilgilendirilen Pilot Binbaşı, 14.45’te MİT’in Yenimahalle’deki merkezine giderek ihbarda bulunmuştu.”
Daha ilk başta, Binbaşı O.K.’nın öncesinde de MİT’le ilişki içinde olduğunu açıkladı Selvi. Acaba ne kadar ilişkiliydi O.K., MİT’le? Selvi, O.K.’nın MİT’le irtibatından bazı detayları değiştirerek kitabında da bahsediyor.
“Binbaşı O.K.’nın PKK’ya yönelik operasyonları koordinasyonu nedeniyle MİT’te zaman zaman birlikte çalıştığı isimler vardı” diyor.
4 Ağustos 2016 tarihli yazısında Binbaşı O.K. için “MİT’le ilişki içinde” diyor; kitabının 38’nci sayfasında ise “MİT’te zaman zaman birlikte çalıştığı isimler vardı” ifadelerini kullanıyor.
Ancak kitabının 40’ncı sayfasında, ihbarın Hakan Fidan’a iletilmesini şu sözlerle aktarıyor: “15 Temmuz Cuma günü saat 16.05’ti. Özel Kalem Müdürü telaşlı bir şekilde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın odasına girdi. ‘Şube Müdürü’nün acil arzı var. Müsteşar görsün diye size gönderdi’ dedi. Hakan Fidan’ın acil bir durum olduğunda, toplantı dahi olsa bölünüp girilecek, istihbarat beklemez, diye talimatı vardı. Şube Müdürü’nün anlattıklarını dinledikçe MİT Müsteşarı’nın yüzü gerildi, ciddi bir durumla karşı karşıya olduklarını anlamıştı.
Hakan Fidan iki soru sordu. Birincisi şöyleydi:
‘Bu adam tanıdık mı, kaynak mı?’
‘Yok’ dediler.
…
Hakan Fidan bunun üzerine ikinci soruyu sordu:
‘Adam asker mi değil mi? Söylediği gibi Kara Havacılık’ta görev yapıyor mu yapmıyor mu, araştırın.’ MİT Müsteşarı saat tam 16.20’de devletin şifreli hattan haberleştiği ‘siyah telefonu’ kaldırdı, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’i aradı.”
Selvi, Fidan’ın mizansenini böyle anlatıyor. O.K., saat 14.45’te darbe ihbarında bulunmuş ancak ihbar, “Toplantı dahi olsa bölünüp girilecek, istihbarat beklemez” diyen Hakan Fidan’a 1 saat 20 dakika sonra söylenmiş ama Fidan hiç tepki göstermemiş.
MİT’le irtibatlı olan O.K. için “Bu adam tanıdık mı?” diye sormuş, MİT’teki Şube Müdürü, “Yok” demiş.
Ardından, “Adam asker mi değil mi?” diye sormuş ve “Söylediği gibi Kara Havacılık’ta görev yapıyor mu yapmıyor mu, araştırın” diye talimat vermiş.
Saçmalık kelimesi ile izah edilemeyecek kadar basit bir mizansen.
Selvi’nin açıkladığı, O.K.’nın MİT’le irtibatlı olduğu bilgisinden devam edelim.
O.K.’nın MİT’le irtibatlı olması, darbeci olarak ihbar ettiği Yarbay Deniz Aldemir’in ifadesini de dikkat çekici hale getiriyor.
Aldemir, darbeye isteyerek katıldığı yönündeki iddiaları reddetmiş ve o akşamki diyalogları nedeniyle O.K. için “Sanki beni bir şeylere sürüklemek istiyor gibi düşündüm” demişti ifadesinde.
Akıncı üssünün çevresindeki herkes tutuklanırken serbest bırakılan tek şahıs olan Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğu iddiaları, Selvi’nin O.K.’nın MİT’le irtibatlı olduğunu yazdığı günlerde henüz gündeme gelmemişti.
Daha sonra ortaya çıkan bu iddiayı destekleyecek nitelikteki birçok gelişme nedeniyle sürekli gündemde kaldı Öksüz’ün MİT ajanı olduğu iddiası. Soru işaretleri hala güçlü şekilde mevcudiyetini koruyor.
