Türkiye’de rejim değişikliği ile Başkanlık sistemine geçilmesinin ardından, hemen her gün yeni bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlanıyor.
Bunlardan sonuncusu da, Türkiye vatandaşı olmak isteyen yabancıların bunun için daha önce ödemeleri gereken 2 milyon dolarlık bedelin 500 bin dolara düşürülmesi oldu.
Ek olarak, yine vatandaşlık için sahip olunması gereken 1 milyon dolarlık gayrimenkul bedeli de 250 bin dolara indirildi. Değişiklik bununla da sınırlı kalmadı, yatırım yaparak istihdam sağlayan kişilerin vatandaşlık hakkı kazanabilmesi için 100 işçi çalıştırma zorunluluğu da yarı yarıya düşürüldü.
Resmi Gazete’de gece yarısından sonra yayımlanan kararnameye tepki gösteren Sözcü Gazetesi yazarı Can Ataklı, “Türkiye’yi hangi gerekçe ile bu kadar ucuzlattınız” başlıklı yazısında, İngiltere’de vatandaşlık için bankaya 2 milyon sterlin yatırılması gerektiğini ve yetkililerin daha sonra durumu incelediğini hatırlattı.
KKTC’de ise, bankalarda 2.5 milyon euro hesap bulunması vatandaşlık için ön şart. Ataklı, “Burada merak ettiğim konu şu; “Ne oldu da iktidarımız vatandaş olma koşullarını eskiye oranla hayli ucuzlattı” diye sordu ve ekledi:
“Türk vatandaşlığı neden daha ucuz hale getirildi? Başka ülkelerin insanlarının vatandaş olmasına hangi gerekçelerle ihtiyacımız var ve bunu cazip hale getirmek için Türkiye’yi ucuzlatma kararına varıldı? Türkiye’de her şey pahalanırken, enflasyon artarken, döviz fiyatları yükselirken, vatandaşlığının neden ucuzlatıldığını iktidar sözcülerinin
açıklaması gerek.”
Ataklı, bu konunun ardından Katar emirinin Erdoğan’a hediye ettiği iddia edilen, kimi kaynaklarda 400 kimilerinde 500 milyon dolar değerinde olduğu belirtilen uçakla ilgili de, “Yeni bir uçağa ne ihtiyacınız var” sorusunu yöneltti.
Gazetecilerin hiçbirinin Erdoğan’a, ‘Bu uçağa niye gerek duyuldu’ diye sormadığına dikkat çeken Ataklı, yazısını şöyle sürdürdü:
“Erdoğan uçağına çağırdığı gazetecilere “Katar bu uçağı satışa çıkarmıştı, biz de ilgilendik” diyor ve “hediye edilmesinin” bunun üzerine olduğunu söylüyor. Yani hediye edilmese! zaten alacağız büyük ihtimalle.
O sırada hiçbir gazeteci “Sizin zaten Jumbo’dan da büyük A330 tipi uçağınız var, bu kadar büyük bir başka uçağa neden gerek duydunuz da ilgilendiniz?” diye sormuyor. Sahi, “hediye mi, satın mı alındı, bu krizde uçak mı alınırmış?” türü soruların bir anlamı var mı?
Bence asıl sorulması gerekli olan soru bu.
Ama o seçilmiş gazetecilerden hangisinin yüreği yeter bu soruyu sormaya. Gerçi ellerine verilmemiş bir soruyu da soramazlar ya orası da ayrı.”