Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü, uzun süredir hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunun gündeminde. Basına ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, medya üzerindeki iktidar kontrolü ve dijital mecralarda artan sansür uluslararası insan hakları kuruluşlarının hazırladığı raporların konularından birisi olmaya devam ediyor.
Evrensel’in derlediği habere göre uluslararası raporlar, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün giderek daraldığını, gazetecilerin sistematik olarak hedef alındığını ve bağımsız medyanın zayıflatıldığını söylüyor.
RSF: YARGIÇLAR HÜKÜMETİN EMRİNİ YERİNE GETİRİYOR
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2024 dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye’yi 180 ülke arasında 159. sıraya yerleştirdi. RSF’nin ülke değerlendirmesinde, “Ulusal medyanın yüzde 90’ı artık hükümetin kontrolü altında” ifadesi kullanılıyor.
2023 seçimlerinin ardından, “Şiddet ve kitlesel tutuklamalar, mitingleri ve protestoları haber yapan medya profesyonellerini bastırmak için en çok kullanılan taktikler haline geldi” cümlesiyle basın üzerindeki artan baskıyı tanımlıyor.
Özellikle çevrim içi sansürün “neredeyse sistematik” hâle geldiğini ve iktidarın çizgisini sahiplenmeyen yayın organlarına karşı keyfi davaların sürdüğünü belirten RSF, iktidarın basın ve ifade özgürlüğüne karşı adımlarının “Yargı sisteminin sömürülmesi” ve “siyasi kayırmacılık” ile sonuçlandığını da raporunda belirtiyor.
İktidarı eleştiren gazetecilerin ve kurumların basın kartı edinememesi gibi ayrımcı uygulamaların olağanlaştığı vurgulanan raporda, “Hükümetin emirlerini yerine getiren yargıçlar, yolsuzluk ve diğer hassas konuları ele alan çevrim içi makaleleri sansürleyerek demokratik tartışmayı sınırlamaya çalışıyor” ifadelerini kaydediliyor.
Ekonomik baskılar da basın ve ifade özgürlüğünü sınırlayan ve otosansüre zemin hazırlayan etkenlerden birisi. Rapora göre, hükümet ve hükümetle ittifak kuran şirketler, reklamları ve sübvansiyonları medya kuruluşlarına aktararak, Basın İlan Kurumu (BİK) ise muhalif gazetelere reklam ambargosu uygulayarak, RTÜK de astronomik para cezaları vererek muhalif televizyon kanallarının mali açıdan zayıflamasına yönelik araçlar olarak kullanılıyor.
FREEDOM HOUSE’A GÖRE TÜRKİYE’NİN KATEGORİSİ “ÖZGÜR DEĞİL”
Freedom House’un raporuna göre Türkiye, “özgür değil” kategorisinde yer alıyor. Ülkenin basın özgürlüğü skoru ise 100 üzerinden 33.
Raporda, “Hükümet yanlısı medya, kamuoyunu şekillendirmek için araç olarak kullanılıyor. Sosyal medya kullanıcıları bile paylaşımları nedeniyle yargılanma riskiyle karşı karşıya” ifadeleri yer alıyor.
Freedom House, 2024 yılındaki raporunda Türkiye’yi, iktidarın seçim kazanmak için sistematik olarak hile ve baskıya başvurduğu, medyanın hükümetin yolsuzlukları yerine muhalefetin adil olmayan bir seçimi kaybetmesini diline doladığı bir ülke olarak değerlendiriyor.
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ TEHDİT ALTINDA
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’ye dair 2024 raporunda ifade özgürlüğünün “Ciddi şekilde tehdit altında” olduğunu belirtiyor. Raporda, “Barışçıl gösterilere katılanlar polis şiddetine maruz kalmakta, ifade ve örgütlenme özgürlükleri sistematik olarak kısıtlanmaktadır” ifadeleri yer alıyor.
Kurum ayrıca, gazeteciler ve insan hakları savunucularının “terörle mücadele yasaları” kapsamında keyfi biçimde yargılandığını, bağımsız yargının bu süreci denetleyemediğini ifade ediyor.
2024 yılı boyunca en az 57 gazetecinin gözaltına alındığı, 36’sının hapis veya para cezasına çarptırıldığı belirtildi. Çok sayıda internet sitesine ve habere erişim engeli getirildiğine de yer verilen raporda şu ifadeler yer alıyor: “Türkiye’de internet özgürlüğü zarar görmeye devam ediyor. AKP, sansür ve gözetimi artıran ve çevrim içi söylemi suç haline getiren çeşitli yasaları yürürlüğe koydu. Trol ağları hükümet yanlısı dezenformasyonu yaymaya devam ederken gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları paylaşımları nedeniyle hukuki suçlamalarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise, Türkiye’yi ifade özgürlüğü davalarında en çok mahkum edilen ülkelerden biri olarak tanımlıyor. Avrupa Konseyinin Gazetecilik Güvenliği Platformu ise Türkiye’yi “Gazeteciler için en riskli ülkelerden biri” olarak tanımlıyor.