Bir yanda, kendi ifadesiyle bir kaç yıl öncesinde Hizmet Hareketi ile tüm irtibatını kopardığını belirten ve Selvi’nin açıklamasına göre de bir kaç yıldır MİT’le irtibatlı olan Binbaşı O.K.; diğer yanda da AKP’lilerin girişimleriyle olağanüstü bir şekilde serbest bırakılıp kayıplara karışan ve MİT’e çalıştığı iddia edilen Adil Öksüz…
Cem Küçük’ün Devlet’e çalıştığını ve MİT ajanı olduğunu açıkladığı Hüseyin Gülerce, Hizmet Hareketi ile görünüşteki irtibatını koparmayıp, 16 Temmuz sabahı Akıncı üssü civarında dolaşsaymış, tam olacakmış.
Gülerce de olsaydı nasıl bir kıyamet kopardı, düşünsenize…
Son tahlilde, Erdoğan ve Fidan’ın Binbaşı O.K.’yı ve ihbarını gizlemesinin bir nedeninin de MİT’e çalıştığı gerçeğinin ortaya çıkması korkusu olduğu düşünülebilir.
Peki, Hakan Fidan için O.K.’nın darbe ihbarı yapmadığını ve MİT’le daha öncesinde hiçbir irtibatının olmadığını kanıtlamak çok mu zor?
Hayır, kesinlikle değil! Hatta çok kolay.
Bunu kanıtlamanın kolayca mümkün olduğunu Selvi’nin kitabından okuyalım: “15 Temmuz Cuma günü saat 14.45’i gösteriyordu. Binbaşı O.K. bir süredir içinde yer aldığı ama daha sonra vazgeçip devlete bildirmek istediği bir ihbarda bulunacaktı. Anlattıkları görüntülü olarak kaydedilen Binbaşı O.K. ayrıca el yazısıyla altı sayfalık bir ihbar mektubu yazdı. O andan itibaren MİT ile Genelkurmay arasında hızlı bir trafik işlemeye başladı.”
Evet, Binbaşı O.K.’nın ifadesi video olarak kaydedilmiş. Ayrıca O.K., 6 sayfalık bir de ihbar mektubu yazmış.
Şimdi, 15 Temmuz tezgâhını aydınlatabilecek bu video kaydı ile 6 sayfalık ihbar mektubu Hakan Fidan’ın elinde.
Eğer O.K. darbe ihbarı yapmamışsa ve MİT ajanı da değilse, Hakan Fidan’ın bu video kaydını ve ihbar mektubunu kamuoyu ya da en azından TBMMM Komisyonu ve savcılarla paylaşmaması için hiçbir sebep yok.
Üstelik Hizmet Hareketi aleyhine “delil” olarak bile kullanabilir.
Ama Erdoğan’ın Binbaşı O.K. ve ihbarını 15 Temmuz’da öğrendiğini açıklamadığı gibi, Fidan da bu kayıtları kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınıyor.
Her ne hikmetse, ne Hürriyet’teki köşe yazarları ne de iliştirilmiş İslamcılar, Erdoğan ve Fidan’a bu sırrı neden açıklamadıklarını soramıyor!..
Tezgâhı çökertecek video kaydı Hakan Fidan’ın elinde! Sadece video kaydı da değil 6 sayfalık bir mektup…
Binbaşı O.K. da MİT ajanı çıktı…
Selvi’nin 15 Temmuz Yalanları – 7
Erdoğan ve Hakan Fidan’ın 15 Temmuz’da yazıp yönettiği 15 Temmuz’daki tiyatroyu ele aldığımız yazı dizimizin yedinci bölümünde, Abdülkadir Selvi’nin o gün darbeyi MİT’e ihbar eden Binbaşı O.K. ile ilgili çok önemli bir ifşaatını ele alacağız.
Yazı dizimizin altıncı bölümünde, resmi kronolojiye göre, Erdoğan’ın Binbaşı O.K. ve ihbarından 15 Temmuz akşamı saat 22.00’de haberdar olduğunu, ancak onun da tıpkı Hakan Fidan gibi bu bilgiyi kamuoyu ve devlet yetkilileri ile paylaşmadığını belirtmiştik ve bazı sorular yöneltmiştik.
Evet, Binbaşı O.K. ve ifadesi, 15 Temmuz’un en önemli sırrı idi ve Erdoğan-Fidan ikilisi, bu sırrın, aslında tezgâhın, deşifre olmaması için elinden geleni yapıyordu.
