Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bana Öcalan’ın yerine geçme teklifi yapıldı” ifadeleri üzerine konu hakkında detaylı açıklamada bulundu. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın kendisiyle görüşmek istediğini söyleyen Demirtaş, “Benim böyle bir oyunun parçası olmam mümkün değildi” ifadeleriyle teklifi reddettiğini anlattı.
Kobane Davası’nın dün görülen duruşmasında konuşan Demirtaş, çözüm sürecinin devam ettiği ve heyetlerin İmralı’ya gidip geldiği dönemde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın kendisiyle görüşmek istediğini, kendisinin ise kabul etmediğini söyledi. Bunun üzerine konunun İmralı’da Öcalan’a iletilerek kendisi aleyhine tartışma yaratıldığını belirten Demirtaş “Bizden geri adım ve teslimiyet beklemesinler. Bana Öcalan’ın yerine geçme teklifi yapıldı. Benden küçük bir Öcalan çıkarmaya çalıştılar. Biz biziz, Öcalan Öcalan’dır. Öcalan’ın Ortadoğu siyasetini etkileyecek gücü ve misyonu var. Biz de halkın siyasi temsilcileri olarak parlamentoda çözüm aktörüyüz” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, bu ifadeleriyle ilgili Halk TV Ankara Temsilcisi Özlem Akarsu Çelik’in sorularını yanıtladı.
“SİYASETEN DE AHLAKEN DE UYGUNSUZ BİR TEKLİFTİ”
“MİT Müsteşarı Hakan Fidan sizinle hangi tarihte görüşmek istedi? Bu görüşmede size, Öcalan’ın yerine geçme teklifi mi yapılacaktı? Görüşme talebini niçin reddettiniz?” sorusuna yanıt veren Demirtaş, konuşmasının basına yansıyan haline dair, “Aslında tüm bu soruların yanıtlarını, dünkü duruşmadaki savunmamda detaylarıyla anlattım. Ancak ne yazık ki, savunmamın basına yansıyan kısımları son derece eksik ve yetersiz oldu” dedi.
Söz konusu görüşme talebinin detaylarına dair bilgi veren Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
Sözünü ettiğim görüşme talebi, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder aracılığıyla bana iletilmişti. Hatırlarsınız, o dönem Çözüm Süreciydi ve İmralı Heyeti, Hükümet yetkilileri ve MİT Müsteşarı ile sık sık bir araya geliyordu.
Siyaseten de ahlaken de uygunsuz bir teklifti. Dolayısıyla zaten Öcalan ile açık bir görüşme trafiği sürerken beni öne çıkarma anlamına gelebilecek böylesi bir girişimi hiç düşünmeden reddettim.
Bu girişim, Çözüm Sürecini sabote etmekten başka hiçbir işe yaramazdı ve görüştüğünüz muhataplarınıza karşı samimiyetsizlik, ikiyüzlülük anlamına gelirdi. Benim böyle bir oyunun parçası olmam mümkün değildi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDE, ÖCALAN’IN YERİNE ROL ALMAKTAN SÖZ EDİYORUM”
Demirtaş’ın, konu hakkındaki diğer sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle:
Demokratik siyasetteki bir lider nasıl silahlı örgütün başına geçebilir? Siz kabul etseydiniz bile Öcalan ve Kandil buna nasıl ikna edilecekti?
PKK liderliği teklifinden söz etmiyorum elbette, bu çok absürt olurdu tabii ki. Çözüm Sürecinde, muhataplık açısından Öcalan’ın yerine rol almaktan söz ediyorum. Yoksa benim silahlı bir örgütün liderliğini, yöneticiliğini yapmam teklifi değildi.
Altı yıldır bir cezaevi hücresinden etkili bir siyasetçi olmayı sürdürüyorsunuz. Benzer teklifler cezaevindeyken de yapıldı mı?
Cezaevinde olduğum ilk günden bugüne kadar hiçbir devlet yetkilisiyle doğrudan veya dolaylı hiçbir temasım, mesajlaşmam ya da iletişimim olmadı. Bunu kesin ve net olarak herkesin bilmesi lazım.
Öcalan ile görüşme talebiyle yaptığınız başvuruya olumlu yanıt alırsanız kendisine ne diyeceksiniz?
Bütün bu olup biten gelişmeleri değerlendirip kendisini dinlemeyi ve kendi görüşlerimi onunla paylaşmayı düşünüyorum.
Tabii ki böyle bir görüşme imkânı verilirse şartlarımdan biri olarak, mutlaka hücre arkadaşım Adnan Selçuk Mızraklı’nın gözlemci olarak hazır bulunmasını isteyeceğim. Nihayetinde tarihe mal olacak bir görüşmeyi tek başıma yaparak manipülasyonlara açık hale getirmem söz konusu olamaz.
İzin verirler mi emin değilim ama umarım bu görüşme gerçekleşir ve diyaloğu öne çıkararak çatışma seçeneğinin bertaraf edilmesine katkı sunabiliriz.
Özgür günlerde görüşmek dileğiyle selamlarla, sevgiyle.