YSK İstanbul seçimlerinin 23 Haziran’da yenileceği kararını açıklamasından saatler önce, avukatlarının Abdullah Öcalan ile görüşmesine izin verildiğinin duyurulması ve Kuzey Suriye’de SDG ile görüşüldüğü iddiaları ortaya atıldı.
Bunun üzerine “Kürtlerle yeni bir çözüm süreci başlıyor ve HDP seçmeni oyunun rengini AKP’den yana değiştirecek” iddialarına yanıt HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’den geldi.Temelli, partisinin Grup Toplantısı’nda, “Dün ne yaptıysak yarın da onu yapacağız” diyerek bu iddiaların altının boş olduğunu ortaya koydu.
“HDP üzerinden manipülasyona gerek yok” açıklamasında bulunan Temelli, “31 Mart’ta bir strateji ortaya koyduk, siyasetin kulvarını değiştirdik. Üç tane belediye için yapmadık bunu. Türkiye’nin özlemini duyduğu barışın önünü açmak için mücadele ettik. Dün ne yaptıysak yarın da onu yapacağız” sözleriyle kurgulanmak istenen planı da boşa çıkarmış oldu.
YSK’yı ‘Yüksek Sahtekarlık Kurulu’ olarak tanımlayan Temelli, Kanun Hükmünde Kararname’li (KHK) olarak seçilen adayların mazbataların verilmemesini de, “Gasp edilen halk iradesi ve geleceğidir, bu iradeyi onlara teslim etmeyeceğiz” sözleriyle eleştirdi.
Temelli’nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“Nerede bir haksızlık, hukuksuzluk varsa HDP orada olacak. Bizim ne yapacağımızla vakit harcamayın, esas siz ne yapacaksınız? Demokrasi mücadelesi bazı hukuksuzluklara sırt çevirip bazı hukuksuzluklara karşı çıkarak olmaz. Muş, Malazgirt çalınırken, Şırnak’ta garnizon sandığa giderken ne yaptınız? Demokrasi mücadelesi tutarlılık ve kararlılık ister. Bakın bu kadar adaletsizlik mutlak tecride sessiz kalmanın bir bedelidir. Esas bu tecride karşı siz ne yapacaksınız?
Anneler, beyaz tülbentleriyle cezaevlerinin önünde bu ülkenin çocukları ölmesin diye onurlu bir barış mücadelesi veriyorlar. O annelere saldıranlara karşı sesinizi yükseltmelisiniz. Eğer bugün bu zulme dur demezsek, yarın çok geç olacak. Sayın Öcalan’la avukatların yaptığı görüşme gecikmiştir, eksiktir ama hukuki anlamda olumlu bir adımdır.
Fakat bunun burada kalmaması, yasal güvenceye kavuşturulması, düzenli hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin umudu bir kez daha söndürülmemelidir. Toprak bütünlüğünün korunarak Suriye halklarının kendi geleceğini var edebileceği bir süreci oluşturabiliriz. Savaş çığırtkanlığı yaparak değil karşılıklı hassasiyetleri önemseyerek Suriye’nin demokratik çözümüne katkı sunabiliriz.
Geçenlerde diyor ki; “bugüne kadar konuşmadım hep sustum”. Sen hep sus. Seni mutlaka susturacağız. İstedikleri kadar bağırıp çağırsınlar bu ülke mutlaka demokratikleşecek.”