Acaba Binbaşı O.K. ile ilgili tek sır, “Sadece Hakan Fidan’a yönelik bir saldırıyı mı; yoksa daha büyük bir harekâtı, yani darbeyi mi ihbar etti?” sorusu muydu?
Bu soruyu haklı kılan çok önemli bir yazı kaleme aldı Abdülkadir Selvi.
4 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanan “Darbeyi MİT’e ihbar eden binbaşı ihraç edildi” başlıklı yazısında, ilk kez H.A. olarak bahsettiği binbaşının ihbarıyla ilgili, Hakan Fidan ve ekibinden aldığı “bilgileri” şöyle aktarmıştı: “MİT’e yaptığı ihbarla darbeyi haber veren Binbaşı H.A’nın kim olduğu, MİT’e ne zaman geldiği, başarısız darbe girişiminden sonra ne yaptığı en çok merak edilen noktalardan birini oluşturuyordu. Kara Havacılık Komutanlığı’nda pilot binbaşı olarak görev yapan H.A’nın özel kuvvet operasyonları ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT’le ilişki içinde olan isimlerden biri olduğu belirtiliyor. 15 Temmuz Cuma günü öğleden sonra darbe gecesine ilişkin görevi hakkında bilgilendirilen Pilot Binbaşı, 14.45’te MİT’in Yenimahalle’deki merkezine giderek ihbarda bulunmuştu.”
Daha ilk başta, Binbaşı O.K.’nın öncesinde de MİT’le ilişki içinde olduğunu açıkladı Selvi. Acaba ne kadar ilişkiliydi O.K., MİT’le? Selvi, O.K.’nın MİT’le irtibatından bazı detayları değiştirerek kitabında da bahsediyor.
“Binbaşı O.K.’nın PKK’ya yönelik operasyonları koordinasyonu nedeniyle MİT’te zaman zaman birlikte çalıştığı isimler vardı” diyor.
4 Ağustos 2016 tarihli yazısında Binbaşı O.K. için “MİT’le ilişki içinde” diyor; kitabının 38’nci sayfasında ise “MİT’te zaman zaman birlikte çalıştığı isimler vardı” ifadelerini kullanıyor.
Ancak kitabının 40’ncı sayfasında, ihbarın Hakan Fidan’a iletilmesini şu sözlerle aktarıyor: “15 Temmuz Cuma günü saat 16.05’ti. Özel Kalem Müdürü telaşlı bir şekilde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın odasına girdi. ‘Şube Müdürü’nün acil arzı var. Müsteşar görsün diye size gönderdi’ dedi. Hakan Fidan’ın acil bir durum olduğunda, toplantı dahi olsa bölünüp girilecek, istihbarat beklemez, diye talimatı vardı. Şube Müdürü’nün anlattıklarını dinledikçe MİT Müsteşarı’nın yüzü gerildi, ciddi bir durumla karşı karşıya olduklarını anlamıştı.
Hakan Fidan iki soru sordu. Birincisi şöyleydi:
‘Bu adam tanıdık mı, kaynak mı?’
‘Yok’ dediler.
…
Hakan Fidan bunun üzerine ikinci soruyu sordu:
‘Adam asker mi değil mi? Söylediği gibi Kara Havacılık’ta görev yapıyor mu yapmıyor mu, araştırın.’ MİT Müsteşarı saat tam 16.20’de devletin şifreli hattan haberleştiği ‘siyah telefonu’ kaldırdı, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’i aradı.”
Selvi, Fidan’ın mizansenini böyle anlatıyor. O.K., saat 14.45’te darbe ihbarında bulunmuş ancak ihbar, “Toplantı dahi olsa bölünüp girilecek, istihbarat beklemez” diyen Hakan Fidan’a 1 saat 20 dakika sonra söylenmiş ama Fidan hiç tepki göstermemiş.
MİT’le irtibatlı olan O.K. için “Bu adam tanıdık mı?” diye sormuş, MİT’teki Şube Müdürü, “Yok” demiş.
Ardından, “Adam asker mi değil mi?” diye sormuş ve “Söylediği gibi Kara Havacılık’ta görev yapıyor mu yapmıyor mu, araştırın” diye talimat vermiş.
Saçmalık kelimesi ile izah edilemeyecek kadar basit bir mizansen.
