Anne sütü, yeni doğanlar için en ideal besin kaynağı olarak kabul ediliyor: Bebeği besinlerle donatıyor, enfeksiyonlara karşı koruyor ve hatta içeriği bebeğin bireysel ihtiyaçlarına göre değişebiliyor.
Dünya Emzirme Haftası kapsamında, Dünya Emzirme İttifakı (WABA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), anne sütünün bu özelliklerine yeniden dikkat çekti.
Ancak yalnızca bebekler değil, anneler de emzirmenin faydalarından yararlanıyor. Emzirmenin kadın sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. En somut örneklerden biri meme kanseri riski: Bir kadın ne kadar uzun süre emzirirse, koruyucu etkisi o kadar artıyor.
Ulusal Emzirme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Regina Ensenauer, “Bazı araştırmalar, emziren kadınların meme kanserine daha az yakalandığını gösterdi,” diyor.
Prof. Ensenauer, Karlsruhe’deki Max Rubner Enstitüsü’ne bağlı Çocuk Beslenme Enstitüsü’nün başkanlığını yürütüyor. Ulusal Emzirme Komisyonu da bu enstitü bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Bu bilgi yeni değil. Emzirme, Avrupa Kanserle Mücadele Kodeksi’nde de açıkça öneriliyor. 2002 yılında yayımlanan ve 47 çalışmayı kapsayan bir meta-analize göre, bir kadının her emzirme yılı başına meme kanseri riski yüzde 4,3 oranında azalıyor.
Emzirmede hormonal değişiklikler etkili olabilir
Araştırmacılar, bu koruyucu etkinin altında yatan biyolojik mekanizmaları hâlâ tam olarak anlamaya çalışıyor. Regina Ensenauer da bu ilişkilerin henüz netleşmediğini vurguluyor.
Olası açıklamalardan biri şu: Emzirme döneminde birçok kadında hormonal değişiklikler meydana geliyor. Bu durum, doğum sonrası regl döngüsünün başlamasını geciktiriyor. Böylece kadın vücudu, meme kanseri hücrelerinin büyümesini tetikleyebilecek östrojen ve progesteron gibi hormonlara daha az maruz kalıyor.
Ayrıca hamilelik ve emzirme sırasında meme dokusunda da değişimler meydana geliyor. Araştırmacılar, bu süreçte bazı kanserojen maddelerin süt bezleri yoluyla vücuttan atılabileceğini düşünüyor. Klinik bir çalışmada, anne sütünde bazı kanser hücrelerini yok edebilen bir bileşene de rastlandı.
Başka kanser riskleri de azalabilir
Emzirmenin olumlu etkisi yalnızca meme kanseriyle sınırlı değil. Yapılan bazı araştırmalar, emzirmenin yumurtalık ve rahim kanseri ile tip 2 diyabet riskini de azaltabileceğini gösteriyor.
Bu etkilerin, gebelik ve emzirme sürecindeki hormonal ve hücresel değişimlerle bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Prof. Ensenauer yine de temkinli: “Bu konuda net konuşmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”
Emzirmeden bağımsız korunma yolları da var
Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın kanser türlerinden biri. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC) verilerine göre, dünya genelinde her 20 kadından biri hayatı boyunca bu hastalığa yakalanıyor.
Ancak her kadın emziremeyebilir ya da emzirmeyi tercih etmeyebilir. Ayrıca çocuğu olmayan kadınlar da meme kanseri riskini azaltmak için aktif önlemler alabilir. Emzirme, koruyucu bir etki sağlasa da tek korunma yöntemi değildir.
Almanya Kanser Araştırma Merkezi (DKFZ), meme kanserini önlemeye yönelik şu önerilerde bulunuyor:
· Haftada 3 ila 5 saat tempolu yürüyüş gibi düzenli fiziksel aktivite
· Menopoz sonrası dönemde normal kiloyu korumak veya fazla kiloyu azaltmak
· Alkol tüketimini bırakmak veya en aza indirmek
· Sigara içmemek
· Mümkünse hormon replasman tedavisinden kaçınmak
· Tip 2 diyabeti sağlıklı beslenme ve kilo kontrolüyle önlemek veya mevcut diyabeti uygun şekilde tedavi etmek
· Dengeli bir diyet uygulamak: Bol meyve, sebze, lif tüketmek; yağ ve kırmızı et tüketimini sınırlamak
DKFZ’ye göre, bu önlemler sayesinde menopoz sonrası ortaya çıkan her üç meme kanseri vakasından biri önlenebilir.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE