Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) öncülüğündeki rejim karşıtlarının Şam’ı ele geçirmesiyle Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin yankıları sürüyor.
Esad yönetimine ait gizli hapishaneler, işkence odaları ve binlerce kayıp kişinin izine ulaşma çabaları da devam ediyor.
Britanya’nın tanınmış gazetelerinden Guardian, en az 130 bin kişiden haber alınamadığını söylüyor. Sivil savunma ağı Beyaz Baretliler’in yardımcı yöneticisi Faruk Habib ise Alman medya kuruluşu ZDF’ye yaptığı açıklamada kayıp kişi sayısının 200 bini bulduğunu aktarıyor.
Habib, rejim tarafından takip edilen, kaçırılan ya da hapse atılan kişilerin çok azının hayatta kaldığını belirterek kurtarma çalışmaları için gizli hapishaneleri aramaya devam ettiklerini söylüyor.
Guardian, Suriye’de işkence altında hayatını kaybeden aktivist Mazen Hamada için dün Şam’da düzenlenen cenaze törenine katılanlarla da görüştü.
1977’de Deyrizor’da doğan Hamada, rejim karşıtı protestolara katıldığı için 2012’de en az 1,5 yıl hapse mahkum edilmişti. Hamada, uluslararası insan hakları kuruluşlarının baskısı ve çeşitli diplomatik girişimler sonucunda serbest bırakılmıştı.
Hamada, daha sonra Hollanda’ya sığınarak rejim karşıtı eylemlerini sürdürmüştü. 2020’de Esad’ın “af ilanı” sözüne güvenerek Suriye’ye dönen aktivistten bir daha haber alınamamıştı.
Rejimin düşmesinin ardından Hamada’nın cesedi, Sednaya Hapishanesi’nde bulunmuştu. Aktivistin vücudunda ağır işkence izleri görülmüştü.
Hamada’nın cenaze törenine katılan 18 yaşındaki Şahed Baraki, babası Usame’nin bir trafik kontrol noktasında 2012’de askerler tarafından kaçırıldığını söylüyor. Şahed, çocuk doktoru olan babasının rejim karşıtı protestolara katılan eylemcilere ilaç götürdüğü için yakalandığını belirterek ekliyor:
“Rejim bize yıllar sonra onun öldüğünü söyledi ama naaşını hiç göremedik. Neler yaşandığını halen bilmiyoruz. Böbrek hastasıydı, onu ölüme terk ettiklerini düşünüyoruz.”
Sedanya’da işkence gören bazı kişilerin cesetleri Şam’daki askeri hastanenin morgundan çıkmıştı. Morg çalışanlarından Dr. Ahmed Abdullah, CNN’e şunları söylüyor:
“Bu rejimin suçudur, insanlara böyle işkence ettiler. Ortaçağ’da bile böyle işkence yapılmıyordu.”
Diğer yandan eski Deyrizor Valisi Semir Osman Eş-Şeyh’in, ABD’de işkence suçlamasıyla yargılanacağı bildiriliyor. New York Times’ın (NYT) aktardığına göre, Kaliforniya’daki Los Angeles Federal Mahkemesi’nde hazırlanan iddianamede, Şeyh’in 2005-2008’de müdürü olduğu Adra Hapishanesi’nde tutulan kişilere işkence emri verdiği ve bu işkencelere bizzat katıldığı savunuluyor.
Savcı Martin Estrada, pazartesi günü yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu iddianamede yer alan ağır insan hakları ihlalleri ürkütücü boyutta.”
Esad’ın 2011’de göreve atadığı 72 yaşındaki eski vali, 2020’den bu yana Los Angeles’ta ikamet ediyordu. ABD vatandaşlığına geçmek için yaptığı başvuruda yanlış bilgiler verdiği gerekçesiyle 2023’te hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Şeyh, temmuzda Los Angeles’ta yakalanmıştı.
Pazartesi günü savcılar, iki üst düzey Suriyeli istihbarat yetkilisi hakkında savaş suçu işledikleri iddiasıyla hukuki işlem başlattı.
Savcılar, Cemil Hasan ve Abdulselim Mahmud’un iç savaşta Suriye’deki bir hapishaneyi yönettiğini ileri sürüyor. NYT’nin aktardığına göre Hasan, Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü’nün başındaydı, Mahmud ise aynı birimde tuğgeneral olarak görev yapıyordu. Şüphelilerin nerede olduğu henüz tespit edilemedi.