Selvi’nin açıkladığı, O.K.’nın MİT’le irtibatlı olduğu bilgisinden devam edelim.
O.K.’nın MİT’le irtibatlı olması, darbeci olarak ihbar ettiği Yarbay Deniz Aldemir’in ifadesini de dikkat çekici hale getiriyor.
Aldemir, darbeye isteyerek katıldığı yönündeki iddiaları reddetmiş ve o akşamki diyalogları nedeniyle O.K. için “Sanki beni bir şeylere sürüklemek istiyor gibi düşündüm” demişti ifadesinde.
Akıncı üssünün çevresindeki herkes tutuklanırken serbest bırakılan tek şahıs olan Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğu iddiaları, Selvi’nin O.K.’nın MİT’le irtibatlı olduğunu yazdığı günlerde henüz gündeme gelmemişti.
Daha sonra ortaya çıkan bu iddiayı destekleyecek nitelikteki birçok gelişme nedeniyle sürekli gündemde kaldı Öksüz’ün MİT ajanı olduğu iddiası. Soru işaretleri hala güçlü şekilde mevcudiyetini koruyor.
Bir yanda, kendi ifadesiyle bir kaç yıl öncesinde Hizmet Hareketi ile tüm irtibatını kopardığını belirten ve Selvi’nin açıklamasına göre de bir kaç yıldır MİT’le irtibatlı olan Binbaşı O.K.; diğer yanda da AKP’lilerin girişimleriyle olağanüstü bir şekilde serbest bırakılıp kayıplara karışan ve MİT’e çalıştığı iddia edilen Adil Öksüz…
Cem Küçük’ün Devlet’e çalıştığını ve MİT ajanı olduğunu açıkladığı Hüseyin Gülerce, Hizmet Hareketi ile görünüşteki irtibatını koparmayıp, 16 Temmuz sabahı Akıncı üssü civarında dolaşsaymış, tam olacakmış.
Gülerce de olsaydı nasıl bir kıyamet kopardı, düşünsenize…
Son tahlilde, Erdoğan ve Fidan’ın Binbaşı O.K.’yı ve ihbarını gizlemesinin bir nedeninin de MİT’e çalıştığı gerçeğinin ortaya çıkması korkusu olduğu düşünülebilir.
Peki, Hakan Fidan için O.K.’nın darbe ihbarı yapmadığını ve MİT’le daha öncesinde hiçbir irtibatının olmadığını kanıtlamak çok mu zor?
Hayır, kesinlikle değil! Hatta çok kolay.
Bunu kanıtlamanın kolayca mümkün olduğunu Selvi’nin kitabından okuyalım: “15 Temmuz Cuma günü saat 14.45’i gösteriyordu. Binbaşı O.K. bir süredir içinde yer aldığı ama daha sonra vazgeçip devlete bildirmek istediği bir ihbarda bulunacaktı. Anlattıkları görüntülü olarak kaydedilen Binbaşı O.K. ayrıca el yazısıyla altı sayfalık bir ihbar mektubu yazdı. O andan itibaren MİT ile Genelkurmay arasında hızlı bir trafik işlemeye başladı.”
Evet, Binbaşı O.K.’nın ifadesi video olarak kaydedilmiş. Ayrıca O.K., 6 sayfalık bir de ihbar mektubu yazmış.
Şimdi, 15 Temmuz tezgâhını aydınlatabilecek bu video kaydı ile 6 sayfalık ihbar mektubu Hakan Fidan’ın elinde.
Eğer O.K. darbe ihbarı yapmamışsa ve MİT ajanı da değilse, Hakan Fidan’ın bu video kaydını ve ihbar mektubunu kamuoyu ya da en azından TBMMM Komisyonu ve savcılarla paylaşmaması için hiçbir sebep yok.
Üstelik Hizmet Hareketi aleyhine “delil” olarak bile kullanabilir.
Ama Erdoğan’ın Binbaşı O.K. ve ihbarını 15 Temmuz’da öğrendiğini açıklamadığı gibi, Fidan da bu kayıtları kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınıyor.
Her ne hikmetse, ne Hürriyet’teki köşe yazarları ne de iliştirilmiş İslamcılar, Erdoğan ve Fidan’a bu sırrı neden açıklamadıklarını soramıyor!..