Dünyanın birçok ülkesinde geniş çaplı araştırmalar devam etse de, Alzheimer hastalığının henüz kesin bir tedavisi yok.
Sadece erken teşhis ve ilaçlarla hem hastalığı geciktirmek hem de hastaya daha iyi bir yaşam olanağı sunmak mümkün.
Hastalık, beyinde bazı maddelerin birikmesiyle birden fazla bilişsel alanın bozulması sonucunda kişinin günlük yaşam aktivitelerinin gün geçtikçe daha fazla engellendiği, kalıcı ve ilerleyici bir hastalık olarak biliniyor.
İndigo’da yer alan habere göre, bunama vakalarının yüzde 60-80’inini oluşturan Alzheimer, genellikle 65 yaş civarında başlıyor ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artıyor. Hastaların 3’te 2’sini kadınlar oluştururken şu anda dünya genelinde 47 milyon Azheimerlı hasta var. 2030’da 76 milyon, 2050’de ise nüfus artışıyla birlikte 135.5 milyon hasta olması bekleniyor.
Türkiye’de ise yaklaşık 1 milyon demans hastası, 600 bin civarında da Alzheimer hastası bulunuyor. 65 yaşın altında ise yaklaşık 30-40 bin demans hastası var. 2015 yılında bu hastalığın dünyadaki maliyeti 220 milyar dolar iken, 2050’de 1.1 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor.
Yaş, aile hikayesi ve kalıtım Alzheimer için değiştirilemeyen risk faktörleri arasında yer alıyor. Eğer kişi ebeveyninden “APOE-e4” risk genini alırsa Alzheimer riski artıyor ancak bu kesin hasta olacak anlamına gelmiyor.
Bu hastalarda semptomlar genellikle 60 yaş öncesi, 30-40 yaş aralığında bile ortaya çıkabiliyor.