İstanbul’da yeşilin kalmadığı itirafında bulunan Erdoğan, “Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Şehircilik Şurası’nda konuştu.
Erdoğan, önceki gün tanıtımını yaptığı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni projesine tepki gösteren Mimarlar Odası’na çıkışan Erdoğan, “Nereye müracaat ederseniz edin, ne kadar çırpınırsanız çırpının 2019 o opera binasının bittiği yıl olacaktır. Böyle yapa yapa 10 yılımızı yediniz. Artık daha size tahammül yok. Bedeli ne ise yapacağız” diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Zihinsel yozlaşmanın menfi etkisini en çok çarpık şehirleşmede görüyoruz. Belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak da önümde bir tespit var. İstanbul’un şehirleşme tarihi ile alakalı, 4. yüzyıl ve 6. yüzyılda İtalyan mimarın İstanbul’a bakışını görüyorum. Kaçak yapılaşma ve gecekondu gibi noktasal bazı durumları görüyorsunuz. Süre geçtikçe, 94’te belediye başkanı olduğumda, göreve geldiğimde ne yazık ki, İstanbul’daki gecekondu sayısı 640 bindi. İstanbul’un nüfusu da o zaman 8 milyondu. Görevi bıraktığımda gecekondu sayısı 110 bine düşmüş, bunların içinde kaçak yapılaşma da ayrıca var. O günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma ve gerek kaçak yapılaşma devam ediyor. Az önce şehrin mimaride ruhunu okumanın, gönülle ilişkili olduğunu okuduk.
Yahya Kemal “İnsan bir yere yerleşeceği zaman, önce mescidini yapar, yanına hamamını kondurur sonra da mezarını seçerdi. Böylece toprak imana gelirdi” diyor. Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz. İstanbul’da da selviyi bulacaksan Karacaahmet Mezarlığı’nda bulursunuz. Onun dışında bulamazsınız. Bizim kültürümüzde şehirler böyle kurulur.
CAMİ MAKETİYLE KÜRSÜYE ÇIKTI
Önümde cami, mescid, onun önünde de kuşların evi var. Acaba şu anda kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? O kuşlar nerede barınacağını, nerede yiyeceğini, nerede içeceğini gayet iyi biliyor. Bizler başta olmak üzere tüm belediyelere çok büyük işler düşüyor.
Medeniyetimizin tüm şehirleri insanı, fıtratı, aşkın olanı merkeze alan mekanları inşa ediyor.
Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton… Orada ruh yok, huzur yok.
Üzerinde oturduğumuz binlerce yıllık birikim tüm hoyratlığımıza rağmen münbittir.
İstanbul’da yeşilin kalmadığı itirafında bulunan Erdoğan, “Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Şehircilik Şurası’nda konuştu.
Erdoğan, önceki gün tanıtımını yaptığı Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni projesine tepki gösteren Mimarlar Odası’na çıkışan Erdoğan, “Nereye müracaat ederseniz edin, ne kadar çırpınırsanız çırpının 2019 o opera binasının bittiği yıl olacaktır. Böyle yapa yapa 10 yılımızı yediniz. Artık daha size tahammül yok. Bedeli ne ise yapacağız” diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Zihinsel yozlaşmanın menfi etkisini en çok çarpık şehirleşmede görüyoruz. Belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak da önümde bir tespit var. İstanbul’un şehirleşme tarihi ile alakalı, 4. yüzyıl ve 6. yüzyılda İtalyan mimarın İstanbul’a bakışını görüyorum. Kaçak yapılaşma ve gecekondu gibi noktasal bazı durumları görüyorsunuz. Süre geçtikçe, 94’te belediye başkanı olduğumda, göreve geldiğimde ne yazık ki, İstanbul’daki gecekondu sayısı 640 bindi. İstanbul’un nüfusu da o zaman 8 milyondu. Görevi bıraktığımda gecekondu sayısı 110 bine düşmüş, bunların içinde kaçak yapılaşma da ayrıca var. O günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma ve gerek kaçak yapılaşma devam ediyor. Az önce şehrin mimaride ruhunu okumanın, gönülle ilişkili olduğunu okuduk.
Yahya Kemal “İnsan bir yere yerleşeceği zaman, önce mescidini yapar, yanına hamamını kondurur sonra da mezarını seçerdi. Böylece toprak imana gelirdi” diyor. Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz. İstanbul’da da selviyi bulacaksan Karacaahmet Mezarlığı’nda bulursunuz. Onun dışında bulamazsınız. Bizim kültürümüzde şehirler böyle kurulur.
CAMİ MAKETİYLE KÜRSÜYE ÇIKTI
Önümde cami, mescid, onun önünde de kuşların evi var. Acaba şu anda kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? O kuşlar nerede barınacağını, nerede yiyeceğini, nerede içeceğini gayet iyi biliyor. Bizler başta olmak üzere tüm belediyelere çok büyük işler düşüyor.
Medeniyetimizin tüm şehirleri insanı, fıtratı, aşkın olanı merkeze alan mekanları inşa ediyor.
Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton… Orada ruh yok, huzur yok.
Üzerinde oturduğumuz binlerce yıllık birikim tüm hoyratlığımıza rağmen münbittir.