Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Türkiye’deki bazı Suriyelilerin sınırdan gönüllü geri dönüşleri sürüyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dün sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek, üç saati aşan bir toplantı gerçekleştirdi.
Yerlikaya, gönüllü olarak dönmek isteyen Suriyelilerin sürecini kolaylaştırmak için, sahada çalışan sivil toplum kuruluşlarından fikir aldı.
BBC Türkçe’nin edindiği bilgiye göre Bakan Yerlikaya, son birkaç gün içerisinde, günlük ortalama 1.100 ila 1.150 Suriyelinin gönüllü geri dönüş yaptığını belirtti.
Bu rakam daha önce günlük 200-300 kişi civarındaydı.
Gönüllü geri dönüşlerin organize edilmesi için tüm ilgili bakanlık ve kuruluşların birlikte çalıştığı kaydedildi.
Sınırdaki işlemlerin daha kolay ilerleyebilmesi için ek personel ve mobil araçlar gönderildi; personel kapasitesi günlük 20 bin geçiş işlemi yapabilecek şekilde artırıldı.
Gönüllü geri dönüş işlemlerini kolaylaştıracak ve kağıt işlerini hafifletecek yöntemler üzerinde çalışıldığı kaydedildi.
Toplantıya hem Suriyeli hem de Türk sivil toplum kuruluşları katıldı ve bu toplantıların düzenli olarak süreceği belirtildi.
Suriyelilerin geri dönüşü tartışmaları devam ederken, BBC Türkçe iki üst düzey yetkiliyle konuştu, toplantının içeriğini katılımcı sivil toplum kuruluşlarından dinledi.
‘Akın akın bir dönüş yok’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Aralık’ta, “Suriye’de barış ortamı kök saldıkça inanıyorum ki gönüllü geri dönüşlerin sayısı da zamanla artacaktır” dedi.
BBC Türkçe’nin konuştuğu yetkililer ve sivil toplum temsilcileri de henüz Suriyelilerin yoğun bir kitlesel dönüşünün olmadığını söylüyor.
Suriye’deki siyasi durum ve güvenlik şartları netleştikçe, gönüllü geri dönüşlerin artacağı değerlendiriliyor.
Bir bakanlık yetkilisi, “Açıkçası geri dönüşlerde akın akın, abartılı bir rakam yok. Suriye’deki güvenlik arttıkça geri dönüşlerin sayısının artacağını düşüyoruz. Bekleyip görmemiz lazım” diyor.
Yetkili, “Biz kendi rızasıyla gitmek isteyenlerin sürecini kolaylaştıracağız. Ne gitmek isteyeni durduruyoruz ne de kimseyi zorla gönderiyoruz” diye ekliyor.
Gönüllü geri dönüşler nasıl gerçekleşiyor?
Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunan Suriyelilerin hakları, Geçici Koruma Yönetmeliği’nde düzenleniyor.
Buna göre, Suriye’ye gönüllü geri dönüş yapmak isteyen Suriyelilerin belli aşamalardan geçmesi gerekiyor.
Gönüllü geri dönüş yapmak isteyenler, ilgili göç idaresi müdürlüklerine giderek başvuru yapıyor.
Başvuru esnasında kendisinden ‘gönüllü geri dönüş formu’ doldurması isteniyor. Bilgilerini doldurduğu bu formu imzaladıktan sonra, çıkış yapmak istediği sınır kapısına gidiyor.
Kapıda suç kaydı ya da vergi borcu olup olmadığı gibi bilgilerin yanı sıra kimlik kontrolleri sağlanıyor.
Dönüşü uygun görülen Suriyelinin geçici koruma statüsü sonlandırılıyor, elindeki geçici koruma kimlik belgesi alınarak imha ediliyor.
BBC Türkçe’ye bilgi veren başka bir hükümet yetkilisi, sınırdaki mevcut uygulamanın da bu şekilde olduğunu belirtiyor.
Peki, Türkiye’den gönüllü geri dönüş yapmış bir Suriyeli, tekrar Türkiye’ye dönerse ne oluyor?
