Ankara’da lösemi tedavisi gören 23 yaşındaki Emirhan Gültekin, üç ay önce yaşamını yitirdi. Anne Sevim Gültekin, oğlunun iki doktorun yanlış tedavisi sonrası yaşamını yitirdiğini öne sürerek ‘‘Hatalar silsilesi oğlumu hayattan kopardı. Sorumlular cezalandırılmalı’’ dedi.
Yaşayan ölüyüm
BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre, Hakkari’de yaşadıkları sırada oğluna lösemi teşhisi konulduğunu ve tedavisi için bir süre Ankara’da yaşadıklarını anlatan anne Gültekin, ‘‘Yaşayan bir ölüyüm’’ diyerek yaşadıklarını anlattı. Anne ‘‘Oğlum tedavi olurken bağırsakla mesane arasında küçük apse olduğu söylendi. Bunun nedeni de enfeksiyonmuş, ‘Tek şansın ameliyat ancak bu ameliyat tehlikeli’ dediler. Ameliyat olmasını istemedim ama oğlum ‘Anne bu benim son şansım. Ameliyatı olmalıyım’ dedi. Genel cerrah ekibi vardı, onlar ‘Biz bu ameliyatı yapamayız çok riskli, tehlikeli’ dediler. Ameliyatı farklı bir ekip yaptı’’ dedi.
Oğlunun lösemi tedavisinin ilk başlarında hastaneye bile yatırılmadığını, sadece kemoterapi ve akıllı ilaç tedavisi aldığını ancak bu ameliyatın ardından kötüleşmeye başladığını söyleyen anne Gültekin, şu iddialarda bulundu: ‘‘Durumu, değerleri gayet iyiydi. Ameliyat iyi geçmişti. Bana dediler ki ‘Dikişleri iyi. İyileşiyor, banyo ve yürüyüş yapabilir. 10 güne dikişlerini alacağız.’ Sonda çekildikten sonra ameliyat yerinden su gelmeye başladı. Örnek aldılar, laboratuvara gönderdiler. Bana ‘ameliyat apsesi’ dediler. 20 gün öylece oğlumu izlediler. Çocuğun ameliyat yerinden çeşme gibi idrar akıyordu. Doktora dedim ki ‘Çocuğumun mesanesini mi deldin? Neden böyle? Bak bu idrar’ dedim. 20 günün sonunda çocuğun artık dikişleri enfeksiyon olmaya başladı. Ondan sonra bir sürü şeyler yapıldı ama durduramadılar. Sonda çekildikten sonra mesaneyi deldikleri ortaya çıktı. Bu durumu epikrizlere girmediler. Bunu onlar da biliyordu. Sonra ameliyat eden doktor gelip dedi ki ‘40 dakikalık bir işlem var. Yoğun bakıma almayacağım, Yarasını temizleyeceğiz.’ 40 dakikalık dedikleri işlemden sonra oğlum tekrar yoğun bakıma alındı. Çocuğumu ameliyathane kadar el sallayarak götürdüm. 40 dakika dedikleri işlem 2 saat sürdü. Telaşlandım. ‘Oğlum nerede?’ diye sordum. Bana dediler ki ‘Oğlun entübe, yoğun bakıma alındı.’ O işleme almadan önce oğlumun göğsünde hırıltısı vardı, doktora bunu söylemiştim, buna rağmen operasyona aldılar. Oğlum bu ameliyattan sonra da kendine geldi. Bu kez de göz şişmeye başladı. Enfeksiyon dediler. Lösemide enfeksiyon olursa kötüye işaret demek. 20 gün de böyle geçti. Sonra kulak burun boğaza götürdüler. Orada kara mantar olduğu çıktı. İlaç başladı, ondan sonra da bağırsağı tıkandı.’’
”İyileşeceğim’ derdi”
Bağırsak tıkanıklığının tedavisinin ardından oğlunun düzeldiğini ve yemek yemeye başladığını anlatan anne ‘‘Ölmeden bir gün önce tuvalete çıkmamıştı. Tekrardan bağırsağı mı tıkandı diye doktorlara sordum. ‘Müdahale edemeyiz’ dediler. Nabzı yükseliyordu, nefesi daralıyordu. Oğlum bana hep ‘İyileşeceğim anne. Bak göreceksin, ben bunu da atlatacağım’ derdi. O akşam müdahale edilmediği için kalp krizi geçirdi ve oğlumu kaybettim. Şikâyetçi oldum, dosyanın soruşturma aşamasında olduğu söyleniyor. Oğlumun fotoğraflarına bile bakamıyorum’’ diye gözyaşı döktü.