Ali Koç’tan dikkat çeken çıkış…
Kendini iktidar çizgisinde tanımlamayanların, daha genel bir tanımla, muhalefette konuşlananların tehdit algısı üst seviyelerde. Bu muhalefeti açık bir dille ifade edenlerse, iktidarın çeşitli cezalandırma mekanizmaları ile karşı karşıya kalıyor.
Yargı bu yöntemlerin en sık kullanılanı. Ancak işini kaybetme, sosyal hayattan dışlanma, marjinalleştirilme ise politik aygıtın diğer cezalandırma aparatları.
Bunun sonucunda ise toplumdaki ayrışma ve mutsuzluk, tarafların birbirinden tamamen soyutlanmasını ve başka yaşam tarzları yokmuş gibi bir yaşam tarzını benimsemesini de beraberinde getiriyor.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan adayı Ali Koç, da tam olarak bu soruna işaret ediyor.
50 yaşındaki olduğunu söyleyen Koç, “Ülkemde hiç bu kadar ayrışmayı görmedim. Ülke karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş durumda” dedi.
Sputnik’in haberine göre Ali Koç, YGA Zirvesi’nde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Sizin içinizde o kadar değişik tarzdan, eğitimden, disiplinden gelen insan var. Ama yek vücut olarak da aynı kültür aynı değerler ve aynı hedefler üzerinde birleşmişsiniz. Atatürk ne diyor? ‘Bütün ümidim gençliktedir.’ Bu da doğru. Bugün de öyle olacak, yüzyıllar sonra da öyle olacak. Çünkü bir kurumu, bir partiyi, bir futbol takımını, bir aileyi farklılaştıran içindeki insan sermayesi, kalitesi, yapısı. Dolayısıyla bizim insan kalitemiz, sermayemiz ne kadar iyi olursa ülkemiz de o kadar ileri gidecek.”
Koç, hayatı boyunca böyle bir ayrışma görmediğini aktardıktan sonra, kendisini dinleyenlere yönelik, “Siz bu ülkenin çimentosusunuz” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin ‘milli değerlerinin çok olmadığını’ savunan Koç, şöyle devam etti:
“Yani hangi kesimden gelirseniz gelin altına imza atabileceğimiz değerlerimiz ne yazık ki az. Ne gibi değerlerden bahsediyorum= Türkiye’nin yazılım konusunda ilk 10 ülkeden biri olması veya dünyada sahilleri denizleri en güzel ülke olması, kişi başına düşen ağaç sayısı, 2023 hedefleri gibi dünyanın en önemli ekonomisinden biri olmak gibi hedeflerimiz çok az. Dolayısıyla bizi ayrıştırmak çok kolay.”