Yönetmeliğe göre, bu durumdaki bir Suriyelinin yeniden geçici koruma statüsü alıp alamayacağı, o kişi özelinde idarenin takdirine bırakılıyor.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Neva Övünç Öztürk, “Kişi Türkiye’ye döndüğü zaman yüzde yüz tekrar koruma altına alınır diyemiyoruz, idarenin o kişi açısından bir değerlendirme yapması gerekiyor” diyor.
Suriyelilere sağlanan geçici koruma statüsü; ikincil koruma ya da şartlı mülteci statüsü gibi diğer bireysel statülerin alınmasını engelliyor.
Öztürk, gönüllü olarak Suriye’ye giden ve Türkiye’ye geri dönen bir Suriyelinin tek şansının yeniden geçici korunmaya alınmak olduğunu belirtiyor.
‘İzinli gidiş-dönüş yok’
Kadın ve çocuklu aileler de olmakla birlikte, şu ana dek sınırdan genellikle genç ve orta yaş erkeklerin yalnız başlarına geçtiği görüldü.
13 yıllık savaşın ardından geride bıraktıkları ev ve iş yerlerinin ne durumda olduğunu görmek isteyen Suriyeliler açısından ilk adım çoğunlukla genç erkek aile ferdinin Suriye’ye dönmesi şeklinde oldu.
Konuştuğumuz pek çok Suriyeli aile de benzer şekilde, önden bir aile ferdinin Suriye’ye döneceğini, oradaki yaşam alanını hazırlayacağını ve ailenin kalanının daha sonra göç edeceğini söylüyor.
Türkiye’den gönüllü dönüşlerin çok yüksek bir seviyede olmamasının bir sebebinin de bu olduğu ifade ediliyor.
Peki, Suriye’deki yaşam şartlarını sağlamak üzere önden göç eden bir Suriyelinin, tekrar Türkiye’ye dönüp ailesini alması söz konusu olabilecek mi?
Bu durum akıllara geçmişte Suriyelilere bayramlarda tanınan izinli geçiş hakkını getirse de, BBC Türkçe’ye konuşan yetkili, Suriyelilere böyle bir ‘izinli gidiş hakkı’ tanınmadığını söylüyor:
“Önce bir gidip Suriye’deki durumu görüp, ardından aileyi almak üzere dönmek için tanımlanmış bir izinli gidiş yok.
“Ailenin bir ferdi önden gidebilir, çok normal, neticede çocuk var. Kafasını sokacak yeri ayarlar ve ailesine ‘siz de gelin’ der.”
“Gönüllü geri dönüşü kendi rızasıyla yapan kişi, zaten oraya gidiyor artık. Rıza ifadesini bu yüzden özellikle vurguluyoruz.”
“Bir dönem bayramlarda izinli gidiş dönüşler yapıldı. Eğer şimdi algılanan da oysa, şu anda izinli gidiş geliş yok. Bayramda izinli gidiş gelişler iki yıl önce sonlandırıldı zaten.”
Özel izin mümkün mü?
Bazı haber ve sosyal medya paylaşımlarında, sınırdaki Suriyelilerin bir kısmının, geri dönmek üzere izin alarak Suriye’ye gittiği belirtildi.
BBC Türkçe’nin konuştuğu bir Suriyeli, iki gün önce Suriye’ye dönen kuzeninin sınırda kimliğini bırakmadığını, iki haftalık bir özel izinle, sonrasında dönüp ailesini almak üzere ülkeden ayrıldığını söyledi.
Ancak hem sivil toplum kuruluşları hem de yetkililer, böyle bir merkezi uygulamanın olmadığını; bazı kişilerin sağlık sorunları ve zorunlu aile birleşmeleri gibi özel durumları sebebiyle hali hazırda izinlerinin olabileceğini belirtti.
Sınırdan geçen Suriyelilere ‘bir daha dönmeyeceklerine dair taahhütname imzalatıldığı’ iddialarını da yalanlayan yetkili, gönüllü geri dönüşlerin rıza esaslı olduğunu söylüyor:
“Bir daha dönmeyeceğine dair taahhütname imzalama diye bir şey yok. Bu kişiler sadece gönüllü geri dönüş formu imzalıyor. Ayrıca gönüllü geri dönüş işlemleri, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği gözetiminde yapılıyor. Onlar da bu kişilerin kendi rızasıyla gittiğine şahitlik ediyor.”
Öztürk, geri dönüş işlemlerinin hukuka uygun olması için, kişinin üzerinde herhangi bir baskı olmaması ve risklerle ilgili bilgilendirilmiş olması gerektiğini söylüyor:
“Bu formları imzalarken sadece kişinin ve yetkililerin imzası yetmiyor. Kişinin kendi iradesiyle olduğunun teyidi için; Kızılay, UNHCR ya da BM Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi uluslararası bir örgütün temsilcisinin imzası da olması gerekiyor.”
“Kişi iyi Türkçe bilmiyorsa, özellikle tercüman tarafından belgenin ne olduğunun kişiye aktarılmış olması gerekiyor.”
‘Suriye’nin durumu henüz belirsiz’
Öztürk, şu anda Suriye’deki durumun mülteci hukuku açısından belirsiz olduğunu söylüyor.
Bireysel başvuru alan birçok Avrupa Birliği ülkesi, Suriye’nin durumunu belirten güncel raporlar gelene dek, başvuruların dondurulması kararı aldı.
Öztürk, “Suriye’de olduğu gibi, ani gelişen haller olduğunda, raporlar bir anda eski hale geliyor. O yüzden beklemek gerekiyor ki yeni raporlar gelsin” diyor.
Suriye’ye gönüllü olarak giden ama Türkiye’ye geri dönen bir kişiye tekrar geçici koruma statüsü sağlamamanın, hukuka aykırılık teşkil edebileceğini belirtiyor:
“Ülkedeki durum belirsiz olduğu için, geri döndüğünde herhangi bir riskle karşılaşıp karşılaşmayacağının tespitini yapmak şu an için hukuken çok zor.”
“İdarenin takdir yetkisi bağlamındaki başvuru değerlendirme, oradaki süreç biraz daha belli olana dek uzatılabilir ya da kişiye insani ikamet izni gibi bir izin verilebilir.”
Sivil toplum kuruluşlarıyla toplantıda ne konuşuldu?
BBC Türkçe’nin toplantıya katılım gösteren bir uzmandan edindiği bilgilere göre, kamu politikası şu anda gönüllü ve onurlu geri dönüşleri esas alan ancak dönüş prosedürlerini de kolaylaştıran şekilde ilerliyor.
Birçok AB ülkesinde olduğu gibi dünyadaki eğilim, hızlı bir şekilde yeni iltica başvurularının kapatılması ve Suriyelileri geri göndermek şeklinde.
Ancak Türkiye’nin henüz, en azından dünkü toplantıdan da anlaşıldığı kadarıyla, böyle bir aksiyon almadığına dair net ibareler olduğu belirtiliyor.
Esas olarak, gönüllü bir şekilde dönen kişilerin süreçlerini kolaylaştırmak üzerine kurulu bir politika izleniyor.
Toplantıda hem gönüllü geri dönüş sürecinde hem de Suriye içinde yürütülecek çalışmalarda sivil toplumun rolü üzerinde durulduğu belirtiliyor.
Hem Suriye’deki yaşamın tekrar inşası hem de Türkiye’den geçiş sürecinde sivil toplumdan destek beklendiği ifade edildi.
UNHCR ‘git ve gör’ uygulamasını tavsiye ediyor
Türk hükümeti gibi Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) de Suriye’ye gönüllü geri dönüşlerin “gönüllü, onurlu ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesi” gerektiğini vurguluyor.
UNHCR’ın 10 Aralık’ta yayımladığı bilgilendirme notunda, Suriye dışında kalan milyonlarca mültecinin, durumu daha iyi değerlendirebilmek için Suriye’ye “git ve gör'” ziyaretleri yapmasına izin verilmesi tavsiye ediliyor.
“UNHCR, belirsizlik dönemlerinde Suriyelilerin dönüş koşullarını değerlendirebilmeleri için Go and See (Gidip Görme) ziyaretleri gibi esneklik imkanlarının tanınması gerektiğini önemle belirtmektedir.”
Ayrıca mülteci topluluklarıyla iletişim kurmaya ve devletlerin organize gönüllü dönüş süreçlerini desteklemeye devam edeceklerini kaydediyor.
Öztürk ise ‘git ve gör’ uygulamasının, gönüllü geri dönüş kararlarını pekiştireceğini değerlendiriyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – FUNDANUR ÖZTÜRK